KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİM 37-Saffat Suresi ne GÖRE AYETLERİ SΙRALAMASâffât Suresi

SURE
AYET NO
ARAPÇA OKUNUŞU DİYANET VAKFI ELMALILI CELAL YILDIRIM  CÜZÜ
SAYFA
37-Saffat Suresi

1.Ayet

Mekke
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالصَّافَّاتِ صَفًّا -1 Vessaffati saffa (1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. Kasem olsun ol kuvvetlere, o saf dizip de duranlara And olsun saf saf dizilenlere. 23 / 445
37-Saffat Suresi

2.Ayet

Mekke
فَالزَّاجِرَاتِ زَجْرًا -2 Fezzacirati zecra (1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. O haykırıp da sürenlere Sürükleyip götürenlere, vazgeçirip alıkoyanlara. 23 / 445
37-Saffat Suresi

3.Ayet

Mekke
فَالتَّالِيَاتِ ذِكْرًا -3 Fettaliyati zikra (1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. Ve o yolda zikr okuyanlara Kitap okuyanlara. 23 / 445
37-Saffat Suresi

4.Ayet

Mekke
إِنَّ إِلَٰهَكُمْ لَوَاحِدٌ -4 İnne ilaheküm le vahıd (1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. Ki ilâhınız birdir sizin Muhakkak sizin Tanrınız Bir´ dir. 23 / 445
37-Saffat Suresi

5.Ayet

Mekke
رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ الْمَشَارِقِ -5 Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma ve rabbül meşarık O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da (Batıların da) Rabbidir. Hep o Göklerin Yerin ve aralarındakilerin rabbı ve bütün meşrıkların rabbı Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin Rabbı´dır; doğuların da Rabbı´dır. 23 / 445
37-Saffat Suresi

6.Ayet

Mekke
إِنَّا زَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِزِينَةٍ الْكَوَاكِبِ -6 İnna zeyyennes semaed dünya bi zınetinil kevakib Biz, en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık. Bakınız biz o Dünya Semayı (o yakın Göğü) bir ziynetle donattık; kevakib. Şüphesiz ki biz Dünya semâsını (veya en yakın semâyı) yıldızlarla süsledik. 23 / 445
37-Saffat Suresi

7.Ayet

Mekke
وَحِفْظًا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍ -7 Ve hıfzam min külli şeytanim marid Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Hem mütemerrid ve her şeytandan koruduk Ve orayı itaatten çıkmış her azgın şeytandan koruduk. 23 / 445
37-Saffat Suresi

8.Ayet

Mekke
لَا يَسَّمَّعُونَ إِلَى الْمَلَإِ الْأَعْلَىٰ وَيُقْذَفُونَ مِنْ كُلِّ جَانِبٍ -8 La yessemmeune ilel meleil a´la ve yukzefune min külli canib (8-9) Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır. Onlar mele-i a´lâyı dinleyemezler, tard için her taraftan sıkıya tutulurlar. Mele-i A´lâ´ya kulak verip dinleyemezler ve her yandan atılıp itilip kovulurlar. 23 / 445
37-Saffat Suresi

9.Ayet

Mekke
دُحُورًا ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌ -9 Dühurav ve lehüm azabüv vasıb (8-9) Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır. Ve onlara ayrılmaz bir azâb vardır Onlar için devamlı azâb vardır. 23 / 445
37-Saffat Suresi

10.Ayet

Mekke
إِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ -10 İlla men hatfel hatfete fe etbeahu şihabün sakıb Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder). Ancak bir çalıp çarpan, onun da peşine bir şihabı sâkıb takılır Ancak bir söz dinleyip kapan olursa, peşine çok parlak bir kıvılcım takılır. 23 / 445
37-Saffat Suresi

11.Ayet

Mekke
فَاسْتَفْتِهِمْ أَهُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمْ مَنْ خَلَقْنَا ۚ إِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِنْ طِينٍ لَازِبٍ -11 Festeftihim ehüm eşddü halkan em men halakna inna halaknahüm min tıynil lazib (Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: “Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı?" Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. Şimdi sor onlara yaradılışça kendileri mi daha çetin yoksa bizim yarattıklarımız mı? Biz kendilerini bir cıvık çamurdan yarattık. Onlara bir sor: Kendilerini yaratmak mı daha zordur yoksa bizim yarattıklarımız (gökler, sistemler ve düzenler) mi ?.. Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. 23 / 445
37-Saffat Suresi

12.Ayet

Mekke
بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَ -12 Bel acibte ve yesharun Hayır, sen (onların hâline) şaştın, onlar ise alay ediyorlar. Fakat sen taaccüb ettin onlar eğleniyorlar Ne var ki sen onlara (onların 23 / 445
37-Saffat Suresi

13.Ayet

Mekke
وَإِذَا ذُكِّرُوا لَا يَذْكُرُونَ -13 Ve iza zükkiru la yezkürun Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar. İhtar edildiklerinde de düşünmüyorlar Kendilerine öğüt verilince öğüt almazlar. ise (seninle) eğleniyorlar. inkâr ve inâdlarına) şaşıyorsun, onlar 23 / 445
37-Saffat Suresi

14.Ayet

Mekke
وَإِذَا رَأَوْا آيَةً يَسْتَسْخِرُونَ -14 Ve iza raev ayetey yesteshırun Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar. Bir mu´cize gördükleri vakıt da eğlence yerine tutuyorlar Bir acık belge (delil veya mu´cize) görseler, onunla alay ederler. 23 / 445
37-Saffat Suresi

15.Ayet

Mekke
وَقَالُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ -15 Ve kalu in haza illa sıhrum mübın (Dediler ki:) “Bu bir büyüden başka bir şey değildir.” Ve, bu, diyorlar başka bir şey değil, apaçık bir sihir Ve derler ki, bu açık bir sihirden başkası değildir. 23 / 445
37-Saffat Suresi

16.Ayet

Mekke
أَإِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ -16 E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb´usun “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi tekrar diriltileceğiz?” Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakıt mı? Biz mi ba´solunacakmışız? Biz öldüğümüz, toprak ve kemik (yığını) haline geldiğimiz zaman mı, biz (tekrar) dirilip kabirlerimizden kaldırılacağız?! 23 / 445
37-Saffat Suresi

17.Ayet

Mekke
أَوَآبَاؤُنَا الْأَوَّلُونَ -17 E ve abaünel evvelun “Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?” Evvelki atalarımız da mı? Ya önceki dede ve babalarımız da mı ?.. 23 / 445
37-Saffat Suresi

18.Ayet

Mekke
قُلْ نَعَمْ وَأَنْتُمْ دَاخِرُونَ -18 Kul neam ve entüm dahırun De ki: “Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz).” De ki: evet, hem siz çok hor, hakîr olarak De ki: Evet, hem de aşağılanıp rüsvay olduğunuz halde... 23 / 445
37-Saffat Suresi

19.Ayet

Mekke
فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ فَإِذَا هُمْ يَنْظُرُونَ -19 Fe innema hiye zecratüv vahıdetün fe izahüm yenzurun O ancak şiddetli bir sesten ibarettir. Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş hazır) beklemektedirler. Çünkü o bir zorlu kumandadan ıbarettir derhal gözleri açılıverir Bir tek haykırış yetecek; hemen (dirilip kalktıklarını) görürler. 23 / 445
37-Saffat Suresi

20.Ayet

Mekke
وَقَالُوا يَا وَيْلَنَا هَٰذَا يَوْمُ الدِّينِ -20 Ve kalu ya veylena haza yevmüd dın Şöyle diyecekler: “Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür.” Eyvah bizlere derler bu o din günü Vay bize ! Bu hesap ve ceza günüdür, derler. 23 / 445
37-Saffat Suresi

21.Ayet

Mekke
هَٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ -21 Haza yevmül faslillezı küntüm bihı tükezzibun Onlara, “İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdür” denilir. Bu işte o sizin yalan dediğiniz fasıl günü Evet, bu yalanladığınız (haklıyı haksızdan, zâlimi mazlumdan, mü´mini kâfirden ve münafıktan) ayırd etme günüdür. 23 / 445
37-Saffat Suresi

22.Ayet

Mekke
احْشُرُوا الَّذِينَ ظَلَمُوا وَأَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَ -22 Uhşürullezıne zalemu ve ezvacehüm ve ma kanu ya´büdun (22-24) Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” Toplayın mahşere o zulmedenleri ve eşlerini ve Allahdan başka taptıkları şeyleri (22-23) Toplayıp sürün mahşer yerine o zulmedenleri, eşlerini, yandaşlarını ve Allah´tan başka taptıklarını, hepsini Cehennem´in yoluna koyun. 23 / 445
37-Saffat Suresi

23.Ayet

Mekke
مِنْ دُونِ اللَّهِ فَاهْدُوهُمْ إِلَىٰ صِرَاطِ الْجَحِيمِ -23 Min dunillahi fehduhüm ila sıratıl cehıym (22-24) Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” Toplayın da götürün onları sırata; Cehennem köprüsüne doğru (22-23) Toplayıp sürün mahşer yerine o zulmedenleri, eşlerini, yandaşlarını ve Allah´tan başka taptıklarını, hepsini Cehennem´in yoluna koyun. 23 / 445
37-Saffat Suresi

