KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 536. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Vakia Suresi

77.Ayet
إِنَّهُ لَقُرْآنٌ كَرِيمٌ -77 O, elbette değerli bir Kur’an’dır. ki hakıkaten o bir Kur´an-ı Kerîm´dir Şüphesiz bu, çok yüce, çok değerli Kur´ân´dır. O, elbette değerli bir Kur´ân´dır, (77-78) Muhakkak ki o, elbette bir kerîm Kur´an´dır. Bir mahfûz kitaptadır. 27 / 536
Vakia Suresi

78.Ayet
فِي كِتَابٍ مَكْنُونٍ -78 Korunmuş bir kitaptadır. Öyle bir kitabda ki mahfuz tutulur Saklı bir kitaptadır. Saklı bir Kitâptadır. (77-78) Muhakkak ki o, elbette bir kerîm Kur´an´dır. Bir mahfûz kitaptadır. 27 / 536
Vakia Suresi

79.Ayet
لَا يَمَسُّهُ إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ -79 Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir. ona tertemiz temizlenmiş olanlardan başkası el süremez O´na ancak arınıp temizlenmiş olanlar dokunabilir. Ki ona temizlerden başkası dokunmaz. Ona tamamen temiz olanlardan başkası el süremez. 27 / 536
Vakia Suresi

80.Ayet
تَنْزِيلٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ -80 Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir. Rabbül´âlemînden indirilmedir Âlemlerin Rabbı´ndan indirilmedir. (O), Âlemlerin Rabbinden indirilmiştir. Alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. 27 / 536
Vakia Suresi

81.Ayet
أَفَبِهَٰذَا الْحَدِيثِ أَنْتُمْ مُدْهِنُونَ -81 (81-82) Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz? Şimdi bu kelâma siz yağ mı süreceksiniz? Siz, bu sözü mü küçümseyip değersiz görüyorsunuz? Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz? Şimdi siz bu kelâma ehemmiyet vermeyiciler misiniz? 27 / 536
Vakia Suresi

82.Ayet
وَتَجْعَلُونَ رِزْقَكُمْ أَنَّكُمْ تُكَذِّبُونَ -82 (81-82) Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz? Ve rızkınızı tekzibiniz mi kılacaksınız? Siz, rızkınızı (şükürle karşılıyacağınız yerde) yalan saymanıza çeviriyor (onunla nankörlük yapıyorsunuz. (Kur´ân´dan istifade edeceğiniz yerde) Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz (sizin ondan elde ettiğiniz nasib, sadece onu yalanlamanız mıdır)? Ve rızkınızı siz muhakkak kendinizin yalanlamanızdan ibaret mi kılacaksınız? 27 / 536
Vakia Suresi

83.Ayet
فَلَوْلَا إِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَ -83 Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize! O halde haydiseniz â can hulkuma geldiği vakıt Can boğaza gelip dayandı ğında, Ya can boğaza dayandığı zaman? (83-84) Artık değil mi ki, (can) boğaza geldiği vakit. Ve siz o zaman bakar durursunuz. 27 / 536
Vakia Suresi

84.Ayet
وَأَنْتُمْ حِينَئِذٍ تَنْظُرُونَ -84 Oysa siz o zaman bakıp durursunuz. ki siz o vakıt bakar durursunuz Siz de bakıp dururken, Ki siz de o zaman (can çekişen kimseye) bakıp durursunuz. (83-84) Artık değil mi ki, (can) boğaza geldiği vakit. Ve siz o zaman bakar durursunuz. 27 / 536
Vakia Suresi

85.Ayet
وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْكُمْ وَلَٰكِنْ لَا تُبْصِرُونَ -85 Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz. Biz ise ona sizden yakınızdır ve lâkin görmezsiniz Biz ona sizden daha yakınızdır, ama siz göremezsiniz. Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz görmezsiniz. Ve biz (O can çekiştirene) sizden daha yakınız. Velâkin siz göremezsiniz. 27 / 536
Vakia Suresi

