SURE AYET NO |
ARAPÇA |
OKUNUŞU |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI |
CELAL YILDIRIM |
CÜZÜ SAYFA |
52-Tur Suresi
1.Ayet
Mekke |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالطُّورِ -1 |
Vet tur |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Kasem olsun o Tura |
Tûr´a, |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
2.Ayet
Mekke |
وَكِتَابٍ مَسْطُورٍ -2 |
Ve kitabim mestur |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Yazılmış bir kitaba |
Yayınlanmış ince deri üzerine yazılı Kitâb´a, |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
3.Ayet
Mekke |
فِي رَقٍّ مَنْشُورٍ -3 |
Fi rakkım menşur |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Ve yayılmış bir verakta |
Yayınlanmış ince deri üzerine yazılı Kitâb´a, |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
4.Ayet
Mekke |
وَالْبَيْتِ الْمَعْمُورِ -4 |
Vel beytil ma´mur |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Ve beyti ma´mûra |
Bayındır eve (veya Beytü´l-Ma´mûr´a), |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
5.Ayet
Mekke |
وَالسَّقْفِ الْمَرْفُوعِ -5 |
Ves sakfil merfu´ |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Ve sakfi merfûa |
Yükseltilmiş tavana, |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
6.Ayet
Mekke |
وَالْبَحْرِ الْمَسْجُورِ -6 |
Vel bahril mescur |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
bahri mescûre ki |
Dolup kabaran (veya kaynayıp kabaran) denize and olsun ki, |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
7.Ayet
Mekke |
إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌ -7 |
İnne azabe rabbike le vakı´ |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Rabbının azâbı olacak muhakkak |
Elbette Rabbin azabı gerçekleşecektir. |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
8.Ayet
Mekke |
مَا لَهُ مِنْ دَافِعٍ -8 |
Ma lehu min dafi´ |
Onu geri çevirecek hiçbir şey yoktur. |
Yoktur onu hiç bir def´edecek |
Onu savacak bir güç yoktur. |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
9.Ayet
Mekke |
يَوْمَ تَمُورُ السَّمَاءُ مَوْرًا -9 |
Yevme temurus semau mevra |
O gün gök şiddetle sallanıp çalkalanır. |
O gün ki Sema bir çalkanış çalkanır |
(9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
10.Ayet
Mekke |
وَتَسِيرُ الْجِبَالُ سَيْرًا -10 |
Ve tesirul cibalu seyra |
Dağlar yürüdükçe yürür. |
Dağlar da bir yürüyüş yürür |
(9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
11.Ayet
Mekke |
فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -11 |
Fe veyluy yevmeizil lil mukezzibin |
(11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline! |
Vay artık o gün o yalan diyenlere |
(9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
12.Ayet
Mekke |
الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ -12 |
Ellezine hum fi havdıy yel´abun |
(11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline! |
Ki onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar |
(9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
13.Ayet
Mekke |
يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا -13 |
Yevme yude´une ila nari cehenneme de´a |
(13-14) Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, “İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir” denilir. |
O gün ki Cehenneme bir kakılış kakılacaklar |
(13-14) O gün, onlar Cehennem ateşine itildikçe itilecekler. «İşte bu, yalanladığınız ateştir!» (denilecek). |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
14.Ayet
Mekke |
هَٰذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنْتُمْ بِهَا تُكَذِّبُونَ -14 |
Hazihin narulleti kuntum biha tukezzibun |
