KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 455. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Sad Suresi

43.Ayet
وَوَهَبْنَا لَهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنَّا وَذِكْرَىٰ لِأُولِي الْأَلْبَابِ -43 Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik. ve ona bütün ehlini ve beraberlerinde daha bir mislini bahşettik tarafımızdan bir rahmet olarak hem de bir dersi ıbret temiz akıllar için Biz ona katımızdan bir rahmet ve akıl sahipleri için bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir mislini daha verdik. Ona bizden bir rahmet ve sağduyu sâhiplerine bir ibret olarak âilesini ve onlarla beraber bir eşini daha armağan ettik. Ve O´na tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir ibret olmak üzere ehlini, hem de onlar ile beraber onların bir mislini bağışladık. 23 / 455
Sad Suresi

44.Ayet
وَخُذْ بِيَدِكَ ضِغْثًا فَاضْرِبْ بِهِ وَلَا تَحْنَثْ ۗ إِنَّا وَجَدْنَاهُ صَابِرًا ۚ نِعْمَ الْعَبْدُ ۖ إِنَّهُ أَوَّابٌ -44 Şöyle dedik: “Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma.” Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi. Bir de al bir demet elinle de vur onunla hânis olma, hakıkat biz onu sabırlı bulduk, ne güzel kul, hakıkaten o bir evvabdır Ona, «eline bir demet sap al, onunla vur, yemininde günahkâr olma !» (dedik). Biz onu oldukça sabırlı bulduk. Ne iyi kuldur o! Şüphesiz o, Allah´a yönelip gönül verirdi. (Dedik ki): "Eline bir demet sap al, onunla vur da yeminini bozma." Gerçekten biz onu sabreden (bir kul) bulmuştuk. Ne güzel kuldu, o dâimâ (bize) başvururdu. (Ve O´na emrolundu ki) Eline otlardan bir küçük demet al, sonra onunla vur ve yeminini bozmuş olma. Muhakkak ki, Biz O´nu bir sabredici bulduk. Ne güzel kul! Şüphe yok ki, o (Hakk´a) dönendir. 23 / 455
Sad Suresi

45.Ayet
وَاذْكُرْ عِبَادَنَا إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ أُولِي الْأَيْدِي وَالْأَبْصَارِ -45 (Ey Muhammed!) Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim’i, İshak’ı ve Yakub’u da an. Kullarımız İbrahimi, İshakı, Ya´kubu da an, eller ve gözler sahibleri idiler Kudretli, basiretli kullarımız ibrahim, İshâk ve Yâkub´u an. Kuvvetli ve bâsiretli kullarımız İbrâhim´i, İshak´ı ve Ya´kûb´u da an. (45-46) Ve kuvvetler ve basiretler sahipleri olan kullarımız İbrahim´i ve İshak´ı ve Ya´kub´u da an. Şüphe yok ki, Biz onları dar-ı ahireti düşünme hasletiyle mümtaz, ihlâs sahipleri kılmıştık. 23 / 455
Sad Suresi

46.Ayet
إِنَّا أَخْلَصْنَاهُمْ بِخَالِصَةٍ ذِكْرَى الدَّارِ -46 Şüphesiz biz onları, ahiret yurdunu düşünme özelliği ile (temizleyip) ihlâslı kimseler kıldık. Çünkü biz onları temiz bir hassa, halîs yurd düşüncesiyle halîslerimizden kılmışızdır Şüphesiz biz, onları katıksız olarak Âhiret yurdunu düşünen hâlis kişiler kıldık. Biz onları âhiret yurdunu düşünme özelliğiyle temizleyip, kendimize hâlis (kul) yaptık. (45-46) Ve kuvvetler ve basiretler sahipleri olan kullarımız İbrahim´i ve İshak´ı ve Ya´kub´u da an. Şüphe yok ki, Biz onları dar-ı ahireti düşünme hasletiyle mümtaz, ihlâs sahipleri kılmıştık. 23 / 455
Sad Suresi

47.Ayet
وَإِنَّهُمْ عِنْدَنَا لَمِنَ الْمُصْطَفَيْنَ الْأَخْيَارِ -47 Şüphesiz onlar, bizim katımızda hayırlı, seçkin kimselerdendir. Ve çünkü onlar muhakkak nezdimizde seçilmiş ahyardan Hem onlar yanımızda seçkin ve hayırlı kimselerdendirler. Onlar bizim yanımızda seçkinlerden, hayırlılardandır. Ve muhakkak ki, onlar Bizim nezdimizde elbette ki seçilmişlerden, hayırlılardandır. 23 / 455
Sad Suresi

