KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 445. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Saffat Suresi

1.Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالصَّافَّاتِ صَفًّا -1 (1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. Kasem olsun ol kuvvetlere, o saf dizip de duranlara And olsun saf saf dizilenlere. Andolsun o sıra sıra dizilenlere, (1-2) (İbadet için) Saflar bağlayanlar hakkı için. (Fenalıklardan) Nehy ve men edenler hakkı için. 23 / 445
Saffat Suresi

2.Ayet
فَالزَّاجِرَاتِ زَجْرًا -2 (1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. O haykırıp da sürenlere Sürükleyip götürenlere, vazgeçirip alıkoyanlara. Bağırıp sürenlere, (1-2) (İbadet için) Saflar bağlayanlar hakkı için. (Fenalıklardan) Nehy ve men edenler hakkı için. 23 / 445
Saffat Suresi

3.Ayet
فَالتَّالِيَاتِ ذِكْرًا -3 (1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. Ve o yolda zikr okuyanlara Kitap okuyanlara. Zikir okuyanlara, (3-4) Kur´an´ı tilâvet edenler hakkı için. Şüphe yok ki, sizin ilahınız birdir. 23 / 445
Saffat Suresi

4.Ayet
إِنَّ إِلَٰهَكُمْ لَوَاحِدٌ -4 (1-4) Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. Ki ilâhınız birdir sizin Muhakkak sizin Tanrınız Bir´ dir. Ki Tanrınız, birdir. (3-4) Kur´an´ı tilâvet edenler hakkı için. Şüphe yok ki, sizin ilahınız birdir. 23 / 445
Saffat Suresi

5.Ayet
رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ الْمَشَارِقِ -5 O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da (Batıların da) Rabbidir. Hep o Göklerin Yerin ve aralarındakilerin rabbı ve bütün meşrıkların rabbı Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin Rabbı´dır; doğuların da Rabbı´dır. Göklerin, yerin ve bunlar arasında bulunanların Rabbi, doğuların da Rabbidir. (O) göklerin ve yerin, bunların arasındakilerin Rabbidir ve maşrıkların Rabbidir. 23 / 445
Saffat Suresi

6.Ayet
إِنَّا زَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِزِينَةٍ الْكَوَاكِبِ -6 Biz, en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık. Bakınız biz o Dünya Semayı (o yakın Göğü) bir ziynetle donattık; kevakib. Şüphesiz ki biz Dünya semâsını (veya en yakın semâyı) yıldızlarla süsledik. Biz en yakın göğü bir zinetle, yıldızlarla süsledik. (6-7) Muhakkak ki, Biz yakın olan göğü ziynet ile yıldızlar ile bezedik. Ve hem her isyankar şeytandan muhafaza ettik. 23 / 445
Saffat Suresi

7.Ayet
وَحِفْظًا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍ -7 Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Hem mütemerrid ve her şeytandan koruduk Ve orayı itaatten çıkmış her azgın şeytandan koruduk. Ve (onu) itâ´at dışına çıkan her türlü şeytândan koruduk. (6-7) Muhakkak ki, Biz yakın olan göğü ziynet ile yıldızlar ile bezedik. Ve hem her isyankar şeytandan muhafaza ettik. 23 / 445
Saffat Suresi

8.Ayet
لَا يَسَّمَّعُونَ إِلَى الْمَلَإِ الْأَعْلَىٰ وَيُقْذَفُونَ مِنْ كُلِّ جَانِبٍ -8 (8-9) Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır. Onlar mele-i a´lâyı dinleyemezler, tard için her taraftan sıkıya tutulurlar. Mele-i A´lâ´ya kulak verip dinleyemezler ve her yandan atılıp itilip kovulurlar. O (şeyta)nlar mele-i A´lâyı (yüce melekler topluluğunu) dinleyemezler; her yandan kendilerine (ışınlar) atılır. Onlar en yüksek bir cemaati (sözlerine kulak vererek) dinleyemezler ve her taraftan kovulup atılırlar. 23 / 445
Saffat Suresi

9.Ayet
دُحُورًا ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌ -9 (8-9) Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır. Ve onlara ayrılmaz bir azâb vardır Onlar için devamlı azâb vardır. Kovulurlar. Onlar için sürekli bir azâb vardır. Bir uzaklaştırılma ile uzaklaştırılmış (olurlar) ve onlar için bir daimi azap da vardır. 23 / 445
Saffat Suresi