24.Ayet

Mekke
وَقِفُوهُمْ ۖ إِنَّهُمْ مَسْئُولُونَ -24 Ve kıfuhüm innehüm mes´ulun (22-24) Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” Ve tevkıyf edin onları, çünkü sorguya çekilecekler. Ve onları (belli bir noktada durdurup alıkoyun) çünkü onlar mutlaka sorguya çekileceklerdir. 23 / 445
37-Saffat Suresi

25.Ayet

Mekke
مَا لَكُمْ لَا تَنَاصَرُونَ -25 Me leküm la tenasarun Onlara, “Ne diye yardımlaşmıyorsunuz?” denir. Ne oldu sizlere yardımlaşmıyorsunuz? Ve onlara: «Size ne oldu da birbirinize yardım edemiyorsunuz ?» 23 / 446
37-Saffat Suresi

26.Ayet

Mekke
بَلْ هُمُ الْيَوْمَ مُسْتَسْلِمُونَ -26 Bel hümül yevme müsteslimun Hayır, onlar bugün teslim olmuş kimselerdir. Hayır bu gün onlar teslim olmuşlardır Hayır, onlar bugün (ister istemez) teslimiyet içindedirler. 23 / 446
37-Saffat Suresi

27.Ayet

Mekke
وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ -27 Ve akbele ba´duhüm ala ba´dıy yetesaelun Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler). Ve ba´zısına dönmüş soruyorlardır: Birbirlerine yönelip soruşturmaya başlarlar: 23 / 446
37-Saffat Suresi

28.Ayet

Mekke
قَالُوا إِنَّكُمْ كُنْتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ -28 Kalu inneküm küntüm te´tunena anil yemın Şöyle derler: “Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz.” Siz diyorlardır: bize sağdan gelir dururdunuz Siz bize sağ taraftan (dinî açıdan) geliyordunuz, derler. 23 / 446
37-Saffat Suresi

29.Ayet

Mekke
قَالُوا بَلْ لَمْ تَكُونُوا مُؤْمِنِينَ -29 Kalu bel lem tekunu mü´minın Diğerleri de onlara şöyle derler: “Hayır, siz zaten mü’min kimseler değildiniz.” Yok, diyorlardır: siz inanmamıştınız (Diğerleri), yok, sizler aslında inanmamıştınız. 23 / 446
37-Saffat Suresi

30.Ayet

Mekke
وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَانٍ ۖ بَلْ كُنْتُمْ قَوْمًا طَاغِينَ -30 Ve ma kane lena aleyküm min sultan bel küntüm kavmen tağıyn “Bizim, sizin üzerinizde hiçbir hâkimiyetimiz yoktu. Hatta siz azgın bir kavimdiniz.” Ve bizim size karşı cebredebilecek bir saltanatımız yoktu, fakat siz azmış bir kavm idiniz Bizim sizin üzerinizde bir sultamız olmadı, ama siz, azıp sapıtan bir millettiniz, derler. 23 / 446
37-Saffat Suresi

31.Ayet

Mekke
فَحَقَّ عَلَيْنَا قَوْلُ رَبِّنَا ۖ إِنَّا لَذَائِقُونَ -31 Fe hakka aleyna kavlü rabbina inna le zaikun “Artık Rabbimizin sözü (azap) bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onu mutlaka tadacağız.” Onun için üzerimize rabbımızın kavli hakk oldu, her halde hepimiz tadacağız Bu yüzden Rabbınızın hakkımızdaki sözü yerine geldi. Şüphesiz ki artık onu tadıp duracağız. 23 / 446
37-Saffat Suresi

32.Ayet

Mekke
فَأَغْوَيْنَاكُمْ إِنَّا كُنَّا غَاوِينَ -32 Fe ağveynaküm inna künna ğavın “Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik.” Evet biz sizi kışkırttık, çünkü biz azgındık Evet, sizi biz azdırdık. Çünkü biz kendimiz azgınlar idik. 23 / 446
37-Saffat Suresi

33.Ayet

Mekke
فَإِنَّهُمْ يَوْمَئِذٍ فِي الْعَذَابِ مُشْتَرِكُونَ -33 Fe innehüm yevmeizin fil azabi müşterikun Artık onlar o gün azapta ortaktırlar. O halde hepsi o gün azâbda müşterektirler Doğrusu onların hepsi o gün azâbda ortaktırlar. 23 / 446
37-Saffat Suresi

34.Ayet

Mekke
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ -34 İnna kezalike nef´alü bil mücrimın İşte biz suçlulara böyle yaparız. İşte biz mücrimlere böyle yaparız Şüphesiz biz, suçlu günahkârlara böyle muamele ederiz. 23 / 446
37-Saffat Suresi

35.Ayet

Mekke
إِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا إِلَٰهَ إِلَّا اللَّهُ يَسْتَكْبِرُونَ -35 İnnehüm kanu iza kıyle lehüm la ilahe illellahü yestekbirun Çünkü onlar, kendilerine, “Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur” denildiği zaman, inanmayıp büyüklük taslıyorlardı. Çünkü onlar «la ilahe illallah» denildiği zaman kafa tutuyorlardı Çünkü onlara : «Allah´tan başka tanrı yoktur» denildiği zaman büyüklük taslayıp (bunu kabul etmeyi gururlarına yediremediler). 23 / 446
37-Saffat Suresi

36.Ayet

Mekke
وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُو آلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَجْنُونٍ -36 Ve yekulune e inna letariku alihetina li şaırim mecnun “Biz, deli bir şair için ilâhlarımızı mı terk edeceğiz?” diyorlardı. Ve «hiç biz mecnun şâır için ilâhlarımızı bırakır mıyız?» diyorlardı Ve derlerdi ki: Deli bir şâir için hiç tanrılarımızı bırakır mıyız ? 23 / 446
37-Saffat Suresi

37.Ayet

Mekke
بَلْ جَاءَ بِالْحَقِّ وَصَدَّقَ الْمُرْسَلِينَ -37 Bel cae bil hakkı ve saddekal murselın Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de tasdik etmiştir. Hayır o hakk ile geldi ve bütün Peygamberleri tasdik eyledi Hayır, (O, deli değildir). O, hakk ile gelmiş ve peygamberleri tasdîk etmiştir. 23 / 446
37-Saffat Suresi

38.Ayet

Mekke
إِنَّكُمْ لَذَائِقُو الْعَذَابِ الْأَلِيمِ -38 İnneküm lezaikul azabil elım Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız. Elbette siz o elîm azâbı tadacaksınız Ve sizler, elbette elem verici azabı tadacaksınız. 23 / 446
37-Saffat Suresi

39.Ayet

Mekke
وَمَا تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ -39 Ve ma tüczevne illa ma küntüm ta´melun Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız. Maamafih başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalanacaksınız Ve ancak siz, yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız. 23 / 446
37-Saffat Suresi

40.Ayet

Mekke
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ -40 İlla ıbadellahil muhlesıyn Ancak Allah’ın halis kulları başka. Müstesnâ ancak Allahın ıhlâs verilmiş kulları Ancak Allah´ın (imân temeli üzerinde gelişip) iyi niyetli, gösterişten uzak, samimi kulları müstesna.. 23 / 446
37-Saffat Suresi

41.Ayet

Mekke
أُولَٰئِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَعْلُومٌ -41 Ülaike lehüm rizkum ma´lum (41-42) İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir. Onlar için bir «ma´lûm rızık» var İşte bunlar için bilinen, belirlenen bir rızık vardır; 23 / 446
37-Saffat Suresi

42.Ayet

Mekke
فَوَاكِهُ ۖ وَهُمْ مُكْرَمُونَ -42 Fevakih ve hüm mükramun (41-42) İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir. Meyveler ve onlar hep ikram olunurlar (42-43) Meyveler (sunulur) ve kendileri Nîmet Cennet´inde (veya Naîm Cenneti´nde) ağırlanırlar. 23 / 446
37-Saffat Suresi

43.Ayet

Mekke
فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ -43 Fı cennatin neıym Onlar Naîm cennetlerindedirler. Naîm Cennetlerinde (42-43) Meyveler (sunulur) ve kendileri Nîmet Cennet´inde (veya Naîm Cenneti´nde) ağırlanırlar. 23 / 446
37-Saffat Suresi

44.Ayet

Mekke
عَلَىٰ سُرُرٍ مُتَقَابِلِينَ -44 Ala sürurim mütekabilın Koltuklar üzerinde karşılıklı olarak otururlar. Karşılıklı tahtlar üzerinde Kanepeler üstünde karşılıklı otururlar. 23 / 446
37-Saffat Suresi

45.Ayet

Mekke
يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِكَأْسٍ مِنْ مَعِينٍ -45 Yütafü alyhim bi ke´sim mim meıyn (45-46) Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır. Maînden bir ke´s ile üzerlerine pırlanılır Pınardan dolu kâseler ile etraflarında dolaşılır. 23 / 446
37-Saffat Suresi

