SURE AYET NO |
ARAPÇA |
OKUNUŞU |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI |
CELAL YILDIRIM |
CÜZÜ SAYFA |
67-Mülk Suresi
1.Ayet
Mekke |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ -1 |
Tebarekelleziy biyedihilmulku ve huve ´ala kulli şey´in kadiyrun. |
Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. |
Ne yücedir o ki mülk onun elinde ve o her şey´e kadîrdir |
Mülk ü saltanatın tasarrufunu elinde tutan (Allah) çok yüce, çok mübarektir. O´nun kudreti her şeye yeter. |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
2.Ayet
Mekke |
الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ -2 |
Elleziy halekalmevte velhayate liyebluvekum eyyukum ahsenu ´amelen ve huvel´aziyzulğafuru. |
O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. |
O ki ölümü ve dirimi kadir edip yarattı, sizi imtihana çekip şunu bildirmek için ki hanginiz amelce daha güzel, hem o öyle azîz, öyle gafur. |
Hanginizin daha güzel amelde bulunacağını deneyip ortaya çıkarmak için ölümü ve dirimi yaratan O´dur. O, çok üstündür, çok güçlüdür ve çok bağışlayandır. |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
3.Ayet
Mekke |
الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا ۖ مَا تَرَىٰ فِي خَلْقِ الرَّحْمَٰنِ مِنْ تَفَاوُتٍ ۖ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَىٰ مِنْ فُطُورٍ -3 |
Elleziy haleka seb´a semavatin tıbakan ma tera fiy halkırrahmani min tefavutin ferci´ılbasare hel tera min futurin. |
O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? |
O ki yedi sema yaratmış birbiriyle mutabık, göremezsin o rahmânın yarattığında hiçbir nizamsızlık, haydi çevir gözü görebilir misin hiçbir çatlak, bir kusur? |
O ki, yedi göğü tıpatıp uyum halinde yaratmıştır. Sen, Rahmân´ın yarattığında hiçbir düzensizlik, uygunsuzluk göremezsin ; gözünü bir çevir de bak, acaba bir çatlak, bir bozukluk görebilir misin ? |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
4.Ayet
Mekke |
ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنْقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِئًا وَهُوَ حَسِيرٌ -4 |
Summerci´ılbasare kerreteyni yenkalib ileykelbesaru hasien ve huve hasiyrun. |
Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir. |
Sonra yine çevir gözü, tekrar tekrar, sana döner o göz bîtab olarak zelîl-ü hakîr. |
Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak, gözün yorgun-bitkin halde alçalmış olarak sana döner. |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
5.Ayet
Mekke |
وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِلشَّيَاطِينِ ۖ وَأَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّعِيرِ -5 |
Ve lekad zeyyennessemaeddunya bimesabiyha ve ce´alnaha rucumen lişşeyatıyni ve a´tedna lehum ´azabesse´ıyri. |
Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık. |
Celâlim hakkı için biz o dünya semayı takım takım kandillerle donattık ve onları Şeytanlar için (rucum) atmalar yaptık, hem onlar için o çılgın ateş azâbını hazırladık (ki azâb-ı Seıyr) |
And olsun ki biz, Dünya semâsını (veya en yakın semâyı) kandillerle süsedik; onları şeytanlara atılacak şeyler yaptık ve onlara alev alev köpüren Cehennem azabını hazırladık. |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
6.Ayet
Mekke |
وَلِلَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ ۖ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ -6 |
Ve lilleziyne keferu birabbihim ´azabu cehenneme ve bi´selmasıyru. |
Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası! |
Kendilerinin rabbına küfredenler için de Cehennem azâbı vardır, ona gidiş de ne fena akibettir |
