KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ

3-AL-I İMRAN SURESI (200 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200
Al-i İmran Suresi 73 Ayet ve Mealleri
3-AL-I İMRAN SURESI - 73. AYET    Medine
وَلَا تُؤْمِنُوا إِلَّا لِمَنْ تَبِعَ دِينَكُمْ قُلْ إِنَّ الْهُدَىٰ هُدَى اللَّهِ أَنْ يُؤْتَىٰ أَحَدٌ مِثْلَ مَا أُوتِيتُمْ أَوْ يُحَاجُّوكُمْ عِنْدَ رَبِّكُمْ ۗ قُلْ إِنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ ۗ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ -73
Ve la tü´minu illa li men tebia dıneküm* kul innel hüda hüdellahi ey yü´ta ehadüm misle ma utıtüm ev yühaccuküm ınde rabbiküm* kul innel fadle bi yedillah* yü´tıhi mey yeşa´* vallahü vasiun alım
Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun).
3-Al-i İmran Suresi 73. Ayeti Kerime Mealleri
A. GÖLPINARLI : Ve dininize uyan kişiden başkasına inanmayın. De ki: Doğru yol, ancak Allah yoludur. Size verilenin başkalarına da verildiğine ve onların, Rabbiniz katında deliller göstererek sizinle tartışacaklarına inanmayın dediler mi de, de ki: Lütuf ve ihsân ancak Allah´ın elindedir, dilediğine lütfeder ve Allah´ın lütfü boldur ve her şeyi bilir o.
ADEM UĞUR : Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın. " (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah´ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) "Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın)." De ki: Lütuf ve ihsan Allah´ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah´ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.
ALİ FIKRİ YAVUZ : Ve kendi dininize bağlı olanlardan başkasına inanmayın: (Ey Rasûlüm onlara) de ki, doğru yol Allah’ın yoludur, İslâm dinidir; -ve size verilen kitabın benzeri, hiç kimseye verilmediğine, yahut müminlerin Rabbiniz huzurunda size üstün geleceklerine iman etmeyin.” De ki: Doğrusu fazilet ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediği kimseye verir ve Allah rahmeti bol olandır, her şeyi hakkıyla bilendir.
BEKİR SADAK :(72-73) Kitab ehlinden bir takimi soyle dedi: «Inananlara indirilene gunun basinda inanin, sonunda inkar edin ki, belki donerler ve dininize uyanlardan baskasina inanmayin". De ki: «Dogru yol Allah´in yoludur". Ve yine baskasina da verildigine veya Rabbin
CELAL YILDIRIM : Ve bir de kendi dininize uyandan başkasına (sakın ha) inanmayın. De ki: Elbette doğru yol, hakkın beyânı Allah yoludur. Ve (yine onlar dediler ki): «Size verilenin bir benzeri başka birine verildiğine veya (Muhammed´e inananların) size Rabblniz katından delil getirip (üstünlük) sağlayacağına inanmayın. (Çünkü siz Allah´ın has kulları ve yegâne sevgililerisiniz).» De ki: Üstünlük, şerefli kılmak, fazilete eriştirmek Allah´ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah geniş ölçüde veren ve her şeyi yeterince bilendir.
DİYANET : “Sizin dininize uyandan başkasına inanmayın” (dediler). De ki: “Şüphesiz hidayet, Allah’ın hidayetidir. Birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzurunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?” De ki: “Lütuf Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.”
DİYANET VAKFI : Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın.» (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah´ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) «Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın).» De ki: Lütuf ve ihsan Allah´ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah´ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.
DİYANET İSLERİ : Kitap ehlinden bir takımı şöyle dedi: "İnananlara indirilene günün başında inanın, sonunda inkar edin ki, belki dönerler ve dininize uyanlardan başkasına inanmayın". De ki: "Doğru yol Allah'ın yoludur". Ve yine başkasına da verildiğine veya Rabbinizin katında Müslümanların karşı delil getirip sizi alt edeceğine inanmayın, derler. De ki: "Doğrusu bol nimet Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah'ın fazlı her şeyi kaplar, O her şeyi bilir".
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL): Ve kendi dininize tabi´ olanlardan başkasına eman vermeyin. De ki: Her halde hidayet Allah hidayeti, size verilen gibisi birine veriliyor veya rabbınızın huzurunda size galebe edecekler diye mi bu? De ki: Doğrusu fazıl Allahın elindedir, onu dilediğine verir, ve Allah vâsi´dir, alîmdir
ELMALILI M. HAMDİ SADE. : Ve kendi dininize uyanlardan başkasına aman vermeyin.» De ki: «Muhakkak doğru yol, Allah´ın yoludur, size verilen gibisi başka birine veriliyor veya Rabbinizin katında size üstün gelecek diye midir bu?» De ki: «Doğrusu nimet Allah´ın elindedir, onu dilediğine verir ve Allah, nimeti bol olan, herşeyi bilendir.»