10.Ayet
إِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ -10 Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder). Ancak bir çalıp çarpan, onun da peşine bir şihabı sâkıb takılır Ancak bir söz dinleyip kapan olursa, peşine çok parlak bir kıvılcım takılır. Yalnız (yüce topluluktan) bir söz kapan olursa, onu da delici bir şihâb (ışın) izler. Ancak bir çalıp çarpan müstesna. Ona da hemen bir parça ateş parçası ulaşıverir. 23 / 445
Saffat Suresi

11.Ayet
فَاسْتَفْتِهِمْ أَهُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمْ مَنْ خَلَقْنَا ۚ إِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِنْ طِينٍ لَازِبٍ -11 (Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: “Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı?" Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. Şimdi sor onlara yaradılışça kendileri mi daha çetin yoksa bizim yarattıklarımız mı? Biz kendilerini bir cıvık çamurdan yarattık. Onlara bir sor: Kendilerini yaratmak mı daha zordur yoksa bizim yarattıklarımız (gökler, sistemler ve düzenler) mi ?.. Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. Şimdi onlara sor: Yaratılış bakımından kendileri mi daha çetin, yoksa bizim yarattıklarımız mı? Biz kendilerini yapışkan bir çamurdan yarattık. İmdi onlara soruver. Onlar mı yaradılışca daha kuvvetli, yoksa Bizim (sair) yaratmış olduklarımız mı? Şüphe yok ki, Biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. 23 / 445
Saffat Suresi

12.Ayet
بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَ -12 Hayır, sen (onların hâline) şaştın, onlar ise alay ediyorlar. Fakat sen taaccüb ettin onlar eğleniyorlar Ne var ki sen onlara (onların Hayır sen (bu muhteşem kudrete) hayran kaldın; onlarsa (seninle) alay ediyorlar. (12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar. 23 / 445
Saffat Suresi

13.Ayet
وَإِذَا ذُكِّرُوا لَا يَذْكُرُونَ -13 Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar. İhtar edildiklerinde de düşünmüyorlar Kendilerine öğüt verilince öğüt almazlar. ise (seninle) eğleniyorlar. inkâr ve inâdlarına) şaşıyorsun, onlar Kendilerine öğüt verilse öğüt almıyorlar. (12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar. 23 / 445
Saffat Suresi

14.Ayet
وَإِذَا رَأَوْا آيَةً يَسْتَسْخِرُونَ -14 Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar. Bir mu´cize gördükleri vakıt da eğlence yerine tutuyorlar Bir acık belge (delil veya mu´cize) görseler, onunla alay ederler. Bir mu´cize görseler, alay ediyorlar. (12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar. 23 / 445
Saffat Suresi

15.Ayet
وَقَالُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ -15 (Dediler ki:) “Bu bir büyüden başka bir şey değildir.” Ve, bu, diyorlar başka bir şey değil, apaçık bir sihir Ve derler ki, bu açık bir sihirden başkası değildir. "Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değildir." diyorlar. (15-17) Ve dediler ki: «Bu, bir apaçık büyüden başka bir şey değildir. Ya bizler öldüğümüz ve bir toprak ve kemikler olduğumuz vakit mi, bizler mi muhakkak yeniden diriltilmiş olacağız? Yoksa bizim evvelki babalarımız da mı (öyle) diriltilecekler? 23 / 445
Saffat Suresi

16.Ayet
أَإِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ -16 “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi tekrar diriltileceğiz?” Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakıt mı? Biz mi ba´solunacakmışız? Biz öldüğümüz, toprak ve kemik (yığını) haline geldiğimiz zaman mı, biz (tekrar) dirilip kabirlerimizden kaldırılacağız?! "Yani biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, biz mi diriltilecek mişiz?" (15-17) Ve dediler ki: «Bu, bir apaçık büyüden başka bir şey değildir. Ya bizler öldüğümüz ve bir toprak ve kemikler olduğumuz vakit mi, bizler mi muhakkak yeniden diriltilmiş olacağız? Yoksa bizim evvelki babalarımız da mı (öyle) diriltilecekler? 23 / 445
Saffat Suresi

17.Ayet
أَوَآبَاؤُنَا الْأَوَّلُونَ -17 “Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?” Evvelki atalarımız da mı? Ya önceki dede ve babalarımız da mı ?.. "Evvelki atalarımız da mı?" (15-17) Ve dediler ki: «Bu, bir apaçık büyüden başka bir şey değildir. Ya bizler öldüğümüz ve bir toprak ve kemikler olduğumuz vakit mi, bizler mi muhakkak yeniden diriltilmiş olacağız? Yoksa bizim evvelki babalarımız da mı (öyle) diriltilecekler? 23 / 445
Saffat Suresi

