KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

2-BAKARA SURESI (286 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208
209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234
235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260
261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Bakara Suresi 260  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 2/260
2-BAKARA SURESI - 260. AYET    Medine
وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ أَرِنِي كَيْفَ تُحْيِي الْمَوْتَىٰ ۖ قَالَ أَوَلَمْ تُؤْمِنْ ۖ قَالَ بَلَىٰ وَلَٰكِنْ لِيَطْمَئِنَّ قَلْبِي ۖ قَالَ فَخُذْ أَرْبَعَةً مِنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ إِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلَىٰ كُلِّ جَبَلٍ مِنْهُنَّ جُزْءًا ثُمَّ ادْعُهُنَّ يَأْتِينَكَ سَعْيًا ۚ وَاعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ -260
Ve iz kale ibrahımü rabbi erinı keyfe tuhyil mevta* kale e ve lem tü´min* kale bela ve lakil li yatmeinne kalbı* kale fe huz erbeatem minet tayri fe surhünne ileyke sümmec´al ala külli cebelim minhünne cüz´en sümmed´uhünne ye´tıneke sa´ya* va´lem ennellahe azızün hakım
2-Bakara Suresi 260. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve o vakti de yâdet ki, İbrahim, «Yarabbi! Ölüleri nasıl ihya edeceğini bana göster,» demiş, (Cenâb-ı Hak da) «İnanmadın mı?» diye buyurmuştu. O da, «Evet. İnandım, fakat kalbim mutmain olsun için,» demiş; Allah Teâlâ da: «Kuşlardan dört tanesini tut da onları kendine çevir, sonra her dağ üzerine onlardan birer parça at, sonra da onları çağır, sana koşarak gelirler ve bilki Allah Teâlâ şüphe yok azîzdir, hakîmdir,» diye buyurmuştur.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve o vakti de yâdet ki. İbrahim, Yarabbi. Ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster demiş, -Cenâb-ı Hak da- inanmadın mı?, diye buyurmuştu. O da evet... İnandım, fakat kalbim mutmain olsun için demiş. Allah Teâlâ: Kuşlardan dört tanesini tut da onları kendine çevir sonra her dağ üzerine onlardan birer parça at, sonra da onları çağır, sana koşarak gelirler ve bil ki Allah Teâlâ şüphe yok azizdir, hakimdir diye buyurmuştur.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu âyeti kerime de Cenab'ı Hak'kın kudretine, âhiret âlemine dair bir başka delildir. Şöyle ki: Habibim!. (Ve o vakti de yâdet ki. İbrahim) Aleyhisselâm niyaz ederek (Yarabbü. Ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster demişti) Hz. İbrahim, Cenâb-ı Hak'kın dirilten ve öldüren olduğunu Firavuna karşı söylemişti. Onun bu hususta asla şüphesi olamaz. Ancak diriltmenin ne suretle, ne gibi bir keyfiyetin vuku bulacağını bir an evvel gözleriyle görmesini niyaz etmiş oluyordu. Cenâb-ı Hak da vahiy yoluyla hitap ederek Hz. İbrahim'e (inanmadın mı? Diye buyurmuştu) yâni: Sen Allah'ın kudretiyle ölülerin yeniden diriltileceğim biliyorsun ve inanıyorsun, bu yeter. Her halde görmene lüzum yok, maamafih senin değerini yükselmek için ve görüp işitenlere bir lütuf ve bir uyanma vesilesi olmak için sana bir diriltme numunesi göstereyim diye vahy olunmuştu. Böyle bir ilâhî hitaba hâil olan (Hz. İbrahim de evet… inandım) Yarabbü. Sen ölmüşleri diriltmeğe kadirsin buna inanmışızdır, (fakat kalbim mutmain olsun için) böyle bir niyazda bulundum, tâ ki bu hususta ben kesin bilgiden başka gözle görme lütfuna da nail olayım, bu hususta ilâhî kudretin tecellisini daha dünyada iken görmüş bulunayım (demiş.) Bunun üzerine (Allah Teâlâ da: Kuşlardan dört tanesini tut da onları kendine çevir) onları güzelce görüp tanı, ve onları parça parça et de (her dağ başına onlardan birer parça at.) Bu kuşlar bir rivayete göre tavus, horoz, karga ile güvercin imiş. (Sonra da onları çağır, sana koşarak gelirler) ölünün nasıl yeniden hayat bulacağını böyle bir numune ile görmüş olursun. (Ve bil ki, Allah Teâlâ şüphe yok ki azizdir) her dilediğini yapmaya kadirdir (hakimdir) her fiili bir nizam ve düzen içindedir, bir hikmet ve menfaata dayanmaktadır. Bir çok şeyleri birer sebebe bağlamış olması da birer hikmet gereğidir, (diye buyurmuştur.) Hz. İbrahim de bu ilâhî emre uymuş, parçalayıp atmış olduğu kuşların bir harika olmak üzere tekrar hayata kavuştuklarını görmüştür. Velhâsıl: Bu olay, insanlık için bir ibret dersidir. Bu kuşları ve benzerlerini başlangıçta böyle hayat sahibi, çeşitli sınıflara, muhtelif özelliklere sahip bir halde yaratmış olan bir Yüce Yaratıcının bunları öldürdükten sonra tekrar diriltmeye kadir olacağı da son derece açıktır. Herhalde diriltme İlk yaratmadan daha kolaydır. Kâinatı Yaratanın varlığına inanan bir insan böyle harikulade görülen bir olayın meydana gelmesini inkâr edemez. Artık öyle bir Yüce Yaratıcının bütün emirlerine, yasaklarına göre harekette bulunmak, onun dini uğrunda her türlü fedakârlığı bir nimet telâkki etmek, onun yolunda mâl ve bedenle hizmette bulunmayı bir selâmet vesilesi ve saadet bilmek lâzım gelir, İnsan o sayede karanlıklardan kurtulup nura çıkar. İşte bunun içindir ki, Cenâb-ı Allah, bizlere mallarımızı hak yolunda harcamayı, fedakârlıkta bulunmayı emrediyor.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014