KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

3-AL-I İMRAN SURESI (200 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Al-i İmran Suresi 8  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 3/8
3-AL-I İMRAN SURESI - 8. AYET    Medine
رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً ۚ إِنَّكَ أَنْتَ الْوَهَّابُ -8
Rabbena la tüzığ kulubena ba´de iz hedeytena veheb lena mil ledünke rahmeh* inneke entel vehhab
3-Al-i İmran Suresi 8. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ey Rabbimiz! Bizlere hidâyet buyurduktan sonra kalplerimizi (haktan) saptırma ve kendi cânib-i izzetinden bizlere bir rahmet bağışla. Şüphe yok ki vehhâb olan ancak Sen´sin.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ey Rabbimiz!. Bizlere hidâyet buyurduktan sonra kalplerimizi -haktan- saptırma ve kendi Yüce katından bizlere bir rahmet bağışla. Şüphe yok ki çok bağış yapan ancak sensin.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler ilimde rüsuh sahibi olan zatların Cenab'ı Haktan hidayet ve ihsan talebinde bulunup ne suretle dua ve niyaza devam ettiklerini göstermektedir. Şöyle ki: (Ey Rabbimiz! Bizlere hidâyet buyurduktan) bizleri İslâm dinîni kabule, muhkem ve müteşabih olan âyetlere imana muvaffak kıldıktan (sonra kalplerimizi saptırma.) Bizleri hak yoldan ayırma, rızana aykırı yorumlarla müteşabihata uymaktan koru. (Ve kendi Yüce katından bizlere bir rahmet bağışla) bizlere lütfet, bizleri imanımızda, kavuştuğumuz hidayette sabit kıl veya kusurlarımızdan dolayı bizlere mağfiret buyur. (Şüphe yok ki bağış yapan) istirham ettiğimiz şeyleri, lütuf ve merhametle ihsan buyuran (ancak sensin.) Ya ilâhî!. Bu dualarımızı kabul buyur, bizleri hidayetten, rahmetinden mahrum bırakma. Bu âyeti kerime göstermiş oluyor ki: İnsanlar dâima korku ile ümitten ayrılmamalıdırlar. Hiçbir kimse kendi ibâdet ve itaatına güvenmemelidir. Ve yine hiçbir kimse, ümitsizliğe düşüp hidayetten, Allah'ın merhametinden ümidini kesmemelidir. Nice kimseler vaktiyle âlim, tadil, âbit, zahit iken bilahara nefislerinin arzularına tabi olmuşlar, dünyevi menfaatlar arkasında koşmuşlar, bir takım bozgunculara bağlanarak hidayet caddesinden ayrılmışlardır. Bilâkis nice kimselerde vaktiyle kötülüğü emreden nefislerine uyup günahkâr bir halde yaşarken, daha sonra bir ilâhî rahmet eseri olarak kendilerinde bir uyanma meydana gelmiş, yaptıkları kötülüklerden tevbe etmişler ve affedilmelerini istemişler, dini ve dünyevî vazifelerini güzelce ifaya başlamışlar, ve son nefeslerini imanla noktalama şerefine kavuşmuşlardır. Nitekim Rasûli Ekrem Efendimiz:: Ey kainleri, ve gözleri çeviren Allah'ım!.. Bizim kalplerimizi senin dinin üzerinde sabit kıl. Ne mühim bir dua!. İşte bu, bizim için bir uyanma dersidir. Varlığımıza güvenmeyelim, dâima Cenâb-ı Hakka sığınalım. Hidayette ve diyanette sebat etmemizi onun merhametinden, sonsuz lütuf ve ihsanından niyazda bulunalım. § Hidâyet = Hûda: Hak yolu, hak yolu beyan etmek, doğru yola gitmek, ulaşılmak istenilen şeye yol göstermek, Hak yola fiilen ulaştırmak böyle bir yola girmek manasınadır. Mübarek Peygamberlerin lisaniyla ve kitapların inmesiyle insanları Hak yola davet ve teşvik de bir hidâyet demektir. § Rahmet: Acımak, esirgemek, tabiatın eğilim ve inceliği, hayra ulaştırmayı istemek, Cenâb-ı Hakkın kullarına ölümden sonraki lütuf ve ihsanı demektir. "Bu kadar cürmü seyylatımla" "Rahmet ü m midimin budur sebebi" "Ki buyurmuş hüdayi azze vecel" "Sebekat rahmeti alâ gazabî"

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014