46.Ayet

Mekke
بَيْضَاءَ لَذَّةٍ لِلشَّارِبِينَ -46 Beydae lezzetil lişşaribın (45-46) Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır. Bembeyaz, içenlere lezzet Bembeyaz, içenlere lezzet verir. 23 / 446
37-Saffat Suresi

47.Ayet

Mekke
لَا فِيهَا غَوْلٌ وَلَا هُمْ عَنْهَا يُنْزَفُونَ -47 La fıha ğavlüv ve la hüm anha yünzefun Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar. Onda ne bir gaile vardır, ne de başlarına vurur İçinde tiksindirici hiçbir şey yoktur ve onlar bundan sarhoş da olmazlar, kendilerinden de geçmezler. 23 / 446
37-Saffat Suresi

48.Ayet

Mekke
وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ عِينٌ -48 Ve ındehüm kasıratüt tarfi ıyn Yanlarında bakışlarını yalnızca kendilerine çevirmiş iri gözlü eşler vardır. Yanlarında iri gözlü nazarlarını hasretmiş nazenînler Yanlarında bakışlarını yalnız eşlerine çevirmiş iri gözlü (huriler) bulunur. 23 / 446
37-Saffat Suresi

49.Ayet

Mekke
كَأَنَّهُنَّ بَيْضٌ مَكْنُونٌ -49 Ke ennehünne beydum meknun Sanki onlar (beyazlıklarıyla), saklanmış (gün yüzü görmemiş) yumurtalardır. Sanki saklı yumurtalar Sanki onlar(ın her biri) saklı bir yumurta (gibi pürüzsüz). 23 / 446
37-Saffat Suresi

50.Ayet

Mekke
فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ -50 Fe akbele ba´duhüm ala ba´dıy yetesaelun Derken birbirlerine yönelip sorarlar. Derken ba´zısı ba´zısına dönmüş soruyorlardır: Birbirlerine yönelip sorarlar; 23 / 446
37-Saffat Suresi

51.Ayet

Mekke
قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ إِنِّي كَانَ لِي قَرِينٌ -51 Kle kailüm minhüm innı kane lı karın İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı.” İçlerinden bir söyliyen benim der: bir karînim vardı Onlardan bir sözcü şöyle der: Doğrusu bir yakınım vardı. 23 / 446
37-Saffat Suresi

52.Ayet

Mekke
يَقُولُ أَإِنَّكَ لَمِنَ الْمُصَدِّقِينَ -52 Yekulü e inneke le minel müsaddikıyn “Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?” derdi. Derdi: sen cidden inananlardan mısın? Bana, «cidden sen de mi inananlardansın, (söylenen şeyleri tasdîk edenlerdensin) ? 23 / 447
37-Saffat Suresi

53.Ayet

Mekke
أَإِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَإِنَّا لَمَدِينُونَ -53 E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le medınun “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?” Öldüğümüz de bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakıt hakıkaten biz cezalanacak mıyız?» Biz mi ölüp toprak ve kemik yığını haline geldiğimizde (yeniden dirilip) hesap ve ceza göreceğiz ?» diyordu. 23 / 447
37-Saffat Suresi

54.Ayet

Mekke
قَالَ هَلْ أَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ -54 Kale hel entüm müttaliun Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der. Nasıl der: bir bakıştırır mısınız? (54-55) Bir diğeri, «onun ne durumda olduğunu bilir misiniz» Derken bakar da onu Cehennem´in ortasında görür. 23 / 447
37-Saffat Suresi

55.Ayet

Mekke
فَاطَّلَعَ فَرَآهُ فِي سَوَاءِ الْجَحِيمِ -55 Fattalea fe raahü fı sevail cehıym Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür. Derken bakmış onu tâ Cehennemin ortasında görmüştür (54-55) Bir diğeri, «onun ne durumda olduğunu bilir misiniz» Derken bakar da onu Cehennem´in ortasında görür. 23 / 447
37-Saffat Suresi

56.Ayet

Mekke
قَالَ تَاللَّهِ إِنْ كِدْتَ لَتُرْدِينِ -56 Kale tellahi in kidte le türdın Ona şöyle der: “Allah’a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin.” Tallahi, der: doğrusu sen az daha beni helâk edecektin «Allah´a yemin olsun ki, neredeyse beni de mahvedecektin,» der. 23 / 447
37-Saffat Suresi

57.Ayet

Mekke
وَلَوْلَا نِعْمَةُ رَبِّي لَكُنْتُ مِنَ الْمُحْضَرِينَ -57 Ve lev la nı´metü rabbı leküntü minel muhdarın “Rabbimin nimeti olmasaydı, mutlaka ben de cehenneme konulanlardan olmuştum.” Rabbımın ni´meti olmasa idi ben de bu ihzar edilenlerden olacaktım Eğer Rabbimin (bana şuur ve anlayış veren) nimeti olmasaydı, elbette ben de (azaba) hazır duruma getirilenlerden olurdum. 23 / 447
37-Saffat Suresi

58.Ayet

Mekke
أَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّتِينَ -58 E fe ma nahnü bi meyyitın (58-59) “Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz? Bize azap edilmeyecek miymiş?” Nasılmış bak? Biz ölecek değiliz (58-59) (Onlar artık o gün) biz birinci ölümümüzden başka bir daha ölmeyeceğiz ve biz azaba da uğratılmayacağız değil mi ? (Derler.) 23 / 447
37-Saffat Suresi

59.Ayet

Mekke
إِلَّا مَوْتَتَنَا الْأُولَىٰ وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ -59 İlla mevtetenel ula ve ma nahnü bi müazzebın (58-59) “Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz? Bize azap edilmeyecek miymiş?” ilk ölümümüzden başka. Ve biz muazzeb değiliz (58-59) (Onlar artık o gün) biz birinci ölümümüzden başka bir daha ölmeyeceğiz ve biz azaba da uğratılmayacağız değil mi ? (Derler.) 23 / 447
37-Saffat Suresi

60.Ayet

Mekke
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ -60 İnne haza le hüvel fevzül azıym Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır. Bu işte hiç şübhesiz o büyük murad, büyük kurtuluş Şüphesiz ki bu büyük bir kurtuluştur. 23 / 447
37-Saffat Suresi

61.Ayet

Mekke
لِمِثْلِ هَٰذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ -61 Li misli haza felya´melil amilun Çalışanlar böylesi için çalışsınlar! Böyle bir murad için çalışsın çalışan erler (Dünya´da) çalışanlar bunun gibi bir kurtuluş için çalışsınlar ! 23 / 447
37-Saffat Suresi

62.Ayet

Mekke
أَذَٰلِكَ خَيْرٌ نُزُلًا أَمْ شَجَرَةُ الزَّقُّومِ -62 E zalike hayrun nüzülen em şeceratüzç zekkum Ziyafet olarak bu mu daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? Nasıl bu mu hayırlı konmak için yoksa o zakkum ağacı mı? Nasıl, böyle bir nimete konmak mı daha hayırlıdır, yoksa Zakkum ağacı mı ? 23 / 447
37-Saffat Suresi

63.Ayet

Mekke
إِنَّا جَعَلْنَاهَا فِتْنَةً لِلظَّالِمِينَ -63 İnna cealnaha fitnetel liz zalimın Şüphesiz biz onu zalimler için bir imtihan aracı kıldık. Ki biz onu zalimler için bir fitne kılmışızdır Şüphesiz ki biz o ağacı zâlimler için bir fitne (bir dert ve kaygı) kıldık. 23 / 447
37-Saffat Suresi

64.Ayet

Mekke
إِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ فِي أَصْلِ الْجَحِيمِ -64 İnneha şeceratün tahrucü fı aslil cehıym O, cehennemin dibinde biten bir ağaçtır. O bir ağaçtır ki Cehennemin kökünde çıkar O bir ağaçtır ki Cehennem´in tâ dibinden çıkar. 23 / 447
37-Saffat Suresi

65.Ayet

Mekke
طَلْعُهَا كَأَنَّهُ رُءُوسُ الشَّيَاطِينِ -65 Tal´uha ke ennehu ruusüş şeyatıyn Onun meyveleri sanki şeytanların kafalarıdır. Tomurcukları Şeytanların başları gibidir Tomurcukları (veya meyveleri) şeytanların başlarına benzer. 23 / 447
37-Saffat Suresi

66.Ayet

Mekke
فَإِنَّهُمْ لَآكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِئُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ -66 Fe innehüm le akilune minha fe maliune minhel butün Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır. Her halde onlar ondan yiyeceklerdir. Yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır Onlar (Cehennem´dekiler) mutlaka ondan yiyecekler de karınlarını onunla dolduracaklar. 23 / 447
37-Saffat Suresi

