SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Saffat Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالصَّافَّاتِ صَفًّا -1 |
(1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. |
Kasem olsun ol kuvvetlere, o saf dizip de duranlara |
And olsun saf saf dizilenlere. |
Andolsun o sıra sıra dizilenlere, |
(1-2) (İbadet için) Saflar bağlayanlar hakkı için. (Fenalıklardan) Nehy ve men edenler hakkı için. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
2.Ayet |
فَالزَّاجِرَاتِ زَجْرًا -2 |
(1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. |
O haykırıp da sürenlere |
Sürükleyip götürenlere, vazgeçirip alıkoyanlara. |
Bağırıp sürenlere, |
(1-2) (İbadet için) Saflar bağlayanlar hakkı için. (Fenalıklardan) Nehy ve men edenler hakkı için. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
3.Ayet |
فَالتَّالِيَاتِ ذِكْرًا -3 |
(1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. |
Ve o yolda zikr okuyanlara |
Kitap okuyanlara. |
Zikir okuyanlara, |
(3-4) Kur´an´ı tilâvet edenler hakkı için. Şüphe yok ki, sizin ilahınız birdir. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
4.Ayet |
إِنَّ إِلَٰهَكُمْ لَوَاحِدٌ -4 |
(1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. |
Ki ilâhınız birdir sizin |
Muhakkak sizin Tanrınız Bir´ dir. |
Ki Tanrınız, birdir. |
(3-4) Kur´an´ı tilâvet edenler hakkı için. Şüphe yok ki, sizin ilahınız birdir. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
5.Ayet |
رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ الْمَشَارِقِ -5 |
O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da (Batıların da) Rabbidir. |
Hep o Göklerin Yerin ve aralarındakilerin rabbı ve bütün meşrıkların rabbı |
Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin Rabbı´dır; doğuların da Rabbı´dır. |
Göklerin, yerin ve bunlar arasında bulunanların Rabbi, doğuların da Rabbidir. |
(O) göklerin ve yerin, bunların arasındakilerin Rabbidir ve maşrıkların Rabbidir. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
6.Ayet |
إِنَّا زَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِزِينَةٍ الْكَوَاكِبِ -6 |
Biz, en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık. |
Bakınız biz o Dünya Semayı (o yakın Göğü) bir ziynetle donattık; kevakib. |
Şüphesiz ki biz Dünya semâsını (veya en yakın semâyı) yıldızlarla süsledik. |
Biz en yakın göğü bir zinetle, yıldızlarla süsledik. |
(6-7) Muhakkak ki, Biz yakın olan göğü ziynet ile yıldızlar ile bezedik. Ve hem her isyankar şeytandan muhafaza ettik. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
7.Ayet |
وَحِفْظًا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍ -7 |
Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. |
Hem mütemerrid ve her şeytandan koruduk |
Ve orayı itaatten çıkmış her azgın şeytandan koruduk. |
Ve (onu) itâ´at dışına çıkan her türlü şeytândan koruduk. |
(6-7) Muhakkak ki, Biz yakın olan göğü ziynet ile yıldızlar ile bezedik. Ve hem her isyankar şeytandan muhafaza ettik. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
8.Ayet |
لَا يَسَّمَّعُونَ إِلَى الْمَلَإِ الْأَعْلَىٰ وَيُقْذَفُونَ مِنْ كُلِّ جَانِبٍ -8 |
(8-9) Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır. |
Onlar mele-i a´lâyı dinleyemezler, tard için her taraftan sıkıya tutulurlar. |
Mele-i A´lâ´ya kulak verip dinleyemezler ve her yandan atılıp itilip kovulurlar. |
O (şeyta)nlar mele-i A´lâyı (yüce melekler topluluğunu) dinleyemezler; her yandan kendilerine (ışınlar) atılır. |
Onlar en yüksek bir cemaati (sözlerine kulak vererek) dinleyemezler ve her taraftan kovulup atılırlar. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
9.Ayet |
دُحُورًا ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌ -9 |
(8-9) Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır. |
Ve onlara ayrılmaz bir azâb vardır |
Onlar için devamlı azâb vardır. |
Kovulurlar. Onlar için sürekli bir azâb vardır. |
Bir uzaklaştırılma ile uzaklaştırılmış (olurlar) ve onlar için bir daimi azap da vardır. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
