KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİM 31-Lokman Suresi ne GÖRE AYETLERİ SΙRALAMA

SURE
AYET NO
ARAPÇA OKUNUŞU DİYANET VAKFI ELMALILI CELAL YILDIRIM  CÜZÜ
SAYFA
31-Lokman Suresi

1.Ayet

Mekke
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ الم -1 Elif lam mın Elif Lâm Mîm. Elif, Lam, Mim. Elif - Lâm - Mîm. 21 / 410
31-Lokman Suresi

2.Ayet

Mekke
تِلْكَ آيَاتُ الْكِتَابِ الْحَكِيمِ -2 Tilke ayatül kitabil hakım (2-3) Bunlar, hikmet dolu Kitab’ın; iyilik yapanlara bir hidayet ve rahmet olarak indirilmiş âyetleridir. Bunlar sana o hikmetli kitabın âyetleri Bunlar o çok hikmetli Kitab´ın âyetleridir. 21 / 410
31-Lokman Suresi

3.Ayet

Mekke
هُدًى وَرَحْمَةً لِلْمُحْسِنِينَ -3 Hüdev ve rahmetel lil muhsinın (2-3) Bunlar, hikmet dolu Kitab’ın; iyilik yapanlara bir hidayet ve rahmet olarak indirilmiş âyetleridir. Hidayet ve rahmet için o (güzellik yapan) muhsinlere İyilik ve güzellikte bulunmayı (faydalı iş yapmayı) huy edinenlere doğru yol ve rahmettir. 21 / 410
31-Lokman Suresi

4.Ayet

Mekke
الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُمْ بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ -4 Ellezıne yükıymunes salate ve yü´tunez zekate ve hüm bil ahırati hüm yukınun Onlar; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren kimselerdir. Onlar ahirete de kesin olarak inanırlar. Ki namazı kılarlar ve zekâtı verirler, Âhırete de onlar yakîn edinirler Onlar ki, namazı vaktinde dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar evet onlar Âhiret´e kesinlikle inanırlar. 21 / 410
31-Lokman Suresi

5.Ayet

Mekke
أُولَٰئِكَ عَلَىٰ هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ ۖ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ -5 Ülaike ala hüdem mir rabbihim ve ülaike hümül müflihun İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. İşte bunlar rablarından bir hidayet üzeredir ve işte bunlardır o felâh bulanlar İşte bunlar, Rablarından (belirlenip gösterilen) doğru yol üzeredirler ve işte bunlar kurtuluşa erenlerdir. 21 / 410
31-Lokman Suresi

6.Ayet

Mekke
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْتَرِي لَهْوَ الْحَدِيثِ لِيُضِلَّ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَيَتَّخِذَهَا هُزُوًا ۚ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُهِينٌ -6 Ve minen nasi mey yeşterı lehvel hadısi li yüdılle an sebılillahi bi ğayri ılmiv ve yettehızeha hüzüva ülaike lehüm azabüm mühın İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır. Bayağı insanlardan kimi de vardır ki, Allah yolundan bilmiyerek sapıtmak ve onu eğlence yerine tutmak için lâf eğlencesi satın alır, işte bunlara mühîn bir azâb vardır İnsanlardan bir kısmı bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve onu eğlence edinmek için sözün alaylı (güldürücü) olanını edinir. İşte onlar için aşağılayıp rüsvay edici bir azâb vardır. 21 / 410
31-Lokman Suresi

7.Ayet

Mekke
وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ آيَاتُنَا وَلَّىٰ مُسْتَكْبِرًا كَأَنْ لَمْ يَسْمَعْهَا كَأَنَّ فِي أُذُنَيْهِ وَقْرًا ۖ فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ -7 Ve iza tütla aleyhi ayatüna vella müstekbiran ke el lem yesma´ha keenne fı üzüneyhi vakra fe beşşirhü bi azabin elım Ona âyetlerimiz okunduğu zaman; onları hiç işitmemiş gibi, kulağında bir ağırlık var da büyüklenerek arkasını döner. Ona, elem dolu bir azabı müjdele. Karşısında âyetlerimiz okunduğu vakıt da kibirlenerek ensesini döner, sanki onları işitmemiş, sanki kulaklarında bir ağırlık varmış, sen de onu elîm bir azâb ile müjdele Ona (o alaycı nanköre) âyetlerimiz okunduğu zaman sanki hiç işitmiyormuş, kulaklarında bir ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak arkasını çevirir. İşte onu elem verici bir azâb ile müjdele. 21 / 410
31-Lokman Suresi

