2-Bakara Suresi 40. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ey İsrailoğulları! Benim sizlere ihsan etmiş olduğum nîmetlerimi yâdediniz. Ve Benim ahdimi ifâ ediniz ki Ben de sizin ahdinizi yerine getireyim. Ve ancak Benden korkunuz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ey İsrail oğulları: Benim sizlere lütf etmiş olduğum nimetlerimi hatırlayınız. Ve benim ahdimi yerine getiriniz ki ben de sizin ahdinizi yerine getireyim. Ve ancak benden korkunuz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, İsrail Oğullarına vaktiyle nail oldukları nimetleri hatırlatarak kendilerini ilâhî dine uymaya, Kur'ân'ı Kerîm'ini inkâr etmemeğe, hakkı bâtıl ile değiştirmemeğe davet ediyor. Şöyle ki: (Ey İsrail Oğulları! Benim sizlere) vaktiyle sizin atalarınıza ve ecdadınıza (İhsan etmiş olduğum nimetlerimi yadediniz.) Siz bir peygamber sülâlesinden meydana getirilmiş oldunuz, aranızdan Hz. Musa gibi peygamberler yetişmiştir. Firavunun zulmünden kurtularak istiklâle, hâkimiyete kavuşmuş idiniz. Sizleri irşat ve aydınlatmak için Hz. Musa'ya Tevrat gibi mübarek bir kitap verilmiştir. Bütün bunlar hakkınızda birer muazzam ilâhî nimettir. Bunları unutup, nankörcesine hareket etmeniz doğru olabilir mi? Artık bu nimetleri unutmayınız. (Ve benim ahdimi yerine getiriniz.) Vaktiyle üstlenmiş olduğunuz şeyleri yerine getiriniz. Yani: Ya ruhlar alemindeki ahd ve yemini korumaya çalışınız. Vayahut Allah Teâlâ'ya İman, bütün peygamberleri semavî kitapları tasdik edeceklerine dair aba ve ecdadınızın vermiş oldukları sözlerde durarak böyle bir ahd ve verilen sözü yerine getirmekte kusur etmeyiniz. (Ki ben) Yüce Mabud (da sizin ahdinizi yerine getireyim.) Sizi korkulardan koruyayım, sizi ilâhî lutuflarıma devamlı olarak nail eyleyeyim. (Ve) ey İsrail Oğulları!.. (Ancak benden korkunuz.) Vaktiyle yapmış olduğunuz bir ahdi, üzerinize düşen bir dinî vazifeyi bir takım kötü kimselerin tecavüzlerine uğrayabileceğinizi düşünerek veya dünyevî, şahsi bir menfaatin elden uçmasından korkarak terketmeyiniz. Yalnız Cenâb-ı Haktan korkarak onun gösterdiği yolu takip ediniz.
|