SURE AYET NO |
ARAPÇA |
OKUNUŞU |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI |
CELAL YILDIRIM |
CÜZÜ SAYFA |
79-Nazi'at Suresi
1.Ayet
Mekke |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا -1 |
Vennazi´ati ğarken. |
Andolsun (kâfirlerin ruhlarını) şiddetle çekip çıkaranlara, |
O daldırıp nez´ edenlere |
And olsun o tutup boğarcasına çekip alanlara, |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
2.Ayet
Mekke |
وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا -2 |
Vennaşitati neştan. |
Andolsun (mü’minlerin ruhlarını) kolaylıkla alanlara, |
Ve usulcacık çekenlere |
O hafif dokunup usulca alanlara. |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
3.Ayet
Mekke |
وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا -3 |
Vessabihati sebhan. |
Andolsun yüzüp yüzüp gidenlere, |
Ve yüzüp yüzüp gidenlere |
Yüzdükçe yüzenlere, |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
4.Ayet
Mekke |
فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا -4 |
Fessabikati sebkan. |
Derken, öne geçenlere, |
Derken yarışıp geçenlere |
Yarıştıkça yarışanlara, |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
5.Ayet
Mekke |
فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا -5 |
Felmudebbirati emren. |
Nihayet işi çekip çevirenlere (ki, mutlaka tekrar diriltileceksiniz). |
Derken bir emir çevirenlere kasem olsun ki (Kıyamet var) |
İşi yönetip yönlendirenlere.. |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
6.Ayet
Mekke |
يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ -6 |
Yevme tercufurracifetu. |
(6-7) Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir. |
O gün ki sarsar râcife |
O gün (yeri) sarsan sarsacak. |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
7.Ayet
Mekke |
تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ -7 |
Tetbe´uherradifetu. |
(6-7) Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir. |
Onu velyeder o râdife |
Ardı sıra bir diğeri izleyecek. |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
8.Ayet
Mekke |
قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ -8 |
Kulubun yevmeizin vacifetun. |
O gün birtakım kalpler (tedirginlik içinde) şiddetle çarpacaktır. |
Yürekler o gün oynar kaygıdan |
Kalbler o gün (titreyip) yerinden oynayacak. |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
9.Ayet
Mekke |
أَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌ -9 |
Ebsaruha haşi´atun. |
Onların gözleri (korku ile) inecektir. |
Gözleri kalkmaz saygıdan |
Gözleri saygı ile yere bakıp kalacak. |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
10.Ayet
Mekke |
يَقُولُونَ أَإِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِ -10 |
Yekulune einna lemerdudune fiylhafireti. |
Şöyle derler: “Biz gerçekten gerisin geriye eski hâlimize mi döndürüleceğiz?” |
Diyorlar ki: biz, gerçek döndürülecek miyiz o hufrede |
(10-11) (İnkarcı sapıklar) derler ki: «Biz çürüyüp ufalanmış kemikler hâline geldiğimizde acaba eski durumumuza döndürülecek miyiz?!» |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
11.Ayet
Mekke |
أَإِذَا كُنَّا عِظَامًا نَخِرَةً -11 |
Eiza kunna ´ızamen nehıreten. |
“Bizler çürümüş kemiklere döndükten sonra mı?” |
Ya ufalanmış kemikler olduğumuz vaktı ha? |
(10-11) (İnkarcı sapıklar) derler ki: «Biz çürüyüp ufalanmış kemikler hâline geldiğimizde acaba eski durumumuza döndürülecek miyiz?!» |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
12.Ayet
Mekke |
قَالُوا تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ -12 |
Kalu tilke izen kerretun hasiretun. |
“Öyle ise bu hüsran dolu bir dönüştür” dediler. |
O dediler: o halde husranlı bir dönüş |
«O takdirde bu zararlı bir dönüştür..» derler. |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
13.Ayet
Mekke |
فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ -13 |
Feinnema hiye zecretun vahıdetun. |
Hâlbuki o, bir haykırıştan (sûr’un üfürülmesinden) ibarettir. |
Fakat o zorlu bir kumandadır |
(Ama onların dirilip eski hallerine gelmesi için yetecek) bir tek haykırış!. |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
14.Ayet
Mekke |
فَإِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِ -14 |
Feiza hum bissahireti. |
Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler. |
Bakarsın uyanmışlar hepsi meydandadır |
Bir de bakarsın (hepsi) uyanık olarak toprağın üstündeler. |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
15.Ayet
Mekke |
هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَىٰ -15 |
Hel etake hadiysu musa. |
(Ey Muhammed!) Mûsâ’nın haberi sana geldi mi? |
Geldi ya sana Musânın kıssası? |
Musa´nın hâdisesi (başından geçen kıssası) sana geldi değil mi ? |
30
/ 582
|
79-Nazi'at Suresi
16.Ayet
Mekke |
إِذْ نَادَاهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى -16 |
İz nadahu rabbuhu bilvadilmukaddesi tuven. |
Hani, Rabbi ona mukaddes Tuvâ vadisinde şöyle seslenmişti: |
O vakıt ki ona rabbı nidâ etmişti o mukaddes vadîde: Tuva´da |
Hani Rabbi ona mukaddes vadi Tûvâ´da (şöyle) seslenmişti: |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
17.Ayet
Mekke |
اذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَىٰ -17 |
İzheb ila fir´avne innehu tağa. |
“Haydi Firavun’a git! Çünkü o azmıştır.” |
Haydi demişti git Firavne de, çünkü o pek azdı |
Fir´avn´a git, doğrusu o iyice azmıştır. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
18.Ayet
Mekke |
فَقُلْ هَلْ لَكَ إِلَىٰ أَنْ تَزَكَّىٰ -18 |
Fekul hel leke ila en tezekka. |
“Ona de ki: İster misin (küfür ve isyanından) temizlenesin? |
De ki: ister misin temizlenesin? |
Ona de ki: «Arınmak ister misin ? |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
19.Ayet
Mekke |
وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ -19 |
Ve ehdiyeke ila rabbike fetahşa. |
Seni Rabbine ileteyim de O’na karşı derinden saygı duyup korkasın!” |
Ve rabbına irşad edeyim de seni saygılanasın? |
Sana, Rabbına giden doğru yolu göstereyim de derin bir saygıyla korkup eğilesin.» |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
20.Ayet
Mekke |
فَأَرَاهُ الْآيَةَ الْكُبْرَىٰ -20 |
Feerahul´ayetelkubra. |
Derken Mûsâ ona en büyük mucizeyi gösterdi. |
Vardı ona o büyük mu´cizeyi de gösterdi. |
Bunun üzerine Musa, ona o büyük mu´cizeyi gösterdi. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
21.Ayet
Mekke |
فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ -21 |
Fekezzebe ve ´asa. |
Fakat o, Mûsâ’yı yalanladı ve isyan etti. |
Fakat o tekzîb etti, ısyan etti |
Fir´avn (onu) yalanladı ve baş kaldırdı. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
22.Ayet
Mekke |
ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَىٰ -22 |
Summe edbere yes´a. |
Sonra sırt dönüp koşarak gitti. |
Sonra koşarak idbara gitti |
Sonra da arkasını çevirip acele gitti. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
23.Ayet
Mekke |
فَحَشَرَ فَنَادَىٰ -23 |
Fehaşere fenada. |
Hemen (adamlarını) topladı ve onlara seslendi: |
Derken mahşerini topladı da bağırdı: |
(Halkı) biraraya toplayıp seslendi : |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
24.Ayet
Mekke |
فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَىٰ -24 |
Fekale ene rabbukumul´a´la. |
“Ben, sizin en yüce Rabbinizim!” dedi. |
Benim en yüksek rabbınız, dedi |
«Ben sizin en yüce tanrınızım !» dedi. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
25.Ayet
Mekke |
فَأَخَذَهُ اللَّهُ نَكَالَ الْآخِرَةِ وَالْأُولَىٰ -25 |
Feehazehullahu nekalel´ahıreti vel´ula. |
Allah onu, ibret verici şekilde dünya ve âhiret cezasıyla cezalandırdı. |
Allah da onu tuttu sonuna önüne nekâl olmak üzere tenkîl ediverdi |