8.Ayet

Mekke
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتُ النَّعِيمِ -8 İnnellezıne amenu ve amilus salihati lehüm cennatün neıym (8-9) Şüphesiz, iman edip salih amel işleyenler için içlerinde ebedî kalacakları Naîm cennetleri vardır. Allah, (bu konuda) gerçek bir vaadde bulunmuştur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Fakat iyman edib de iyi işler yapanlar, şübhesiz ki onlara naîm Cennetleri var Onlar ki, imân edip iyi-yararlı amellerde bulundular, şüphesiz onlar için nîmet cennetleri vardır. 21 / 410
31-Lokman Suresi

9.Ayet

Mekke
خَالِدِينَ فِيهَا ۖ وَعْدَ اللَّهِ حَقًّا ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ -9 Halidıne fıha va´dellahi hakka ve hüvel azızül hakım (8-9) Şüphesiz, iman edip salih amel işleyenler için içlerinde ebedî kalacakları Naîm cennetleri vardır. Allah, (bu konuda) gerçek bir vaadde bulunmuştur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. İçlerinde muhalled olmak üzere onlar, hakkâ Allahın va´di bu ve azîz odur hakîm o Orada ebedî kalıcılardır. Allah´ın va´di haktır, (elbette gerçekleşecektir). O, çok güçlüdür, çok üstündür; yegâne hikmet sahibidir. 21 / 410
31-Lokman Suresi

10.Ayet

Mekke
خَلَقَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ۖ وَأَلْقَىٰ فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَنْ تَمِيدَ بِكُمْ وَبَثَّ فِيهَا مِنْ كُلِّ دَابَّةٍ ۚ وَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ -10 Halekas semavati bi ğayri amedin teravneha ve elka fil erdı ravasiye en temıde biküm ve besse fıha min külli dabbeh ve enzelna mines semai maen fe embetna fıha min külli zevcin kerım Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik. Gökleri direksiz yarattı onları görüyorsunuz Arza da sizi çalkalar diye ağır baskılar bıraktı ve onda her bir hayvandan üretti, hem Gökten bir su indirdik de her hoş çeşitten yetiştirdik Gökleri —gördüğünüz şekilde— direksiz yarattı. Yeryüzüne de sizi sarsar diye sabit ulu dağlar yerleştirdi ve orada her türden hayvanlar serpiştirip yaydı. Ve biz, gökten su indirdik de yeryüzünde her çeşit bitkiden yetiştirdik. 21 / 410
31-Lokman Suresi

11.Ayet

Mekke
هَٰذَا خَلْقُ اللَّهِ فَأَرُونِي مَاذَا خَلَقَ الَّذِينَ مِنْ دُونِهِ ۚ بَلِ الظَّالِمُونَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ -11 Haza halkullahi fe erunı maza halekallezıne min dunih beliz zalimune fı dalalim mübın İşte Allah’ın yarattıkları! Haydi, Allah’ı bırakıp da taptıklarınızın yarattığını bana gösterin! Hayır, zalimler açık bir sapıklık içindedirler. İşte bu Allahın yarattığı, haydi gösterin bana ondan berikiler ne yaratmış? Fakat o zalimler apaçık dalâl içindeler İşte bu Allah´ın yarattığıdır. Haydi O´ndan başkalarının neler yarattığını gösterin bana ! Hayır, zâlimler acık bir sapıklık içindedirler. 21 / 410
31-Lokman Suresi

