KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 530. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Kamer Suresi

50.Ayet
وَمَا أَمْرُنَا إِلَّا وَاحِدَةٌ كَلَمْحٍ بِالْبَصَرِ -50 Emrimiz ancak bir tek emirdir. Göz kırpması gibidir. (Anında gerçekleşir.) Emrimiz de başka değil birdir, bir lemhi basar gibidir Bizim emrimiz ancak bir defadır, gözaçıp kapamak gibi. Bizim buyruğumuz yalnız bir tektir, göz açıp yumma gibidir. Bizim emrimiz de başka değil, ancak birdir, göz ile bir bakış gibidir. 27 / 530
Kamer Suresi

51.Ayet
وَلَقَدْ أَهْلَكْنَا أَشْيَاعَكُمْ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ -51 Andolsun, biz sizin gibileri hep helâk ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan? Celâlim hakkiyçin emsalinizi hep helâk da ettik fakat hani düşünen? (51-52) And olsun ki, biz sizin nice benzerlerinizi yok ettik. Öğüt ve ibret alan yok mudur? Onların işledikleri her şey defterlerdedir. Andolsun biz sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Öğüt alan yok mudur? Ve şüphe yok ki, sizin emsalinizi helâk ettik, fakat düşünen hani? 27 / 530
Kamer Suresi

52.Ayet
وَكُلُّ شَيْءٍ فَعَلُوهُ فِي الزُّبُرِ -52 İşledikleri her şey ise kitaplarda kayıtlıdır. Bununla beraber işledikleri her şey defterlerdedir (51-52) And olsun ki, biz sizin nice benzerlerinizi yok ettik. Öğüt ve ibret alan yok mudur? Onların işledikleri her şey defterlerdedir. İşledikleri her şey, Kitâplarda mevcuttur. Ve her neyi yapmış oldular ise defterlerde (kayıtlı)dır. 27 / 530
Kamer Suresi

53.Ayet
وَكُلُّ صَغِيرٍ وَكَبِيرٍ مُسْتَطَرٌ -53 Küçük, büyük her şey satır satır yazılmıştır. Ve küçük büyük hepsi satra geçmiştir Küçük büyük her şey satır satır yazılıdır. Küçük, büyük hepsi satır satır yazılmıştır. Ve her bir küçük ve büyük, yazılmıştır. 27 / 530
Kamer Suresi

54.Ayet
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍ -54 Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak başlarındadırlar. Şübhesiz müttekıler Cennetlerde nur içinde Şüphesiz ki, muttakîler (Allah´tan saygı ile korkup fenalıklardan sakınan mü´minler) Cennetlerde genişlik ve aydınlık içindedirler. Korunanlar cennetlerde ırmaklar(ın kenarın)dadırlar. Muhakkak ki muttakîler, cennetlerde ve ırmaktadırlar. 27 / 530
Kamer Suresi

55.Ayet
فِي مَقْعَدِ صِدْقٍ عِنْدَ مَلِيكٍ مُقْتَدِرٍ -55 Muktedir bir hükümdarın katında, doğruluk meclisindedirler. Sadakat meclisinde, kudretine nihayet olmıyan bir şehinşahın huzurı kibriyasında Doğruluk makamında kuvvetli kudretli hükümdarın yanındadırlar. Güçlü pâdişâhın huzûrunda doğruluk koltuklarında (memnunluk içinde)dirler. Bir doğruluk ikametgâhında, gâyet kudret sahibi bir hükümdarın huzurunda (bulunacaklardır). 27 / 530
Rahman Suresi

1.Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ الرَّحْمَٰنُ -1 (1-2) Rahmân, Kur’an’ı öğretti. Rahmân Rahman (olan Allah); Çok merhametli (Allâh), O Rahmân olan Mabûd-i Zîşân. 27 / 530
Rahman Suresi

2.Ayet
عَلَّمَ الْقُرْآنَ -2 (1-2) Rahmân, Kur’an’ı öğretti. Öğretti Kur´anı Kur´ân´ı öğretti. Kur´ân´ı öğretti. (2-3) Kur´an´ı (Peygamberine) talim buyurdu. İnsanı yarattı. 27 / 530
Rahman Suresi

3.Ayet
خَلَقَ الْإِنْسَانَ -3 İnsanı yarattı. Yarattı insanı İnsanı yarattı; İnsanı yarattı. (2-3) Kur´an´ı (Peygamberine) talim buyurdu. İnsanı yarattı. 27 / 530
Rahman Suresi

4.Ayet
عَلَّمَهُ الْبَيَانَ -4 Ona beyanı (düşünüp ifade etmeyi) öğretti. Belletti ona o güzel beyânı Ona anlatma ve açıklama yeteneği verdi. Ona beyânı (konuşup, düşüncelerini açıklamayı) öğretti. Ona beyanı (ifade-i meramı) öğretti. 27 / 530
Rahman Suresi