(13-14) Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, “İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir” denilir. |
İşte diye: bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş |
(13-14) O gün, onlar Cehennem ateşine itildikçe itilecekler. «İşte bu, yalanladığınız ateştir!» (denilecek). |
27
/ 522
|
52-Tur Suresi
15.Ayet
Mekke |
أَفَسِحْرٌ هَٰذَا أَمْ أَنْتُمْ لَا تُبْصِرُونَ -15 |
E fe sıhrun haza em entum la tubsırun |
“Bu Kur’an mı bir büyü imiş, yoksa siz mi (gerçeği) göremiyormuşsunuz?” |
Bu da mı sihir? Yoksa siz görmüyor musunuz? |
Bu da mı sihirdir, yoksa siz göremiyor musunuz? |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
16.Ayet
Mekke |
اصْلَوْهَا فَاصْبِرُوا أَوْ لَا تَصْبِرُوا سَوَاءٌ عَلَيْكُمْ ۖ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ -16 |
Islavha fasbiru ev la tasbiru sevaun aleykum innema tüczevne ma kuntum ta´melun |
“Girin oraya. İster dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Size ancak yapmakta olduğunuzun karşılığı veriliyor.” |
Yaslanın ona bakalım, ister sabredin, ister etmeyin, artık hepsi bir, hep yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz |
Girin oraya! İster katlanın, ister katlanmayın sizin için birdir. Siz, ancak yapageldiklerinize karşılık cezalandırılıyorsunuz. |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
17.Ayet
Mekke |
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَعِيمٍ -17 |
İnnel muttekıyne fi cennativ ve neıym |
(17-18) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar Rablerinin, kendilerine verdiği şeylerle zevk ve mutluluk duyarak cennetlerde ve nimetler içinde bulunurlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur. |
Fakat korunan müttakıler Cennetler, ni´metler içinde |
Şüphesiz ki muttâkîler (Allah´tan saygı ile korkup kötülüklerden sakınan mü´minler) Cennetlerde nîmet içindedirler. |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
18.Ayet
Mekke |
فَاكِهِينَ بِمَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَاهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ -18 |
Fakihine bima atahum rabbuhum ve vekahum rabbuhum azabel cehıym |
(17-18) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar Rablerinin, kendilerine verdiği şeylerle zevk ve mutluluk duyarak cennetlerde ve nimetler içinde bulunurlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur. |
Rablarının kendilerine verdiği ile zevkyab olmaktadırlar, rabları korumuştur da onları o Cahim azâbından |
Rablarının kendilerine verdikleriyle neşelenip zevk u safa sürmektedirler. Rabları, onları o çok yakıcı Cehennem azabından korumuştur. |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
19.Ayet
Mekke |
كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ -19 |
Kulu veşrabu heniem bima kuntam ta´melun |
(19-20) Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir. |
Yeyin için, afiyetler olsun çalıştığınız için |
İşlediklerinize karşılık afiyetle gönül huzuru içinde yeyiniz içiniz. |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
20.Ayet
Mekke |
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ سُرُرٍ مَصْفُوفَةٍ ۖ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍ -20 |
Muttekiine ala sururim masfufeh ve zevvecnahum bi hurin ıyn |
(19-20) Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir. |
Dayanarak, sıra sıra dizilmiş a´lâ koltuklara, eş etmişizdir de kendilerine güzel iri gözlü hurîleri |
Bunlar, birer dizi halinde sıralanan kanepelere, tahtlara yaslanırlar ve biz, kendilerini iri kara gözlü eşlerle evlendiririz. |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
21.Ayet
Mekke |