12.Ayet

Mekke
وَلَقَدْ آتَيْنَا لُقْمَانَ الْحِكْمَةَ أَنِ اشْكُرْ لِلَّهِ ۚ وَمَنْ يَشْكُرْ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِ ۖ وَمَنْ كَفَرَ فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ حَمِيدٌ -12 Ve le kad ateyna lukmanel hıkmete enişkür lillah ve mey yeşkür fe innema yeşküru li nefsih ve men kefera fe innellahe ğayniyyün hamıd Andolsun, biz Lokmân’a “Allah’a şükret” diye hikmet verdik. Kim şükrederse, ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övülmeye lâyıktır. Şanım hakkı için Lokmana hikmet verdik ki şükret Allaha diye ve her kim şükrederse kendi lehine eder, her kim de nankörlük ederse her halde Allah ganiydir, hamîddir And olsun ki Lukmân´a, Allah´a şükret diye hikmet verdik. Kim şükrederse ancak kendi lehine şükretmiş olur; kim de nankörlük ederse, şüphesiz ki Allah ganiydir, (hiç kimsenin şükrüne ihtiyacı yoktur), övülmeğe çok daha lâyıktır. 21 / 411
31-Lokman Suresi

13.Ayet

Mekke
وَإِذْ قَالَ لُقْمَانُ لِابْنِهِ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللَّهِ ۖ إِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ -13 Ve iz kale lukmanü libnihı ve hüve yeızuhu ya büneyye la tüşrik billah inneş şirke le zulmün azıym Hani Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Yavrum! Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.” Hani Lokman da oğluna demişti, ona va´zediyordu; Yavrum, Allaha şirk koşma, çünkü şirk çok büyük bir zulümdür Hani bir vakit Lukmân oğluna öğüt vererek dedi ki: «Oğulcağızım ! Sakın Allah´a ortak koşma. Çünkü gerçekten ortak koşmak büyük bir haksızlıktır.» 21 / 411
31-Lokman Suresi

14.Ayet

Mekke
وَوَصَّيْنَا الْإِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ أُمُّهُ وَهْنًا عَلَىٰ وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فِي عَامَيْنِ أَنِ اشْكُرْ لِي وَلِوَالِدَيْكَ إِلَيَّ الْمَصِيرُ -14 Ve vessaynel insane bi valideyh hamelethü ümmühu vehnen ala vehniv ve fisalühu fı ameyni enişkür lı ve li valideyk ileyyel mesıyr İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte onun için) insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.” Gerçi insana ebeveynini de tavsıye ettik, anası onu za´f, za´f üstüne taşıdı, süt kesimi de iki sene içinde şükret diye bana ve anana babana, ki banadır geliş Biz insana, ana-babasının (haklarını gözetmesini de) tavsiye ettik. Anası onu sıkıntı üstüne sıkıntı çekerek (karnında) taşımıştır. Sütten kesilmesi iki yıl içindedir. Bana ve ana-babana şükret; dönüş ancak banadır. 21 / 411
31-Lokman Suresi

15.Ayet

Mekke
وَإِنْ جَاهَدَاكَ عَلَىٰ أَنْ تُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا ۖ وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفًا ۖ وَاتَّبِعْ سَبِيلَ مَنْ أَنَابَ إِلَيَّ ۚ ثُمَّ إِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَأُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ -15 Ve in cahedake ala en tüşrike bı ma leyse leke bihı ilmün fe la tütı´hüma ve sahıbhüma fid dünya ma´rufev vettebı´ sebıle men enabe ileyy sümme ileyye merciuküm fe ünebbiüküm bima küntüm ta´melun “Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim.” Bununla beraber o ikisi de sana sence hakkında bir ılim olmıyan hiçi bana şerik koşturmağa uğraşırlarsa o vakıt onlara itaat etme ve kendilerine Dünyada ma´ruf surette musahabet eyle de bana yüz tutanın yolunu tut, sonra dönüb bana geleceksiniz de ben size yaptıklarınızı haber vereceğim Eğer anan-baban, hakkında bilgin olmadığı şeyi bana ortak koşman için seninle tartışıp ağırlıklarını koyarlarsa, sakın onlara (bu hususta) itaat etme. Dünya (işlerin)de ise onlara güzel ölçüde destek ol; bana yönelip gönül verenlerin yoluna uy. Sonra da dönüşünüz elbette banadır ; yapageldiğinizi (o zaman) size bir bir haber veririm. 21 / 411
31-Lokman Suresi