48.Ayet
وَاذْكُرْ إِسْمَاعِيلَ وَالْيَسَعَ وَذَا الْكِفْلِ ۖ وَكُلٌّ مِنَ الْأَخْيَارِ -48 (Ey Muhammed!) İsmail, el-Yesa’ ve Zülkifl’i de an. Onların her biri iyi kimselerdi. İsmaili de, Elyese´i de, Zül´kifli de an, hepsi de o ahyardan İsmail´i, Elyesa´ı ve Zelkif´i de an. Hepsi de en hayırlı kimselerdendir. İsmâ´il´i, Elyesa´ı, Zülkifl´i de an. Hepsi de iyilerdendir. Ve İsmail´i ve Elyesa´yı ve Zülkifl´i de yâd et ve hepsi de hayırlılardandır. 23 / 455
Sad Suresi

49.Ayet
هَٰذَا ذِكْرٌ ۚ وَإِنَّ لِلْمُتَّقِينَ لَحُسْنَ مَآبٍ -49 (49-50) Bu bir öğüttür. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır. İşte bu bir zikirdir ve şübhesiz korunan müttekîler için her halde güzel bir istikbal (bir husni meâb) var. İşte bu (anılar) bir öğüt ve hatırlamadır. Şüphesiz ki (Allah´tan) korkup (fenalıklardan) sakınanlar için dönülecek güzel bir yer ve yurt vardır. Bu, bir hatırlatmadır. Korunanlar için güzel bir gelecek vardır: (49-50) İşte bu, bir şereftir. Ve şüphe yok ki, muttakîler için elbette güzel bir varılacak yer de vardır. Adn cennetleridir. Onlar için kapıları açılmış olarak. 23 / 455
Sad Suresi

50.Ayet
جَنَّاتِ عَدْنٍ مُفَتَّحَةً لَهُمُ الْأَبْوَابُ -50 (49-50) Bu bir öğüttür. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır. Adn Cennetleri; açılarak kendilerine bütün kapılar Kapıları onlara açık Adn Cennetleri vardır. Kapıları kendilerine açılmış Adn cennetleri. (49-50) İşte bu, bir şereftir. Ve şüphe yok ki, muttakîler için elbette güzel bir varılacak yer de vardır. Adn cennetleridir. Onlar için kapıları açılmış olarak. 23 / 455
Sad Suresi

51.Ayet
مُتَّكِئِينَ فِيهَا يَدْعُونَ فِيهَا بِفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ وَشَرَابٍ -51 Onlar orada koltuklara yaslanmış olarak pek çok meyveler ve içecekler isterler. İçlerinde kurularak orada bir çok yemişle bambaşka bir içki isteyecekler Orada (kanepelere) yaslanırlar da birçok meyveler ve içecekler isterler. Orada (koltuklara) yaslanarak bir çok meyva ve içki isterler. Orada (koltuklara) yaslanıcılardır. Orada birçok meyveler ve içilecek şeyler isteyeceklerdir. 23 / 455
Sad Suresi

52.Ayet
وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ أَتْرَابٌ -52 Yanlarında gözlerini kendilerinden ayırmayan yaşıt eşler vardır. Yanlarında da gamzeleri kasan hep bir yaşıd dilberler Yanlarında ise, gözlerini sa dece eşlerine diken yaşıtlar vardır. Yanlarında da bakışlarını yalnız (kocalarına) diken (kendileriyle) yaşıt dilberler vardır. Ve onların yanlarında gözlerini (kocalarına dikmiş, yaşları müsavî) dilberler vardır. 23 / 455
Sad Suresi

53.Ayet
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِيَوْمِ الْحِسَابِ -53 İşte bunlar, hesap günü için size vaad edilenlerdir. İşte bu, o hisab günü için size va´dolunan Bu, hesap günü için size va dedilenlerdir! İşte, hesap günü için size söz verilen budur! (53-55) İşte hesap günü için vaad olunmuş olduğunuz şeyler bunlardır (denilecektir). Şüphe yok ki bu, elbette Bizim rızkımızdır. Bunun için bir tükenmek yoktur. Bu, böyle ve şüphe yok ki, azgınlar için de elbette dönüp gidilecek bir yaramaz yer vardır. 23 / 455
Sad Suresi