67.Ayet

Mekke
ثُمَّ إِنَّ لَهُمْ عَلَيْهَا لَشَوْبًا مِنْ حَمِيمٍ -67 Sümme inne lehüm aleyha le şevbem min hamum Sonra onlar için bunun üstüne kaynar sudan karışık bir içecek vardır. Sonra üzerine onların hamîmden bir haşlamaları vardır Sonra da bunun üzerine onlar için iyice kaynar bir su ile karışık bir içecek var. 23 / 447
37-Saffat Suresi

68.Ayet

Mekke
ثُمَّ إِنَّ مَرْجِعَهُمْ لَإِلَى الْجَحِيمِ -68 Şümme inne merciahüm le ilel cehıym Sonra onların dönüşleri mutlaka cehennemedir. Sonra da dönümleri şübhesiz ki Cehennemedir Sonra elbette dönecekleri yer yine Cehennem´dir. 23 / 447
37-Saffat Suresi

69.Ayet

Mekke
إِنَّهُمْ أَلْفَوْا آبَاءَهُمْ ضَالِّينَ -69 İnnehüm elfev abaehüm dallın Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular. Çünkü onlar babalarını dalâlette buldular Çünkü onlar babalarını sapıklık içinde buldular. 23 / 447
37-Saffat Suresi

70.Ayet

Mekke
فَهُمْ عَلَىٰ آثَارِهِمْ يُهْرَعُونَ -70 Fe hüm ala asarihim yühraun Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler. Şimdi de onların izlerince koşturuyorlar Onların izleri üzerinde koşturup durdular. 23 / 447
37-Saffat Suresi

71.Ayet

Mekke
وَلَقَدْ ضَلَّ قَبْلَهُمْ أَكْثَرُ الْأَوَّلِينَ -71 Ve le kad dalhle kablehüm ekserul evvelın Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı. Hakıkat onlardan evvel eskilerin ekserisi dalâlette idi Ve and olsun ki, onlardan önce gelip geçenlerin çoğu da sapıtmıştı. 23 / 447
37-Saffat Suresi

72.Ayet

Mekke
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا فِيهِمْ مُنْذِرِينَ -72 Ve le kad erselna fıhim münzirın Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik. Celâlim hakkı için içlerinde inzar edici Peygamberler de gönderdik And olsun ki, biz onlara uyarıcı peygamberler göndermiştik. 23 / 447
37-Saffat Suresi

73.Ayet

Mekke
فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنْذَرِينَ -73 Fenzur keyfe kane akıbetül münzerın Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu! Sonra da bak o inzar edilenlerin akıbeti nasıl oldu? Artık sen, o uyarılanların sonunun ne olduğuna bir bak! 23 / 447
37-Saffat Suresi

74.Ayet

Mekke
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ -74 İlla ıbadellahil muhlesıyn Ancak Allah’ın ihlâslı kulları başka. Ancak Allahın ıhlâs ile seçilen kulları başka Ancak iyi niyetli, samimi, gösterişten uzak, kendini hakka veren Allah kulları müstesna.. 23 / 447
37-Saffat Suresi

75.Ayet

Mekke
وَلَقَدْ نَادَانَا نُوحٌ فَلَنِعْمَ الْمُجِيبُونَ -75 Ve le kad nadana nuhun fe le nı´mel müccıbun Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz! Celâlim hakkı için bize Nuh nidâ etmişti, biz de hakıkat ne güzel mücîbiz And olsun ki, Nûh bize seslenip hâlini arzetmişti; Onun seslenişindeki isteğini kabul edenler ne güzeldir! 23 / 447
37-Saffat Suresi

76.Ayet

Mekke
وَنَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ -76 Ve necceynahü ve ehlehu minel kerbil azıym Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık. Hem onu ve ehlini o büyük sıkıntıdan kurtardık Biz, onu da, aile ve dostlarını da o büyük sıkıntı ve üzüntüden kurtardık. 23 / 447
37-Saffat Suresi

77.Ayet

Mekke
وَجَعَلْنَا ذُرِّيَّتَهُ هُمُ الْبَاقِينَ -77 Ve cealna zürriyyetehu hümül bakıyn Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık. Hem zürriyyetini bâkıy kalanlar kıldık Hem onun soyunu (yeryüzünde) baki kalanlar kıldık. 23 / 448
37-Saffat Suresi

78.Ayet

Mekke
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ -78 Ve terakna aleyhi fil ahırın Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. Hem de namına bıraktık sonrakiler içinde Sonra gelenler içinde Onun (şerefli ismini) bıraktık. 23 / 448
37-Saffat Suresi

79.Ayet

Mekke
سَلَامٌ عَلَىٰ نُوحٍ فِي الْعَالَمِينَ -79 Selamün ala nuhın fil alemın Âlemler içinde Nûh’a selâm olsun! Selâm Nuha bütün âlemler içinde Âlemler (Dünya milletleri) içinde Nuh´a selâm olsun. 23 / 448
37-Saffat Suresi

80.Ayet

Mekke
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ -80 İnna kezalike neczil muhsinın İşte biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız. Biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere Şüphesiz ki biz, iyiliği, yararlı işleri huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız. 23 / 448
37-Saffat Suresi

81.Ayet

Mekke
إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ -81 İnnehu min ıbadinel mü´minın Çünkü o, bizim mü’min kullarımızdandı. Çünkü o bizim mü´min kullarımızdan Çünkü O, gerçekten bizim mü´min kullarımızdan idi. 23 / 448
37-Saffat Suresi

82.Ayet

Mekke
ثُمَّ أَغْرَقْنَا الْآخَرِينَ -82 Sümme ağraknel aharın Sonra biz, diğerlerini suda boğduk. Sonra da diğerlerini suya boğduk Sonra (inkâr içinde kalan) diğerlerini (tufanda) boğduk. 23 / 448
37-Saffat Suresi

83.Ayet

Mekke
وَإِنَّ مِنْ شِيعَتِهِ لَإِبْرَاهِيمَ -83 Ve inne min şıatihı le ibrahım Şüphesiz İbrahim de O’nun taraftarlarından idi. Şübhesiz İbrahim de onun kolundan Şüphesiz ki Nuh´un açmış olduğu yolda yürüyenlerden biri de İbrahim´di. 23 / 448
37-Saffat Suresi

84.Ayet

Mekke
إِذْ جَاءَ رَبَّهُ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ -84 İz cae rabbehu bi kalbin selım Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti. Çünkü rabbına selîm bir kalb ile geldi Hani O, Rabbına arınmış, esenliğe ermiş bir gönül ile geldi. 23 / 448
37-Saffat Suresi

85.Ayet

Mekke
إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ مَاذَا تَعْبُدُونَ -85 İz kale li ebıhi ve kavmihı maza ta´büdun Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: “Siz neye tapıyorsunuz?” Çünkü babasına ve kavmine şöyle dedi: siz nelere tapıyorsunuz? Hani babasına ve kendi milletine, «nelere tapıyorsunuz ?» dedi. 23 / 448
37-Saffat Suresi

86.Ayet

Mekke
أَئِفْكًا آلِهَةً دُونَ اللَّهِ تُرِيدُونَ -86 E ifken aliheten dunellahi türıdun “Allah’ı bırakıp da birtakım uydurma ilâhlar mı istiyorsunuz?” Yalancılık etmek için mi Allahdan başka ilâhlar istiyorsunuz? Allah´ı bırakıp birtakım sahte ilâhları mı arzuluyorsunuz ? 23 / 448
37-Saffat Suresi

87.Ayet

Mekke
فَمَا ظَنُّكُمْ بِرَبِّ الْعَالَمِينَ -87 Fe ma zannüküm bi rabbil alemın “O hâlde, âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?” Siz rabbül´âlemîni ne zannediyorsunuz? O takdirde âlemlerin Rabbını ne sanıyorsunuz? 23 / 448
37-Saffat Suresi

88.Ayet

Mekke
فَنَظَرَ نَظْرَةً فِي النُّجُومِ -88 Fe nezara nazraten fin nücum (88-89) İbrahim, yıldızlara baktı ve “Ben hastayım” dedi. Derken bir bakım baktı da nücume (88-89) Sonra yıldızlara manalı bakış baktı ve (putlardan nefret ettiğini imâ ederek) «doğrusu ben hastayım» dedi. 23 / 448
37-Saffat Suresi

89.Ayet

Mekke
فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٌ -89 Fe kale innı sekıym (88-89) İbrahim, yıldızlara baktı ve “Ben hastayım” dedi. Ben dedi: hastayım (88-89) Sonra yıldızlara manalı bakış baktı ve (putlardan nefret ettiğini imâ ederek) «doğrusu ben hastayım» dedi. 23 / 448
37-Saffat Suresi

90.Ayet

Mekke
فَتَوَلَّوْا عَنْهُ مُدْبِرِينَ -90 Fe tevellev anhü müdbirın Bunun üzerine arkalarını dönüp ondan uzaklaştılar. O vakıt arkalarını dönerek başından kaçışıverdiler Bunun üzerine milleti, ona arkalarını dönüp ayrıldılar. 23 / 448
37-Saffat Suresi