5.Ayet
الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍ -5 Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir. Güneş ve Ay hisablı Güneş ve Ay hesap iledir, Güneş de, Ay da bir hesap ile (cereyan etmekte)dir. Güneş ve ay, (muntazam) bir hesab ile cereyan etmektedir. 27 / 530
Rahman Suresi

6.Ayet
وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ -6 Otlar ve ağaçlar (Allah’a) boyun eğerler. Çemen, ağaç secdedan Bitki ve ağaç (türleri) secde ederler. Necm (bitkiler, yıldızlar) ve ağaçlar (Allah´a) secde etmektedirler. Ve çimen ve ağaç secde ederler. 27 / 530
Rahman Suresi

7.Ayet
وَالسَّمَاءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ -7 Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu. Bak şu güzel semaya verdi ona irtifa´ vazeyledip mizânı Gökyüzünü O yükseltti ve ölçü-tartıyı koydu. Göğü yükseltti ve mizânı koydu. (7-8) Semayı yükseltti ve mizanı vaz´etti. Tâ ki, hadd-i tecavüz etmeyesiniz. 27 / 530
Rahman Suresi

8.Ayet
أَلَّا تَطْغَوْا فِي الْمِيزَانِ -8 Ölçüde haddi aşmayın. Ki taşmayın mizanda Sakın tartıda hakkı, insafı aşmayın ! Tartıda taşkınlık edip dengeyi bozmayın. (7-8) Semayı yükseltti ve mizanı vaz´etti. Tâ ki, hadd-i tecavüz etmeyesiniz. 27 / 530
Rahman Suresi

9.Ayet
وَأَقِيمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْمِيزَانَ -9 Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın. Ve doğru tutun adaletle tartıyı da aksatmayın mizanı Tartıyı adaletle ayakta tutun, tartıyı eksik tartmayın. Tartıyı adâletle yapın, terazide eksiklik yapmayın. Ve mizanı adâletle yerine getiriniz ve tartıyı noksan etmeyiniz 27 / 530
Rahman Suresi

10.Ayet
وَالْأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ -10 Allah, yeri yaratıklar için var etti. Arza da bir tavazu´ verdi berayı enam Yeryüzünü de ancak ve sadece canlı varlıklar için alçaltıp koydu. (Allâh) Yeri halk için koydu. Yeryüzünü de her zîhayat için döşedi. 27 / 530
Rahman Suresi

11.Ayet
فِيهَا فَاكِهَةٌ وَالنَّخْلُ ذَاتُ الْأَكْمَامِ -11 Orada meyve(ler) ve salkımlı hurma ağaçları vardır. Onda bir meyva, ve ekmamiyle duran nahli benam Onda meyveler ve salkım tomurcuklu hurma ağacı vardır. Onda meyva(lar) ve salkımlı hurmalar var. Orada mütenevvi meyveler ve tomurcuklar sahibi olan hurma ağaçları vardır. 27 / 530
Rahman Suresi

12.Ayet
وَالْحَبُّ ذُو الْعَصْفِ وَالرَّيْحَانُ -12 Yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler vardır. Ve o çimli dâneler ve o hoşbu´ reyhan Kabuklu, kapçıklı taneler ve güzel kokulu bitkiler vardır. Saplı ve yapraklı dâne(ler) ve hoş kokulu bitkiler var. Yaprak sahibi daneler ve iyi kokulu nebat (vardır). 27 / 530
Rahman Suresi

13.Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ -13 O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? O halde (ey insanlar ve cinler!) Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz ? (Ey cinler ve insanlar topluluğu) Şimdi Rabbinizin hangi ni´metlerini yalanlıyorsunuz? Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz? 27 / 530
Rahman Suresi

14.Ayet
خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِ -14 Allah, insanı pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı. Fağfur gibi bir salsâlden insanı yarattı insanı testi gibi ses çıkaran kuru balçıktan yarattı İnsanı kiremit gibi pişmiş çamurdan yarattı. İnsanı pişmiş çamurdan yapılmış çanak gibi bir kurumuş ses verir balçıktan yarattı. 27 / 530
Rahman Suresi

15.Ayet
وَخَلَقَ الْجَانَّ مِنْ مَارِجٍ مِنْ نَارٍ -15 “Cin”i de yalın bir ateşten yarattı. Bir maric ateşten de o cannı yarattı Cânn´ı (Cinleri) de dumansız bir ateşten yarattı. Cin´i de hâlis ateşten yarattı. Cinleri de dumanı olmayan halis bir ateş alevinden yarattı. 27 / 530
Rahman Suresi

16.Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ -16 O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? Artık Rabbınızın hangi nimetlerini yalanlıyabilirsiniz? Şimdi Rabbinizin hangi ni´metlerini yalanlıyorsunuz? Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz? 27 / 530
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014