Rabblarını inkâr edenler için de Cehennem azabı vardır. Orası ne kötü gidiş yeridir! |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
7.Ayet
Mekke |
إِذَا أُلْقُوا فِيهَا سَمِعُوا لَهَا شَهِيقًا وَهِيَ تَفُورُ -7 |
İza ulku fiyha semi´u leha şehiykan ve hiye tefuru. |
Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler. |
İçine atıldıkları vakıt onun öyle bir hıçkırışını işidirler ki feveran ediyordur. |
Oraya itilip atılacakları zaman kaynayıp uğuldamanın kötü sesini işitirler. |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
8.Ayet
Mekke |
تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ ۖ كُلَّمَا أُلْقِيَ فِيهَا فَوْجٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ -8 |
Tekadu temeyyezu minelğayzı kullema ulkıye fiyha fevcun seelehum hazenetuha elem yet´kum neziyrun. |
Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar. |
Hemen hemen öfkeden patlıyacak gibi bir hale gelir, içine bir alay atıldıkça her def´asında onlara onun bekçileri «size kocundurucu bir Peygamber (bir nezîr) gelmedi mi?» diye sorarlar. |
Neredeyse öfkeli köpürmesinden patlayıp paralanacak. Oraya ne kadar bir bölük insan itilip atılırsa, bekçileri onlara : «Size bir uyarıcı peygamber gelmedi mi ?» derler. |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
9.Ayet
Mekke |
قَالُوا بَلَىٰ قَدْ جَاءَنَا نَذِيرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللَّهُ مِنْ شَيْءٍ إِنْ أَنْتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ كَبِيرٍ -9 |
Kalu bela kad caena neziyrun fekezzebna ve kulna ma nezzelellahü min şey´in in entüm illa fiy dalalin kebiyrin. |
Onlar da şöyle derler: “Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik.” |
Evet, doğrusu bize kocundurucu bir Peygamber (bir nezîr) geldi, fakat biz ona inanmadık ve Allah, hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir dalâl içindesiniz diye tekzib ettik, derler. |
Onlar da: «Evet bize gerçekten uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah birşey indirmemiştir, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik» diye cevap verirler. |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
10.Ayet
Mekke |
وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ -10 |
Ve kalu lev kunna nesme´u ev na´kılu ma kunna fiy ashabisse´ıyri. |
Yine şöyle derler: “Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık.” |
Ve biz işidir veya akl eder olsaydık bu Seıyr eshabı içinde bulunmazdık, derler |
Hem derler ki: «Eğer biz işitseydik ve aklımızı kullansaydık, alevi köpüren Cehennem´in yaranları arasında olmazdık.» |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
11.Ayet
Mekke |
فَاعْتَرَفُوا بِذَنْبِهِمْ فَسُحْقًا لِأَصْحَابِ السَّعِيرِ -11 |
Fa´teref´u bizenbihim fesuhkan liashabisse´ıyri. |
İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak olsun! |
İşte günahlarını i´tiraf ettiler, kahrolsun o halde eshab-ı Seıyr |
Böylece günahlarını gizlemeyip söylerler. Alev alev köpüren Cehennem dostlarına uzaklık ve helak olsun ! |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
12.Ayet
Mekke |
إِنَّ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ -12 |
İnnelleziyne yahşevne rabbehum bilğaybi lehum mağfiretun ve ecrun kebiyrun. |
Görmedikleri hâlde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. |
Çünkü o rablarına gıyabda saygı besliyenler yok mu, muhakkak ki mağfiret ve büyük bir ecir onlar içindir |
Şüphesiz ki, «Rabbından gıyabında saygı ile korkup eğilenler için bağışlanma ve büyük mükâfat vardır. |
29
/ 561
|
67-Mülk Suresi
13.Ayet
Mekke |
