SURE AYET NO |
ARAPÇA |
OKUNUŞU |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI |
CELAL YILDIRIM |
CÜZÜ SAYFA |
77-Mürselat Suresi
1.Ayet
Mekke |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالْمُرْسَلَاتِ عُرْفًا -1 |
Velmurselati ´urfen. |
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. |
Kasem olsun o urf için gönderilenlere |
Ardarda gönderilen rüzgârlara, (rüzgârlar misâli Allah yolunda peşpeşe akıp giden akıncılara, ardarda inen Allah sözlerine), |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
2.Ayet
Mekke |
فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًا -2 |
Fel´asıfati ´asfen. |
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. |
Derken büküp devirenlere |
(Allah´ın dinini) yaydıkça yayanlara, |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
3.Ayet
Mekke |
وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًا -3 |
Vennaşirati neşren. |
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. |
Ve neşrederek yayanlara |
(Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden) ayırdettikçe edenlere, |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
4.Ayet
Mekke |
فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًا -4 |
Felfarikati ferkan. |
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. |
Derken seçip ayıranlara |
(4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
5.Ayet
Mekke |
فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْرًا -5 |
Felmulkıyati zikren. |
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. |
Sonra bir ögüt bırakanlara |
(4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
6.Ayet
Mekke |
عُذْرًا أَوْ نُذْرًا -6 |
´Uzren ev nuzren. |
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. |
Gerek özr için olsun gerek inzar |
(4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
7.Ayet
Mekke |
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌ -7 |
İnnema tu´adune levakı´un. |
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. |
Herhalde size va´dolunan muhakkak olacaktır |
(4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
8.Ayet
Mekke |
فَإِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْ -8 |
Feizennucumu tumiset. |
Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman, |
Hani o yıldızlar silindiği vakıt |
Yıldızların ışığı giderilip silindiği zaman, |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
9.Ayet
Mekke |
وَإِذَا السَّمَاءُ فُرِجَتْ -9 |
Ve izessemau furicet. |
Gök yarıldığı zaman, |
Ve o Sema açıldığı vakıt |
Gök açılıp varıldığı zaman, |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
10.Ayet
Mekke |
وَإِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْ -10 |
Ve izelcibalu nusifet. |
Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, |
Ve o dağlar savurulduğu vakıt |
Dağlar yerinden kopup savrulduğu zaman, |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
11.Ayet
Mekke |
وَإِذَا الرُّسُلُ أُقِّتَتْ -11 |
Ve izerrusulu ukkıtet. |
Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir). |
Ve o elçiler miykatlarına irdirildiği vakıt |
Peygamberler (belli bir günün) belirlenmiş vaktinde (şâhidlik için) biraraya getirildiği zaman.. |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
12.Ayet
Mekke |
لِأَيِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ -12 |
Lieyyi yevmin uccilet. |
(Bu) hangi güne ertelenmiştir? |
Onlar hangi güne te´cil edildi? |
Bunlar hangi gün için geciktirildiler? |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
13.Ayet
Mekke |
لِيَوْمِ الْفَصْلِ -13 |
Liyevmilfasli. |
Hüküm ve ayırım gününe. |
Fasıl gününe |
(13-14) (Doğru ile eğrinin, hakk ile bâtılın) birbirinden ayrılıp hükme bağlanacağı gün için (geciktirildiler). O ayrım günü nedir bilir misin ? |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
14.Ayet
Mekke |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الْفَصْلِ -14 |
Ve ma edrake ma yevmulfasli. |
Hüküm ve ayırım gününü sen ne bileceksin. |
bildin mi nedir fasıl günü? |
(13-14) (Doğru ile eğrinin, hakk ile bâtılın) birbirinden ayrılıp hükme bağlanacağı gün için (geciktirildiler). O ayrım günü nedir bilir misin ? |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
15.Ayet
Mekke |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -15 |
Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
O gün vay yalanlayanların hâline! |
Vay haline o gün yalan diyenlerin |
O gün (Hakk´ı) yalanlayanların o gün vay hâline ! |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
16.Ayet
Mekke |
أَلَمْ نُهْلِكِ الْأَوَّلِينَ -16 |
Elem nuhlikil´evveliyne. |
Biz öncekileri helâk etmedik mi? |
Helâk etmedik mi evvelkileri? |
Önce gelip geçenleri yok etmedik mi ? |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
17.Ayet
Mekke |
ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ الْآخِرِينَ -17 |
Summe nutbi´uhumul´ahıriyne. |
Sonra arkadan gelenleri de onların peşine takacağız. |
Sonra arkalarına takacağız geridekileri |
Sonra arkalarından gelenleri onların peşine takıp katacağız. |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
18.Ayet
Mekke |
كَذَٰلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ -18 |
Kezalike nef´alu bilmucrimiyne. |
Biz suçlulara işte böyle yaparız. |
Biz öyle yaparız mücrimleri |
İşte suçlu günahkârlara böyle yaparız. |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
19.Ayet
Mekke |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -19 |
Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
O gün vay yalanlayanların hâline! |
Vay haline o gün yalan diyenlerin |
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. |
29
/ 579
|
77-Mürselat Suresi
20.Ayet
Mekke |
أَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَاءٍ مَهِينٍ -20 |
Elem nahlukkum min main mehiynin. |
Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı? |
Yaratmadık mı sizi bir hakîr sudan? |
Sizi bayağı bir sudan yaratmadık mı ? |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
21.Ayet
Mekke |
فَجَعَلْنَاهُ فِي قَرَارٍ مَكِينٍ -21 |
Fece´alnahu fiy kararin mekiynin. |
(21-22) Sonra onu belli bir süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk. |
Kılıp da onu bir makarda temkin |
(21-22) Sonra onu belirlenmiş bir vakte kadar sağlam bir karargâhta bulundurmadık mı ? |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
22.Ayet
Mekke |
إِلَىٰ قَدَرٍ مَعْلُومٍ -22 |
İla kaderin ma´lumin. |
(21-22) Sonra onu belli bir süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk. |
Ma´lûm bir kadere değin |
(21-22) Sonra onu belirlenmiş bir vakte kadar sağlam bir karargâhta bulundurmadık mı ? |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
23.Ayet
Mekke |
فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ -23 |
Fekaderna feni´melkadirune. |
Sonra da ona ölçülü bir biçim verdik. Biz ne güzel biçim verenleriz! |
Demek ki ölçmüşüz, demek ki biz ne güzel kâdiriz |
Biz, onu kudretimizle belli ölçüde tuttuk. Kudret yettirenler olarak biz ne güzel kudretlileriz!. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
24.Ayet
Mekke |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -24 |
Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
O gün vay yalanlayanların hâline! |
Vay haline o gün yalan diyenlerin |
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline !. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
25.Ayet
Mekke |
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا -25 |
Elem nec´alil´arda kifaten. |
(25-26) Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı? |
Ve kılmadık mı Arzı bir tokat |
(25-26) Yeryüzünü dirilere de, ölülere de bir toplanma yeri (hazırlık devresi) yapmadık mı? . |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
26.Ayet
Mekke |
أَحْيَاءً وَأَمْوَاتًا -26 |
Ahyaen ve emvaten. |
(25-26) Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı? |
Gerekse diriler için gerekse emvat |
(25-26) Yeryüzünü dirilere de, ölülere de bir toplanma yeri (hazırlık devresi) yapmadık mı? . |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
27.Ayet
Mekke |
وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَأَسْقَيْنَاكُمْ مَاءً فُرَاتًا -27 |
Ve ce´alna fiyha revasiye şamihatin ve eskaynakum maen furaten. |
Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi? |
Ve oturdup da onda yumru yumru oturaklı dağlar, sunmadık mı size bir su (tatlı) bir furat |
Orada sabit yüce dağlar meydana getirdik ve size tatlı içimi kolay bir su içirmedik mi ? |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
28.Ayet
Mekke |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -28 |
Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
O gün vay yalanlayanların hâline! |
Vay haline o gün yalan diyenlerin |
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
29.Ayet
Mekke |
انْطَلِقُوا إِلَىٰ مَا كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ -29 |
İntaliku ila ma kuntum bihi tukezzebune. |
Onlara şöyle denecek: “Yalanlamakta olduğunuz şeye (cehennem azabına) gidin.” |
Haydi boşanın o yalan dediğinize |
Yalanlayıp durduğunuz şey´e (azaba) doğru yollanın. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
30.Ayet
Mekke |
انْطَلِقُوا إِلَىٰ ظِلٍّ ذِي ثَلَاثِ شُعَبٍ -30 |
İntaliku ila zıllin ziy selasi şu´abin. |
(30-31) “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur.” |
Haydi boşanın bir üç çatallı gölgeye |
(Cehennem´in kara dumanının oluşturduğu) üç kollu gölgeye gidin. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
31.Ayet
Mekke |
لَا ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِي مِنَ اللَّهَبِ -31 |
La zaliylin ve la yuğniy minellehebi. |
(30-31) “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur.” |
Ne gölgelendirir ne alevden korur |
O, ne gölgelendiricidlr, ne de yükselen alevden korur.. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
32.Ayet
Mekke |
إِنَّهَا تَرْمِي بِشَرَرٍ كَالْقَصْرِ -32 |
İnneha termiy bişererin kelkasri. |
Şüphesiz cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar. |
çünkü o, öyle şerareler atacaktır ki her biri bir saray gibi |
Şüphesiz ki, o, saray gibi (büyüklük ve yükseklikte) kıvılcım atar. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
33.Ayet
Mekke |
كَأَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌ -33 |
Keennehu cimaletun sufrun. |
Bunlar sanki birer kızıl devedir. |
Sanki sarı sarı hopalar gibi |
Sanki o kıvılcımın herbiri sarı renkte birer devedir. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
34.Ayet
Mekke |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -34 |
Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
O gün vay yalanlayanların hâline! |
Vay haline o gün yalan diyenlerin |
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
35.Ayet
Mekke |
هَٰذَا يَوْمُ لَا يَنْطِقُونَ -35 |
Haza yevmu la yentıkune. |
Bu, konuşamayacakları gündür. |
