SURE AYET NO |
ARAPÇA |
OKUNUŞU |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI |
CELAL YILDIRIM |
CÜZÜ SAYFA |
90-Beled Suresi
1.Ayet
Mekke |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ لَا أُقْسِمُ بِهَٰذَا الْبَلَدِ -1 |
La uksimü bilhazelbeledi. |
(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık. |
Yo... Kasem ederim bu beldeye |
Hayır, bu şehre (Kutsal Mekke´ye) and olsun. |
30
/ 593
|
90-Beled Suresi
2.Ayet
Mekke |
وَأَنْتَ حِلٌّ بِهَٰذَا الْبَلَدِ -2 |
Ve ente hıllün bihazelbeledi. |
(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık. |
Sen hıll iken bu beldede |
Sen bu şehirde yerli olarak oturmuşsundur. (Bu şehir sana daha lâyık ve daha helâldir). |
30
/ 593
|
90-Beled Suresi
3.Ayet
Mekke |
وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ -3 |
Ve validin ve ma velede. |
(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık. |
Ve bir validle veledine ki |
Babaya da, doğan çocuğuna da and olsun, |
30
/ 593
|
90-Beled Suresi
4.Ayet
Mekke |
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ فِي كَبَدٍ -4 |
Lekad halaknel´insane fiy kebedin. |
(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık. |
Hakikaten biz insanı bir meşakkat içinde yarattık |
Ki biz insanı (kendine has) sıkıntı ve zorluk içinde (yaratıp) meydana getirdik. |
30
/ 593
|
90-Beled Suresi
5.Ayet
Mekke |
أَيَحْسَبُ أَنْ لَنْ يَقْدِرَ عَلَيْهِ أَحَدٌ -5 |
Eyahsebü en len yakdire ´aleyhi ehadün. |
İnsanoğlu, kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor? |
O kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor? |
O, kendisine hiç kimsenin güç getiremiyeceğini mi sanır? |
30
/ 593
|
90-Beled Suresi
6.Ayet
Mekke |
يَقُولُ أَهْلَكْتُ مَالًا لُبَدًا -6 |
Yekulü ehlektü malen lübeden. |
“Yığınla mal harcadım” diyor. |
Ben yığın yığın mal telef ettim diyor |
Yığın yığın mal sarfedip tükettim, diyor. |
30
/ 593
|
90-Beled Suresi
7.Ayet
Mekke |
أَيَحْسَبُ أَنْ لَمْ يَرَهُ أَحَدٌ -7 |
Eyahsebü en lem yerehu ehadün. |
Kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor? |
Onu bir gören olmadı mı zann ediyor? |
Onu hiç gören olmadı mı sanıyor? |
30
/ 593
|
90-Beled Suresi
8.Ayet
Mekke |
أَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِ -8 |
Elem nec´al lehu ´ayneyni. |
(8-10) Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi? |
Vermedik mi biz ona iki göz |
(8-9) Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi ? |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
9.Ayet
Mekke |
وَلِسَانًا وَشَفَتَيْنِ -9 |
Ve lisanen ve şefeteyni. |
(8-10) Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi? |
Ve bir dil ve iki dudak; |
(8-9) Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi ? |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
10.Ayet
Mekke |
وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِ -10 |
Ve hedeynahünnecdeyni. |
(8-10) Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi? |
İki de tepe gösterdik |
(Doğru ve eğri olmak üzere) iki de yol göstermedik mi ? |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
11.Ayet
Mekke |
فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ -11 |
Felaktehamel´akabete. |
Fakat o, sarp yokuşa atılmadı. |
Fakat o göğüs veremedi o (akabeye) sarp yokuşa |
Ama o sarp geçidi geçmeye katlanmadı. |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
12.Ayet
Mekke |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْعَقَبَةُ -12 |
Ve ma edrake mel´akabetü. |
Sarp yokuşun ne olduğunu sen ne bileceksin? |
Bildin mi o sarp yokuş ne? |
Sarp geçidin ne olduğunu bilir misin ? |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
13.Ayet
Mekke |
فَكُّ رَقَبَةٍ -13 |
Fekkü rekabetin. |
O tutsak bir boynu çözmek (köle azat etmek)tir. |
(Fekki rakabe) esîr bir boyun kurtarmak |
Bir köle ya da esirin bağını çözüp hürriyetine kavuşturmaktır. |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
14.Ayet
Mekke |
أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ -14 |
Ev ıt´amün fiy yevmin ziy mesğabetin. |
(14-16) Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır. |
Veya salgın bir açlık gününde yemek yedirmek |
(14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir. |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
15.Ayet
Mekke |
يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ -15 |
Yetiymen za makrebetin. |
(14-16) Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır. |
Yakınlığı olan bir yetîme |
(14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir. |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
16.Ayet
Mekke |
أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ -16 |
Ev miskiynen za metrebetin. |
(14-16) Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır. |
Veya toprak döşenen bir miskîne |
(14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir. |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
17.Ayet
Mekke |
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ -17 |
Sümme kane minelleziyne amenu ve tevasav bissabri ve tevasav bilmerhameti. |
(17-18) Sonra da iman edenlerden olup birbirine sabrı tavsiye edenlerden, birbirine merhameti tavsiye edenlerden olanlar var ya, işte onlar Ahiret mutluluğuna erenlerdir. |
Sonra olmadı o iyman edip de sabra vasıyyetleşen ve merhamete vasıyyetleşenlerden |
Sonra da birbirlerine sabır ve merhamet tavsiye eden mü´minlerden olmaktır. |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
18.Ayet
Mekke |
أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ -18 |
Ol,eke ashabülmeymene |
(17-18) Sonra da iman edenlerden olup birbirine sabrı tavsiye edenlerden, birbirine merhameti tavsiye edenlerden olanlar var ya, işte onlar Ahiret mutluluğuna erenlerdir. |
Ki onlardır işte meymenet sahibleri (Ashab-ı Meymene) |
İşte bunlar sağ tarafta yerlerini alanlardır. |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
19.Ayet
Mekke |
وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا هُمْ أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ -19 |
Velleziyne keferu biayatina hüm ashabülmeş´emeti |
Âyetlerimizi inkâr edenler ise; kötülüğe batmış kimselerdir. |
Âyetlerimize küfr edenler ise onlardır işte: Şeâmet sahibleri (Ashab-ı Meş´eme) |
Âyetlerimizi inkâr edenler ise sol tarafta yerlerini alanlardır. |
30
/ 594
|
90-Beled Suresi
20.Ayet
Mekke |
عَلَيْهِمْ نَارٌ مُؤْصَدَةٌ -20 |
´Aleyhim narün mü´sadetün |
Üzerlerinde etrafı sımsıkı kapatılmış bir ateş vardır. |
Üzerlerine bir ateş bastırılıp kapıları kapanacak |
Ve üzerlerine kapılan kapanmış bir ateş.. |
30
/ 594
|