16.Ayet

Mekke
يَا بُنَيَّ إِنَّهَا إِنْ تَكُ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ فَتَكُنْ فِي صَخْرَةٍ أَوْ فِي السَّمَاوَاتِ أَوْ فِي الْأَرْضِ يَأْتِ بِهَا اللَّهُ ۚ إِنَّ اللَّهَ لَطِيفٌ خَبِيرٌ -16 Ya büneyye inneha in tekü miskale habbetim min hardelin fe tekün fı sahratin ev fis semavati ev fil erdı ye´ti bihellah innellahe latıyfün habır (Lokmân, öğütlerine şöyle devam etti:) “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah, en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.” Yavrum! haberin olsun ki yaptığın bir hardal danesi tartısı olsa da bir kaya içinde veya Göklerde veya Yerin dibinde gizlense Allah onu getirir mizanına kor, çünkü Allah lâtiftir, habîrdir (Lukmân yine oğluna dedi ki:) Oğulcağızım ! (İşlediğin iyilik olsun, kötülük olsun) bir hardal tanesi ağırlığınca bile olsa ve o bir kayanın İçinde veya göklerde ya da yerde bu lunsa, mutlaka Allah onu getirir (ortaya kor). Şüphesiz ki Allah en ince, en gizli şeyleri bilendir, her şeyden haberlidir. 21 / 411
31-Lokman Suresi

17.Ayet

Mekke
يَا بُنَيَّ أَقِمِ الصَّلَاةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا أَصَابَكَ ۖ إِنَّ ذَٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ -17 Ya büneyye ekımıs salate ve´mur bil ma´rufi venhe anil münkeri vasbir ala ma esabek inne zalike min azmil ümur “Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.” Yavrum! namazı kıl, ma´rufu emir ve münkerden nehiy ve başına gelene sabr et, çünkü bunlar azmolunacak işlerdendir Oğulcağızım! Namazı dosdoğru kıl, (dince, akılca, sağlam örfçe) uygun olanı emret, kötü olanlardan da men´et. Başına gelene sabret. Şüphesiz ki bunlar azmedilmeğe değer işlerdendir. 21 / 411
31-Lokman Suresi

18.Ayet

Mekke
وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحًا ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ -18 Ve la tüsa´ır haddeke lin nasi ve la temşi fil erdı meraha innellahe la yühıbbü külle muhtalin fehur “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.” Hem nâsa avurdunu şişirme ve Yer yüzünde çalımla yürüme, çünkü Allah, öğüngen kurulganın hiç birini sevmez İnsanlardan (büyüklük taslayarak) yüzünü çevirme; yeryüzünde çalımlı çalımlı yürüme. Şüphesiz ki Allah, her böbürlenen kendini be ğenmişi sevmez. 21 / 411
31-Lokman Suresi

19.Ayet

Mekke
وَاقْصِدْ فِي مَشْيِكَ وَاغْضُضْ مِنْ صَوْتِكَ ۚ إِنَّ أَنْكَرَ الْأَصْوَاتِ لَصَوْتُ الْحَمِيرِ -19 Vaksıd fı meşyike vağdud min savtik inne emreral asvati le savtül hamır “Yürüyüşünde tabiî ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, şüphesiz eşeklerin sesidir!” Gidişinde mu´tedil ol, sesini pesden al, çünkü seslerin en beti her halde eşekler sesidir Yürüyüşünde ortalama bir davranış içinde ol; sesini alçalt. Çünkü seslerin en hoşa gitmeyeni, şüphesiz ki eşek sesidir. 21 / 411
31-Lokman Suresi

