SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Tegabün Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۖ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ ۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ -1 |
Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. Mülk yalnızca O’nundur, hamd de O’na mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. |
Tesbîh eder Allaha Göklerde ve Yerdeki, mülk onun, hamd onun ve o her şey´e kadîrdir |
Göklerdekiler ve yerdekiler Allah´ı tesbîh ederler. Mülk ü saltanat O´nundur. Hamd (en güzel övgü) O´na mahsustur. O´nun her şeye kudreti yeter. |
Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allâh´ın şânının yüceliğini anmaktadır. Mülk O´nundur, hamd O´nundur. O, herşeye kâdirdir. |
Göklerde ne var ise ve yerde ne var ise, Allah için tesbihte bulunur. Mülk ve hamd O´na mahsustur ve O her şey üzerine tamamen kâdirdir. |
28 / 555 |
Tegabün Suresi
2.Ayet |
هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ فَمِنْكُمْ كَافِرٌ وَمِنْكُمْ مُؤْمِنٌ ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ -2 |
O, sizi yaratandır. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mü’mindir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir. |
Odur sizi yaratan, öyle iken içinizden kimi kâfir, kimi mü´min, bununla beraber Allah her ne yaparsanız görür |
Sizi O yarattı. İçinizden kiminiz kâfir, kiminiz mü´mindir. Allah, yaptıklarınızı görüp bilendir. |
Sizi yaratan O´dur. Kiminiz kâfirdir, kiminiz mü´min. Allâh yaptıklarınızı görmektedir. |
O, o´dur ki, sizi yaratmıştır, öyle iken sizden kâfir de vardır ve sizden mü´min de vardır ve Allah, ne yapar olduğunuzu bihakkın görendir. |
28 / 555 |
Tegabün Suresi
3.Ayet |
خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ وَصَوَّرَكُمْ فَأَحْسَنَ صُوَرَكُمْ ۖ وَإِلَيْهِ الْمَصِيرُ -3 |
Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş yalnız O’nadır. |
O ki Gökleri ve Yeri hakk ile yarattı ve size suret verdi, suretlerinizi güzel de yaptı, nihayet gidiş de onadır |
O, gökleri ve yeri hakk ile yarattı ; sizi biçimlendirdi, biçiminizi güzelleştirdi. Dönüş ancak O´nadır. |
Gökleri ve yeri hak (hikmet) ile yarattı, sizi biçimlendirdi, biçimlerinizi güzel yaptı. Dönüş O´nadır. |
Gökleri ve yeri hak ile yarattı ve size sûret verdi de sûretinizi güzel yaptı ve dönüş de ancak O´nadır. |
28 / 555 |
Tegabün Suresi
4.Ayet |
يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَ ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ -4 |
Göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir. |
O Göklerde ve Yerde ne varsa bilir ve sizler her ne sir tutar ve her ne açıklarsanız hepsini bilir ve Allah bütün sînelerin künhünü bilir |
Göklerde ve yerde olanı bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerde dönüp dolaşan (duyguların ve düşüncelerin) aslını, mayasını bilendir. |
Göklerde ve yerde bulunanları bilir, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri de bilir. Allâh, göğüslerin özünü bilendir. |
Göklerde ve yerde ne var ise bilir ve neleri gizlediğinizi ve neleri açıkladığınızı bilir ve Allah göğüslerin içinde olanlara da tamamen alîmdir. |
28 / 555 |
Tegabün Suresi
5.Ayet |
أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَبْلُ فَذَاقُوا وَبَالَ أَمْرِهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ -5 |
Daha önce inkâr edip de inkârlarının cezasını tadanların haberi size gelmedi mi? Onlar için elem dolu bir azap da vardır. |
Bundan evvel küfr edenlerin haberi gelmedi mi size? Ki yaptıklarının vebalini tattılar, daha da onlara elîm bir azâb var |
Size, daha önce sapıtanların haberi gelmedi mi ? Yaptıklarının vebalini tattılar ve onlar için elem verici bir azâb vardır. |
Daha önce inkâr etmiş olanların haberi size gelmedi mi? (Onlar), işlerinin vebâlini taddılar ve onlar için acı bir azâb da vardır. |
Size evvelce kâfir olmuş olanların haberi gelmedi mi ki, onlar, işlerinin vebâlini tattılar ve onlar için pek acıklı bir azap vardır. |
28 / 555 |
Tegabün Suresi
6.Ayet |
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُ كَانَتْ تَأْتِيهِمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالُوا أَبَشَرٌ يَهْدُونَنَا فَكَفَرُوا وَتَوَلَّوْا ۚ وَاسْتَغْنَى اللَّهُ ۚ وَاللَّهُ غَنِيٌّ حَمِيدٌ -6 |
Bu, peygamberlerinin, onlara apaçık mucizeler getirmeleri ve onların da, “(Bizim gibi) insanlar mı bizi doğru yola iletecekmiş?” deyip de inkâr etmeleri ve yüz çevirmeleri sebebiyledir. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını göstermiştir. Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye lâyıktır. |
Çünkü onlara Peygamberleri beyyinelerle geliyordu da onlar bizi bir beşer mi yola getirecek? Deyip küfr etmişler ve aksine gitmişlerdi, Allah da müstağni olduğunu gösterdi, öyle ya Allah ganîdir hamîddir |
