20-Taha Suresi 58. Ayeti Kerime Mealleri |
A. GÖLPINARLI : |
O halde biz de onun gibi bir büyü yaparak karşı geleceğiz sana, aramızda bir buluşma yeri ve vakti tâyin et de sen ve biz, vaadimizden caymayalım, buluşalım orada, hem de ikimize de müsâvî mesâfede, münâsip bir yer olsun orası. |
ADEM UĞUR : |
Öyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla. |
ALİ FIKRİ YAVUZ : |
O halde biz de senin sihrin gibi, sana bir sihir yapacağız. Şimdi sen, kendinle bizim aramızda bir buluşma yeri ve vakti tayin et ki, ne senin, ne bizim caymıyacağımız uygun bir yer olsun. |
BEKİR SADAK : | (56-58) And olsun ki Firavun´a butun delillerimizi gosterdik de yalan sayip kabulden cekindi ve: «Ey Musa! Sihirbazliginla bizi yurdumuzdan cikarmaya mi geldin? simdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana gosterecegiz. Bizimle senin aranda bir vakit ta |
CELAL YILDIRIM : |
Elbette biz de seninkinin benzeri bir sihir sana getireceğiz. Artık bizimle kendi aranda bir yer ve vakit belirle ki bizim de, senin de sözümüzden dönmeyeceğimiz (elverişli) düz bir yer olsun o.. |
DİYANET : |
“Biz de mutlaka sana karşı onun gibi bir sihir yapacağız. Bunun için seninle bizim aramızda; uygun bir yerde, senin de, bizim de caymayacağımız bir buluşma vakti belirle.” |
DİYANET VAKFI : |
Öyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla. |
DİYANET İSLERİ : |
And olsun ki Firavun'a bütün delillerimizi gösterdik de yalan sayıp kabulden çekindi ve: "Ey Musa! Sihirbazlığınla bizi yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin? Şimdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayinet ki sen de biz de düz bir yerde bulunalım da caymayalım" dedi. |
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL): |
O halde bilmiş ol ki biz de onun gibi bir sihir sana yapacağız, şimdi sen, seninle aramızda bir mîad ta´yin et ki ne senin ne bizim hulf etmiyeceğimiz denk bir mahal olsun. |
ELMALILI M. HAMDİ SADE. : |
O halde bilmiş ol ki, biz de sana onun gibi bir sihir yapacağız. Şimdi sen, seninle aramızda bir buluşma yeri ve zamanı belirle ki, ne senin ne de bizim caymayacağımız denk bir yer olsun!» dedi. |
GÜLTEKİN ONAN : |
"Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir ´buluşma zamanı ve yeri´ tesbit et, bizim de, senin de karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun" dedi. |
H. BASRİ ÇANTAY : |
«Şimdi biz de sana onun (senin sihrin) gibi bir sihir yapacağız, şimdi sen kendinle bizim aramızda bir buluşma yeri ve vakti ta´yîn et ki ne senin, ne bizim caymayacağımız düz (geniş) bir yer olsun» dedi. |
MUHAMMET ESED : |
Madem öyle, biz de sana mutlaka bunun gibi bir sihirle karşılık vereceğiz! O halde şimdi, aramızda, uygun bir yerde -katılmaktan bizim de, senin de caymayacağımız- bir buluşma günü tayin et!" |
Ö NASUHİ BİLMEN : |
«O halde biz de sana onun misli bir sihir elbette getireceğiz. Artık bizim aramızla senin aranda bir buluşacak vakit tayin et ki, o bizim de senin de caymayacağımız düz bir yer olsun.» |
SUAT YILDIRIM : |
(57-58) "Sen," dedi, "sihirdeki maharetinle bizi yerimizden yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin ey Mûsâ!" "O halde bilmiş ol ki biz de seninki gibi bir sihirle karşı koyacağız." "Şimdi sen, bizim de senin de caymayacağımız uygun bir buluşma vakti tayin et, düz, geniş bir alanda karşılaşalım!" |
SÜLEYMAN ATEŞ : |
"Biz de mutlaka sana o(se)nin (büyün) gibi bir büyü getireceğiz. Sen şimdi seninle bizim aramızda bir buluşma zamanı ve yeri tayin et; ne senin, ne de bizim caymayacağımız uygun bir yer olsun." |
Y. NÜRİ ÖZTÜRK : |
"Seninki gibi bir büyü, biz de mutlaka sana getireceğiz. Seninle bizim aramızda öyle bir buluşma yeri ve zamanı belirle ki, ne biz cayalım ne de sen. Herkese uygun bir yer olsun." |
FİZİLAL : |
Biz de seninki gibi bir büyü ile karşına çıkacağız. Seninle buluşacağımız bir zaman belirle. Bu randevudan sen de bizde caymayalım. Buluşma yerimiz açık bir düzlük olsun. |
İBNİ KESİR : |
Şimdi biz de seninkine benzer bir sihir göstereceğiz sana. Bizimle senin aranda bir buluşma zamanı ve yeri tayin et ki; sen de, biz de düz bir yerde bulunalım, caymayalım. |
TEFHİMÜL KURAN : |
«Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir ´buluşma zamanı ve yeri´ tesbit et, bizim de, senin de ona karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun» dedi. |