KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

3-AL-I İMRAN SURESI (200 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Al-i İmran Suresi 133  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 3/133
3-AL-I İMRAN SURESI - 133. AYET    Medine
وَسَارِعُوا إِلَىٰ مَغْفِرَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ أُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِينَ -133
Ve sariu ila mağfiratim mir rabbiküm ve cennetin arduhes semavatü vel erdu üıddet lil müttekıyn
3-Al-i İmran Suresi 133. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve Rabbinizden bir mağfirete ve eni gökler ile yer genişliğinde olan bir cennete koşunuz ki, muttakîler için hazırlanmıştır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve calibinizden bir mağfirete ve eni gökler ile yer genişliğinde olan bir cennete koşunuz ki, takva sahipleri için hazırlanmıştır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu m ilh arak âyetler de m il s I il m an I arı bağı; ve saadete vesile olan bir yola teşvik etmekte, takva sahiplerinin üstün vasıflarını bildirerek onların kavuşacakları ebedî nimetleri göstermektedir. Şöyle ki: Ey mü'minler! Üzerinize düşen kulluk vazifelerinizi yerine getirmeye çalışınız, (ve) insanlık hali vuku bulan kusurlarınızdan dolayı (calibinizden bir bağış) dileyiniz, ilâhî affı temenni etmeye koşunuz. Ve ilâhî mağfirete ulaşmanıza vesile olacak olan vazifeleri, farizeleri yerine getirmeye gayret eyleyin iz. Ne kadar sâlih amellerde bulunsanız bile onlara al d an m ayın iz. Kul kusurdan uzak olamıyacağı için daima tevbe ve istiğfar edici olunuz ve Allah'ın lütfuna kavuşma temennisinde bulunarak (eni gökler ile yer genişliğinde olan bir cennete koşunuz) öyle muazzam, semalardan, yerlerden daha çok geniş olan bir ebediyet ve saadet âlemine gidebilmek için ibâdet ve itaate, iyilik ve takvaya devam ediniz (ki) o cennet (m (itteki I er) ibâdet ve itaatte bulunup günahları t erkeden I er (için hazırlanmıştır) binaenaleyh siz de takva sahipleri gurubuna dahil olunuz ki, öyle büyük bir mükâfata kavuşasınız. § Bu âyeti kerime de ve benzerlerinde olan " ^-Lf-ı = (hazırlandı)" kelimesi gösteriyor ki, cennet de cehennem de bu anda mevcuttur: Taratılmıştır. Yüce Yaratıcının sonsuz olarak yarattığı eserleri vardır. Cennetler ile cehennemler de bunlardan birer âlemdir. 5 Bu âyeti kerime de Cennetlerin çok geniş olduğuna işaret olunmuştur. Bir Cennetin eni semalar ile yerküresine eşit olunca artık onun uzunluğu ne kadar fazladır, .artık düşünmeli!. Evet… Allah'ın Kudretini ve onun eserlerinin büyüklüğünü düşünüp tasdik edenler, o muazzam kudret ile öyle tasavvurların üstünde geniş âlemlerin meydana gelmiş olduğunu kabulde asla tereddüt edemez. Cennetler yedi kat semaların üstünde, Allah'ın arşının altında bulunmaktadır. Cehennemler de yedi kat yerlerin altındaki sonsuz boşlukta bulunmaktadır. Vaktiyle Yahudîlerden bazıları Hz. Ömer'den sormuşlar ki: Cennetin eni o kadar geniş olunca Cehennem nerede bulunacak?. Hz. Ömer de: Gece geldiği zaman gündüz nerede bulunur ve gündüz olunca gece nereye gitmiş olur? Diye cevap vermiş, onlar da: Evet Tevrat'ta da bunun bir misli vardır, diye itirafta bulunmuşlardır. Böyle bir sual, Hirakl tarafından vuku bulmuş; Rasüli Ekrem efendimizin de böyle cevap vermiş olduğu da rivayet olunmuştur. Evet… Güneş batınca kendisini göstereceği bir sahadan mahrum mu kalıyor? Ve doğunca da yeniden meydana geliyor da kendisi için evvelce bir boşluk bulunmamış mı oluyor? Nasıl ki, güneş için doğacak ve batacak sonsuz boşluklar bulunuyor, güneş gâh yukarda görülüyor, gâh aşağıya girer gibi gözden kayboluyor, bu suretle vakit vakit yer küresinin üstünde ve altında bulunup duruyor, işte güneşin bu durumları cennetler ile cehennemlerin durumları için bir örnek teşkil etmiş oluyor. Bunun gibi cennetler de semaların üstünde, cehennemler de yer küresinin altındaki boşluklarda bulunuyor. Bunu kim uzak görebilir? Bugün fen'nin ulaştığı nokta da fezaların sonsuz olduğunu göstermektedir. Güneşin ışığı bizim küremize sekiz on dakika içinde geldiği halde uzayda öyle yıldızlar var ki, ışıkları bizlere binlerce sene içinde ancak gelip kavuşabiliyor. Artık uzayın genişliğini kâinatın büyüklüğünü düşünerek Yüce Yaratıcımız için kulluk secdesine kapanmalıyız.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014