91.Ayet

Mekke
فَرَاغَ إِلَىٰ آلِهَتِهِمْ فَقَالَ أَلَا تَأْكُلُونَ -91 Ferağa ila alihetihim fe kale e ela te´külun İbrahim, onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi: “Yemez misiniz?” Derken kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da buyursanız a, dedi, yemez misiniz? Sonra İbrâhim gizlice onların tanrılarına yönelip yaklaştı ve, «yemek yemez misiniz ?» 23 / 448
37-Saffat Suresi

92.Ayet

Mekke
مَا لَكُمْ لَا تَنْطِقُونَ -92 Ma leküm la tentıkun “Ne diye konuşmuyorsunuz?” Neyiniz var söylemiyorsunuz «Neden konuşmuyorsunuz ?» dedi. 23 / 448
37-Saffat Suresi

93.Ayet

Mekke
فَرَاغَ عَلَيْهِمْ ضَرْبًا بِالْيَمِينِ -93 Ferağa aleyhim darbem bil yemın Derken üzerlerine yürüyüp onlara güçlü bir darbe indirdi. Diyerek bir takrib ile onlara kuvvetli bir darbe indirdi Sonra üzerlerine yürüdü ve sağ eliyle vurup kırdı. 23 / 448
37-Saffat Suresi

94.Ayet

Mekke
فَأَقْبَلُوا إِلَيْهِ يَزِفُّونَ -94 Fe akbelu ileyhi yeziffun Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi. Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yöneldiler Az sonra milleti birbirine girerek İbrahim´e doğru geldiler. 23 / 448
37-Saffat Suresi

95.Ayet

Mekke
قَالَ أَتَعْبُدُونَ مَا تَنْحِتُونَ -95 Kale e ta´büdune ma tenhıtun İbrahim, şöyle dedi: “Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz?” A, dedi siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? İbrâhim onlara:«Yontup şekillendirdiğiniz şeylere mi tapıyorsunuz ? 23 / 448
37-Saffat Suresi

96.Ayet

Mekke
وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ وَمَا تَعْمَلُونَ -96 Vallahü halekkkaküm ve ma ta´melun “Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır.” Halbuki sizi ve yaptıklarınızı Allah yarattı Sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır,» dedi. 23 / 448
37-Saffat Suresi

97.Ayet

Mekke
قَالُوا ابْنُوا لَهُ بُنْيَانًا فَأَلْقُوهُ فِي الْجَحِيمِ -97 Kalübnu lehu bünyanen fe elkuhü fil cehıym Kavmi, “Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşe atın” dedi. Haydin dediler, bunun için bir bina yapın ve bunu ateşe atın Onlar, «bunun için bir bina yapın da (içine odun yakın ve) kendisini o Cehennem gibi ateşe atın» dediler. 23 / 448
37-Saffat Suresi

98.Ayet

Mekke
فَأَرَادُوا بِهِ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْأَسْفَلِينَ -98 Fe eradü bihı keyden fe cealnahümül esfelın Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de onları en alçak kimseler kıldık. Böyle ona bir tuzak kurmak istediler, biz de tuttuk kendilerini daha alçak düşürdük Böylece Ona bir tuzak kurmayı plânladılar. Biz de onları alaşağı edip daha da alçalttık. 23 / 448
37-Saffat Suresi

99.Ayet

Mekke
وَقَالَ إِنِّي ذَاهِبٌ إِلَىٰ رَبِّي سَيَهْدِينِ -99 Ve kale innı zahibün ila rabbı seyehdın İbrahim, şöyle dedi: “Ben Rabbime (O’nun emrettiği yere) gideceğim. O, bana yol gösterecektir.” Bir de dedi ki: ben rabbıma gidiyorum, o bana yolunu gösterir Ve İbrâhim, şüphesiz ben Rabbıma gidiyorum, O bana doğru yolu gösterir, dedi. 23 / 448
37-Saffat Suresi

100.Ayet

Mekke
رَبِّ هَبْ لِي مِنَ الصَّالِحِينَ -100 Rabbi heb lı mines salihıyn “Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla.” Rabbım! bana salihînden ihsan buyur Ey Rabbim! Bana iyi-yararlı kişilerden olacak (bir evlâd) bağışla, diye duâ etti. 23 / 448
37-Saffat Suresi

101.Ayet

Mekke
فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلَامٍ حَلِيمٍ -101 Fe beşşernahü bi ğulamin halım Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik. Biz de ona uslu bir oğul müjdeledik Biz de O´nu çok sabırlı, zarif ve yumuşak huylu bir oğul ile müjdeledik. 23 / 448
37-Saffat Suresi

102.Ayet

Mekke
فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَىٰ فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانْظُرْ مَاذَا تَرَىٰ ۚ قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ ۖ سَتَجِدُنِي إِنْ شَاءَ اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ -102 Felemma beleğa meahüs sa´ye kale ya büneyye innı era fil menami ennı ezbehuke fenzur maza tera kale ya ebetif´al ma tü´meru setecidünı in şaellahü mines sabirın Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi. Vakta ki yanında koşmak çağına erdi, ey yavrum! dedi ben menamda görüyorum ki ben seni boğazlıyorum, artık bak ne görüyorsun! ey babacığım dedi: ne emrolunuyorsan yap! beni inşaallah sabirînden bulacaksın Çocuk Onun yanında yürüyüp konuşabilme cağına gelince, İbrâhim ona şöyle dedi: Oğulcağızım ! Doğrusu ben rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Bir bak, bu hususta görüşün ne ? O da : Babacığım ! Sen emredildiğini yap. Beni —İnşaallah— sabredenlerden bulacaksın, dedi. 23 / 448
37-Saffat Suresi

103.Ayet

Mekke
فَلَمَّا أَسْلَمَا وَتَلَّهُ لِلْجَبِينِ -103 Felemma eslema ve tellehu lil cebın (103-104) Nihayet her ikisi de (Allah’ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: “Ey İbrahim!” Vaktâ ki bu suretle ikisi de teslim oldular ve onu tuttu şakağına yıktı Bunun üzerine her ikisi de (hakkın buyruğuna) teslimiyet gösterdiler ve O, oğlunu alnı üzeri yere yatırdı. 23 / 449
37-Saffat Suresi

104.Ayet

Mekke
وَنَادَيْنَاهُ أَنْ يَا إِبْرَاهِيمُ -104 Ve nadeynahü ey ya ibrahım (103-104) Nihayet her ikisi de (Allah’ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: “Ey İbrahim!” Ve şöyle ona nida ettik: ya İbrahim! (104-105) Biz de Ona şöyle seslendik : Ey İbrâhim! Rüyayı cidden gerçekleşirdin. Şüphesiz biz, iyiliği, güzelliği, yararlı işleri huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız. 23 / 449
37-Saffat Suresi

105.Ayet

Mekke
قَدْ صَدَّقْتَ الرُّؤْيَا ۚ إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ -105 Kad saddakter rü´ya inna kezalike neczil muhsinın “Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.” Ru´yayı gerçek tasdık eyledin, biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere (104-105) Biz de Ona şöyle seslendik : Ey İbrâhim! Rüyayı cidden gerçekleşirdin. Şüphesiz biz, iyiliği, güzelliği, yararlı işleri huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız. 23 / 449
37-Saffat Suresi

106.Ayet

Mekke
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ الْبَلَاءُ الْمُبِينُ -106 İnne haza le hüvel belaül mübın “Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır.” Şübhesiz ki bu açık bir ibtilâ, kat´î bir imtihan Şüphesiz bu, açık bir imtihan idi. 23 / 449
37-Saffat Suresi

107.Ayet

Mekke
وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظِيمٍ -107 Ve fedeynahü bi zibhın azıym Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık. Dedik ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik Ve onun yerine fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. 23 / 449
37-Saffat Suresi

108.Ayet

Mekke
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ -108 Ve terakna aleyhi fil ahırın Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. Namını da bıraktık sonrakiler içinde Sonrakiler arasında onu (onun şerefli ismini) bıraktık. 23 / 449
37-Saffat Suresi

109.Ayet

Mekke
سَلَامٌ عَلَىٰ إِبْرَاهِيمَ -109 Selamün ala ibrahım İbrahim’e selâm olsun. Selâm İbrahime Selâm İbrahim´e olsun ! 23 / 449
37-Saffat Suresi

110.Ayet

Mekke
كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ -110 Kezalike neczil muhsinın İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. Böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere Biz, iyiliği, güzelliği, yararlı işleri huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız. 23 / 449
37-Saffat Suresi

111.Ayet

Mekke
إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ -111 İnnehu min ıbadinel mü´minın Çünkü o mü’min kullarımızdandı. Çünkü o bizim mü´min kullarımızdan Şüphesiz o, bizim mü´min kullarımızdandır. 23 / 449
37-Saffat Suresi

112.Ayet

Mekke
وَبَشَّرْنَاهُ بِإِسْحَاقَ نَبِيًّا مِنَ الصَّالِحِينَ -112 Ve beşşernahü bi ishaka nebiyyem mines salihıyn Biz onu salihlerden bir peygamber olarak İshak ile de müjdeledik. Bir de onu salihînden bir Peygamber olmak üzere İshak ile müjdeledik Ve biz ona İshâk´ı da iyi-yararlı kişilerden sayılan bir peygamber olarak müjdeledik. 23 / 449
37-Saffat Suresi

