SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Enfal Suresi
41.Ayet |
وَاعْلَمُوا أَنَّمَا غَنِمْتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَأَنَّ لِلَّهِ خُمُسَهُ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبَىٰ وَالْيَتَامَىٰ وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ إِنْ كُنْتُمْ آمَنْتُمْ بِاللَّهِ وَمَا أَنْزَلْنَا عَلَىٰ عَبْدِنَا يَوْمَ الْفُرْقَانِ يَوْمَ الْتَقَى الْجَمْعَانِ ۗ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ -41 |
Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Eğer Allah’a; hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, (yani) iki ordunun (Bedir’de) karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize inandıysanız (bunu böyle bilin). Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir. |
Bir de ma´lûmunuz olsun ki ganimet aldığınız her hangi bir şey, mutlaka onun beşte biri Allâh içindir ki Peygambere ve ona karabeti olanlarla yetimler ve miskinler ve yolda kalmışlaradır, eğer siz Allaha iyman etmiş ve o furkan günü, o iki cem´iyyetin çarpıştığı gün kulumuza indirdiklerimize iyman eylemiş iseniz bunu böyle bilin; daha Allah her şeye kadir |
Bilin ki (savaşda) elde ettiğiniz ganimetin beşte biri Allah içindir; Peygamber´e, yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. Eğer Allah´a, hak ile bâtılın birbirinden ayrılıp iyice belirgin hâle geldiği gün, iki ordunun karşılaştığı gün kulumuza indirdiğimiz âyetlere inanıyorsanız (bunu böyle kabul edin). Allah´ın kudreti her şeye yeter. |
Eğer Allah´a ve (hak ile bâtılın) ayrılma gününde, o iki topluluğun karşılaştığı (Bedir) gün(ün)de kulumuz(Muhammed)e indirdiğimiz(âyetler)e inanmışsanız bilin ki aldığınız ganimetlerin beşte biri, Allah´a, Elçisine ve (Allâh´ın Elçisi ile) akrabâlığı bulunan(lar)a, yetimlere, yoksullara ve yolcu(lar)a âittir. Allâh her şeye kâdirdir. |
Ve biliniz ki, muhakkak herhangi bir şeyden edindiğiniz ganîmet malının beşte biri mutlaka Allah Teâlâ içindir. Ve Peygamber içindir ve karabet sahipleriyle, yetimler ve fakirler ve yolcu içindir. Eğer siz Allah Teâlâ´ya ve furkan gününde, o iki cemiyetin karşılaştığı günde kulumuza indirmiş olduğumuza imân etmiş iseniz. Ve Allah Teâlâ herşeye tam manâsıyla kadirdir. |
10 / 181 |
Enfal Suresi
42.Ayet |
إِذْ أَنْتُمْ بِالْعُدْوَةِ الدُّنْيَا وَهُمْ بِالْعُدْوَةِ الْقُصْوَىٰ وَالرَّكْبُ أَسْفَلَ مِنْكُمْ ۚ وَلَوْ تَوَاعَدْتُمْ لَاخْتَلَفْتُمْ فِي الْمِيعَادِ ۙ وَلَٰكِنْ لِيَقْضِيَ اللَّهُ أَمْرًا كَانَ مَفْعُولًا لِيَهْلِكَ مَنْ هَلَكَ عَنْ بَيِّنَةٍ وَيَحْيَىٰ مَنْ حَيَّ عَنْ بَيِّنَةٍ ۗ وَإِنَّ اللَّهَ لَسَمِيعٌ عَلِيمٌ -42 |
Hani siz vadinin (Medine’ye) yakın tarafında; onlar uzak tarafında, kervansa sizin aşağınızdaydı. (Onlar sayıca sizden öylesine fazla idi ki), şâyet buluşmak üzere sözleşmiş olsaydınız (durumu fark edince) sözleşmenizde ayrılığa düşerdiniz (savaşa yanaşmazdınız). Fakat Allah, olacak bir işi (mü’minlerin zaferini) gerçekleştirmek için böyle yaptı ki, ölen açık bir delille ölsün, yaşayan da açık bir delille yaşasın. Şüphesiz Allah, elbette hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
O vakıt ki siz vâdînin beri yamacında idiniz, onlarsa öte yamacında, süvarileri de tam sizden aşağıda idiniz, öyleki onlarla va´dleşmiş olsa idiniz mutlak mîâdda ıhtilâf ederdiniz ve lâkin Allah mukadder bir emri yerine getirmek için o yapılmış idi ki hem helâk olan beyyineden helâk olsun, hem de yaşıyan beyyineden yaşasın ve çünkü Allah her halde semî´dir alîmdir |
Hani bir zaman siz vadinin yakın bir yerinde, onlar da uzak bir ucunda bulunuyordunuz; kervan ise sizden epeyce aşağıda idi; öyle ki, eğer (daha önce) onlarla (savaş konusunda) sözleşmiş olsaydınız, belirlenen vakitte (orada bulunmak hususunda) görüş ayrılığına düşerdiniz. Ama Allah, olacak bir durumu yerine getirmek için (sizi oldubittiyle karşılaştırdı). Tâ ki, mahvolacak olan, açık belgeleri (görüp) mahvolsun; yaşayacak olan da açık belgeleri (görüp öylece) yaşasın. Şüphesiz ki, Allah her şeyi gerektiği gibi işitir ve bilir. |
O gün siz, vâdinin yakın kenarında idiniz, onlar da uzak kenarında idiler. Kervan da sizden daha aşağıda idi. Eğer sözleşmiş olsaydınız dahi, sözleştiğiniz vakitte öyle buluşamazdınız. Fakat Allâh, yapılması gereken bir işi yerine getirmek için (sizi böyle buluşturdu) ki helâk olan, açık delille helâk olsun; yaşayan da açık delille yaşasın. Çünkü Allâh, işitendir, bilendir. |