54.Ayet
إِنَّ هَٰذَا لَرِزْقُنَا مَا لَهُ مِنْ نَفَادٍ -54 İşte bu bizim verdiğimiz rızıktır. Ona asla tükenme yoktur. İşte ki bu bizim rızkımız, muhakkak ki ona hiç tükenmek yok Şüphesiz bu, bizim (hazırladığımız) rızıktır ki hiç de bitip tükenmek yok. Doğrusu bizim bu rızkımızın bitip tükenmesi yoktur! (53-55) İşte hesap günü için vaad olunmuş olduğunuz şeyler bunlardır (denilecektir). Şüphe yok ki bu, elbette Bizim rızkımızdır. Bunun için bir tükenmek yoktur. Bu, böyle ve şüphe yok ki, azgınlar için de elbette dönüp gidilecek bir yaramaz yer vardır. 23 / 455
Sad Suresi

55.Ayet
هَٰذَا ۚ وَإِنَّ لِلطَّاغِينَ لَشَرَّ مَآبٍ -55 (55-56) İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır! Bu böyle, şübhesiz azgınlar için de fena bir istikbal (şer bir meâb) var Bu (mutlu kişiler içindir). Azgın sapıklar için çok kötü bir dönüş yeri vardır. Bu böyledir; fakat azgınlara da en kötü bir gelecek vardır: (53-55) İşte hesap günü için vaad olunmuş olduğunuz şeyler bunlardır (denilecektir). Şüphe yok ki bu, elbette Bizim rızkımızdır. Bunun için bir tükenmek yoktur. Bu, böyle ve şüphe yok ki, azgınlar için de elbette dönüp gidilecek bir yaramaz yer vardır. 23 / 455
Sad Suresi

56.Ayet
جَهَنَّمَ يَصْلَوْنَهَا فَبِئْسَ الْمِهَادُ -56 (55-56) İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır! Cehennem, ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin döşek Yaslanacakları Cehennem vardır; ne kötü yataktır o! Cehennem! Oraya girerler. Ne kötü bir döşektir o! (56-58) Cehennem vardır. Ona yaslanacaklardır. Artık ne fena döşek. İşte o. Artık onu tatsınlar. Son derece sıcaktır ve gövdelerden çıkan irindir. Ve onun şeklinden başkaca da çiftler vardır. 23 / 455
Sad Suresi

57.Ayet
هَٰذَا فَلْيَذُوقُوهُ حَمِيمٌ وَغَسَّاقٌ -57 İşte (azap), onu tatsınlar: Bir kaynar su ve bir irin. İşte, artık tatsınlar onu bir hamîm ve bir ğassâk İşte kaynar su ve irin, tadsınlar onu.. İşte onu tadsınlar: Kaynar ve kokuşmuş sudur! (56-58) Cehennem vardır. Ona yaslanacaklardır. Artık ne fena döşek. İşte o. Artık onu tatsınlar. Son derece sıcaktır ve gövdelerden çıkan irindir. Ve onun şeklinden başkaca da çiftler vardır. 23 / 455
Sad Suresi

58.Ayet
وَآخَرُ مِنْ شَكْلِهِ أَزْوَاجٌ -58 O azaba benzer çeşit çeşit başka azaplar da vardır. Ve o şekilden bir diğeri: çifte çifte Bunlara benzer çifte çifte (azâblar) var. Ve daha başka çeşit çeşit (azâb) vardır. (56-58) Cehennem vardır. Ona yaslanacaklardır. Artık ne fena döşek. İşte o. Artık onu tatsınlar. Son derece sıcaktır ve gövdelerden çıkan irindir. Ve onun şeklinden başkaca da çiftler vardır. 23 / 455
Sad Suresi