20.Ayet

Mekke
أَلَمْ تَرَوْا أَنَّ اللَّهَ سَخَّرَ لَكُمْ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَأَسْبَغَ عَلَيْكُمْ نِعَمَهُ ظَاهِرَةً وَبَاطِنَةً ۗ وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَلَا هُدًى وَلَا كِتَابٍ مُنِيرٍ -20 E lem terav ennellahe sehhara leküm ma fis semavati ve ma fil erdı ve esbeğa aleyküm niamehu zahiratev ve batıneh ve minen nasi mey yücadilü fillahi bi ğayri ılmiv ve la hüdev ve la kitabim münır Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah’ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi? Yine de insanlar arasında, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmadan Allah hakkında tartışıp duranlar vardır. Görmediniz mi? Allahı zülcelâl sizin için Göklerdekini ve Yerdekini müsahhar kılmış, üzerinize zâhiren ve bâtınen ni´metlerini ifaza buyurmakta, bununla beraber nâs içinde kimisi de var ki ne bir ılme, ne bir mürşide ne de tenvir eder bir kitaba istinad etmeksizin Allah hakkında mücadele ediyor Görmediniz mi, Allah göklerde ve yerde olanı baş eğdirip sizin emrinize vermiştir; açık gizli (birçok) nimetlerini size tamamlamıştır. insanlardan öylesi var ki, ilimsiz, doğru yolu gösteren aydınlatıcı kitabı olmaksızın Allah hakkında tartışıp durur. 21 / 412
31-Lokman Suresi

21.Ayet

Mekke
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَا أَنْزَلَ اللَّهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ آبَاءَنَا ۚ أَوَلَوْ كَانَ الشَّيْطَانُ يَدْعُوهُمْ إِلَىٰ عَذَابِ السَّعِيرِ -21 Ve iza kıyle lehümüt tebiu ma enzellellahü kalu bel nettebiu ma vecedna aleyhi abaena e ve lev kaneş şeytanü yed´uhüm ila azabis seıyr Kendilerine, “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiği zaman, “Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız” derler. Şeytan, kendilerini cehennem azabına çağırıyor olsa da mı? Ve Allahın indirdiğine tabi´ olun denildiği vakıt kendilerine «hayır, biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa onun ardınca gideriz» diyorlar, ya Şeytan onları saîr azâbına da´vet ediyor idise de mi? Onlara, «Allah´ın indirdiğine uyun !» denildiği zaman, «hayır, babalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız» derler. Ya Şeytan babalarını çılgın alevli ateşe cağırmışsa (ona ne derler)?. 21 / 412
31-Lokman Suresi

22.Ayet

Mekke
وَمَنْ يُسْلِمْ وَجْهَهُ إِلَى اللَّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَىٰ ۗ وَإِلَى اللَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ -22 Ve mey yüslim vechehu ilellahi ve hüve muhsinün fe kadistemseke bil urvetil vüska ve ilellahi akıbetül ümur Kim iyilik yaparak kendini Allah’a teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur. İşlerin sonu ancak Allah’a varır. Halbuki her kim özü muhsin olarak yüzünü tertemiz Allaha tutarsa o hakıkaten en sağlam kulpa yapışmıştır, öyle ya bütün işlerin akıbeti Allaha dayanır Kim iyilik ve güzelliği huy edinerek yüzünü (bütün varlığını ve benliğini) Allah´a teslim ederse, cidden o en sağlam kulpa yapışmıştır. İşlerin sonu Allah´a varıp dayanır. 21 / 412
31-Lokman Suresi

23.Ayet

Mekke
وَمَنْ كَفَرَ فَلَا يَحْزُنْكَ كُفْرُهُ ۚ إِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ فَنُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُوا ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ -23 Ve men kefera fe la yahzünke küfruh ileyna merciuhüm fe nünebbiühüm bima amilu innellahe alımüm bizatis sudur Kim inkâr ederse, onun inkârı seni üzmesin. Onların dönüşleri ancak bizedir. Biz de onlara yaptıklarını haber veririz. Allah, göğüslerin içindekini (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir. Kim de küfrederse artık onun küfrü seni mahzun etmesin, onlar dönüb bize gelecekler o vakıt biz onlara bütün yaptıklarını haber vereceğiz, her halde Allah, bütün sînelerin künhünü bilir Kim de küfrederse, onun küfrü seni üzmesin. Onların dönüşü ancak bizedir. O zaman işlediklerini kendilerine bir bir haber veririz. Şüphesiz ki Allah, göğüslerde olanı bilendir. 21 / 412
31-Lokman Suresi

