KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

2-BAKARA SURESI (286 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208
209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234
235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260
261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Bakara Suresi 269  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 2/269
2-BAKARA SURESI - 269. AYET    Medine
يُؤْتِي الْحِكْمَةَ مَنْ يَشَاءُ ۚ وَمَنْ يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ أُوتِيَ خَيْرًا كَثِيرًا ۗ وَمَا يَذَّكَّرُ إِلَّا أُولُو الْأَلْبَابِ -269
Yü´til hıkmete mey yeşa´* ve mey yü´tel hıkmete fe kad utiye hayran kesıra* ve ma yezzekkeru illa ülül elbab
2-Bakara Suresi 269. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Dilediğine hikmet verir. Kendisine hikmet verilmiş olan bir kimse ise, muhakkak ona birçok hayır verilmiş olur. Ve bunu ancak halis akıl sahipleri tefekkür eder.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Dilediğine hikmet verir. Kendisine hikmet verilmiş olan bir kimse ise muhakkak ona bir çok hayır verilmiş olur. Ve bunu ancak halis akıl sahipleri tefekkür eder.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu âyeti kerime, hikmetin kadrini ve onu hangi zatların takdir edebileceğini göstermektedir. Şöyle ki: Allah Teâlâ, kullarından (dilediğine hikmet verir) güzel amele götüren ilim verir, eşyanın hakikatini anlama kudreti verir, İlâhî emirlerin faidelerini, gayelerini anlayabilme kabiliyeti verir, derin anlayış ve fazilet ihsan buyurur. Böyle (kendisine hikmet verilmiş olan bir kimse ise) pek mutludur. Pek büyük bir ilâhî lütf a kavuşturmuştur. Çünkü (muhakkak ona) o kendisine hikmet ihsan buyrulmuş olan zata (birçok hayır verilmiş olur.) Bu sayede ebedî selâmet ve saadete aday olmuş olur. (Ve bunu ancak hâlis akıl sahipleri) temiz düşünüşe, aydın bir ruha sahip bulunan zatlar (tefekkür eder) anlarlar. Bunun büyük bir Allah vergisi olduğunu takdir ederek kulluk görevlerini tam bir şevk ile, hoş bir şükran hissi ile ifaya çalışır dururlar. Ne büyük muvaffakiyet!.. § Hikmet kelimesi, çeşitli şekillerde tarif edilmiştir. Kısacası, Cenab'ı Hakka isnat olunan hikmetten murad, bütün cüzî ve idi Mî şeyleri bilmesi ve bunları son derece sağlam ve kuvvetli olarak icat etmesi demektir. Bu cihetle Cenab'ı Hakkın bir mukaddes ismi de (hakimdir.) insanlara göre hikmet ise eşyanın hakikatini imkân nisbetinde bilmek ve iyiliğe çalışmaktır. Hikmetle vasıflanmış olan zata ve hikmeti içeren şeye de (hakim) denir. Lokman hekim. Kur'ân'ı Hakim gibi. Maamafih hikmet tabiri şu gibi mânâlarda da kullanılmaktadır: (I) Kur'ân'ı Kerim, (2) İlim ve anlayış, (3) Allah'a ait ilim, (4) Peygamberlik, (5) Şüpheden beri olan ruhanî işaret, (6) Din ve dünyanın iyiliği, (7) Eşyanın hakikatini bilmek, (8) Kâinatın yaratılmasındaki faydayı ve var oluş gayesini bilmek. (9) İlâhî emirlerin fayda ve gayesini anlamak, (10) Güzel fi".illeri yapma alışkanlığı (11) Siyaset sahasında insanlığın gücü ölçüsünde ilâhî hükümleri uygulamak, (12) Allah'ın ahlâkı ile ah I aklan m ak, ahlâkî faziletlerle donanmak, (13) Her şeyi lâyık olduğu yere, mertebeye koymak, adaletin öngördüğü şekilde harekette bulunmak, (14) İcat, fâideli bir şey meydana getirmek, (15) Ruhların sükûnete kavuşarak tatmin olması. (16) Bir nurdur ki, hakikat ile vesvesenin, hak ile bâtılın arasını ayırır, (17) Faydalı ilimdir ki, güzel amellere sebep olur… İsterim her yerde bir hurşidi hikmet parlasın. Her cihetten pertev ilmü fazilet parlasın… İsterim her yerde bir hikmet güneşi parlasın. Her yönden ilim ve fazilet ışığı parlasın.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014