KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 122. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Maide Suresi

90.Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْأَنْصَابُ وَالْأَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ -90 Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Ey o bütün iyman edenler! İçki, kumar, putlar, kısmet çekilen zarlar hep Şeytan işi murdar bir şeydir, onun için siz ondan kaçının ki yakayı kurtarasınız Ey imân edenler! içki, kumar, tapınmak için konulan dikili taşlar ve fal okları (talih zarları) şeytan işi murdar şeylerden başkası değildir. O halde bunlardan kaçınıp sakının ki kurtuluşa eresiniz. Ey inananlar, şarap, kumar, dikili taşlar, şans okları şeytân işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Ey imân edenler! Muhakkak ki içki, kumar, putlar ve kısmet için çekilen zarlar şeytanın işinden olan murdar bir şeydir. Artık ondan kaçınınız ki, felâh bulabilesiniz. 7 / 122
Maide Suresi

91.Ayet
إِنَّمَا يُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاءَ فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ وَعَنِ الصَّلَاةِ ۖ فَهَلْ أَنْتُمْ مُنْتَهُونَ -91 Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz? İçki ile kumarda Şeytan sırf aranıza adavet ve kin düşürmeyi ve Sizi Allahı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymayı ister, artık vaz geçiyorsunuz değil mi? Şeytan, içki ve kumar hususunda ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah´ı anmaktan, namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık vazgeçersiniz değil mi? Şeytân, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allâh´ı anmaktan ve namazdan alakoymak istiyor. Artık (bunlardan) vazgeçecek misiniz? Şüphe yok ki şeytan aranıza ancak içki ile, kumar ile adavet düşürmeyi ve sizi Allah Teâlâ´nın zikrinden ve namazdan alıkoymayı ister. Artık siz vazgeçtiniz değil mi? 7 / 122
Maide Suresi

92.Ayet
وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَاحْذَرُوا ۚ فَإِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُوا أَنَّمَا عَلَىٰ رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ -92 Öyleyse Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin ve Allah’a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki, elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir. Allahı dinleyin, Peygamberi dinleyin de sakının, eğer kulak asmazsanız biliniz ki Resulümüze düşen sade açık bir tebliğten ibarettir Allah´a itaat edin. Peygamber´e itaat edin ve (içki, kumar gibi haramlardan) sakının. Eğer yüzçevirirseniz, bilin ki Peygamberimize düşen sadece açık tebliğdir. Allah´a itâ´at edin, Elçi´ye itâ´at edin, (kötü şeylerden) sakının! Eğer (kabul etmez) dönerseniz, bilin ki elçimize düşen, açıkça duyurmaktır. Allah Teâlâ´ya itaat ediniz ve peygambere itaat ediniz ve (muhalefetten) hazer eyleyiniz. Şâyet yüz çevirirseniz artık biliniz ki, bizim peygamberimizin üzerine ait olan, apaçık bir tebliğden ibarettir. 7 / 122
Maide Suresi

93.Ayet
لَيْسَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ فِيمَا طَعِمُوا إِذَا مَا اتَّقَوْا وَآمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَآمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَأَحْسَنُوا ۗ وَاللَّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ -93 İman edip salih ameller işleyenlere; Allah’a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah, iyilik edenleri sever. İyman edib de salâhlı salâhlı işler yapan kimseler bundan böyle sakındıkları ve iymanlarında sebat ile salih salih işlerine devam eyledikleri, sonra takvâlarında ve iymanlarında rüsuh buldukları, sonra bu takvâ ile beraber her yaptığını güzel yapan ihsan mertebesine erdikleri takdirde mukaddema tattıklarında kendilerine bir beis yoktur, Allah muhsinleri sever İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar, (Allah´a ortak koşmaktan) sakınıp (Allah´a ve Peygamber´e) imânlarında sebat ederek iyi yararlı amellerini sürdürürler, sonra da (içki, kumar ve benzeri fenalıklardan) sakınıp (bunların haram kılındıklarını kabul ederek) inanırlar ve amellerini güzelleştirip iyi hâl üzere olurlarsa, (daha önce bu gibi haram nesnelerden) tattıklarından dolayı kendilerine bir günah yoktur. Allah güzel amellerde bulunup durumunu iyileştirenleri sever. İnanıp iyi işler yapanlara -bundan böyle (kötülüklerden) korunup inandıkları ve iyi işler yaptıkları, sonra (yasaklardan) korunup (onların yasaklığına) inandıkları ve yine korunup iyilik ettikleri takdirde- (daha önce) yediklerinden ötürü bir günâh yoktur. Allâh güzel davrananları sever. İmân edip de sâlih sâlih amellerde bulunanların üzerine ittika edip de mü´min bulundukları ve güzel güzel işleri işledikleri, sonra da muttakî oldukları ve imân eyledikleri, sonra da ittikada bulunarak ihsan yaptıkları takdirde (evvelce) tatmış oldukları şeyde bir günah yoktur. Ve Allah Teâlâ muhsin olanları sever. 7 / 122
Maide Suresi