24.Ayet

Mekke
نُمَتِّعُهُمْ قَلِيلًا ثُمَّ نَضْطَرُّهُمْ إِلَىٰ عَذَابٍ غَلِيظٍ -24 Nümettiuhüm kalılen sümme nadtarruhüm ila azabin ğalıyz Biz, onları (dünyada) biraz yararlandırırız. Sonra da onları ağır bir azaba sürükleriz. Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini galîz bir azâba muztarr kılarız Onları az bir süre geçindirip yararlandırırız. Sonra da pek ağır bir azaba katlanmaya çaresiz kılarız. 21 / 412
31-Lokman Suresi

25.Ayet

Mekke
وَلَئِنْ سَأَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ ۚ قُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ ۚ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ -25 Ve lein seeltehüm men halekas semavati vel erda le yekulünnellah kulil hamdü lillah bel ekseruhüm la ya´lemun Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka “Allah” derler. De ki: “Hamd, Allah’a mahsustur.” Fakat onların çoğu bilmezler. Celâlim hakkı için sorsan onlara: o Gökleri ve Yeri kim yarattı? Her halde elbet Allah diyecekler, «elhamdulillah» de, fakat pek çokları bilmezler And olsun ki, onlara, «gökleri ve yeri kim yarattı ?» diye soracak olsan, «elbette Allah...» diyecekler. De ki: Allah´a hamd olsun ! Ama onların çoğu bilmezler. 21 / 412
31-Lokman Suresi

26.Ayet

Mekke
لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ -26 Lillahi ma fis semavati vel ard innellahe hüvel ğaniyyül hamıd Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Şüphesiz Allah, her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye lâyık olandır. Göklerde ve Yerde ne varsa Allahındır, hakıkat Allah, öyle ganî öyle Hamîddir Göklerde ve yerde olanlar Allah´ındır. Şüphesiz ki Allah ganiydir (hiçbir şeye muhtaç değildir; ama her şey O´na muhtaçtır); övülmeye de en çok O lâyıktır. 21 / 412
31-Lokman Suresi

27.Ayet

Medine
وَلَوْ أَنَّمَا فِي الْأَرْضِ مِنْ شَجَرَةٍ أَقْلَامٌ وَالْبَحْرُ يَمُدُّهُ مِنْ بَعْدِهِ سَبْعَةُ أَبْحُرٍ مَا نَفِدَتْ كَلِمَاتُ اللَّهِ ۗ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ -27 Ve lev enne ma fil erdı min şeceratin aklamüv vel bahru yemüddühu min ba´dihı seb´atü ebhurim ma nefidet kelematüllah innellahe azızün hakım Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi deniz daha ona katılsa, Allah’ın sözleri (yazmakla) yine de tükenmez. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Eğer yerdeki ağaçlar hep kalem olsa deniz de mürekkeb, arkasından yedi deniz, Allahın kelimatı tükenmez, hakıkat Allah, azîz hakîmdir Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz daha katılıp (mürekkep) olsaydı, yine de Allah´ın sözleri bitmezdi. Şüphesiz ki Allah çok üstündür, çok güçlüdür, yegâne hikmet sahibidir. 21 / 412
31-Lokman Suresi

28.Ayet

Medine
مَا خَلْقُكُمْ وَلَا بَعْثُكُمْ إِلَّا كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ ۗ إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ -28 Ma halkuküm ve la ba´süküm illa ke nefsiv vahıdeh innellahe semıum basıyr (Ey insanlar!) Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra tekrar diriltilmeniz, ancak bir tek insanı yaratmak ve diriltmek gibidir. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. Sizin yaratılmanız da, ba´solunmanız da ancak tek bir nefis gibidir. Hakıkat Allah, semîdir basîrdir Sizin yaratılmanız da, öldük ten sonra diriltilip kaldırılmanız da ancak bir tek canlıyı (yaratmak ve diriltmek) gibidir. Şüphesiz ki Allah işitendir, görendir. 21 / 412
31-Lokman Suresi

