KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİM 80-Abese Suresi ne GÖRE AYETLERİ SΙRALAMA

SURE
AYET NO
ARAPÇA OKUNUŞU DİYANET VAKFI ELMALILI CELAL YILDIRIM  CÜZÜ
SAYFA
80-Abese Suresi

1.Ayet

Mekke
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ عَبَسَ وَتَوَلَّىٰ -1 Abese ve tevella. (1-2) Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü. Ekşidi ve döndü (1-2) Kendisine o iki gözü kör geldi diye yüzünü ekşitip çevirdi. 30 / 584
80-Abese Suresi

2.Ayet

Mekke
أَنْ جَاءَهُ الْأَعْمَىٰ -2 En caihul´a´ma. (1-2) Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü. Çünkü ona a´mâ geldi (1-2) Kendisine o iki gözü kör geldi diye yüzünü ekşitip çevirdi. 30 / 584
80-Abese Suresi

3.Ayet

Mekke
وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكَّىٰ -3 Ve ma yudriyke le´allehu yezzekka. (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak, Ne bilirsin o belki temizlenecek (3-4) Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya öğüt alacaktı da o öğüt ona fayda verecekti ? 30 / 584
80-Abese Suresi

4.Ayet

Mekke
أَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ الذِّكْرَىٰ -4 Ev yezzekkeru fetenfe´ahuzzikra. Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek. Veya öğüt belliyecek de o öğüt kendine fâide verecek (3-4) Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya öğüt alacaktı da o öğüt ona fayda verecekti ? 30 / 584
80-Abese Suresi

5.Ayet

Mekke
أَمَّا مَنِ اسْتَغْنَىٰ -5 Emma menistağna. Kendini muhtaç hissetmeyene gelince; Amma istiğnâ edene gelince (5-6) Ama öğüt almaya ihtiyaç duymayanı ise, sen ona yönelip ilgi duyuyorsun. 30 / 584
80-Abese Suresi

6.Ayet

Mekke
فَأَنْتَ لَهُ تَصَدَّىٰ -6 Feente lehu tesadda. Sen, ona yöneliyorsun. Sen onun sadâsına özeniyorsun (5-6) Ama öğüt almaya ihtiyaç duymayanı ise, sen ona yönelip ilgi duyuyorsun. 30 / 584
80-Abese Suresi

7.Ayet

Mekke
وَمَا عَلَيْكَ أَلَّا يَزَّكَّىٰ -7 Ve ma ´aleyke ella yezzekka. (İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne! Onun temizlenmemesinden sana ne? Onun arınmamasından sana ne ? 30 / 584
80-Abese Suresi

8.Ayet

Mekke
وَأَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعَىٰ -8 Ve emma men caeke yes´a. (8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun. Ve amma sana can atarak gelen (8-9-10) (Allah´tan) saygı ile korkarak koşup gelenle ilgilenmeyip kendisinden habersiz (gibi) görünüyorsun. 30 / 584
80-Abese Suresi

9.Ayet

Mekke
وَهُوَ يَخْشَىٰ -9 Ve huve yahşa. (8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun. Haşyet duyarak gelmişken (8-9-10) (Allah´tan) saygı ile korkarak koşup gelenle ilgilenmeyip kendisinden habersiz (gibi) görünüyorsun. 30 / 584
80-Abese Suresi

10.Ayet

Mekke
فَأَنْتَ عَنْهُ تَلَهَّىٰ -10 Feente ´anhu telehha. (8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun. Sen ondan tegafül ediyorsun (8-9-10) (Allah´tan) saygı ile korkarak koşup gelenle ilgilenmeyip kendisinden habersiz (gibi) görünüyorsun. 30 / 584
80-Abese Suresi

11.Ayet

Mekke
كَلَّا إِنَّهَا تَذْكِرَةٌ -11 Kella inneha tezkiretun. Hayır, böyle yapma! Çünkü bu (Kur’an) bir öğüttür. Hayır hayır zinhar, çünkü o bir tezkiredir Hayır, hayır; O (Kur´ân) elbette bir öğüttür. 30 / 584
80-Abese Suresi

12.Ayet

Mekke
فَمَنْ شَاءَ ذَكَرَهُ -12 Femen şae zekerehu. Dileyen ondan öğüt alır. İmdi onu dileyen tezekkür etsin Arzu eden Onu hatırlayıp öğüt alır. 30 / 584
80-Abese Suresi

13.Ayet

Mekke
فِي صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍ -13 Fiy suhufin mukerremetin. (13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir. Tekrim edilir (13-14) O, saygı duyulan şerefli tertemiz yüce sahifelerdedir. 30 / 584
80-Abese Suresi