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَاتَّبَعَتْهُمْ ذُرِّيَّتُهُمْ بِإِيمَانٍ أَلْحَقْنَا بِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَمَا أَلَتْنَاهُمْ مِنْ عَمَلِهِمْ مِنْ شَيْءٍ ۚ كُلُّ امْرِئٍ بِمَا كَسَبَ رَهِينٌ -21 |
Vellezine amenu vettebeathum zurriyyetuhum bi imanim elhakna bihim zurriyyetehum ve ma eletnahum min amelihim min şey´ kullumriim bima kesebe rahin |
İman eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya, biz onların nesillerini kendilerine kattık. Bununla beraber onların amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazandığı karşılığında rehindir. |
Ve İyman edenleri ki zürriyyetleri de iyman ile arkalarından gelmiş, zürriyyetlerini kendilerine ilhak etmişizdir, bununla beraber kendilerine amellerinden hiçbir şey eksiltmemişizdir, herkes kazancına bağlıdır. |
Onlar ki imân ettiler ve soyları da kendilerine imân ile uydular, soylarını onlara eriştirip katarız ve biz, onların amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Her kişi kazandığına karşılık rehindir. |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
22.Ayet
Mekke |
وَأَمْدَدْنَاهُمْ بِفَاكِهَةٍ وَلَحْمٍ مِمَّا يَشْتَهُونَ -22 |
Ve emdednahum bi fakihetiv ve lahmim mimma yeştehun |
Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik. |
Bir de onlara bir meyve ve içlerinin çekeceği bir et yetiştirmekteyizdir. |
Onlara (Cennet´tekilere), canlarının çektiği meyvalardan ve etten sunarız. |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
23.Ayet
Mekke |
يَتَنَازَعُونَ فِيهَا كَأْسًا لَا لَغْوٌ فِيهَا وَلَا تَأْثِيمٌ -23 |
Yetenazeune fiha ke´sel la lağvun fiha ve la te´sim |
Orada, (içilince) boş söz söyletmeyen, günah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar. |
Orada bir peymâne çekiştirirler ki ne bir saçmalama vardır onda ne bir günaha sokma |
Orada kadeh tokuştururlar ki bunda ne bir boşanlamsız saçmalama, ne de günaha sokma vardır. |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
24.Ayet
Mekke |
وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ غِلْمَانٌ لَهُمْ كَأَنَّهُمْ لُؤْلُؤٌ مَكْنُونٌ -24 |
Ve yetufu aleyhim ğılmanil lehum keennehum lu´luum meknun |
Hizmetlerine verilmiş, kabuğunda saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar. |
Bırıl bırıl da üzerlerine döner kendilerine mahsus hizmetciler, sanki sadeflerinde saklı inciler |
Kendilerine ait hizmetçiler etraflarında dönüp dolaşırlar da sanki herbiri sedefteki saklı inciler gibi... |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
25.Ayet
Mekke |
وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ -25 |
Ve akbele ba´duhum ala ba´dıy yetesaelun |
Birbirlerine dönüp (“Ne iyilik yaptınız da bu nimetlere ulaştınız?” diye) sorarlar. |
Ve ba´zısı ba´zısına dönmüş soruşuyorlardır |
Birbirlerine dönüp sorarlar; |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
26.Ayet
Mekke |
قَالُوا إِنَّا كُنَّا قَبْلُ فِي أَهْلِنَا مُشْفِقِينَ -26 |
Kalu inna kunna kablu fi ehlina muşkikıyn |
Derler ki: “Şüphesiz daha önce biz, ailemiz içinde yaşarken (Allah’a isyandan) korkardık.” |
Demektedirler: Evet biz bundan evvel ehlimizde korkular içinde idik. |
Derler ki: Hakikat biz bundan önce (Dünya´da) ailemiz içinde korkup endişe duyardık ? |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
27.Ayet
Mekke |
فَمَنَّ اللَّهُ عَلَيْنَا وَوَقَانَا عَذَابَ السَّمُومِ -27 |
Fe mennellahu aleyna ve vekana azabes semum |
“Allah da bize lütfetti ve bizi iliklere işleyen cehennem azabından korudu.” |
Bakınız Allah bize lûtfetti ve bizleri o semûm azâbından korudu. |
Allah, bize bol lûtufta bulundu da Cehennem´in kavurucu azabından korudu. |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
