KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

2-BAKARA SURESI (286 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208
209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234
235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260
261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Bakara Suresi 150  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 2/150
2-BAKARA SURESI - 150. AYET    Medine
وَمِنْ حَيْثُ خَرَجْتَ فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ ۚ وَحَيْثُ مَا كُنْتُمْ فَوَلُّوا وُجُوهَكُمْ شَطْرَهُ لِئَلَّا يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلَيْكُمْ حُجَّةٌ إِلَّا الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْهُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِي وَلِأُتِمَّ نِعْمَتِي عَلَيْكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ -150
Ve min haysü haracte fevelli vecheke şatral mescidil haram* ve haysü ma küntüm fe vellu vücuheküm şatrahu li ella yekune linnasi aleyküm hucceh* ilellezıne zalemu minhüm fe la tahşevhüm vahşevnı ve li ütimme nı´metı aleyküm ve lealleküm tehtedun
2-Bakara Suresi 150. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve her nereden sefere çıkarsan hemen yüzünü Mescid-i Haram cihetine çevir ve her nerede bulunursanız yüzlerinizi, onun tarafına çeviriniz. Tâ ki nâs için sizin üzerinize bir hüccet bulunmasın. Ancak onlardan zalim olanlar müstesna. Artık onlardan korkmayınız. Ve benden korkunuz. Hem üzerinizdeki nîmetimi itmam edeyim, hem de hidâyete nâiliyetinizi ümit edebilesiniz.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve her nereden sefere çıkarsan hemen yüzünü Mescidi Haram tarafına çevir ve her nerede bulunursanız yüzlerinizi, onun tarafına çeviriniz. Ta ki İnsanlar için sizin Üzerinize bir delil bulunmasın. Ancak onlardan zalim olanlar müstesna. Artık onlardan korkmayınız. Ve benden korkunuz. Hem üzerinizdeki nimetimi itmam edeyim, hem de hidayete nail olmanızı ümit edebilesiniz.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu ayeti kerime kıbleye yönelme meselesini pekiştirmekte ve yerleştirmektedir. Çünkü bu husustaki nesh, kıblenin değişmesi hakkındaki emir, bir ilâhî İmtihandır, yanlış anlaşılması, yanlış telâkki edilmesi muhtemeldir. Binaenaleyh bu emir kendisinde bir şüpheye, bir tereddüde mahal kalmaması için hikmete binaen üç kere tekid buyrulmuştur. Bununla beraber, bu üç emrin ikisi bizzat Hz. Peygambere üçüncüsü de bütün ümmeti Muhammede müteveccih bulunmuştur. Şöyle buyruluyor ki: (Ve her nereden) sefere (çıkarsan) namazda (yüzünü hemen Mescidi Haram tarafına çevir.) O yöne doğru namaz kıl. (Ve) ey rahmete ermiş!.. Sizler de (her nerede bulunursanız) gerek yurdunuzda ve gerek sefer halinde (yüzlerinizi) namaz kılarken (onun) o mescidi haramın (tarafına döndürünüz.) Bu bir hikmet gereğidir. (Takî İnsanlar için aleyhinize bir delil bulunmasın) Şöyle ki: Tevrat'ta ahir zaman peygamberinin kudüs tarafını bırakıp kâbe tarafına namaz kılacağı yazılıdır. Eğer şimdi müslümanlar kâbe tarafına namaz kılmayacak olsalar, bir kısım inkarcılar bunu delil getirmeye kalkışırlar, eğer bu zat, ahir zaman peygamberi olsa idi Tevrat'ın bildirdiği şekilde kâbe tarafına dönüp namaz kılarlardı, derdiler. Artık bu gibi bir delil getirmeye meydan kalmaması için hemen Kâbe tarafına yönelerek namaza devam ediniz. (Ancak o zalimlerden) o hakkı inkâr eden topluluktan (olanlar müstesna.) Onlar da kendi kuruntularına göre aleyhinize delil getirmek isterler. Meselâ derler ki: Muhammed -aleyhisselâm- in kâbe tarafına yönelmesi, kavminin dinîne meyhnden ve beldesine muhabbetinden dolayıdır. Bu gibi sözlerin ise ne ehemmiyeti vardır. Bunlar aleyhte bir delil olacak şeyler değildir. (Artık) Ey müslümanlar! (onlardan) o zalimler, cahiller topluluğundan (korkmayınız) onların öyle yerme ve ayıplamalarına bakmayınız. Onlar size bir zarar veremezler, benim emirlerime sarılınız. (Ve benden korkunuz) ki (hem üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım, hem de hidâyete nail olmanızı) hidayet üzere devamlı olmanızı (ümit edebilesiniz.) § Bu ayeti kerimedeki nimetin tamamından maksat, İslâmiyet üzere ölmektir. Veya cennete girmek ile Allah Teâlâyı görme şerefine ermektir. § Bu ayeti kerimede şuna da işaret vardır ki hiçbir kimse iyi bir âkibete nail olacağını kesin olarak bilemez, nice kimseler senelerce hidayet yolunda iken bilahara bundan çıkmış dalâlete düşmüşlerdir. Binaenaleyh hidayet üzere devamlı olmayı Cenâb-ı Haktan niyaz etmeli, bu muvaffakiyet! Ancak onun şefkat ve merhametinden beklemelidir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014