29.Ayet

Medine
أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي إِلَىٰ أَجَلٍ مُسَمًّى وَأَنَّ اللَّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ -29 E lem tera ennellahe yulicül leyle fin nehari ve yulicün nehara fil leyli ve sehhareş şemsi vel kamera küllüy yecrı ila ecelim müssemmev ve ennellahe ve ma ta´melune habır Görmedin mi ki, Allah, geceyi gündüzün içine ve gündüzü de gecenin içine sokuyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri (kendi yörüngesinde) belli bir zamana kadar akar gider. Şüphesiz Allah, işlediklerinizden hakkıyla haberdardır. Görmedin mi? Allah geceyi gündüze sokuyor, gündüzü geceye sokuyor ve Şems-ü Kameri teshır etmiş hepsi müsemmâ bir ecele doğru cereyan ediyor ve filvakı´ Allah, bütün yaptıklarınıza habîrdir Görmedin mi ki, Allah geceyi gündüze, gündüzü de geceye katar; Güneş ve Ay´ı buyruk altına almıştır herbiri belirlenmiş bir vakte kadar (kendi yörüngesinde) seyredip durur. Ve Allah elbette yapageldiğiniz şeylerden haberlidir. 21 / 413
31-Lokman Suresi

30.Ayet

Mekke
ذَٰلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ -30 Zalike bi ennellahe hüvel hakku ve enne ma yed´ une min dunihil batılü ve ennellahe hüvel aliyyül kebır Bu böyledir. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir, onu bırakıp da taptıkları ise batıldır. Şüphesiz Allah yücedir, büyüktür. Bu şundan: Çünkü Allah hakıkat hak o, ondan başka çağırdıklarınız hep bâtıl ve hakıkat Allah, yegâne yüksek büyük o Bu böyledir. Çünkü Allah hakk´tır, O´ndan başka taptıklarınız bâtıldır. Ve elbette Allah cok yücedir, cok büyüktür. 21 / 413
31-Lokman Suresi

31.Ayet

Mekke
أَلَمْ تَرَ أَنَّ الْفُلْكَ تَجْرِي فِي الْبَحْرِ بِنِعْمَتِ اللَّهِ لِيُرِيَكُمْ مِنْ آيَاتِهِ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ -31 E lem tera ennel fülke tecrı fil bahri bi nı´metillahi li yüriyeküm min ayatih inne fı zalike le ayatil li külli sabbarin şekur Görmedin mi ki, gemiler Allah’ın nimetiyle denizde akıp gitmektedir. Allah, bunu âyetlerinden bir kısmını size göstermek için yapmaktadır. Şüphesiz ki bunda hakkıyla sabreden, hakkıyla şükreden herkes için ibretler vardır. Baksan a size âyetlerinden göstermek için ni´metiyle gemilerin denizde akışına! Şübhe yok ki bunda pek sabırlı ve çok şükürlü olanlar için bir çok âyetler vardır Görmedin mi ki, gemi, Allah´ in nîmetiyle denizde yüzüp gider. Allah, bununla (kudretinin yüceliğine delâlet eden) bazı âyetlerini gösterir Şüphesiz ki bunda çokça sabreden, çokça şükreden herkese öğütler, ibretler vardır. 21 / 413
31-Lokman Suresi