113.Ayet

Mekke
وَبَارَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلَىٰ إِسْحَاقَ ۚ وَمِنْ ذُرِّيَّتِهِمَا مُحْسِنٌ وَظَالِمٌ لِنَفْسِهِ مُبِينٌ -113 Ve barakna aleyhi ve ala ishak ve min zürriyyetihima muhsinüv ve zalimül li nefsihı mübın Onu da İshak’ı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilik yapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de. Hem ona hem İshaka bereketler verdik. İkisinin zürriyyetinden de hem muhsin olan var hem de nefsine açık zulmeden Onu da, İshâk´ı da mübarek kıldık (üzerlerine feyiz, bereket ve rahmet indirdik). İkisinin soyundan iyiler de vardır; kendine açıkça zulmeden de vardır. 23 / 449
37-Saffat Suresi

114.Ayet

Mekke
وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَارُونَ -114 Ve le kad menenna ala musa ve haun Andolsun, biz Mûsâ’ya ve Hârûn’a da lütufta bulunduk. Celâlim hakkı için Musâ ile Harûnu da minnetdâr eyledik And olsun ki, biz, Musâ İle Harun´a (peygamberliğin) bereketli nîmetini verdik. 23 / 449
37-Saffat Suresi

115.Ayet

Mekke
وَنَجَّيْنَاهُمَا وَقَوْمَهُمَا مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ -115 Ve necceynahüma va kavmehüma minel kerbil azıym Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. Hem kendilerini ve kavmlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık İkisini de, milletlerini de büyük bir sıkıntı ve üzüntüden kurtardık. 23 / 449
37-Saffat Suresi

116.Ayet

Mekke
وَنَصَرْنَاهُمْ فَكَانُوا هُمُ الْغَالِبِينَ -116 Ve nasarnahüm fe kanu hümül ğalibın Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular. Hem yardım ettik onlara da galibler onlar oldular Kendilerine yardım ettik ve onlar da bu sayede üstünlük sağladılar. 23 / 449
37-Saffat Suresi

117.Ayet

Mekke
وَآتَيْنَاهُمَا الْكِتَابَ الْمُسْتَبِينَ -117 Ve ateynahümel kitabel müstebın Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik. Hem kendilerine o belli kitabı verdik İkisine (hükümleri rahatlıkla anlaşılır) çok açık kitap verdik. 23 / 449
37-Saffat Suresi

118.Ayet

Mekke
وَهَدَيْنَاهُمَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ -118 Ve hedeynahümes sıratal müstekıym Onları doğru yola ilettik. Ve kendilerini doğru yola çıkardık İkisini de dosdoğru yola ilettik. 23 / 449
37-Saffat Suresi

119.Ayet

Mekke
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الْآخِرِينَ -119 Ve terakna aleyhima fil ahırın Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık. Sonrakiler içinde de namlarına şunu bıraktık Sonrakiler arasında ikisini (ikisinin şerefli ismini) bıraktık. 23 / 449
37-Saffat Suresi

120.Ayet

Mekke
سَلَامٌ عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَارُونَ -120 Selamün ala musa ve harun Mûsâ’ya ve Hârûn’a selâm olsun. Selâm Musâ ile Haruna Selâm Musâ ile Harun´a olsun. 23 / 449
37-Saffat Suresi

121.Ayet

Mekke
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ -121 İnna kezalik enczil muhsinın Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız. Biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinîne Şüphesiz biz, iyiliği, yararlı işleri, güzelliği huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız. 23 / 449
37-Saffat Suresi

122.Ayet

Mekke
إِنَّهُمَا مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ -122 İnnehüma min ıbadinel mü´minın Çünkü onlar mü’min kullarımızdan idiler. Çünkü ikisi de bizim mü´min kullarımızdan İkisi de elbette bizim mü´min kullarımızdandır. 23 / 449
37-Saffat Suresi

123.Ayet

Mekke
وَإِنَّ إِلْيَاسَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ -123 Ve inne ilyase le minel murselın Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi. Şübhesiz İlyas da mürselînden Şüphesiz İlyâs da gönderilen peygamberlerdendir; 23 / 449
37-Saffat Suresi

124.Ayet

Mekke
إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ أَلَا تَتَّقُونَ -124 İz kale li kavmihı ela tettekun Hani kavmine şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” Zira kavmine demişti: siz Allahdan korkmaz mısınız? Hani o, kendi kavmine, «siz (Allah´tan) korkup (putlara tapmaktan, kötülük işlemekten) sakınmaz mısınız ? 23 / 449
37-Saffat Suresi

125.Ayet

Mekke
أَتَدْعُونَ بَعْلًا وَتَذَرُونَ أَحْسَنَ الْخَالِقِينَ -125 E ted´une ba´lev ve tezerune ahsenel halikıyn (125-126) “Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah’ı bırakarak “Ba’l’e mi tapıyorsunuz?” Bir ba´le mi yalvarıyorsunuz bırakıb da o ahsenülhâlikîni (125-126) Siz, sizin de Rabbiniz, önceki babalarınızın da Rabbı olan Allah´ı, yaratanların o en güzelini bırakıp da Ba´l´e mi tapıp yalvarıyorsunuz?» demişti. 23 / 449
37-Saffat Suresi

126.Ayet

Mekke
اللَّهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ آبَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ -126 Allahe rabbeküm ve rabbe abaikümül evvelın (125-126) “Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah’ı bırakarak “Ba’l’e mi tapıyorsunuz?” O rabbınız ve evvelki atalarınızın da rabbı olan Allahı? (125-126) Siz, sizin de Rabbiniz, önceki babalarınızın da Rabbı olan Allah´ı, yaratanların o en güzelini bırakıp da Ba´l´e mi tapıp yalvarıyorsunuz?» demişti. 23 / 449
37-Saffat Suresi

127.Ayet

Mekke
فَكَذَّبُوهُ فَإِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ -127 Fe kezzebuhü fe innehüm le muhdarun Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir. O vakıt onu tekzib ettiler, şübhesiz ki onlar da ıhzâr edildiler Onu yalanladılar. Çünkü o inkarcılar da şüphesiz (Cehennem´e atılmak üzere) hazır duruma getirileceklerdir. 23 / 450
37-Saffat Suresi

128.Ayet

Mekke
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ -128 İlla ıbadellahil muhlesıyn Ancak Allah’ın ihlâslı kulları başka. Müstesnâ Allahın ıhlâslı kulları Ancak Allah´ın iyi niyetli samimi, gösterişten uzak (inanan) kulları müstesna.. 23 / 450
37-Saffat Suresi

129.Ayet

Mekke
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ -129 Ve terakna aleyhi fil ahırın Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık. Ona da sonrakilerde şunu bıraktık Biz sonrakiler arasında İlyâs´ı (onun şerefli ismini) bıraktık. 23 / 450
37-Saffat Suresi

130.Ayet

Mekke
سَلَامٌ عَلَىٰ إِلْ يَاسِينَ -130 Selamün ala ilyasın İlyas’a selâm olsun. Selâm, ilyasîne Selâm Âl-i Yâsîn´e (Yâsîn ailesine, hem İlyâs´a, hem inanan kavmine) olsun ! 23 / 450
37-Saffat Suresi

131.Ayet

Mekke
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ -131 İnna kezalike neczil muhsinın Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız. Biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinîne Şüphesiz biz iyiliği, güzelliği, yararlı işlerde bulunmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız. 23 / 450
37-Saffat Suresi

132.Ayet

Mekke
إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ -132 İnnehu min ıbadinel mü´minın Çünkü o bizim mü’min kullarımızdandı. Çünkü o bizim mü´min kullarımızdan Doğrusu o, bizim mü´min kullarımızdandır. 23 / 450
37-Saffat Suresi

133.Ayet

Mekke
وَإِنَّ لُوطًا لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ -133 Ve inne lutal le minel mürselın Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi. Şübhesiz Lût da mürselînden Şüphesiz Lût da gönderilen peygamberlerdendir. 23 / 450
37-Saffat Suresi

134.Ayet

Mekke
إِذْ نَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ أَجْمَعِينَ -134 İz necceynahü ve ehlehu ecmeıyn (134-135) Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık. Zira kurtardık onu ve bütün ehlini Hani biz onu da, ailesini de tamamen kurtardık. 23 / 450
37-Saffat Suresi

135.Ayet

Mekke
إِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِرِينَ -135 İlla acuzen fil ğabirın (134-135) Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık. kalan bir karıdan başka batanlar içinde Ancak geride kalanlardan bir yaşlı kadın müstesna.. 23 / 450
37-Saffat Suresi

136.Ayet

Mekke
ثُمَّ دَمَّرْنَا الْآخَرِينَ -136 Sümme demmernel aharın Sonra da diğerlerini yok ettik. Sonra diğerlerini tedmir eyledik Sonra da geride kalan (ahlâksız inkarcıları) kökünden yıkıp yerle bir ettik. 23 / 450
37-Saffat Suresi