28.Ayet
Mekke |
إِنَّا كُنَّا مِنْ قَبْلُ نَدْعُوهُ ۖ إِنَّهُ هُوَ الْبَرُّ الرَّحِيمُ -28 |
İnna kunna min kablu ned´uh innehu huvel berrur rahıym |
“Gerçekten biz bundan önce O’na yalvarıyorduk. Şüphesiz O, iyilik edendir, çok merhametlidir.” |
Evet biz bundan evvel ona duâ ediyor korumasını istiyorduk, hakikat o öyle keremkâr öyle rahîm |
Şüphesiz biz, bundan önce de O´na yalvarıp ibâdet ederdik. Çünkü O, iyiliği bol, rahmeti geniştir. |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
29.Ayet
Mekke |
فَذَكِّرْ فَمَا أَنْتَ بِنِعْمَتِ رَبِّكَ بِكَاهِنٍ وَلَا مَجْنُونٍ -29 |
Fe zekkir fema ente bi nı´meti rabbike bi kahiniv ve la mecnun |
(Ey Muhammed!) O hâlde, sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde, sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli. |
O halde va´z-u tezkire devam et, çünkü sen, rabbının ni´meti hakkı için, ne kâhinsin ne de mecnun |
Sen öğüt vermeye devam et. Sen, Rabbin nîmetiyle ne bir kâhinsin, ne de deli... |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
30.Ayet
Mekke |
أَمْ يَقُولُونَ شَاعِرٌ نَتَرَبَّصُ بِهِ رَيْبَ الْمَنُونِ -30 |
Em yekulune şaırun neterabbesu bihi raybel menun |
Yoksa onlar, “O bir şairdir; onun, zamanın felaketlerine uğramasını bekliyoruz” mu diyorlar? |
Yoksa «bir şâir biz ona «reybul menun»u gözetiyoruz» mu diyorlar? |
Yoksa onlar (senin için) O şâirdir, zamanın tokadını yemesini bekliyoruz mu diyorlar? |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
31.Ayet
Mekke |
قُلْ تَرَبَّصُوا فَإِنِّي مَعَكُمْ مِنَ الْمُتَرَبِّصِينَ -31 |
Kul terabbesu fe inni meakum minel muterabbisıyn |
Onlara de ki: “Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.” |
De ki: Gözetin, çünkü ben de sizinle gözetenlerdenim. |
De ki, siz bekleye durun, doğrusu ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim. |
27
/ 523
|
52-Tur Suresi
32.Ayet
Mekke |
أَمْ تَأْمُرُهُمْ أَحْلَامُهُمْ بِهَٰذَا ۚ أَمْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ -32 |
Em te´muruhum ahlamuhum bihaza em hum kavmun tağun |
Bunu kendilerine akılları mı emrediyor, yoksa onlar azgın bir topluluk mudur? |
Yoksa onlara bunu (bu tenakuzu) akılları mı emrediyor? Yoksa azgın bir kavım mıdırlar? |
Yoksa bunu (bu tutarsızlık ve çelişkiyi) akılları mı onlara emrediyor ? Değilse onlar, azıp sapıtan bir millet midir? |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
33.Ayet
Mekke |
أَمْ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُ ۚ بَلْ لَا يُؤْمِنُونَ -33 |
Em yekulune tekavveleh bel la yu´minun |
Yoksa “O Kur’an’ı kendisi uydurup söyledi” mi diyorlar? Hayır, (sırf inatlarından dolayı) iman etmiyorlar. |
Yoksa onu (o Kur´anı) kendisi uydurmakta mı diyorlar? Hayır kendileri inanmazlar |
Yoksa bunu (Kur´ân´ı) kendisi mi uydurup söyledi diyorlar ? Hayır, onlar inanmazlar. |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
34.Ayet
Mekke |
فَلْيَأْتُوا بِحَدِيثٍ مِثْلِهِ إِنْ كَانُوا صَادِقِينَ -34 |
Felye´tu bi hadisim mislihi in kanu sadikıyn |
Eğer doğru söyleyenler iseler, haydi onun gibi bir söz getirsinler! |
Haydi onun gibi bir söz getirsinler, doğru iseler |
Eğer doğru sözlü kimseler iseler bu sözün bir benzerini getirsinler! |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
35.Ayet
Mekke |
أَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ أَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ -35 |
Em huliku min ğayri şey´in em humul halikun |
Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar? |
Yoksa kendileri «lâ şey»den mi yaratıldılar? Yoksa yaratan onlar mıdırlar? |