32.Ayet

Mekke
وَإِذَا غَشِيَهُمْ مَوْجٌ كَالظُّلَلِ دَعَوُا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ فَلَمَّا نَجَّاهُمْ إِلَى الْبَرِّ فَمِنْهُمْ مُقْتَصِدٌ ۚ وَمَا يَجْحَدُ بِآيَاتِنَا إِلَّا كُلُّ خَتَّارٍ كَفُورٍ -32 Ve iza ğaşiyehüm mevcün kez zuleli deavüllahe muhlisıyne lehüd dın felemma neccahüm ilel berri fe minhüm muktesıd ve ma yechadü bi ayatina illa küllü hattarin kefur Onları, (denizde) bir dalga gölgelikler gibi kapladığında, dini Allah’a has kılarak O’na yalvarırlar. Allah, onları kurtarıp karaya çıkarınca, onlardan bir kısmı orta yolu tutar. Bizim âyetlerimizi ise ancak son derece kaypak, son derece nankör olanlar inkâr eder. Ve kara bulutlar gibi dalga sardığı vakıt onları dini Allaha hâlis kılarak yalvarırlar, sonra karaya çıkarıldığı vakıt içlerinden doğru giden de bulunur ve bizim âyetlerimize ancak gaddar, nankör olanlar çıfıtlık eder Onları dağlar gibi (veya gölge salan bulutlar gibi) dalgalar sarıp kapladığında, dini Allah´a has kılıp samimiyetle O´na duâ edip yalvarırlar. Kendilerini kurtarıp karaya çıkardığı vakit, onlardan bir kısmı sâdık kalıp verdiği söze bağlılık gösterir. Zaten bizim âyetlerimizi ancak cok nankör gaddar olanlar inadla İnkâr ederler. 21 / 413
31-Lokman Suresi

33.Ayet

Mekke
يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْمًا لَا يَجْزِي وَالِدٌ عَنْ وَلَدِهِ وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَنْ وَالِدِهِ شَيْئًا ۚ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ ۖ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللَّهِ الْغَرُورُ -33 Ya eyyühen nasütteku rabbeküm vahşev yevmel la yezı validün av veledihı ve la meludün hüve cazin av validihı şey´a inne va´dellahi hakkun fe la teğurranekümül hayatüd dünya ve la yeğurraneküm billahül ğarur Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı, hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı günden korkun! Şüphesiz Allah’ın va’di gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldatıcı şeytan da Allah hakkında sizi aldatmasın. Ey insanlar rabbınızdan korkun ve bir günü sayın ki ata evlâdından bir şey ödeyemez, evlâd o da atasından bir şey ödeyecek değildir, Muhakkak Allahın va´di hak, o halde sakının Dünya hayat sizi aldatmasın ve sakının o mağrur sizi Allaha güvendirmesin Ey insanlar! Rabbınızdan korkup (kötülüklerden) sakının. Öyle bir günden korkun ki baba, evlâdından ötürü bir şey ödeyemez, evlâd da babasından ötürü bir şey ödeyici değildir. Şüphesiz ki Allah´ın va´di (verdiği söz) haktır. Sakın Dünya hayatı sizi aldatmasın ve sakın o aldanmış mağrur (Şeytan) sizi Allah´a (O´ nun geniş rahmetine ibâdetsiz amelsiz) güvendirmesin. 21 / 413
31-Lokman Suresi

34.Ayet

Mekke
إِنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ وَيُنَزِّلُ الْغَيْثَ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْأَرْحَامِ ۖ وَمَا تَدْرِي نَفْسٌ مَاذَا تَكْسِبُ غَدًا ۖ وَمَا تَدْرِي نَفْسٌ بِأَيِّ أَرْضٍ تَمُوتُ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ -34 İnnellahe ındehu ılmüs saahve yünezzilül ğays ve ya´lemü ma fil erham ve ma tedrı nefsüm maza teksibü ğada ve ma tedrı nefsüm bi eyyi erdın temut innellahe alimün habır. Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz yalnızca Allah katındadır. O, yağmuru indirir, rahimlerdekini bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır. Her halde Allah, saate ılim onun yanındadır ve yağmuru o yağdırır, rahimlerde ne var o bilir ve hiç bir nefis yarın ne kazanacağımı bilmez, bir nefis hangi Yerde öleceğini de bilmez, şübhesiz ki Allah alîmdir, habîrdir Şüphesiz ki Kıyâmet´in kopuş saatiyle ilgili bilgi Allah´ın yanındadır. Yağmuru O yağdırır; ana rahmindekini O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanıp elde edeceğini bilmez. Hiç kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Allah elbette (her şeyi hakkıyle) bilendir, (her şeyden mutlaka) haberlidir. 21 / 413
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014