Bu yüzden Allah onu (öğüt ve ibret alınacak şekilde) Dünya ve Âhiret azâbıyla yakalayıverdi. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
26.Ayet
Mekke |
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشَىٰ -26 |
İnne fiy zalike le´ubreten limen yahşa. |
Şüphesiz bunda Allah’tan sakınıp korkan kimseler için büyük bir ibret vardır. |
Şübhesiz ki bunda bir ıbret var, saygı duyacaklar için |
Şüphesiz ki bu hâdisede, Allah´tan saygı ile korkanlara ibret ve öğüt vardır. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
27.Ayet
Mekke |
أَأَنْتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ السَّمَاءُ ۚ بَنَاهَا -27 |
Eentum eşeddu halkan emissema´u benaha. |
(Ey inkârcılar!) Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur. |
Siz mi daha çetinsiniz yaratılışça yoksa Sema mı? O «Allah» onu bina etti |
Sizi yaratmak mı daha zordur yoksa göğü yaratmak mı ? (Allah) onu inşâ edip var kılmıştır. (Hâlâ görmüyor musunuz?!) |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
28.Ayet
Mekke |
رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّاهَا -28 |
Refe´a semkeha fesevvaha. |
Onu yükseltmiş ve ona düzen ve âhenk vermiştir. |
Boyuna irtifa´ verdi. Nizamına koydu |
Tavanını yükseltti de ona (en uygun) düzen ve dengeyi sağladı. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
29.Ayet
Mekke |
وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَاهَا -29 |
Ve ağtaşe leyleha ve ahrece duhaha. |
O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı. |
Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı |
Gecesini karanlık yaptı, kuşluğunu (aydınlık olarak) çıkardı. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
30.Ayet
Mekke |
وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَاهَا -30 |
Vel´arda ba´de zalike dehaha. |
Ardından yeri düzenleyip döşedi. |
Ondan sonra da arzı döşedi |
Arkasından da yeryüzünü döşeyip hazırladı. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
31.Ayet
Mekke |
أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا -31 |
Ahrece minha aeha ve mer´aha. |
Ondan suyunu ve merasını çıkardı. |
Ondan suyunu ve mer´asını çıkardı |
Ondan da suyunu ve otlağını (çeşit çeşit ağaç ve bitkilerini) çıkardı. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
32.Ayet
Mekke |
وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا -32 |
Velcibale ersaha. |
Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi. |
Ve dağlarını oturttu |
Dağları dikip sağlamlaştırdı. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
33.Ayet
Mekke |
مَتَاعًا لَكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ -33 |
Meta´an lekum ve lien´amikum. |
Bunları sizin için ve hayvanlarınız için bir yarar kaynağı yaptı. |
Sizin ve davarlarınızın intifa´ı için |
(Bütün bunları) size ve davarlarınıza yararlı geçimlik kılmıştır. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
34.Ayet
Mekke |
فَإِذَا جَاءَتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَىٰ -34 |
Feiza caetittammetulkubra. |
(34-35) En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar. |
Fakat geldiği vakıt o «tâmme-i kübrâ» |
O güç getirilemiyecek büyük (Kıyamet) felâketi geldiği zaman ; |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
35.Ayet
Mekke |
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنْسَانُ مَا سَعَىٰ -35 |
Yevme yetezekkerul´insanu ma se´a. |
(34-35) En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar. |
O insanın neye koştuğunu anlıyacağı gün |
O gün insan ne için çalışıp çabaladığını hatırlayıp anlar. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
36.Ayet
Mekke |
وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَنْ يَرَىٰ -36 |
Ve burrizetilcehıymu limen yera. |
Cehennem, görenler için apaçık bir şekilde gösterilir. |