Yoksa onlar, hiçbir şeysiz mi yaratıldılar? Değilse, yaratanlar kendileri midir? |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
36.Ayet
Mekke |
أَمْ خَلَقُوا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ ۚ بَلْ لَا يُوقِنُونَ -36 |
Em halekus semavati vel ard bel la yukınun |
Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar kesin olarak inanmıyorlar. |
Yoksa Gökleri ve Yeri mi yarattılar? Hayır iykan ehli değiller |
Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattı ? Hayır, onlar kesinlikle inanmazlar. |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
37.Ayet
Mekke |
أَمْ عِنْدَهُمْ خَزَائِنُ رَبِّكَ أَمْ هُمُ الْمُصَيْطِرُونَ -37 |
Em ındehum hazainu rabbike em humul musaytırun |
Yoksa, Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Ya da her şeye hâkim olan kendileri midir? |
Yoksa rabbının hazîneleri onların yanında mı? Yoksa onlar mı istiylâ etmişler? |
Yoksa Rabbin hazineleri onların yanında mıdır ? Yoksa onlar mı (Kâinat´ta) hüküm ve saltanat kurup (düzeni) yürütenlerdir ? |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
38.Ayet
Mekke |
أَمْ لَهُمْ سُلَّمٌ يَسْتَمِعُونَ فِيهِ ۖ فَلْيَأْتِ مُسْتَمِعُهُمْ بِسُلْطَانٍ مُبِينٍ -38 |
Em lehum sullemuy yestemiune fih felyeti mustemiuhum bi sultanim mubin |
Yoksa onların, kendisi vasıtasıyla (ilâhî vahyi) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? (Eğer varsa) dinleyenleri, açık bir delil getirsin! |
Yoksa onlara mahsus bir merdiven var da ondan dinliyorlar mı? Öyle ise dinleyicileri beyan edecek bir bürhan getirsin |
Yoksa onların merdivenleri var da onunla mı (yükselip göklerin haberlerini) dinliyorlar ? O halde dinleyenleri (bu hususta) açık belge, isbatlayıcı delil getirsinler. |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
39.Ayet
Mekke |
أَمْ لَهُ الْبَنَاتُ وَلَكُمُ الْبَنُونَ -39 |
Em lehul benatu ve lekumul benun |
Yoksa, kızlar O’na (Allah’a) da oğullar size mi? |
Yoksa kızlar ona oğullar size öyle mi? |
Yoksa kızlar Allah´a, oğlanlar size, öyle mi ? |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
40.Ayet
Mekke |
أَمْ تَسْأَلُهُمْ أَجْرًا فَهُمْ مِنْ مَغْرَمٍ مُثْقَلُونَ -40 |
Em tes´eluhum ecran fe hum mim mağramim muskalun |
Yoksa sen onlardan (tebliğ görevine karşılık) bir ücret istiyorsun da onlar, borçtan ağır bir yük altında mı kalmışlardır? |
Yoksa kendilerinden bir ücret istiyorsun da cereme vermekten ezilmekteler mi? |
Yoksa sen, onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altına mı giriyorlar? |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
41.Ayet
Mekke |
أَمْ عِنْدَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ -41 |
Em ındehumul ğaybu fe hum yektubun |
Yoksa, gayb ilmi onların yanında da ondan mı yazıyorlar? |
Yoksa gayb onların yanında da onlar mı yazıyorlar? |
Yoksa gayb (görünmeyen, bilinmeyen hususlar), onların yanında bulunuyor da onu kendileri mi yazıp tesbit ediyorlar ? Ama o küfre sapanlar kendileri tuzağa düşeceklerdir. |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
42.Ayet
Mekke |
أَمْ يُرِيدُونَ كَيْدًا ۖ فَالَّذِينَ كَفَرُوا هُمُ الْمَكِيدُونَ -42 |
Em yuridune keyda fellezine keferu humul mekidun |
Yoksa, bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Asıl, inkâr edenler tuzağa düşecek olanlardır. |
Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Fakat o küfredenler kendileri o tuzağa düşeceklerdir. |
Yoksa bir hile ve tuzak mı kurmak istiyorlar ? Ama o küfre sapanlar kendileri tuzağa düşeceklerdir. |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
43.Ayet
Mekke |
أَمْ لَهُمْ إِلَٰهٌ غَيْرُ اللَّهِ ۚ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ -43 |