86.Ayet
فَلَوْلَا إِنْ كُنْتُمْ غَيْرَ مَدِينِينَ -86 (86-87) Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize! Evet haydiseniz â dîne boyun eğmiyecek, ceza çekmiyecekseniz, (86-87) Eğer siz hesap ve ceza görmeyecekseniz, haydi iddianızda doğrular iseniz o (çıkmak üzere olan) canı geri çevirin!. Eğer (öldükten sonra) cezâlandırılmayacaksanız O halde haydi, eğer siz ceza görmeyecekler oldunuz iseniz. 27 / 536
Vakia Suresi

87.Ayet
تَرْجِعُونَهَا إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ -87 (86-87) Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize! onu giri çevirseniz â! da´vanızda doğru iseniz (86-87) Eğer siz hesap ve ceza görmeyecekseniz, haydi iddianızda doğrular iseniz o (çıkmak üzere olan) canı geri çevirin!. (Bu sözünüzde doğru iseniz) o (çıkmakta olan ca)nı geri döndürsenize! Onu (o çıkmak üzere olan canı) geri çevirseniz ya. Eğer siz sâdıklar oldunuz iseniz! 27 / 536
Vakia Suresi

88.Ayet
فَأَمَّا إِنْ كَانَ مِنَ الْمُقَرَّبِينَ -88 (88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. Amma o mukarrebînden ise (88-89) Fakat o (ölmek üzere olan kimse Allah´a) yakınlık sağlayanlardan ise, rahatlık, huzur, neş´e ve Nîmet Cenneti onundur. (O can, Allah´a) Yaklaştırılanlardan ise, Artık (o ölen) eğer mukarreblerden oldu ise, 27 / 536
Vakia Suresi

89.Ayet
فَرَوْحٌ وَرَيْحَانٌ وَجَنَّتُ نَعِيمٍ -89 (88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. artık bir revh-u reyhan ve bir Cenneti ne´îm (88-89) Fakat o (ölmek üzere olan kimse Allah´a) yakınlık sağlayanlardan ise, rahatlık, huzur, neş´e ve Nîmet Cenneti onundur. O´na rahatlık, güzel rızık ve ni´met cenneti var. İşte (ona) bir rahat, bir güzel rızk ve bir Nâim cenneti (vardır). 27 / 536
Vakia Suresi

90.Ayet
وَأَمَّا إِنْ كَانَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ -90 (90-91) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir. Ve amma Eshab-ı Yemîn´den ise (90-91) Ve eğer meymenetlilerden ise, meymenetlilerden sana selâm olsun ! Eğer sağcılardan (amel defteri sağ tarafından verilenlerden) ise, Ve eğer Ashâb-ı Yemîn´den ise, 27 / 536
Vakia Suresi

91.Ayet
فَسَلَامٌ لَكَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ -91 (90-91) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir. artık selâm sana Eshab-ı Yemîn´den (90-91) Ve eğer meymenetlilerden ise, meymenetlilerden sana selâm olsun ! "(Ey sağcı) Sana sağcılardan selâm var!" İmdi sana Ashâb-ı Yemîn´den bir selâm (denilecektir). 27 / 536
Vakia Suresi

92.Ayet
وَأَمَّا إِنْ كَانَ مِنَ الْمُكَذِّبِينَ الضَّالِّينَ -92 (92-93) Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. Ve amma o tekzib eden sapgınlardan ise (92-93-94) Eğer o (hakkı) yalanlayan sapık şaşkınlardan ise, ona da kaynar sudan bir konukluk ve Cehennem´e yaslanmak vardır. Ama yalanlayıcı sapıklardan ise; Ve fakat eğer tekzîp edenlerden, sapıklardan oldu ise, 27 / 536
Vakia Suresi

93.Ayet
فَنُزُلٌ مِنْ حَمِيمٍ -93 (92-93) Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. her halde konukluğu hamîm (92-93-94) Eğer o (hakkı) yalanlayan sapık şaşkınlardan ise, ona da kaynar sudan bir konukluk ve Cehennem´e yaslanmak vardır. Kaynar sudan bir ziyafet, Artık (ona da) pek kaynar sudan bir ziyafet vardır. 27 / 536
Vakia Suresi