94.Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَيَبْلُوَنَّكُمُ اللَّهُ بِشَيْءٍ مِنَ الصَّيْدِ تَنَالُهُ أَيْدِيكُمْ وَرِمَاحُكُمْ لِيَعْلَمَ اللَّهُ مَنْ يَخَافُهُ بِالْغَيْبِ ۚ فَمَنِ اعْتَدَىٰ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ أَلِيمٌ -94 Ey iman edenler! Andolsun, Allah sizleri, ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği av(lar) ile elbette deneyecek ki, görmediği hâlde kendisinden korkanı ayırıp meydana çıkarsın. Kim bundan (bu açıklamadan) sonra haddini tecavüz ederse, ona elem dolu bir azap vardır. Ey o bütün iyman edenler! haberiniz olsun Allah gaybda kendisinden korkanları meydana çıkarmak için muhakkak ki sizleri av gibi bir şeyle imtihan edecek, bir av bolluğu ki isteseniz elleriniz de yetişebilecek, mızraklarınız da, kim bunun üzerine tecavüzde bulunursa işte ona elîm bir azab var Ey imân edenler! And olsun ki Allah sizi, gıyabında kendisinden kimin (saygı dolu bir kalb ile) korktuğunu, ellerinizin ve mızraklarınızın erişebildiği av (cinsinden) bir şeyle denemektedir. Artık kim bundan sonra (Allah´ın koymuş olduğu yasak sınırını) aşarsa, onun için elem verici bir azâb vardır. Ey inananlar, Allâh sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avla dener ki, gizlide kendisinden kimin korktuğunu bilsin (görmeden Alah´a inanıp O´ndan korkanlar ortaya çıksın, bilinsin). Kim bundan sonra saldırıda bulunursa onun için acı bir azâb vardır. Ey imân edenler! Allah Teâlâ elbette sizi kendi ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği avdan birşey ile imtihan edecektir. Tâ ki Hak Teâlâ kendisinden anil gıyab korkanları bilsin (yani onları meydana çıkarsın). Artık bundan sonra kim tecavüz ederse ona elîm bir azap vardır. 7 / 122
Maide Suresi

95.Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَقْتُلُوا الصَّيْدَ وَأَنْتُمْ حُرُمٌ ۚ وَمَنْ قَتَلَهُ مِنْكُمْ مُتَعَمِّدًا فَجَزَاءٌ مِثْلُ مَا قَتَلَ مِنَ النَّعَمِ يَحْكُمُ بِهِ ذَوَا عَدْلٍ مِنْكُمْ هَدْيًا بَالِغَ الْكَعْبَةِ أَوْ كَفَّارَةٌ طَعَامُ مَسَاكِينَ أَوْ عَدْلُ ذَٰلِكَ صِيَامًا لِيَذُوقَ وَبَالَ أَمْرِهِ ۗ عَفَا اللَّهُ عَمَّا سَلَفَ ۚ وَمَنْ عَادَ فَيَنْتَقِمُ اللَّهُ مِنْهُ ۗ وَاللَّهُ عَزِيزٌ ذُو انْتِقَامٍ -95 Ey iman edenler! İhramlı iken (karada) av hayvanı öldürmeyin. Kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse (kendisine) bir ceza vardır. (Bu ceza), Kâ’be’ye ulaştırılmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. Allah, geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir. Ey o bütün iyman edenler sizler ihramda iken avı öldürmeyin, içinizden her kim onu amden öldürürse ona mevaşîden öldürdüğünün misli bir ceza vardır ki Kâ´beye vasıl olmuş bir kurbanlık olmak üzere buna aranızdan adâlet sahibi iki adam hukmeder veya bir keffaret vardır ki o nisbette fukarayı doyurmak veya onun dengi oruç tutmaktır, tâ ki bu suretle ettiğinin vebalini tatsın, Allah geçmişi afiv buyurdu, fakat kim bir daha yaparsa Allah ondan onun intikamını alacak, Allah azizdir, intikamı vardır Ey imân edenler! Siz ihrâmlı iken avı öldürmeyin ; sizden kim bile bile onu öldürürse kendisine ceza vardır. O da öldürdüğüne benzer bir davardır ki, öldürülen gibi olduğunu iki âdil kimse takdîr eder, hüküm verir. Davar, hacı kurbanı olmak üzere Kabe´ye götürülür, orada kesilir; yahut yoksullara yemek vermek veya onun dengince oruç tutarak keffaretini edâ etsin. Tâ ki işlediği (bu cinayetin) vebalini tatmış olsun. Geçmişteki (işlenen bu tür cinayetleri) Allah bağışladı. Kim dönüp bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah hep üstündür, güçlüdür ve (ilâhi sınırları aşanlardan tevbe etmezlerse) intikam alıcıdır. Ey inananlar, ihrâmda iken av öldürmeyin. Sizden kim kasden onu öldürürse, öldürdüğünün dengi olan bir hayvan cezâsı vardır ki (bu, öldürülene denk olduğuna) içinizden iki âdil kişinin karar vereceği, Ka´be´ye varacak bir kurban; yahut yoksullara yedirme şeklinde keffâret; ya da buna denk oruçtur. Tâ ki böylece (o insan), yaptığı işin vebâlini tadsın. Allâh, geçmişi affetmiştir. Kim düşmanlık ederse Allâh ondan öc alır. Allâh, dâimâ gâliptir, öc alandır. Ey mü´minler! Siz ihramda iken avı öldürmeyiniz, sizden her kim onu kasden öldürürse üzerine o öldürdüğü hayvanın misli bir ceza vardır ki, Kabe´ye vasıl olacak bir kurbanlık olmak üzere buna sizden iki adâlet sahibi hükmeder veya bir keffaret vardır ki, o da fakirleri doyurmaktır veya onun muadili olarak oruç tutmaktır. Tâ ki bu suretle yaptığının vebalini tatsın. Allah Teâlâ geçmiş olanı af buyurmuştur. Ve her kim bir daha böyle yaparsa elbette Allah Teâlâ ondan intikamını alır, ve Allah Teâlâ azîzdir, intikam sahibidir. 7 / 122
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014