KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ

37-SAFFAT SURESI (182 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
Saffat Suresi 54 Ayet ve Mealleri
37-SAFFAT SURESI - 54. AYET    Mekke
قَالَ هَلْ أَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ -54
Kale hel entüm müttaliun
Kâle hel entum muttaliûn(muttaliûne).
37-Saffat Suresi 54. Ayeti Kerime Mealleri
A. GÖLPINARLI : Der ki: Ne oldu o, bakıp gördünüz mü acaba?
ADEM UĞUR : (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi.
ALİ FIKRİ YAVUZ : (Sonra o sözcü, cennetteki kardeşlerine): “(Şimdi size o arkadaşı göstermek için cehenneme) bir bakar mısınız?”der.
BEKİR SADAK :Yanindakilere: «Siz onu bilir misiniz?» der.
CELAL YILDIRIM : (54-55) Bir diğeri, «onun ne durumda olduğunu bilir misiniz» Derken bakar da onu Cehennem´in ortasında görür.
DİYANET : Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der.
DİYANET VAKFI : (54-55) (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
DİYANET İSLERİ : Yanındakilere: "Siz onu bilir misiniz?" der.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL): Nasıl der: bir bakıştırır mısınız?
ELMALILI M. HAMDİ SADE. : Nasıl bir bakıştırır mısınız (seyretmek ister misiniz)? der.
GÜLTEKİN ONAN : (Konuşan yanındakilere) Der ki: "Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?"
H. BASRİ ÇANTAY : (O sözü söyleyen zât, ihvanına) der ki: «Siz (onun iç yüzüne) vaakıf olucular mısınız?»
MUHAMMET ESED : (Ve) ekleyecek: "Bakmak (ve onu görmek) ister misiniz?"
Ö NASUHİ BİLMEN : Dedi ki: Siz (onun halinden) haberdar olmak ister misiniz?
SUAT YILDIRIM : (54-57) "Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?" Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur. "Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!"
SÜLEYMAN ATEŞ : (Sonra yanındakilere): "Bakar mısınız?" dedi.
Y. NÜRİ ÖZTÜRK : Dedi: "Siz de bir araştırır mısınız?"
FİZİLAL : Yanındakilere; «Siz onu bilir misiniz?» der.
İBNİ KESİR : Siz, onu bilir misiniz? dedi.
TEFHİMÜL KURAN : (Konuşan yanındakilere) Der ki: «Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?»

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014