O vakit ki, siz yakın vadide idiniz, onlar ise uzak vadide idiler. Kervan ise sizden aşağıda idi. Eğer birbirinizle vâdeleşe idiniz, elbette vâde mahallinde ihtilâfa düşerdiniz. Velâkin Allah Teâlâ yapılmış olan bir emri yerine getirmek için (böyle yaptı) tâ ki, helâk olan kimse, apaçık bir delilden helâk olsun ve diri kalan da âşikâr bir delilden diri kalmış olsun ve şüphe yok ki, Allah Teâlâ kemaliyle işiticidir, tamamiyle bilicidir. |
10 / 181 |
Enfal Suresi
43.Ayet |
إِذْ يُرِيكَهُمُ اللَّهُ فِي مَنَامِكَ قَلِيلًا ۖ وَلَوْ أَرَاكَهُمْ كَثِيرًا لَفَشِلْتُمْ وَلَتَنَازَعْتُمْ فِي الْأَمْرِ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ سَلَّمَ ۗ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ -43 |
Hani Allah sana onları uykunda az gösteriyordu. Eğer sana onları çok gösterseydi elbette gevşerdiniz ve o iş hakkında birbirinizle çekişirdiniz. Fakat Allah (sizi bunlardan) kurtardı. Çünkü O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir. |
O vakıt ki Allah sana onları ru´yanda az gösteriyordu, eğer sana onları çok gösterse idi korkacaktınız ve kumandada nizâa düşecektiniz ve lâkin Allah selâmete bağladı, çünkü o bütün sinelerin künhünü bilir |
Hatırla o vakti ki, Allah onları uykunda sana az göstermişti; eğer onları çok gösterseydi korkar ve emr-u kumanda hususunda çekişip tartışırdınız. Ama Allah esenlik verdi de (sizi) kurtardı. Şüphesiz ki O, sinelerde olanı çok iyi bilir. |
Allâh, sana onları uykunda az gösteriyordu. Eğer sana onları çok gösterseydi, çekinirdiniz ve (savaş) iş(in)de çekişirdiniz. Fakat Allâh, (sizi bundan) kurtardı. Doğrusu O, göğüslerin özünü bilir. |
O vakit ki, Allah Teâlâ onları sana rüyânda az gösteriyordu. Ve eğer onları sana çok göstermiş olsaydı elbette korkacak idiniz ve cihad işinde ihtilafa düşerdiniz. Velâkin Allah Teâlâ selâmete erdirdi. Şüphe yok ki o, göğüslerin içinde olanı bihakkın bilicidir. |
10 / 181 |
Enfal Suresi
44.Ayet |
وَإِذْ يُرِيكُمُوهُمْ إِذِ الْتَقَيْتُمْ فِي أَعْيُنِكُمْ قَلِيلًا وَيُقَلِّلُكُمْ فِي أَعْيُنِهِمْ لِيَقْضِيَ اللَّهُ أَمْرًا كَانَ مَفْعُولًا ۗ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ -44 |
Hani karşılaştığınız zaman onları gözlerinize az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu ki Allah, olacak bir işi gerçekleştirsin. Bütün işler Allah’a döndürülür. |
Ve o vakıt ki karşılaştığınız sıra onları sizin gözlerinizde azaltıyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu, çünkü Allah o fi´le çıkarılmış olan emri yerine getirecekti, öyle ya bütün işler Allaha irca´ olunur |
Ve hatırla ki, (olacak bir durumu yerine getirmek için) karşılaştığınızda (Allah) onları gözlerinizde az gösteriyor ve sizi de onların gözünde az gösteriyordu. İşler ancak Allah´a döndürülür. |
Karşılaştığınız zaman onları sizin gözlerinize az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu ki yapılması gereken bir işi yerine getirsin. İşler, hep Allah´a döndürülecektir. |
Ve hani karşı karşıya geldiğiniz zaman onları size gözlerinizde pek az gösteriyordu ve sizleri de onların gözlerinde azaltıyordu. Tâ ki, Allah Teâlâ yapılmış olan bir emri yerine getirsin. Ve bütün işler Allah Teâlâ´ya döndürülür. |
10 / 181 |
Enfal Suresi
45.Ayet |
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا لَقِيتُمْ فِئَةً فَاثْبُتُوا وَاذْكُرُوا اللَّهَ كَثِيرًا لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ -45 |
Ey iman edenler! (Savaş için) bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah’ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz. |
Ey o bütün iyman edenler bir düşman kümesiyle karşılaştığınız vakıt sebat edin ve Allahı çok zikreyleyin ki felâha irebilesiniz |
Ey imân edenler! (savaşmak üzere çıkan) düşman topluluğu ile karşılaştığınız vakit, (korkmayın) sebat edin, Allah´ı çokça anın ki kurtuluşa (ve başarıya) eresiniz. |
Ey inananlar, bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allâh´ı çok anın ki, başarıya erişesiniz. |
Ey imân edenler! Bir tâife ile karşılaştığınız zaman artık sebat ediniz ve Allah Teâlâ´yı zikrediniz. Tâ ki felâh bulasınız. |
10 / 181 |