94.Ayet
وَتَصْلِيَةُ جَحِيمٍ -94 Bir de cehenneme atılma vardır. Ve yaslanacağı Cahîmdir Eğer o (hakkı) yalanlayan sapık şaşkınlardan ise, ona da kaynar sudan bir konukluk ve Cehennem´e yaslanmak vardır. Ve cehenneme atılma var. Ve cehenneme bir atılış (da vardır). 27 / 536
Vakia Suresi

95.Ayet
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَقِينِ -95 Şüphesiz bu, kesin gerçektir. İşte budur hakikat hakkulyakîn Şüphesiz ki bu, kesin bilgi derecesinde bir gerçektir. Kesin gerçek budur işte. Şüphe yok ki bu, elbette bu, (verilen haberler) dosdoğru bir hakikattır. 27 / 536
Vakia Suresi

96.Ayet
فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ -96 Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et. Haydi tesbih et Rabbına azîm ismiyle O halde O çok büyük Rabbın´ın ismini tesbîh ve tenzîh et.. Öyleyse büyük Rabbinin adını tesbih et (O´nu, kendisine lâyık olmayan sıfatlardan tenzih eyle). Artık azim olan Rabbinin ismiyle tesbihte bulun. 27 / 536
Hadid Suresi

1.Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۖ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ -1 Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Tesbih etmekte Allahı Göklerde ve yerdeki, o öyle azîz, öyle hakîmdir Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah´ı tesbîh ve tenzîh eder. O, çok üstün, çok güçlüdür, hikmet sahibidir. Göklerde ve yerde bulunan her şey Allâh´ı tesbih etmiştir. O, azizdir, hakimdir. Göklerde ve yerde ne var ise Allah için tesbih etmektedır. Ve O, azîzdir, hakîmdir. 27 / 536
Hadid Suresi

2.Ayet
لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۖ يُحْيِي وَيُمِيتُ ۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ -2 Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnızca O’nundur. Diriltir, öldürür. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. Göklerin ve yerin mülkü onun, hem diriltir hem öldürür, hem o her şey´e kadîrdir Göklerin ve yerin mülkü (tasarruf ve hükümranlığı) O´na aittir. Diriltir ve öldürür. O´nun kudreti her şeye yeter. Göklerin ve yerin mülkü O´nundur. Yaşatır, öldürür, O her şeyi yapabilir. (2-3) Göklerin ve yerin mülkü O´nun içindir. Diriltir ve öldürür ve O, her şey üzerine tamamen kâdirdir. O, evveldir ve ahirdir ve zahirdir ve batındır ve O, her şeye alîmdir. 27 / 536
Hadid Suresi

3.Ayet
هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ ۖ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ -3 O, ilk ve sondur. Zâhir ve Bâtın’dır. O, her şeyi hakkıyla bilendir. Odur, evvel-ü âhir ve zâhir-ü bâtın, hem o her şey´e alîmdir O, Evvel´dir (O´ndan önce hiçbir şey yoktur ve O´nun öncesi de yoktur). Âhir´dir (her şey O´nda son bulur, O´nun sonu ve sınırı yoktur). Zâhir´dir (sıfatlarının tezahürüyle, ilim ve kudretinin tecelli ve eserleriyle varlığı ortada açık olarak bilinmektedir). Bâtın´dır (zâtı ve mahiyeti kavranamaz, niceliği ve nasıltığı bilinemez, idrâk edilemez). O, her şeyi bilendir. O, ilktir (kendisinden önce hiçbir varlık yoktur,) sondur (kendisinden sonra hiçbir varlık yoktur. Her şey yok olurken O kalacaktır,) zâhirdir (delilleriyle varlığı gün gibi açıktır,) bâtındır (zâtının hakikati gizlidir, akıllar O´nun özünü idrak edemez,) O, her şeyi bilendir. (2-3) Göklerin ve yerin mülkü O´nun içindir. Diriltir ve öldürür ve O, her şey üzerine tamamen kâdirdir. O, evveldir ve ahirdir ve zahirdir ve batındır ve O, her şeye alîmdir. 27 / 536
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014