18.Ayet
قُلْ نَعَمْ وَأَنْتُمْ دَاخِرُونَ -18 De ki: “Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz).” De ki: evet, hem siz çok hor, hakîr olarak De ki: Evet, hem de aşağılanıp rüsvay olduğunuz halde... De ki: "Evet siz aşağılanarak (diriltileceksiniz)!" (18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür. 23 / 445
Saffat Suresi

19.Ayet
فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ فَإِذَا هُمْ يَنْظُرُونَ -19 O ancak şiddetli bir sesten ibarettir. Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş hazır) beklemektedirler. Çünkü o bir zorlu kumandadan ıbarettir derhal gözleri açılıverir Bir tek haykırış yetecek; hemen (dirilip kalktıklarını) görürler. O (iş) sadece korkunç bir sesten ibârettir. Hemen onlar (diriltilmiş olarak) bakıyorlardır. (18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür. 23 / 445
Saffat Suresi

20.Ayet
وَقَالُوا يَا وَيْلَنَا هَٰذَا يَوْمُ الدِّينِ -20 Şöyle diyecekler: “Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür.” Eyvah bizlere derler bu o din günü Vay bize ! Bu hesap ve ceza günüdür, derler. "Vah bize, bu cezâ günüdür!" dediler. (18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür. 23 / 445
Saffat Suresi

21.Ayet
هَٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ -21 Onlara, “İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdür” denilir. Bu işte o sizin yalan dediğiniz fasıl günü Evet, bu yalanladığınız (haklıyı haksızdan, zâlimi mazlumdan, mü´mini kâfirden ve münafıktan) ayırd etme günüdür. "Bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm günüdür!" (18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür. 23 / 445
Saffat Suresi

22.Ayet
احْشُرُوا الَّذِينَ ظَلَمُوا وَأَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَ -22 (22-24) Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” Toplayın mahşere o zulmedenleri ve eşlerini ve Allahdan başka taptıkları şeyleri (22-23) Toplayıp sürün mahşer yerine o zulmedenleri, eşlerini, yandaşlarını ve Allah´tan başka taptıklarını, hepsini Cehennem´in yoluna koyun. (Yüce Allâh meleklerine emreder): "Toplayın o zâlimleri, onların eşlerini ve taptıklarını." (22-24) Toplayınız mahşere o zulmetmiş kimseleri ve onların eşlerini ve kendilerine taptıkları şeyleri. Allah´ın gayrı. Artık onlara cehennem yolunu bildiriniz. Ve onları tevkif ediniz. Şüphe yok ki, onlar sorguya çekilecek kimselerdir. 23 / 445
Saffat Suresi

23.Ayet
مِنْ دُونِ اللَّهِ فَاهْدُوهُمْ إِلَىٰ صِرَاطِ الْجَحِيمِ -23 (22-24) Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” Toplayın da götürün onları sırata; Cehennem köprüsüne doğru (22-23) Toplayıp sürün mahşer yerine o zulmedenleri, eşlerini, yandaşlarını ve Allah´tan başka taptıklarını, hepsini Cehennem´in yoluna koyun. "Allah´tan başka. Onları cehennemin yoluna götürün!" (22-24) Toplayınız mahşere o zulmetmiş kimseleri ve onların eşlerini ve kendilerine taptıkları şeyleri. Allah´ın gayrı. Artık onlara cehennem yolunu bildiriniz. Ve onları tevkif ediniz. Şüphe yok ki, onlar sorguya çekilecek kimselerdir. 23 / 445
Saffat Suresi

24.Ayet
وَقِفُوهُمْ ۖ إِنَّهُمْ مَسْئُولُونَ -24 (22-24) Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” Ve tevkıyf edin onları, çünkü sorguya çekilecekler. Ve onları (belli bir noktada durdurup alıkoyun) çünkü onlar mutlaka sorguya çekileceklerdir. "Durdurun onları, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir." (22-24) Toplayınız mahşere o zulmetmiş kimseleri ve onların eşlerini ve kendilerine taptıkları şeyleri. Allah´ın gayrı. Artık onlara cehennem yolunu bildiriniz. Ve onları tevkif ediniz. Şüphe yok ki, onlar sorguya çekilecek kimselerdir. 23 / 445
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014