3-Al-i İmran Suresi 90. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Muhakkak o kimseler ki, imânlarından sonra kâfir oldular, sonra da küfrü arttırdılar, artık onların tevbeleri elbette kabul olunmayacaktır. İşte sapık olanlar, onlardır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Muhakkak o kimseler ki, îmanlarından sonra kâfir oldular sonra da küfrü arttırdılar, artık onların tövbeleri elbette kabul olunmayacaktır. İşte sapık olanlar, onlardır... |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
(Muhakkak o kimseler ki) o kâfirler veya diden dönenler ki, (imanlarından sonra kâfir oldular) meselâ: Yahudiler gibi ki, Hz. Musa'ya imândan sonra, Hz. İsa'nın peygamberliğini inkâr ederek küfre düştüler. Veyahut bazı kimseler ki, son peygamberi evvelce tasdik ettikten sonra onun peygamberliğini inkâra başladılar. (Sonra da küfrü) kendi inkârlarını, düşmanlıklarını (arttırdılar) meselâ: Yahudiler gibi ki Hz. İsa'yı inkâr ile küfre düştükleri halde daha sonra son peygamber Hz. Mu ham m ed' de inkâr ederek kat kat küfre düştüler, bu küfürlerinde İsrar ettiler, başkalarının imân etmelerine de mâni olmaya çalıştılar. (Artık onların tövbeleri elbette kabul olunmayacaktır) çünkü inatçı kimselerdir, ilâhî azap gözleri önünde tecelli etmedikçe, yani ölüm sarhoşluğu halinde bulunmadıkça tövbe etmiyeceklerdir, öyle bir haldeki tövbe ise elbette makbul değildir. Veyahut onların, tövbeleri samimî değil, münafıkça olacaktır. Öyle bir tövbe ise kabule şayan olamaz. Bir de şu var ki: Vaktiyle yapılan bir tövbeyi müteakip ona muhalif bir hareket yapılırsa, meselâ, yeniden dinden dönülürse artık o evvelce yapılmış olan tövbenin bir kıymeti kalmaz, öyle bir tövbe kabule şayan olmaz. Bu ilâhî beyanın bütün bunlara şümulü ve ihtimali vardır. (İşte sapık olanlar onlardır) dalâlet üzere sabit bulunan bu kısım dinsizlerdir.
Bir rivayete göre: Bir topluluk dinden dönüp Mekke'i Mükerremeye gitmişler, biz Mekke'de oturup Hazret i Muhammed'in bir felâkete uğrayacağı zamanı bekleyelim demişler, bu şekilde küfürlerini arttırmışlar, bu âyeti kerime de onların hakkında nazil olmuştur.
Hülâsa: Bu mübarek âyetlerden anlaşılmış oluyor ki, küfre düşenler üç kısımdır. Bir kısmı, başlangıçta kâfir olup sonra tövbe ederek İslâmiyeti kabul eden ve İslâmiyet il zara öl an d ir. Bunların tövbeleri makbul, kentliler) uhrevî saadete nail olmuş kimselerdir.
İkinci kısım: Kâfir iken bir müddet İslâmiyet i kabul eden, sonra yine kâfir olan mürtedlerdir. Bunlar bu hal üzere ölünce ebedî azaba uğramı; olacaklardır.
Üçüncü kısım da kâfir olarak yaşayan ve günden güne de küfürlerini arttıran, meselâ mukaddesata hücum edip duran ve o hal üzere ölüp giden kimselerdir. Bunlar da tövbeye nail o lam ayıp küfür üzere ölen ve ebedî azaba uğramı; olan dinsizlerdir ki,' kendilerini kurtaracak hiçbir çare bulunmayacaktır. İşte (91) inci âyeti kerime de bunu söylemektedir.
|