137.Ayet

Mekke
وَإِنَّكُمْ لَتَمُرُّونَ عَلَيْهِمْ مُصْبِحِينَ -137 Ve inneküm le temürrune aleyhim musbihıyn (137-138) Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz? Ve siz elbette onlara uğrar ve üzerinden geçerseniz, sabahleyin (137-138) Ve siz (ey yaşayanlar!) sabah akşam onların kalıntılarına uğrar geçersiniz. Artık aklınızı kullanmaz mısınız? 23 / 450
37-Saffat Suresi

138.Ayet

Mekke
وَبِاللَّيْلِ ۗ أَفَلَا تَعْقِلُونَ -138 Ve bil leyl e fe la ta´kılun (137-138) Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz? Ve geceleyin, ya akıl edip de düşünmez misiniz (137-138) Ve siz (ey yaşayanlar!) sabah akşam onların kalıntılarına uğrar geçersiniz. Artık aklınızı kullanmaz mısınız? 23 / 450
37-Saffat Suresi

139.Ayet

Mekke
وَإِنَّ يُونُسَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ -139 Ve inne yunüse le minel murselın Şüphesiz Yûnus da peygamberlerdendi. Şübhesiz Yunüs de o mürselînden Şüphesiz Yûnus da gönderilen peygamberlerdendir. 23 / 450
37-Saffat Suresi

140.Ayet

Mekke
إِذْ أَبَقَ إِلَى الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ -140 İz ebeka ilel fülkil meşhun Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti. Hani bir vakıt dolu gemiye kaçmıştı, Hani bir vakit dolu bir gemiye kaçmıştı da, 23 / 450
37-Saffat Suresi

141.Ayet

Mekke
فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ الْمُدْحَضِينَ -141 Fe saheme fe kane minel müdhadıyn Gemidekilerle kur’a çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu. kur´a çekmişti de kaydırılanlardan olmuştu (Gemiciler) kur´a çekmişti, kur´a Ona düşmüştü, yenilgiye uğrayanlardan olmuştu (bu yüzden denize atılmıştı). 23 / 450
37-Saffat Suresi

142.Ayet

Mekke
فَالْتَقَمَهُ الْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ -142 Feltekamehül hutü ve hüve mülım Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu. Derken kendisi balık yuttu melâmette idi Yûnus kendi kendini kınarken büyük bir balık onu yutuvermişti. 23 / 450
37-Saffat Suresi

143.Ayet

Mekke
فَلَوْلَا أَنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُسَبِّحِينَ -143 Fe lev la ennehu kane minel müsebbihıyn (143-144) Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. Eğer çok tesbih edenlerden olmasa idi (143-144) Eğer O,Tanrı´yı çokça tesbîh edenlerden olmasaydı, (insanların) dirilip kalkacağı güne kadar balığın karnında kalırdı. 23 / 450
37-Saffat Suresi

144.Ayet

Mekke
لَلَبِثَ فِي بَطْنِهِ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ -144 Le lebise fı batnihı ila yevmi yüb´asun (143-144) Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. Her halde ba´solunacakları güne kadar onun karnında kalırdı (143-144) Eğer O,Tanrı´yı çokça tesbîh edenlerden olmasaydı, (insanların) dirilip kalkacağı güne kadar balığın karnında kalırdı. 19 / 450
37-Saffat Suresi

145.Ayet

Mekke
فَنَبَذْنَاهُ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ سَقِيمٌ -145 Fe nebeznahü bil arai ve hüve sekıym Derken biz onu hasta bir hâlde sahile attık. Hemen biz onu alana attık hasta idi Onu çıplak bir sahile attık, hasta idi. 23 / 450
37-Saffat Suresi

146.Ayet

Mekke
وَأَنْبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِنْ يَقْطِينٍ -146 Ve embenta aleyhi şeceratem miy yaktıyn Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik. Ve üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik Üzerine (gölge yapsın diye) sık ve geniş yapraklı (kabak ya da sarmaşıkgillerden) bir bitki bitirdik. 23 / 450
37-Saffat Suresi

147.Ayet

Mekke
وَأَرْسَلْنَاهُ إِلَىٰ مِائَةِ أَلْفٍ أَوْ يَزِيدُونَ -147 Ve erselnahü ila mieti elfin ev yezıdün Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. Ve onu yüz bine Resul gönderdik ve hattâ artıyorlardı Ve onu yüzbin veya daha fazla bir topluluğa peygamber olarak gönderdik. 23 / 450
37-Saffat Suresi

148.Ayet

Mekke
فَآمَنُوا فَمَتَّعْنَاهُمْ إِلَىٰ حِينٍ -148 Fe amenu fe metta´nahüm ila hıyn Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. O vakıt ona iyman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik Onlar da artık Ona imân ettiler. Bu sebeple biz de onları bir süreye kadar yararlandırıp geçindirdik. 23 / 450
37-Saffat Suresi

149.Ayet

Mekke
فَاسْتَفْتِهِمْ أَلِرَبِّكَ الْبَنَاتُ وَلَهُمُ الْبَنُونَ -149 Festeftihim e li rabbikel benatü ve lehümül benun Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı? Şimdi sor o seninkilere: rabbına kızlar, onlara oğullar öyle mi? (Ey Peygamber!) Putperest müşriklere sor: Kızlar Rabbın´ın, oğlanlar onların mı ? 23 / 450
37-Saffat Suresi

150.Ayet

Mekke
أَمْ خَلَقْنَا الْمَلَائِكَةَ إِنَاثًا وَهُمْ شَاهِدُونَ -150 Em halaknel melaiket inasev ve hüm şahidun Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış? Yoksa biz Melâikeyi dişi yaratmışız da onlar şâhid mi bulunuyorlarmış? Yoksa biz melekleri dişiler olarak yaratmışız da onlar şâhidler mi bulunuyorlarmış ? 23 / 450
37-Saffat Suresi

151.Ayet

Mekke
أَلَا إِنَّهُمْ مِنْ إِفْكِهِمْ لَيَقُولُونَ -151 E la innehüm min ifkihim le yekulun (151-152) İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, “Allah çocuk sahibi oldu” diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar. Ha!.. onlar şübhesiz ki yalancıdırlar (151-152) Haberiniz olsun ki, onlar cidden yalan uydurmalarından, «Allah doğurdu» diyorlar ve gerçekten onlar yalancılardır. 23 / 450
37-Saffat Suresi

152.Ayet

Mekke
وَلَدَ اللَّهُ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ -152 Veledellahü ve innehüm le kazibun (151-152) İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, “Allah çocuk sahibi oldu” diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar. «Allah doğurdu» derler ve elbette bunlar yalancıdırlar (151-152) Haberiniz olsun ki, onlar cidden yalan uydurmalarından, «Allah doğurdu» diyorlar ve gerçekten onlar yalancılardır. 23 / 450
37-Saffat Suresi

153.Ayet

Mekke
أَصْطَفَى الْبَنَاتِ عَلَى الْبَنِينَ -153 Astafel benati alel benın Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti? Kızları oğullara tercih mi etmiş? (Hâşâ Allah), kızları oğullara tercîh etmiş, öyle mi ? 23 / 450
37-Saffat Suresi

154.Ayet

Mekke
مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ -154 Ma leküm keyfe tahkümun Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz! Nah sizlere! nasıl hukmediyorsunuz? Size ne oluyor, nasıl hükmediyorsunuz ?! 23 / 451
37-Saffat Suresi

155.Ayet

Mekke
أَفَلَا تَذَكَّرُونَ -155 E fe la tezekkerun Hiç düşünmüyor musunuz? Hiç de mi düşünmezsiniz? İyice düşünmez misiniz? 23 / 451
37-Saffat Suresi

156.Ayet

Mekke
أَمْ لَكُمْ سُلْطَانٌ مُبِينٌ -156 Em leküm sültanüm mübın Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var? Yoksa sizin için açık bir ferman mı var? Yoksa sizin açık bir belge ve deliliniz mi var ? 23 / 451
37-Saffat Suresi

157.Ayet

Mekke
فَأْتُوا بِكِتَابِكُمْ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ -157 Fe´tu bi kitabiküm in küntüm sadikıyn Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren) kitabınızı! O halde getirin kitabınızı sadıksanız Doğru kişilerden iseniz haydi kitabınızı getirin (de göreyim). 23 / 451
37-Saffat Suresi

158.Ayet

Mekke
وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبًا ۚ وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ إِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ -158 Ve cealu beynehu ve beynel cinneti neseba ve le kad alimetil cinnetü innehüm le muhdarun Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah’ın huzuruna getirileceklerini bilirler. Bir de onunla Cinler beyninde bir neseb uydururlar. Celâlim hakkı için Cinler bilirler ki onlar ihzar olunacaklardır Bunlar, Allah ile cinler arasında bir de hısımlık uydurdular. Halbuki cinler de onların mutlaka azaba hazır duruma getirileceklerini bilmektedirler. 23 / 451
37-Saffat Suresi