Bu böyledir. Çünkü onlara, peygamberleri açık belgelerle geldiler, onlar ise, «bir insan mı bize doğru yolu gösterip bizi ona ulaştıracak ?!» dediler de kâfir oldular ve yüz çevirdiler. Allah da müstağni olduğunu açıkladı. Allah ganiydir ve en güzel övgüye lâyıktır. |
Çünkü onlara elçileri, açık deliller getirirlerdi, fakat onlar, "Bir insan mı bize yol gösterecek" deyip inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Allâh da (hiçbir şeye) muhtaç olmadığını gösterdi. Allâh zengindir, övülmüştür. |
Şundan dolayı ki, şüphe yok onlara Peygamberleri beyyineler ile gelir olmuşlardı da onlar: «Bir beşer mi bizi doğru yola iletecek?» demişler, sonra kâfir olmuşlar ve yüz çevirmişlerdi. Allah da (onlardan) müstağni olmuştur. Ve Allah bihakkın ganîdir, hamîddir. |
28 / 555 |
Tegabün Suresi
7.Ayet |
زَعَمَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنْ لَنْ يُبْعَثُوا ۚ قُلْ بَلَىٰ وَرَبِّي لَتُبْعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُنَّ بِمَا عَمِلْتُمْ ۚ وَذَٰلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ -7 |
İnkâr edenler, kesinlikle, öldükten sonra diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: “Hiç de öyle değil, Rabbime and olsun, mutlaka diriltileceksiniz, sonra da yaptıklarınız size elbette haber verilecektir. Bu, Allah’a kolaydır.” |
Küfredenler asla ba´s olunmıyacaklarını zu´mettiler, de ki, hayır rabbım hakkı için muhakkak ba´s olunacaksınız, sonra da muhakkak yaptıklarınız size anlatılacaktır ve o Allaha göre kolaydır |
İnkâra sapanlar, öldükten sonra bir daha diriltilmiyeceklerini iddia ettiler. .De ki: Hayır, Rabbim hakkı için elbette diriltilip kaldırılacaksınız ; sonra da neler işlediğiniz size bir bir haber verilecektir. Bu, Allah´a göre çok kolaydır. |
İnkâr edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Hayır, Rabbim hakkı için mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah´a göre kolaydır." |
Kâfir olanlar zû´m ettiler ki, öldükten sonra asla diriltilmeyeceklerdir. De ki: «Hayır ve Rabbime andolsun ki elbette diriltileceksiniz. Sonra da yapmış olduğunuz şeyler elbette size haber verilecektir. Ve bu ise Allah´a göre pek kolaydır.» |
28 / 555 |
Tegabün Suresi
8.Ayet |
فَآمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَالنُّورِ الَّذِي أَنْزَلْنَا ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ -8 |
Artık siz Allah’a, peygamberine ve indirdiğimiz nûra (Kur’an’a) iman edin. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. |
Onun için siz Allaha ve Resulüne indirdiğimiz nûra iyman ediniz ve Allah her ne yaparsanız haberdardır |
Artık Allah´a, Peygamberine ve indirdiğimiz nura (Kur´ân´a) inanın. Allah sizin yaptıklarınızdan haberlidir. |
Artık Allah´a, Elçisine ve indirdiğimiz ışığa inanın. Allâh, yaptıklarınızı haber almaktadır. |
Artık Allah´a ve O´nun Resûlüne ve indirmiş olduğumuz nûra imân ediniz ve Allah yapar olduğunuz şeylerden haberdardır. |
28 / 555 |
Tegabün Suresi
9.Ayet |
يَوْمَ يَجْمَعُكُمْ لِيَوْمِ الْجَمْعِ ۖ ذَٰلِكَ يَوْمُ التَّغَابُنِ ۗ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللَّهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّئَاتِهِ وَيُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۚ ذَٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ -9 |
Toplanma vakti için Allah´ın sizi toplayacağı günü düşün. O gün aldanışın ortaya çıkacağı gündür. Kim Allah´a inanır ve salih amel işlerse, Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinden ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır. |
Sizi o dernek gününe dereceği gün ki o gün tegabün günü (kâr ve zarar günü)dür, her kim Allaha iyman eder de yaraşıklı iş yaparsa Allah onun kabahatlerini örter de onu altından ırmaklar akar cennetlere kor, öyle ki ebediyyen onlarda kalmak üzere, işte büyük kurtuluş odur. |
O toplanma günü için sizi toplayıp biraraya getireceği gün, işte o gün aldanma günüdür (kimin aldandığı, kimin aldattığı ve aldatıldığının ortaya çıkacağı gündür). O halde kim Allah´a imân eder de iyi-yararlı amelde bulunursa, Allah onun kötülüklerini örtüp temizler ve altlarından ırmaklar akan içinde devamlı kalacakları Cennetlere yerleştirir. Bu da büyük bir kurtuluştur. |
Toplantı günü için sizi topladığı gün, işte o aldanma günüdür. Kim Allah´a inanır ve yararlı iş yaparsa (Allâh) onun kötülüklerini örter ve onu, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada ebedi kalırlar. İşte büyük başarı budur. |
O gün ki sizi toplanma günü için toplayıverir, işte o bir Tegâbün (bir kâr ve zarar) günüdür. Ve her kim Allah´a imân eder ve sâlih amellerde bulunursa onun günahlarını yarlığar ve altlarından ırmaklar akan cennetlere orada ebedîyyen kalıcılar olmak üzere girdirir. İşte en büyük necât odur. |
28 / 555 |