14.Ayet

Mekke
مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍ -14 Merfu´atin mutahheretin. (13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir. Yüksek tutulur mutahher sahîfelerde (13-14) O, saygı duyulan şerefli tertemiz yüce sahifelerdedir. 30 / 584
80-Abese Suresi

15.Ayet

Mekke
بِأَيْدِي سَفَرَةٍ -15 Bieydin seferetin. (13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir. Sefere ellerinde (15-16) İyilik timsâli saygıdeğer kâtiplerin elleriyle (yazılmıştır). 30 / 584
80-Abese Suresi

16.Ayet

Mekke
كِرَامٍ بَرَرَةٍ -16 Kiramin bereretin. (13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir. Kiramı berare (15-16) İyilik timsâli saygıdeğer kâtiplerin elleriyle (yazılmıştır). 30 / 584
80-Abese Suresi

17.Ayet

Mekke
قُتِلَ الْإِنْسَانُ مَا أَكْفَرَهُ -17 Kutilel´insanu ma ekferehu. Kahrolası (inkârcı) insan! Ne nankördür o! O kahrolası insan ne nankör şey Kahrolası (inkarcı azgın) insan ne de nankördür!. 30 / 584
80-Abese Suresi

18.Ayet

Mekke
مِنْ أَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُ -18 Min eyyi şey´in halekahu. Allah, onu hangi şeyden yarattı? O yaratan onu hangi şeyden yarattı? Allah onu hangi şeyden yaratmıştır ? 30 / 584
80-Abese Suresi

19.Ayet

Mekke
مِنْ نُطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ -19 Min nutfetin halekahu fekadderehu. Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi. Bir nutfeden, yarattı da onu biçimine koydu Nutfe (sperma)dan yaratmış da (en güzel biçimde) takdîr etmiştir. 30 / 584
80-Abese Suresi

20.Ayet

Mekke
ثُمَّ السَّبِيلَ يَسَّرَهُ -20 Summessebiyle yesserehu. Sonra ona yolu kolaylaştırdı. Sonra ona yolunu kolaylattı Sonra da (yaşayıp geçinme, anlayıp inanma) yolunu ona kolaylaştırmıştır. 30 / 584
80-Abese Suresi

21.Ayet

Mekke
ثُمَّ أَمَاتَهُ فَأَقْبَرَهُ -21 Summe ematehu feakberehu. Sonra onu öldürdü ve kabre koydu. Sonra onu öldürdü de kabre gömdürdü Sonra onu öldürüp kabre koymuştur. 30 / 584
80-Abese Suresi

22.Ayet

Mekke
ثُمَّ إِذَا شَاءَ أَنْشَرَهُ -22 Summe iza şea enşerehu. Sonra, dilediği vakit onu diriltir. Sonra dilediği vakıt ona nüşur verecek Sonra dilediği zaman onu diriltip kaldırır. 30 / 584
80-Abese Suresi

23.Ayet

Mekke
كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا أَمَرَهُ -23 Kella lemma yakdı ma emerehu. Hayır, hayır o, Allah’ın kendisine emrettiğini yerine getirmedi. (İman etmedi.) Hayır hayır, doğrusu o hiç onun emrini tam eda etmedi Hayır, hayır; insan, Allah´ın buyruğunu (lâyıkıyla) yerine getirmemiştir. 30 / 584
80-Abese Suresi

24.Ayet

Mekke
فَلْيَنْظُرِ الْإِنْسَانُ إِلَىٰ طَعَامِهِ -24 Felyenzuril´insanu ila ta´amihi. Her şeyden önce insan, yediği yemeğine bir baksın! Bir de insan taamına baksın Bir de insan, yiyeceğine bir baksın ! 30 / 584
80-Abese Suresi

25.Ayet

Mekke
أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا -25 Enna sabebnelmae sabben. Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık. Biz o suyu bir döküş dökmekteyiz Şüphesiz ki biz suyu döker de dökeriz, (İhtiyaç nisbetinde yağmur yağdırırız). 30 / 584
80-Abese Suresi

26.Ayet

Mekke
ثُمَّ شَقَقْنَا الْأَرْضَ شَقًّا -26 Summe şakaknel´arda şakkan. Sonra toprağı, iyiden iyiye yardık! Sonra o Arzı bir yarış yarmaktayız Sonra yeryüzünü (kabartıp) yarık yarık yaparız. 30 / 584
80-Abese Suresi

27.Ayet

Mekke
فَأَنْبَتْنَا فِيهَا حَبًّا -27 Feenbetna fiyha habben. (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık. Bu suretle onda daneler (27-28-29-30-31) Orada dâne, üzüm, yonca, zeytin, hurma, sık ve büyük ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitiririz. 30 / 584
80-Abese Suresi