59.Ayet
هَٰذَا فَوْجٌ مُقْتَحِمٌ مَعَكُمْ ۖ لَا مَرْحَبًا بِهِمْ ۚ إِنَّهُمْ صَالُو النَّارِ -59 (Kendi aralarında şöyle derler:) “İşte sizinle beraber cehenneme tıkılacak bir grup. Onlara rahat ve huzur olmasın! Şüphesiz onlar cehenneme gireceklerdir.” (59-60) Şu: bir alay maıyyetinizde göğüs germiş; onlara merhaba yok, çünkü onlar Cehenneme salınıyorlar. Hayır derler size merhaba yok, onu bize siz takdim ettiniz, bakın ne fena yatak. İşte (sapıklara uyan) bu topluluk sizinle beraber (ateşe) itilip sokulanlardır ! (Uyulanlar): Onlara hiç rahat ve güven yüzü olmasın ! (derler). Çünkü onlar da ateşe girmişlerdir. İşte şunlar da sizinle beraber (cehenneme) girecek olanlardır: "Onlara merhaba yok, (yerleri geniş olmasın, rahat yüzü görmesinler)! Onlar ateşe gireceklerdir." (59-61) Şunlar, sizinle beraber (ateşe) dalıvermiş bir gürûhtur. Onlara bir merhaba yok. Muhakkak ki, onlar ateşe gidicilerdir. (Onlar da) Derler ki: «Hayır. Sizlersiniz (O bedduaya daha müstehak). Sizin için merhaba yoktur, belki o küfrü bizim için siz takdim ettiniz. Artık ne fena karargâh (O ateş!)» Derler ki: «Ey Rabbimiz! Bize bunu kim takdim etti ise imdi onun için ateşte azabı kat kat artır.» 23 / 455
Sad Suresi

60.Ayet
قَالُوا بَلْ أَنْتُمْ لَا مَرْحَبًا بِكُمْ ۖ أَنْتُمْ قَدَّمْتُمُوهُ لَنَا ۖ فَبِئْسَ الْقَرَارُ -60 O grup da, “Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!” der. (59-60) Şu: bir alay maıyyetinizde göğüs germiş; onlara merhaba yok, çünkü onlar Cehenneme salınıyorlar. Hayır derler size merhaba yok, onu bize siz takdim ettiniz, bakın ne fena yatak. (Uyanlar ise onlara): Hayır, size rahat ve huzur yüzü olmasın ; bunu bize sunan sizsiniz. Ne kötü eyleşilecek yerdir! (derler). (Uyanlar, uyulanlara) Dediler ki: "Hayır, asıl size merhaba yok, (asıl siz rahat yüzü görmeyin), siz bunu bizim önümüze getirdiniz. Ne kötü durak (bu)!" (59-61) Şunlar, sizinle beraber (ateşe) dalıvermiş bir gürûhtur. Onlara bir merhaba yok. Muhakkak ki, onlar ateşe gidicilerdir. (Onlar da) Derler ki: «Hayır. Sizlersiniz (O bedduaya daha müstehak). Sizin için merhaba yoktur, belki o küfrü bizim için siz takdim ettiniz. Artık ne fena karargâh (O ateş!)» Derler ki: «Ey Rabbimiz! Bize bunu kim takdim etti ise imdi onun için ateşte azabı kat kat artır.» 23 / 455
Sad Suresi

61.Ayet
قَالُوا رَبَّنَا مَنْ قَدَّمَ لَنَا هَٰذَا فَزِدْهُ عَذَابًا ضِعْفًا فِي النَّارِ -61 Şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim sürdüyse, cehennemde onun azabını bir kat daha artır.” Ya rabbenâ derler: bize bunu takdim edene ateşde azâbı hemen kat kat artır Ey Rabbimiz ! Bizi buraya çekip düşüren kimseye, evet onlara ateşte azabı kat kat artır. (Ve hepsi birbiri aleyhine du´â ederek): "Rabbimiz, bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azâbını bir kat daha artır!" dediler. (59-61) Şunlar, sizinle beraber (ateşe) dalıvermiş bir gürûhtur. Onlara bir merhaba yok. Muhakkak ki, onlar ateşe gidicilerdir. (Onlar da) Derler ki: «Hayır. Sizlersiniz (O bedduaya daha müstehak). Sizin için merhaba yoktur, belki o küfrü bizim için siz takdim ettiniz. Artık ne fena karargâh (O ateş!)» Derler ki: «Ey Rabbimiz! Bize bunu kim takdim etti ise imdi onun için ateşte azabı kat kat artır.» 23 / 455
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014