10.Ayet |
إِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ -10 |
Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder). |
Ancak bir çalıp çarpan, onun da peşine bir şihabı sâkıb takılır |
Ancak bir söz dinleyip kapan olursa, peşine çok parlak bir kıvılcım takılır. |
Yalnız (yüce topluluktan) bir söz kapan olursa, onu da delici bir şihâb (ışın) izler. |
Ancak bir çalıp çarpan müstesna. Ona da hemen bir parça ateş parçası ulaşıverir. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
11.Ayet |
فَاسْتَفْتِهِمْ أَهُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمْ مَنْ خَلَقْنَا ۚ إِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِنْ طِينٍ لَازِبٍ -11 |
(Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: “Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı?" Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. |
Şimdi sor onlara yaradılışça kendileri mi daha çetin yoksa bizim yarattıklarımız mı? Biz kendilerini bir cıvık çamurdan yarattık. |
Onlara bir sor: Kendilerini yaratmak mı daha zordur yoksa bizim yarattıklarımız (gökler, sistemler ve düzenler) mi ?.. Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. |
Şimdi onlara sor: Yaratılış bakımından kendileri mi daha çetin, yoksa bizim yarattıklarımız mı? Biz kendilerini yapışkan bir çamurdan yarattık. |
İmdi onlara soruver. Onlar mı yaradılışca daha kuvvetli, yoksa Bizim (sair) yaratmış olduklarımız mı? Şüphe yok ki, Biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
12.Ayet |
بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَ -12 |
Hayır, sen (onların hâline) şaştın, onlar ise alay ediyorlar. |
Fakat sen taaccüb ettin onlar eğleniyorlar |
Ne var ki sen onlara (onların |
Hayır sen (bu muhteşem kudrete) hayran kaldın; onlarsa (seninle) alay ediyorlar. |
(12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
13.Ayet |
وَإِذَا ذُكِّرُوا لَا يَذْكُرُونَ -13 |
Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar. |
İhtar edildiklerinde de düşünmüyorlar |
Kendilerine öğüt verilince öğüt almazlar. ise (seninle) eğleniyorlar. inkâr ve inâdlarına) şaşıyorsun, onlar |
Kendilerine öğüt verilse öğüt almıyorlar. |
(12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
14.Ayet |
وَإِذَا رَأَوْا آيَةً يَسْتَسْخِرُونَ -14 |
Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar. |
Bir mu´cize gördükleri vakıt da eğlence yerine tutuyorlar |
Bir acık belge (delil veya mu´cize) görseler, onunla alay ederler. |
Bir mu´cize görseler, alay ediyorlar. |
(12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
15.Ayet |
وَقَالُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ -15 |
(Dediler ki:) “Bu bir büyüden başka bir şey değildir.” |
Ve, bu, diyorlar başka bir şey değil, apaçık bir sihir |
Ve derler ki, bu açık bir sihirden başkası değildir. |
"Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değildir." diyorlar. |
(15-17) Ve dediler ki: «Bu, bir apaçık büyüden başka bir şey değildir. Ya bizler öldüğümüz ve bir toprak ve kemikler olduğumuz vakit mi, bizler mi muhakkak yeniden diriltilmiş olacağız? Yoksa bizim evvelki babalarımız da mı (öyle) diriltilecekler? |
23 / 445 |
Saffat Suresi
16.Ayet |
أَإِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ -16 |
“Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi tekrar diriltileceğiz?” |
Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakıt mı? Biz mi ba´solunacakmışız? |
Biz öldüğümüz, toprak ve kemik (yığını) haline geldiğimiz zaman mı, biz (tekrar) dirilip kabirlerimizden kaldırılacağız?! |
"Yani biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, biz mi diriltilecek mişiz?" |
(15-17) Ve dediler ki: «Bu, bir apaçık büyüden başka bir şey değildir. Ya bizler öldüğümüz ve bir toprak ve kemikler olduğumuz vakit mi, bizler mi muhakkak yeniden diriltilmiş olacağız? Yoksa bizim evvelki babalarımız da mı (öyle) diriltilecekler? |
23 / 445 |
Saffat Suresi
17.Ayet |
أَوَآبَاؤُنَا الْأَوَّلُونَ -17 |
“Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?” |
Evvelki atalarımız da mı? |