وَأَسِرُّوا قَوْلَكُمْ أَوِ اجْهَرُوا بِهِ ۖ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ -13 |
Ve esirru kavlekum evicheru bihi innehu ´aliymun bizatissuduri. |
Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir. |
Sözümüzü ister sir tutun ister açığa vurun, çünkü o bütün sînelerin künhünü bilir |
Sözünüzü ister gizleyin, ister açıklayın, birdir. Şüphesiz ki O, gönüllerde dönüp dolaşan duygu ve düşüncelerin aslını ve mahiyetini bilendir. |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
14.Ayet
Mekke |
أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ -14 |
Ela ya´lemu men haleka ve huvelletıyfulhabiyru. |
Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır. |
Bilmez mi o yaradan ki o öyle latîf, öyle habîr. |
O Yaratan hiç bilmez mi? O, Lâtîf´dir (çok lütuf sahibidir; her şeyin bütün inceliklerini, özelliklerini en iyi bilendir). (Her şeyden) haberlidir. |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
15.Ayet
Mekke |
هُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ ذَلُولًا فَامْشُوا فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِنْ رِزْقِهِ ۖ وَإِلَيْهِ النُّشُورُ -15 |
Huvelleziy ce´ale lekumul´arda zelulen femşu fiy menakibiha ve kulu min rizkıhi ve ileyhinnuşuru. |
O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır. |
O Hâlıktır ki o, size Arzı zelûl (munkad) kıldı, haydin, o Arzın omuzlarında yürüyün de o yaradan lâtîfi habîrin rızkından yeyin, onadır fakat nihayet nüşûr |
O yeryüzünü sizin yararınıza başeğdirdi (üzerini yaşanacak duruma getirdi). Bunun için yerin engebelerinde gezip dolaşın da, Allah´ın rızkından yeyin. (Yeniden dirilip kalkınca) dönüşünüz ancak O´nadır. |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
16.Ayet
Mekke |
أَأَمِنْتُمْ مَنْ فِي السَّمَاءِ أَنْ يَخْسِفَ بِكُمُ الْأَرْضَ فَإِذَا هِيَ تَمُورُ -16 |
Eemintum men fiyssemai en yahsife bikumul´arda feiza hiye temuru. |
Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman) bir de bakarsınız yeryüzü şiddetle çalkalanıyor. |
Emîn misiniz o Semâdekinden; sizinle Arzı göçürüvermesinden? O vakıt bakarsınız ki o Arz çalkalanıyordur. |
Göktekilerin sizi yere göçürüvermesinden emin misiniz ? O takdirde bakarsınız ki, ansızın yer sallanıp çalkalanır. |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
17.Ayet
Mekke |
أَمْ أَمِنْتُمْ مَنْ فِي السَّمَاءِ أَنْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبًا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ كَيْفَ نَذِيرِ -17 |
Em emintum men fiyssemai en yursile ´aleykum hasıben feseta´lemune keyfe neziyri. |
Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz! |
Yoksa emîn misiniz o Semâdekinden; üzerinize bir mermîler yağdırıcı gönderivermesinden? O vakıt bilirsiniz ki nasılmış inzarım? |
Ve göktekilerin üzerinize taş yağdıran şiddetli bir rüzgâr göndermesinden güvende misiniz? O takdirde tehdîd eden uyarıcının nasıl olduğunu bileceksiniz. |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
18.Ayet
Mekke |
وَلَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ -18 |
Ve lekad kezzebilleziyne min kablihim fekeyfe kane nekiyri. |
Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkâr etmenin sonucu nasıl oldu!? |
Filhakika onlardan evvelkiler de tekzib ettiler, fakat nasıl oldu inkârım |
And olsun ki, onlardan öncekiler de (hakkı) yalanlamışlardı. Beni tanımamak nasılmış (bir görün) ? |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
19.Ayet
Mekke |
أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَى الطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَافَّاتٍ وَيَقْبِضْنَ ۚ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا الرَّحْمَٰنُ ۚ إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ بَصِيرٌ -19 |
