3-Al-i İmran Suresi 33. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Şüphe yok ki, Allah Teâlâ Âdem´i, Nûh´u, İbrahim´in âlini ve İmrân´ın âlini âlemler üzerine mümtaz kıldı. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Şüphe yok ki. Allah Teâlâ Adem'i, Nuh'u, İbrahim'in sülâlesini ve İmranın hanedanını alemler üzerine seçkin kıldı. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, bir nice peygamberlerin dünyaya şeref vermiş olduklarını bildirmektedir. Hatemülenbiya efendimizin de o peygamberlerin sülâlesinden kadri yüce bir zat olduğuna işaret etmektedir, ve artık bu kadri yüce zatın da risalet ve peygamberliğini inkâra mahal bulunmadığını akıl sahiplerine anlatmaktadır. Şöyle ki: (Muhakkak Allah Teâlâ) insanlığın babası olan (Adem ve) ikinci Âdem sayılan (Nuhu ve) Halilullah olan (İbrahim'in âlini) sülâlesini (ve imranın âlini) hanedanını hindilerinin bulundukları (alemler üzerine) peygamberlik ve risaletle, bir nice üstün hasletler ile (seçkin kıldı) hattâ bu muhterem peygamberler, peygamber olan meleklerden bile üstün, seçkin bulunmuşlardır. Nitekim bu mübarek peygamberlerin mümin, sal i h olan ümmetleri de peygamber olmayan meleklerden üstün bulunmuştur.
Bu mübarek peygamberleri Cenâb-ı Hak, bir nice hasletler ile, mucizeler ile, harikulade muvaffakiyetler ile pek mümtaz, müstesna birer mevkide bulundurmuştur. Meselha: Hz. Adem, ilâhî kudret ile müstakillen bir insanlık şahsiyetine sahip olarak yaradılmış, anaya, babaya, başka bir hayat sahibinden doğmaya muhtaç olmaksızın bir yaratılış harikası olarak meydana gelmiştir. Bütün melekler Cenâb-ı Hakkın emrine binaen kendisine karşı secdeye kapanmışlardır. Nuh Aleyhisselâm da fevkalâde ilâhî bir himayeye nail olmuş, kendisini inkâr edenlerin bir tufan azabı içinde helak olup gittiklerini görmüş, kedisini kemâli afiyetle selâmet sahiline çıkıp ikinci adem olmak şerefine sahip bulunmuştur, İbrahim Aleyhisselâm da Ülül'azm denilen pek büyük peygamberlerden biridir, İlâhî dîni yaymaya çalışmış, Babil hükümdarı Nemrudu tevhid dînine davet etmiş, o mel'unun yakmış olduğu büyük bir ateşe atıldığı halde o ateş Hz. İbrahim'e asla tesir etmemiş, bir letafet ve selâmet bahçesi kesilmiş, mübarek neslinden İsmail, İshak aleyhisselâm gibi peygamberler yetişmiş nihayet o yüce sülaleden bütün peygamberler ve resullerin en güzidesi olan Hz. Muhammed aleyhisselâm efendimiz dünyaya gelerek bütün kâinata mübarek vücudu ile şeref vermiştir. Ne büyük bir seçkinlik!
Ali İmrân'a gelince bunlardan maksat, ya imran ibni Yasher'in sülâlesidir. Bunlar Musa ve Harun aleyhisselamdır. Veya imran ibni Masan'ın hanedanıdır ki, bunlar da İsa aleyhisselâm ile muhterem validesi Hz. Meryem'dir. Bu imran, Hz. İsa'nın validesi tarafından dedesidir. İşte bu iki sülâlenin iki hanedanının büyüklüğü, peygamberlik ve risalet sıfatını taşımaları pek ziyade seçkinlikleri de sabit bir hakikattir. Bu iki İmran arasında bin sekiz yüz sene geçmiştir.
|