Ya önceki dede ve babalarımız da mı ?.. |
"Evvelki atalarımız da mı?" |
(15-17) Ve dediler ki: «Bu, bir apaçık büyüden başka bir şey değildir. Ya bizler öldüğümüz ve bir toprak ve kemikler olduğumuz vakit mi, bizler mi muhakkak yeniden diriltilmiş olacağız? Yoksa bizim evvelki babalarımız da mı (öyle) diriltilecekler? |
23 / 445 |
Saffat Suresi
18.Ayet |
قُلْ نَعَمْ وَأَنْتُمْ دَاخِرُونَ -18 |
De ki: “Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz).” |
De ki: evet, hem siz çok hor, hakîr olarak |
De ki: Evet, hem de aşağılanıp rüsvay olduğunuz halde... |
De ki: "Evet siz aşağılanarak (diriltileceksiniz)!" |
(18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
19.Ayet |
فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ فَإِذَا هُمْ يَنْظُرُونَ -19 |
O ancak şiddetli bir sesten ibarettir. Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş hazır) beklemektedirler. |
Çünkü o bir zorlu kumandadan ıbarettir derhal gözleri açılıverir |
Bir tek haykırış yetecek; hemen (dirilip kalktıklarını) görürler. |
O (iş) sadece korkunç bir sesten ibârettir. Hemen onlar (diriltilmiş olarak) bakıyorlardır. |
(18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
20.Ayet |
وَقَالُوا يَا وَيْلَنَا هَٰذَا يَوْمُ الدِّينِ -20 |
Şöyle diyecekler: “Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür.” |
Eyvah bizlere derler bu o din günü |
Vay bize ! Bu hesap ve ceza günüdür, derler. |
"Vah bize, bu cezâ günüdür!" dediler. |
(18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
21.Ayet |
هَٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ -21 |
Onlara, “İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdür” denilir. |
Bu işte o sizin yalan dediğiniz fasıl günü |
Evet, bu yalanladığınız (haklıyı haksızdan, zâlimi mazlumdan, mü´mini kâfirden ve münafıktan) ayırd etme günüdür. |
"Bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm günüdür!" |
(18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
22.Ayet |
احْشُرُوا الَّذِينَ ظَلَمُوا وَأَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَ -22 |
(22-24) Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” |
Toplayın mahşere o zulmedenleri ve eşlerini ve Allahdan başka taptıkları şeyleri |
(22-23) Toplayıp sürün mahşer yerine o zulmedenleri, eşlerini, yandaşlarını ve Allah´tan başka taptıklarını, hepsini Cehennem´in yoluna koyun. |
(Yüce Allâh meleklerine emreder): "Toplayın o zâlimleri, onların eşlerini ve taptıklarını." |
(22-24) Toplayınız mahşere o zulmetmiş kimseleri ve onların eşlerini ve kendilerine taptıkları şeyleri. Allah´ın gayrı. Artık onlara cehennem yolunu bildiriniz. Ve onları tevkif ediniz. Şüphe yok ki, onlar sorguya çekilecek kimselerdir. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
23.Ayet |
مِنْ دُونِ اللَّهِ فَاهْدُوهُمْ إِلَىٰ صِرَاطِ الْجَحِيمِ -23 |
(22-24) Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” |
Toplayın da götürün onları sırata; Cehennem köprüsüne doğru |
(22-23) Toplayıp sürün mahşer yerine o zulmedenleri, eşlerini, yandaşlarını ve Allah´tan başka taptıklarını, hepsini Cehennem´in yoluna koyun. |
"Allah´tan başka. Onları cehennemin yoluna götürün!" |
(22-24) Toplayınız mahşere o zulmetmiş kimseleri ve onların eşlerini ve kendilerine taptıkları şeyleri. Allah´ın gayrı. Artık onlara cehennem yolunu bildiriniz. Ve onları tevkif ediniz. Şüphe yok ki, onlar sorguya çekilecek kimselerdir. |
23 / 445 |
Saffat Suresi
24.Ayet |
وَقِفُوهُمْ ۖ إِنَّهُمْ مَسْئُولُونَ -24 |
(22-24) Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” |
Ve tevkıyf edin onları, çünkü sorguya çekilecekler. |
Ve onları (belli bir noktada durdurup alıkoyun) çünkü onlar mutlaka sorguya çekileceklerdir. |
"Durdurun onları, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir." |
(22-24) Toplayınız mahşere o zulmetmiş kimseleri ve onların eşlerini ve kendilerine taptıkları şeyleri. Allah´ın gayrı. Artık onlara cehennem yolunu bildiriniz. Ve onları tevkif ediniz. Şüphe yok ki, onlar sorguya çekilecek kimselerdir. |
23 / 445 |