Ve Cahîm hortlatıldığı vakıt, görür kimseler için |
Cehennem de ortaya çıkıp görebilene görünür. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
37.Ayet
Mekke |
فَأَمَّا مَنْ طَغَىٰ -37 |
Feemma men tağa. |
(37-39) Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır. |
Artık her kim azgınlık etmiş, |
(37-38-39) Artık kim azıp dünya hayatını seçerek tercîh etmişse, şüphesiz Cehennem onun varacağı yerdir. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
38.Ayet
Mekke |
وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا -38 |
Ve aserelhayateddunya. |
(37-39) Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır. |
Dünya hayatı tercih eylemiş ise |
(37-38-39) Artık kim azıp dünya hayatını seçerek tercîh etmişse, şüphesiz Cehennem onun varacağı yerdir. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
39.Ayet
Mekke |
فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَىٰ -39 |
Feinnelcahıyme hiyelme´va. |
(37-39) Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır. |
muhakkak Cahîmdir onun varacağı |
(37-38-39) Artık kim azıp dünya hayatını seçerek tercîh etmişse, şüphesiz Cehennem onun varacağı yerdir. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
40.Ayet
Mekke |
وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَىٰ -40 |
Ve emma men hafe mekame rabbihi ve nehennefse ´anilheva. |
(40-41) Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır. |
Her kim de rabbının makamından korkmuş ve nefsi hevadan nehy eylemiş ise |
(40-41) Kim de Rabbının (yüce) makamından korkmuş da nefsini havaî şeylerden alıkoymuşsa, şüphesiz ki Cennet onun varacağı yerdir. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
41.Ayet
Mekke |
فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَىٰ -41 |
Feinnelcennete hiyel me´va. |
(40-41) Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır. |
muhakak Cennettir onun varacağı |
(40-41) Kim de Rabbının (yüce) makamından korkmuş da nefsini havaî şeylerden alıkoymuşsa, şüphesiz ki Cennet onun varacağı yerdir. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
42.Ayet
Mekke |
يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا -42 |
Yes´eluneke ´anissa´ati eyyane mursaha. |
Sana, kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. |
Sana o saattan soruyorlar: ne zaman demir atması? |
Senden Kıyâmet´in kopuş saatinin ne vakit ortaya çıkacağını soruyorlar. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
43.Ayet
Mekke |
فِيمَ أَنْتَ مِنْ ذِكْرَاهَا -43 |
Fiyme ente min zikraha. |
Onu bilip söylemek nerede, sen nerede? |
Nerde senden onu anlatması? |
Sende ona ait bilgi nerede ki anlatasın ?! |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
44.Ayet
Mekke |
إِلَىٰ رَبِّكَ مُنْتَهَاهَا -44 |
İla rabbike muntehaha. |
Onun nihai bilgisi yalnız Rabbine âittir. |
Rabbınadır onun müntehası |
Onun kopuş ânının bilgisi Rabbına dayanıp noktalanır. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
45.Ayet
Mekke |
إِنَّمَا أَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشَاهَا -45 |
İnnema ente munziru men yahşaha. |
Sen, ancak ondan korkanları uyarıcısın. |
Sen ancak bir münzirisin ondan haşyet duyacakların |
Sen ancak (Allah´tan) saygı ile korkup eğilenleri uyaransın. |
30
/ 583
|
79-Nazi'at Suresi
46.Ayet
Mekke |
كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا -46 |
Keennehum yevme yerevneha lem yelbesu illa ´aşiyyeten ev duhaha. |
Kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler. |
Onu görecekleri gün onlar, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler |
Kıyâmet´i gördükleri gün sanki (Dünya´da) ancak bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler. (Dünya´nın ömrünün uzunluğuna, Âhiretin sonsulzuğuna nisbetle insanoğlunun ömrünün ne kadar kısa olduğuna işaret ediliyor.) |
30
/ 583
|