Bugün nutukları tutulacağı gündür |
Bu, onların nutkunun tutulacağı gündür. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
36.Ayet
Mekke |
وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ -36 |
Ve la yu´zenu lehum feya´tezirune. |
Onlara izin de verilmez ki, özür dilesinler. |
İzin de verilmez ki i´tizar ederler |
Kendilerine izin verilmez ki özür beyân etsinler. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
37.Ayet
Mekke |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -37 |
Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
O gün vay yalanlayanların hâline! |
Vay haline o gün yalan diyenlerin |
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
38.Ayet
Mekke |
هَٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ ۖ جَمَعْنَاكُمْ وَالْأَوَّلِينَ -38 |
Haza yevmulfasli cema´nakum vel´evveliyne. |
Bu, hüküm ve ayırma günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır. |
Bu işte o fasıl günü topladık sizi ve evvelkileri |
Bu, sizleri ve öncekileri toplayıp biraraya getirdiğimiz (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden, gerçeği yalandan) ayırd eden hüküm günüdür. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
39.Ayet
Mekke |
فَإِنْ كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ -39 |
Fein kane lekum keydun fekiyduni. |
Eğer bir tuzağınız varsa, haydi bana tuzak kurun! |
Varsa bir fenniniz atlatın beni |
O halde eğer bir hile ve düzeniniz varsa, o hileyi hemen bana karşı uygulayın !. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
40.Ayet
Mekke |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -40 |
Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
O gün vay yalanlayanların hâline! |
Vay haline o gün yalan diyenlerin |
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline ! |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
41.Ayet
Mekke |
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي ظِلَالٍ وَعُيُونٍ -41 |
İnnelmuttekıyne fiy zılalin ve ´uyunin. |
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlarındadırlar. |
Şübhesiz ki (korunan) müttakîler gölgelerde, kaynaklarda |
Şüphesiz ki muttakîler (Allah´tan saygı ile korkup hile, yalan ve düzenbazlıktan sakınanlar) gölgelikte pınarlar başında, canlarının çektiği meyveler arasındadırlar. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
42.Ayet
Mekke |
وَفَوَاكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ -42 |
Ve fevakihe mimma yeştehune. |
Canlarının çektiği meyveler içerisindedirler. |
Ve canlarının istediğinden meyveler içindedirler |
Yapageldiğiniz (güzel, yararlı) amellere karşılık afiyetle, gönül huzuruyla yeyiniz, içiniz. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
43.Ayet
Mekke |
كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ -43 |
Kulu veşrebu heniy´en bima kuntum ta´melune. |
“Yapmakta olduğunuz şeylere karşılık afiyetle yiyin için.” |
Yeyin, için âfiyet olsun işlediğiniz amellere mukabil |
(43-44) Hakikat biz, iyiliği, yararlı işlerde bulunmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
44.Ayet
Mekke |
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ -44 |
İnna kezalike necziylmuhsiniyne. |
Şüphesiz biz iyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. |
İşte biz muhsinleri böyle karşılarız |
(43-44) Hakikat biz, iyiliği, yararlı işlerde bulunmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
45.Ayet
Mekke |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -45 |
Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
O gün vay yalanlayanların hâline! |
Vay haline o gün yalan diyenlerin |
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline !. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
46.Ayet
Mekke |
كُلُوا وَتَمَتَّعُوا قَلِيلًا إِنَّكُمْ مُجْرِمُونَ -46 |
Kulu ve temette´u kaliylen innekum mucrimune. |
Ey inkâr edenler! (Dünyada) yiyin ve birazcık yararlanın! Şüphesiz sizler suçlularsınız. |
Yeyin, zevk edin biraz, çünkü mücrimlersiniz |
(Ey Peygamberi ve Kitab´ı inkâr edip yalanlayanlar!) Yeyiniz, az bir süre yararlanıp geçininiz. Çünkü gorçekten sizler suçlu günahkârlarsınız.. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
47.Ayet
Mekke |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -47 |
Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
O gün vay yalanlayanların hâline! |
Vay haline o gün yalan diyenlerin |
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
48.Ayet
Mekke |
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ارْكَعُوا لَا يَرْكَعُونَ -48 |
Ve iza kıyle lehumurke´u la yerke´une. |
Onlara, “Rükû edin (namaz kılın)” dendiği zaman rükû etmezler. |
Yerler, içerler de rükû´ edin denildiği zaman onlara, rükû´ etmezler |
Onlara «rükû´ edin» denildiği zaman rükû´ etmezler. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
49.Ayet
Mekke |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -49 |
Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
O gün vay yalanlayanların hâline! |
Vay haline o gün yalan diyenlerin |
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline !. |
29
/ 580
|
77-Mürselat Suresi
50.Ayet
Mekke |
فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ -50 |
Febieyyi hadiysin ba´dehu yu´minune. |
Onlar artık ondan (Kur’an’dan) sonra hangi söze inanacaklar? |
Artık bundan sonra hangi söze inanacaklar? |
Bundan (Kur´ân´dan) sonra artık hangi söze inanırlar? |
29
/ 580
|