Em lehum ilahun ğayrullah subhanellahi amma yuşrikun |
Yoksa, onların Allah’tan başka bir ilâhı mı var? Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır. |
Yoksa onların Allahdan başka bir ilâhları mı var? Allah onların koştukları şirklerden münezzehtir. |
Yoksa onların, Allah´tan başka bir tanrıları mı var? Allah, onların ortak koştuklarından yücedir, münezzehtir. |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
44.Ayet
Mekke |
وَإِنْ يَرَوْا كِسْفًا مِنَ السَّمَاءِ سَاقِطًا يَقُولُوا سَحَابٌ مَرْكُومٌ -44 |
Ve iy yerav kisfem mines semai sakıtay yekulu sehabum merkum |
Gökten düşmekte olan parçalar görseler, “Bunlar, üst üste yığılmış bulutlardır” derler. |
Hem onlar Semadan bir kıt´ayı düşerken görseler, teraküm etmiş bir bulut diyecekler |
Gökten bir kütlenin düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut kümesidir derler. |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
45.Ayet
Mekke |
فَذَرْهُمْ حَتَّىٰ يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي فِيهِ يُصْعَقُونَ -45 |
Fe zerhum hatta yulaku yevmehumullezi fihi yus´akun |
Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hâllerine bırak. |
O halde bırak onları ta o çarpılacakları günlerine kadar |
Sen onları çarpılacakları güne kavuşmalarına kadar bırak. |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
46.Ayet
Mekke |
يَوْمَ لَا يُغْنِي عَنْهُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئًا وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَ -46 |
Yevme la yuğni anhum keyduhum şey´ev ve la hum yunsarun |
O gün tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir ve kendilerine yardım da edilmeyecektir. |
O gün ki hiçbir tedbirlerinin kendilerine zerrece faidesi olmıyacaktır ve hiçbir suretle kurtarılmıyacaklardır. |
O gün onların hile ve tuzağı kendilerine hiçbir fayda vermez ve onlar yardımda olunmazlar. |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
47.Ayet
Mekke |
وَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا عَذَابًا دُونَ ذَٰلِكَ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ -47 |
Ve inne fillezine zalemu azaben dune zalike ve lakinne ekserahum la ya´lemun |
Şüphesiz zulmedenlere bundan başka bir azap daha var. Fakat onların çoğu bilmezler. |
O zulmedenlere ondan beride de bir azâb vardır velâkin pek çokları bilmezler |
Şüphesiz ki, zâlimler için bundan başka da azâb vardır. Ama çoğu bunu bilmezler. |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
48.Ayet
Mekke |
وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا ۖ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ -48 |
Vasbir li hukmi rabbike fe inneke bi a´yunina ve sebbıh bi hamdi rabbike hıyne tekum |
Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin, kalktığında Rabbini hamd ile tespih et. |
Hem rabbının hukmüne sabret çünkü sen bizim nezaretimiz altındasın, kalktığın sırada rabbına hamd ile tesbih eyle, |
(48-49) Rabbin hükmüne (o gelinceye kadar) sabret. Şüphesiz ki sen, bizim gözetimimizdesin. Kalktığında Rabbini hamd ile tesbîh et; gecenin bir bölümünde ve yıldızların batmasının ardından da tesbîh vam et. |
27
/ 524
|
52-Tur Suresi
49.Ayet
Mekke |
وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَإِدْبَارَ النُّجُومِ -49 |
Ve minel leyli fesebbıhhu ve idbaran nucum |
Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışı sırasında O’nu tespih et. |
geceden de tesbih et ona, hem de nücumun idbarı sıra. |
(48-49) Rabbin hükmüne (o gelinceye kadar) sabret. Şüphesiz ki sen, bizim gözetimimizdesin. Kalktığında Rabbini hamd ile tesbîh et; gecenin bir bölümünde ve yıldızların batmasının ardından da tesbîh vam et. |
27
/ 524
|