28.Ayet

Mekke
وَعِنَبًا وَقَضْبًا -28 Ve ´ineben ve kadben. (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık. Üzümler, yoncalar (27-28-29-30-31) Orada dâne, üzüm, yonca, zeytin, hurma, sık ve büyük ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitiririz. 30 / 584
80-Abese Suresi

29.Ayet

Mekke
وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا -29 Ve zeytunen ve nahlen. (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık. Zeytinlikler hurmalıklar (27-28-29-30-31) Orada dâne, üzüm, yonca, zeytin, hurma, sık ve büyük ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitiririz. 30 / 584
80-Abese Suresi

30.Ayet

Mekke
وَحَدَائِقَ غُلْبًا -30 Ve hadaika ğulben. (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık. Âfâka ser çekmiş dilber bağçeler (27-28-29-30-31) Orada dâne, üzüm, yonca, zeytin, hurma, sık ve büyük ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitiririz. 30 / 584
80-Abese Suresi

31.Ayet

Mekke
وَفَاكِهَةً وَأَبًّا -31 Ve fakiheten ve ebben. (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık. Meyveler, çayırlar neler yetiştirmekteyiz (27-28-29-30-31) Orada dâne, üzüm, yonca, zeytin, hurma, sık ve büyük ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitiririz. 30 / 584
80-Abese Suresi

32.Ayet

Mekke
مَتَاعًا لَكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ -32 Meta´an lekum ve lien´amikum. (27-32) Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık. Sizin ve davarlarınızın intifaı için Size ve davarlarınıza yararlı geçimlik olsun diye (bunları lütfederiz). 30 / 584
80-Abese Suresi

33.Ayet

Mekke
فَإِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ -33 Feiza caetissahhatu. (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. Amma geldiği vakıt o Sahha (o sayhasını dinletecek belâ) Kulakları sağırlaştıracak o Kıyamet gürültüsü geldiğinde ; 30 / 584
80-Abese Suresi

34.Ayet

Mekke
يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ -34 Yevme yefirrulmer´u min ehıyhi. (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. O kaçacağı gün kişinin kardeşinden O gün kişi kardeşinden, 30 / 585
80-Abese Suresi

35.Ayet

Mekke
وَأُمِّهِ وَأَبِيهِ -35 Ve ummihi ve ebiyhi. (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. Ve anasından babasından (35-36) Anasından, babasından, eşinden ve oğullarından kaçar. 30 / 585
80-Abese Suresi

36.Ayet

Mekke
وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِ -36 Ve sahıbetihi ve beniyhi. (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. Ve refîkasından ve oğullarından (35-36) Anasından, babasından, eşinden ve oğullarından kaçar. 30 / 585
80-Abese Suresi

37.Ayet

Mekke
لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ -37 Likullimriin minhum yevmeizin şe´nun yuğniyhi. (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. Onlardan her kişinin bir şe´ni vardır o gün başından aşar Onlardan her kişinin (o gün) kendine yetecek derdi ve meşguliyeti vardır. 30 / 585
80-Abese Suresi

38.Ayet

Mekke
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌ -38 Vucuhun yevmeizin musfiretun. O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar, Yüzler vardır o gün ışılar Yüzler var ki o gün ışıl ışıl ışıldar. 30 / 585
80-Abese Suresi

39.Ayet

Mekke
ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌ -39 Dahıketun mustebşiretun. Gülerler, sevinirler. Güler sevinir Güler ve müjde sevincini duyar. 30 / 585
80-Abese Suresi

40.Ayet

Mekke
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ -40 Ve vucuhun yevmeizin ´aleyha ğaberetun. O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler. Yüzler de vardır o gün üzerinde tor toz (40-41) Yüzler de var ki o gün üzerleri tozludur; o tozu da bir karanlık sarar. 30 / 585
80-Abese Suresi

41.Ayet

Mekke
تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ -41 Terhekuha kateretun. Onları bir siyahlık bürür. Sarar onu bir kara (40-41) Yüzler de var ki o gün üzerleri tozludur; o tozu da bir karanlık sarar. 30 / 585
80-Abese Suresi

42.Ayet

Mekke
أُولَٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ -42 Ulaike humulkeferetulfeceretu. İşte onlar, kâfirlerdir, günaha dalanlardır. İşte onlar o kefere-i fecere İşte bunlar kâfirler ve tacirler (Allah´ı inkâr edenler, günah işleyip haklara tecâvüz edenler)dir. 30 / 585
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014