KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

3-AL-I İMRAN SURESI (200 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Al-i İmran Suresi 180  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 3/180
3-AL-I İMRAN SURESI - 180. AYET    Medine
وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ هُوَ خَيْرًا لَهُمْ ۖ بَلْ هُوَ شَرٌّ لَهُمْ ۖ سَيُطَوَّقُونَ مَا بَخِلُوا بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۗ وَلِلَّهِ مِيرَاثُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۗ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ -180
Ve la yahsebennellezıne yebhalune bi ma atahümüllahü min fadlihı hüve hayral lehüm* bel hüve şerrul lehüm* seyütavvekune ma behılu bihı yevmel kıyameh* ve lillah mırasüs semavati vel ard* vallahü bi ma ta´melune habır
3-Al-i İmran Suresi 180. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Allah Teâlâ´nın kendilerine fazlından olarak verdiği şeyde cimrilik edenler bunun kendileri için bir hayır olduğunu sanmasınlar. Hayır... Bu onlar için bir şerdir. O cimrilik ettikleri şey, Kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Ve göklerin ve yerin mirası Allah Teâlâ içindir. Ve Hak Teâlâ yaptığınız her şeyden tamamıyla haberdardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Allah Teâlâ'nın kendilerine lütfundan olarak verdiği şeyde cimrilik edenler bunun kendileri için bir hayır olduğunu sanmasınlar. Hayır.. Bu onlar için bir serdir. O cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Ve göklerin ve yerin mirası Allah Teâlâ içindir. Ve Hak Teâlâ yaptığınız her şeyden t amam iyi e haberdardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu âyeti kerime, hak yolundaki cihadların canı feda etmek sureti ile olacağı gibi malları feda etmek suretiyle de olabileceğini gösteriyor, bu uğurdaki cimriliğin pek zararlı neticesini de tasvir buyuruyor. Şöyle ki: Ey insanlar!. Düşününüz. (Allah Teâlâ'nın kendilerine) sırf bir kerem ve (lütfundan olarak verdiği şeyde) malda, servette, kudrette tdmıilil edenler) bunlarda cimrilik gösterenler, pek yanlış bir harekette bulunmuş olurlar. (Bunun) bu cimriliğin (kendileri için bir hayır) birfâide, bir tasarruf (olduğunu sanmasınlar.) Bunda öyle bir hayır yoktur. (Hayır) o öyle bir hayır değildir, belki (bu) cimrilik (onlar için bir serdir) onların uhrevî sorumluluğunu gerektirmektedir. Evet… (o cimrilik ettikleri şey) mal ve servet vesaire (kıyamet gününde) yılan gibi bir suret alarak o cimrilik göstermiş olanların (boyunlarına dolanacaktır.) Onlar gelecekte böyle bir acıklı durumla karşı karşıya kalacaklardır. Artık insan nasıl olur da geçici olan dünya varlığına o kadar sarılır? İnsanın kendisi de, çoluk çocuğu da bütün servet ve zenginliği de yok olmaya mahkumdur. (Ve göklerin ve yerin mirası) da (Allah Teâlâ içindir.* Evet… Bütün varlıklar yok olacak, Cenâb-ı Hak'tan başka bir malik ve sahip kalmayacaktır. (Ve Hak Teâlâ yaptığınız her şeyden) üzerinize düşen vazifeleri, görevleri yapıp yapmadığınızdan (t amam iyi e haberdardır). Artık ona göre hakkınızda mükâfat ve cezada bulunacaktır. O halde insan; nasıl olur da cimrilik göstererek hak yolunda geçici bir malını harcamaz da kendisini cezaya uğratmış olur. Bu ne cahilce bir hareket!. § Bu âyeti kerimedeki bubiden = cimrilikten murat, âlimlerin çoğuna göre vâcib olan malî bir vazifeyi yerine getirmekten kaçınmaktır. Meselâ: Bir insanın kendisini ve nafaka vermesi gereken kimseleri idare için kudreti dahilinde olan malını harcaması bir vazifedir. Açlıktan ölmek tehlikesiyle karşı karşıya kalmış bir şahsın imdadına koşup onu o tehlikeden kurtarmak bir vazifedir. Vatının, İslâm milletini müdafaa için lâzım gelen mâli yardımlaşmada bulunmak da bir vazifedir. İşte bu gibi malî vazifeleri, yapmaya güçleri yettiği halde yerine getirmekten kaçınanlar, ulırevî cezalara adaydırlar. Sadaka kabilinden olan yardımlar ise sevaba vesiledirler. Fakat böyle bir cezayı gerektirici nitelikte değildirler.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014