Evelem yerev ilettayri fevkahum saffatin ve yakbıdne ma yumsikuhunne illerrahmanu innehu bikulli şey´in basıyrun. |
Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir. |
Bakmazlar mı ki üstlerinde uçan kuşlara, kanat süzerlerken ve yumarlarken? Rahmandır ancak onları tutan, şübhesiz ki o her şeyi görür. |
Onlar, üzerlerinde diziler halinde kanatlarını açıp kapayarak uçan kuşları görmediler mi ? Onları ancak Rahman (olan Allah) tutar. Şüphesiz ki O, her şeyi görüp bilendir. |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
20.Ayet
Mekke |
أَمَّنْ هَٰذَا الَّذِي هُوَ جُنْدٌ لَكُمْ يَنْصُرُكُمْ مِنْ دُونِ الرَّحْمَٰنِ ۚ إِنِ الْكَافِرُونَ إِلَّا فِي غُرُورٍ -20 |
Emmen hazelleziy huve cundun lekum yansurukum min dunirrahmani inilkafirune illa fiy ğururin. |
Yahut Rahmân’dan başka size yardım edecek şu ordunuz (taraftarlarınız) kimlerdir? İnkârcılar ancak bir aldanış içindedirler. |
Yoksa kimdir o Rahmanın berisinden şu sizin ordularınız ki sizi kurtaracak? Kâfirler başka değil, sade bir gurur içindedirler |
Yoksa Rahmân´dan başka O´na karşı size yardım eder ordunuz mu var? Kâfirler ancak aldanma ve gaflet içindeler. |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
21.Ayet
Mekke |
أَمَّنْ هَٰذَا الَّذِي يَرْزُقُكُمْ إِنْ أَمْسَكَ رِزْقَهُ ۚ بَلْ لَجُّوا فِي عُتُوٍّ وَنُفُورٍ -21 |
Emmen hazelleziy yerzukukum in emseke rizkahu bel leccu fiy ´utuvvin ve nufurin. |
Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular. |
Yoksa kimdir şu sizlere rızık verecek? O rızkını keserse? Hayır bir ürküntü ve azgınlık içinde inada dalmışlar |
Yoksa (Allah) rızkını tutup kesecek olursa, kim sizi rızıklandırır? Hayır, onlar bir azgınlık ve nefret içinde inâdla ısrar etmekteler. |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
22.Ayet
Mekke |
أَفَمَنْ يَمْشِي مُكِبًّا عَلَىٰ وَجْهِهِ أَهْدَىٰ أَمَّنْ يَمْشِي سَوِيًّا عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ -22 |
Efemen yemşiy mukibben ´ala vechihi ehda emmen yemşiy seviyyen ´ala sıratın mustekıymin. |
Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi? |
İmdi yüzüstü kapanarak giden mi daha doğru? Yoksa dosdoğru bir cadde üzerinde düpedüz giden mi? Düşünmeli bir. |
Yüzükoyun yürüyen mi daha doğru yoldadır, yoksa dümdüz yolda dimdik yürüyen mi ? |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
23.Ayet
Mekke |
قُلْ هُوَ الَّذِي أَنْشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ ۖ قَلِيلًا مَا تَشْكُرُونَ -23 |
Kul huvelleziy enşeekum ve ce´ale lekumussem´a vel´ebsare vel´ef´idete kaliylen ma teşkurune. |
De ki: “O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” |
De ki, odur ancak sizi inşa eyleyen ve size dinleyecek kulak, görecek gözler, duyacak gönüller veren, fakat sizler pek az şükr ediyorsunuz |
De ki: Sizi yaratıp varlık alanına getiren, size işiten kulaklar, gören gözler, anlayan gönüller veren O´dur. Ne de az şükredersiniz ? |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
24.Ayet
Mekke |
قُلْ هُوَ الَّذِي ذَرَأَكُمْ فِي الْأَرْضِ وَإِلَيْهِ تُحْشَرُونَ -24 |
Kul huvelleziy zereekum fiyl´ardı ve ileyhi tuhşerune. |
De ki: “O, sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak O’nun huzurunda toplanacaksınız.” |
De ki, odur sizi Arzda zürriyyet halinde yaratıp yayan, nihayet de hep toplanıp ona haşrolunacaksınız. |
De ki: Sizi üretip yeryüzüne yayan O´dur. Ve siz ancak diriltilip hepiniz 0*nun huzurunda toplanacaksınız. |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
25.Ayet
Mekke |