159.Ayet

Mekke
سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ -159 Sübhanellahi amma yesıun Allah, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Münezzeh sübhan o Allah onların isnad ettikleri vasıflardan Allah, onların iddia ve isnad ettikleri sıfatlardan yücedir, münezzehtir. 23 / 451
37-Saffat Suresi

160.Ayet

Mekke
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ -160 İlla ıbadellahil muhlesıyn Ancak Allah’ın ihlâslı kulları bunlar gibi değildir. Lâkin Allahın ıhlâs ile seçilen kulları başka Ancak Allah´ın iyi niyetli, samimi, gösterişten uzak (mü´min) kulları müstesna. 23 / 451
37-Saffat Suresi

161.Ayet

Mekke
فَإِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ -161 Fe inneküm ve ma ta´büdun (161-163) (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz. Çünkü siz ve taptıklarınız (161-162-163) Çünkü siz ve taptıklarınız, Cehennem´e girecek olanlar dışında, Allah´a karşı kimseyi azdıracak, baştan çıkartacak değilsiniz. 23 / 451
37-Saffat Suresi

162.Ayet

Mekke
مَا أَنْتُمْ عَلَيْهِ بِفَاتِنِينَ -162 Ma entüm aleyhi bi fatinın (161-163) (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz. Ona karşı kimseyi meftun edemezsiniz (161-162-163) Çünkü siz ve taptıklarınız, Cehennem´e girecek olanlar dışında, Allah´a karşı kimseyi azdıracak, baştan çıkartacak değilsiniz. 23 / 451
37-Saffat Suresi

163.Ayet

Mekke
إِلَّا مَنْ هُوَ صَالِ الْجَحِيمِ -163 İlla men hüve salil cehıym (161-163) (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz. Meğer ki Cahîme saldıran olsun (161-162-163) Çünkü siz ve taptıklarınız, Cehennem´e girecek olanlar dışında, Allah´a karşı kimseyi azdıracak, baştan çıkartacak değilsiniz. 23 / 451
37-Saffat Suresi

164.Ayet

Mekke
وَمَا مِنَّا إِلَّا لَهُ مَقَامٌ مَعْلُومٌ -164 Ve ma minna illa lehü mekamüm ma´lum (Melekler derler ki:) “Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır.” Bizden ise her birimiz için bir makamı ma´lûm vardır (Melekler), «bizden her birimiz için belli-belirli bir makam vardır. 23 / 451
37-Saffat Suresi

165.Ayet

Mekke
وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ -165 Ve inna le nahnüs saffun “Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.” Ve biz elbette biz o saf dizenleriz Ve bizler mutlaka saf saf dururuz, 23 / 451
37-Saffat Suresi

166.Ayet

Mekke
وَإِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ -166 Ve inna le nahnül müsebbihün “Şüphesiz biz (Allah’ı) tespih edip yüceltenleriz.” Ve biz elbette biz o tesbih edenleriz Ve şüphesiz bizler durmadan tesbîh ederiz,» (derler). 23 / 451
37-Saffat Suresi

167.Ayet

Mekke
وَإِنْ كَانُوا لَيَقُولُونَ -167 Ve in kanu le yekulun (167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.” Ve gerçek, evvel şöyle diyorlardır: (167-168-169) Her ne kadar müşrikler, «yanımızda öncekilerden kalma bir kitap bulunsaydı, elbette bizler, Allah´ın hâlis kullarından olurduk» dlyorlardıysa da, 23 / 451
37-Saffat Suresi

168.Ayet

Mekke
لَوْ أَنَّ عِنْدَنَا ذِكْرًا مِنَ الْأَوَّلِينَ -168 Lev enne ındena zikram minel evvelin (167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.” eğer yanımızda evvelkilerinkinden bir zikr olsa idi (167-168-169) Her ne kadar müşrikler, «yanımızda öncekilerden kalma bir kitap bulunsaydı, elbette bizler, Allah´ın hâlis kullarından olurduk» dlyorlardıysa da, 23 / 451
37-Saffat Suresi

169.Ayet

Mekke
لَكُنَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ -169 Lekünna ıbadellahil muhlesıyn (167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.” Her halde Allahın ıhlâs ile seçilmiş kullarından olurduk (167-168-169) Her ne kadar müşrikler, «yanımızda öncekilerden kalma bir kitap bulunsaydı, elbette bizler, Allah´ın hâlis kullarından olurduk» dlyorlardıysa da, 23 / 451
37-Saffat Suresi

170.Ayet

Mekke
فَكَفَرُوا بِهِ ۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ -170 Fe keferu bih fe sevfe ya´lemun Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler. Fakat şimdi ona küfrettiler, artık ileride bilecekler (Kitap indirilince) onu red ve inkâr ettiler. İleride (bu dönekliğin sonunun nereye varacağını) bileceklerdir. 23 / 451
37-Saffat Suresi

171.Ayet

Mekke
وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا الْمُرْسَلِينَ -171 Ve le kad sebekat kelimetüna li ıbadinel murselın Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti: Celâlim hakkı için risaletle gönderilen kullarımız hakkında şu kelimemiz sebkat etmiştir: (171-172) And olsun ki, peygamber olarak gönderdiğimiz kullarımız hakkında şu sözümüz sübut bulup gerçekleşmiştir: «Elbette onlar (peygamberler) yardım göreceklerdir.» 23 / 451
37-Saffat Suresi

172.Ayet

Mekke
إِنَّهُمْ لَهُمُ الْمَنْصُورُونَ -172 İnnehüm le hümül mensurun “Onlara mutlaka yardım edilecektir.” «Onlar elbette onlar muhakkak muzaffer olacaklardır (171-172) And olsun ki, peygamber olarak gönderdiğimiz kullarımız hakkında şu sözümüz sübut bulup gerçekleşmiştir: «Elbette onlar (peygamberler) yardım göreceklerdir.» 23 / 451
37-Saffat Suresi

173.Ayet

Mekke
وَإِنَّ جُنْدَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ -173 Ve inne cündena lehümül ğalibun “Şüphesiz ordularımız galip gelecektir.” Ve elbette bizim askerlerimiz mutlak onlar galib geleceklerdir» «Ve şüphesiz bizim ordumuz mutlaka galib geleceklerdir.» 23 / 451
37-Saffat Suresi

174.Ayet

Mekke
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّىٰ حِينٍ -174 Fe tevelle anhüm hatta hıyn O hâlde, bir süreye kadar onlardan yüz çevir Onun için yüz çevir de onlardan bir zamana kadar Artık sen onlardan bir süreye kadar yüzçevir. 23 / 451
37-Saffat Suresi

175.Ayet

Mekke
وَأَبْصِرْهُمْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ -175 Ve ebsırhüm fe sevfe yübsırun Gözetle onları, yakında onlar da görecekler. Gör onları: yakında görecekler Onların sonunun ne olacağını gör, onlar da göreceklerdir. 23 / 451
37-Saffat Suresi

176.Ayet

Mekke
أَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ -176 E fe biazabina yesta´cilun Yoksa onlar azabımızı acele mi istiyorlar? Ya şimdi bizim azâbımızı mı iviyorlar? Azabımızın hemen gelmesini mi istiyorlar? 23 / 451
37-Saffat Suresi

177.Ayet

Mekke
فَإِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمْ فَسَاءَ صَبَاحُ الْمُنْذَرِينَ -177 Fe iza nezele bi sahatihim fe sae sabahul münzerın Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde, o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur! Amma onların sahasına indiği vakıt ne fenadır o acı haber verilenlerin sabahı!... Azâb onların sahasına indiği zaman, o uyarılan (nankör inkârcı)ların sabahı ne kötü olur! 23 / 451
37-Saffat Suresi

178.Ayet

Mekke
وَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّىٰ حِينٍ -178 Ve tevelle anhüm hatta hıyn Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir. Yine sen yüz çevir de onlardan bir zamana kadar Ve sen bir süre onlardan yüzçevir. 23 / 451
37-Saffat Suresi

179.Ayet

Mekke
وَأَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ -179 Ve ebsır fe sevfe yübsırun (Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler. Gör, yakında görecekler (Sonlarının ne olacağını) gör, kendileri de yakında göreceklerdir. 23 / 451
37-Saffat Suresi

180.Ayet

Mekke
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ -180 Sübhane rabbike rabbil ızzeti amma yesfun Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Tesbiyh o ızzetin sahibi rabbına onların vasıflarından Çok üstün, çok güçlü olan Rabbin, onların vasfedegeldiklerinden yücedir, münezzehtir. 23 / 451
37-Saffat Suresi

181.Ayet

Mekke
وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ -181 Ve selamün alel murselın Peygamberlere selâm olsun. Ve selâm mürselîne Selâm, gönderilen peygamberlere olsun ! 23 / 451
37-Saffat Suresi

182.Ayet

Mekke
وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ -182 Vel hamdü lillahi rabbil alemın Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Ve hamd âlemlerin rabbı Allaha Hamd de âlemlerin Rabbi Allah´a mahsustur. 23 / 451
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014