KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

2-BAKARA SURESI (286 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208
209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234
235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260
261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Bakara Suresi 188  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 2/188
2-BAKARA SURESI - 188. AYET    Medine
وَلَا تَأْكُلُوا أَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ وَتُدْلُوا بِهَا إِلَى الْحُكَّامِ لِتَأْكُلُوا فَرِيقًا مِنْ أَمْوَالِ النَّاسِ بِالْإِثْمِ وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ -188
Ve la te´külu emvaleküm beyneküm bil batıli ve tüdlu biha ilel hukkami li te´külu ferıkam min emvalin nasi bil ismi ve entüm ta´lemun
2-Bakara Suresi 188. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve mallarınızı aranızda bâtıl sebeple yemeyiniz. Ve nâsın mallarından bir kısmını siz bildiğiniz halde günah ile yemek için o malları hakîmlere düşürmeyiniz.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve mallarınızı aranızda bâtıl sebeple yemeyiniz. Ve insanların mallarından bir kısmını siz bildiğiniz halde günah ile yemek için o malları hakimlere düşürmeyiniz.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu âyeti kerime insanlık âlemine en mühim hukukî, içtimaî bir ders vermektedir. Rivayet olunuyor ki: Abdanıl Harzemî adındaki bir zat, Imrü Ülkaysil' Kindî aleyhine bir arazi hakkında peygamber (a.s.'in huzuruna gelerek davada bulunmuş, bu hususa dair delili olmadığı için imrür Kays'ın yemin etmesi gerekmiş, Resûlullah ta = Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değer ile değiştirenler var ya… (Âl Imran 3/77) âyeti kerimesini okumuş, bunun üzerine imrür Kays titremiş, yemine cesaret edemeyip o araziyi davacıya vermiş, bunun üzerine de bu âyeti kerime nazil olmuştur. Bu âyeti kerime, bilhassa müslümanlara şöyle bir tenbihte bulunmuş oluyor: Ey müslümanlar!. Siz oruçlu olduğunuz zaman kendi helâl malınızdan, ailenizden bile geçici bir zaman için olsun istifâde etmekten yasaklanmış bulunuyorsunuz. O halde kendi mallarınızdan ve başkalarının mallarından haram yere istifadeye çalışmanız nasıl caiz olabilir. Bir kerre insan kendi helâl malını bile lüzumsuz yere sarf etmemeli, içki gibi, kumar gibi şeylere harç ederek günahkâr olmamalıdır. O halde başkasının mallarına da her hangi esassız bir sebeple tecavüze kalkmamalıdır. Yalan yere yemin etmek, yalancı şahit tutmak, bu hususta ona buna rüşvet vermek gibi en büyük günahları işlememelidir. Her müslüman böyle bir hareketin caiz olmadığını bilir. Artık buna nasıl cesaret edebilir?. Ve yine bu âyeti kerime de işaret vardır ki: Bir aile fertleri de biri birine karşı haksız yere huşunette bulunmamalıdır. Meselâ boşanma ve zulüm ve eziyet veya kötü davranma iddiasiyle hasmane bir vaziyet alarak mahkemelere düşmemelidir. Böyle lüzumsuz, hilafı hakikat iddialarla mallarını boş yere elden çıkarmamalıdır. Bunun manevî mesuliyetini de düşünmelidirler. Evet… Buyruluyor ki, ey insanlar!. (Mallarınızı da aranızda) gasp gibi, hırsızlık gibi bir (bâtıl sebeple yemeyiniz.) Ondan her hangi haram suretle istifadeye kalkışmayınız. (Ve insanların mallarından bir kısmını) size haram olduğunu (siz bildiğiniz halde günah ile) günahı icap eden yalan şahitlik ile, yalan yere yemin ile veya rüşvet ile elde edip (yemek için o malları hakimlere düşürmeyiniz.) O hususta muhakemelere sebebiyet verip bir kısım malların beyhude yere elden çıkmasına meydan vermeyiniz. Bunun manevî, uhrevî mesuliyetini düşününüz. Hâkim olan zat da basiret sahibi bulunmalıdır. İcap ederse davacıları uyarmaya ve irşad etmeye çalışmalıdır. Maamafih hâkim şahitlerin şahadetine veya davacı veya davalının yeminine binaen hüküm verir. Fakat eğer şahitler yalan yere şahadette bulunmuşlar ise veya yalan yere yemin yapılmış ise bu hükmün Allah katında bir kıymeti yoktur. Bunun bütün mesuliyeti yalan yere davada bulunanlara, yalan yere şahitlik edenlere, yalan yere yemine cüret edenlere aittir. Artık buna bir mü'min nasıl cesaret edebilir?.. "Gam değildir gide dünya kala din" "Gam odur kim kala dünya, gide din"

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014