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا الْوَعْدُ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ -25 |
Ve yekulune meta hazelva´du in kuntum sadikıyne. |
“Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar. |
Böyle iken diyorlar ki: Ne zaman bu va´d? Eğer sadıksanız? |
(İnkarcı maddeciler) derler ki: Eğer doğru kimseler iseniz bu vaad (azâb tehdidi) ne zaman ? |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
26.Ayet
Mekke |
قُلْ إِنَّمَا الْعِلْمُ عِنْدَ اللَّهِ وَإِنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُبِينٌ -26 |
Kul innemel´ılmu ´ındallahi ve innema ene neziyrun mubiynun. |
De ki: “O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.” |
De ki, o ılim ancak Allahın ındindedir, ben sade açık anlatan bir nezîr (kocundurucu bir Peygamber)im. |
De ki: Bunun bilgisi ancak Allah katındadır. Ben sadece açık bir uyarıcıyım. |
29
/ 562
|
67-Mülk Suresi
27.Ayet
Mekke |
فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَقِيلَ هَٰذَا الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تَدَّعُونَ -27 |
Felemma reevhu zulfeten siy-et vucuhulleziyne keferu ve kıyle hazelleziy kuntum bihi tedde´une. |
Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, “İşte bu, (alaylı bir biçimde) isteyip durduğunuz şeydir” denir. |
Derken vaktı gelip de onu yakından gördüklerinde o küfredenlerin yüzleri kötüleşiverdi. Ve denildi ki işte, o sizin kendilerine da´vet edip durduğunuz budur |
Va´dolunan azabın yaklaştığını görünce, o küfre sapanların yüzleri bir tuhaf olup çirkinlesin Onlara : «Sizin istediğiniz, davet edip durduğunuz bu idi!.» denilir. |
29
/ 563
|
67-Mülk Suresi
28.Ayet
Mekke |
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِيَ اللَّهُ وَمَنْ مَعِيَ أَوْ رَحِمَنَا فَمَنْ يُجِيرُ الْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ -28 |
Kul ereeytum in ehlekeniyallahu ve men me´ıye ev rahımena femen yuciyrulkafiriyne min ´azabin eliymin. |
De ki: “Söyleyin bakalım: Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helâk etti, yahut bize acıdı. Peki, ya inkârcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?” |
De ki: Gördünüz mü? Allah beni ve beraberimdekileri helâk etse yâhud bize merhamet buyursa iki takdirde de kâfirleri elîm bir azâbdan kurtaracak kimdir? |
De ki: Söyler misiniz, eğer Allah beni ve benimle beraber olanları yok edecek veya bize merhamet edecek olsa, ya kâfirleri elem verici azâbdan kim kurtarabilir ? |
29
/ 563
|
67-Mülk Suresi
29.Ayet
Mekke |
قُلْ هُوَ الرَّحْمَٰنُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ -29 |
Kul huverrahmanu amenna bihi ve ´aleyhi tevekkelna feseta´lemune men huve fiy dalalin mubiynin. |
De ki: “O, Rahmân’dır. O’na iman ettik, yalnızca O’na tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!” |
De ki: O öyle Rahman, işte biz ona iyman ettik ve ona dayanmaktayız, ileride sizler de bileceksiniz ki o açık bir dalâl içinde bulunan kim? |
De ki: (Kurtaracak olan yalnız) O Rahman (olan Allahjdır. Biz O´na imân ettik ve sadece O´na güvenip dayandık. İleride kimin açık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz. |
29
/ 563
|
67-Mülk Suresi
30.Ayet
Mekke |
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْرًا فَمَنْ يَأْتِيكُمْ بِمَاءٍ مَعِينٍ -30 |
Kul ereeytum in asbeha maukum ğavren femen ye´tiykum bimain me´ıynin. |
De ki: “Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?” |
De ki: Gördünüz mü? Sabaha kadar suyunuz bata kalırsa size bir âb-i revân getirecek kim? |
De ki: Suyunuz iyice çekilip kaynağı kuruyacak olursa, söyler misiniz kim size akan bir su kaynağı getirebilir? |
29
/ 563
|