GÜLTEKİN ONAN : "Ve sizin dininize uyanlardan başkasına güvenmeyin / inanmayın (la tüminu)." De ki: "Şüphesiz doğru yol Tanrı´nın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (islam peygamberine) veriliyor ya da rabbinizin katında onlar (müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar diye mi (bu telaşınız?) De ki: "Şüphesiz fazl Tanrı´nın elindedir, onu dilediğine verir. Tanrı (rahmeti) geniş olandır, bilendir".
H. BASRİ ÇANTAY : «Ve dîninize tâbi olandan başkasına aman vermeyin» (Habîbim onlara) de ki: «Şübhesiz doğru yol Allahın yoludur» (O güruh aralarında da şöyle derler:) «Size verilenin benzeri hiç bir kimseye verilmiş olduğuna, yahud onların (müslümanların) Rabbiniz indinde size karşı deliller, hüccetler getireceklerine (inanmayın)». De ki: «Lûtf-ü inayet muhakkak Allahın elindedir. Onu kime dilerse ona verir. Allah, rahmeti bol olan, her şey´i hakkıyle bilendir».
MUHAMMET ESED : ama sizin inancınıza uymayan hiç kimseye (gerçekten) inanmayın." De ki: "Tek (gerçek) rehberlik, Allah´ın rehberliğidir; size verilen (vahy)in benzerinin başka birine de verilmesi şeklinde ifa edilen (bir rehberlik)". Yoksa onlar, Rabbiniz´in huzurunda size muhalefet mi edeceklerdi? De ki: "Lütuf ve ihsan, Allah´ın elindedir; onu dilediğine bağışlar: çünkü Allah (rahmet ve cömertliğinde) sınırsızdır, her şeyi bilendir,
Ö NASUHİ BİLMEN : «Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayınız.» De ki: «Şüphe yok hidâyet, Allah´ın hidâyetidir. Size verilen şeyin benzerinin başka bir kimseye verildiğine veya Rabbinizin nezdinde aleyhinize hüccet getireceklerine inanmayın.» De ki: «Fazl, şüphesiz Allah Teâlâ´nın elindedir. Onu dilediğine verir. Ve Allah Teâlâ, vâsidir, alîmdir.»
SUAT YILDIRIM : (72-73) Ehl-i kitaptan bir güruh birbirlerine, şöyle dediler: "Şu Müslümanlara indirilen kitaba günün başlangıcında (zahiren) iman edin, sonunda da inkâr edin, olur ki onlar da şüpheye düşüp dinlerinden dönerler. Ve bir de kendi dininize tâbi olandan başkasına sakın ha güvenmeyin!" Ey Resulüm, de ki: "Doğru yol, Allah’ın yoludur," Yine onlar kendi aralarında: "Size verilen vahyin, başkalarına da verildiğine veya Rabbinizin huzurunda Müslümanların karşı delil getirip sizi mağlup edeceklerine inanmayın!" derler. De ki: "Lütuf Allah’ın elindedir, dilediğine ihsan eder. Allah vâsi ve alîmdir (lütfu boldur, her şeyi hakkıyla bilir).
SÜLEYMAN ATEŞ : "Sizin dininize uyandan başkasına güvenmeyin!" (dediler.) De ki: "Hidâyet Allâh´ın hidâyetidir. Birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzûrunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?, De ki: "Lutuf Allâh´ın elindedir, onu dilediğine verir, Allâh(ın lutfu) geniştir, (O her şeyi) bilendir.
Y. NÜRİ ÖZTÜRK : Dininize uyandan başkasına inanmayın." Söyle onlara: "Hidâyet, Allah´ın kılavuzlamasıdır. Size verilenin benzeri bir başkasına veriliyor yahut Rabbinizin katında tartışarak size üstün gelecekler diye mi bütün bunlar?" De ki: "Lütuf Allah´ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah Vâsî´dir, varlığı sürekli genişletir; Alîm´dir, herşeyi en iyi şekilde bilir."
FİZİLAL : Aslında kendi dininize uyanlardan başkasına sakın inanmayınız: De ki; ´Doğru yol yalnız Allah´ın gösterdiği yoldur: Onlar birbirlerine ´Size verilen mesajın benzeri bir başkasına (peygambere) verildiği için ya da söyleyeceklerinizi, Rabbiniz katında size karşı delil olarak kullanırlar diye müslümanların dinlerine inanmayın´ derler. De ki; ´Lütuf, Allah´ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah´ın lütfu geniştir ve O her şeyi bilir.´
İBNİ KESİR : Kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın. De ki: Doğru yol, Allah´ın yoludur. Derler ki: Size verilen bir benzerinin de birine verildiğini veya Rabbınızın katında size delil gösterecekleri bir şeyi açıklamayın. De ki: Doğrusu lütuf Allah´ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah Vasi´dir, Alim´dir.
TEFHİMÜL KURAN : «Ve sizin dininize uyanlardan başkalarına inanıp güvenmeyin.» De ki: «Hiç tartışmasız doğru olan yol Allah´ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslâm peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katında onlar (müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki: «Şüphesiz ´lutuf ve ihsan (fazl) ´ Allah´ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.»

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014