2-Bakara Suresi 35. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve Biz demiştik ki: «Ey Âdem! Sen ve refîkan şu cennette oturun. Dilediğiniz yerlerde onun yemişlerinden bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa ikiniz de zâlimlerden olursunuz.» |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve biz demiştik ki ey Adem! Sen ve eşin şu cennette oturun. Dilediğiniz yerlerde onun yemişlerinden bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
(Ve biz demiştik ki ey Adem! Sen ve eşin) hayat arkadaşın olan Havva (şu cennette oturun) orası sizin ikametgâhınız olsun. (Dilediğiniz yerlerde onun yemişlerinden bol bol yiyin) onlardan istifade edin. (Ancak şu ağaca yaklaşmayın) onun meyvasından yemeyin, (yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz.) Bunun üzerine gelecek cezadan dolayı nefsinize zulm ve gadr etmiş, böyle güzel, pek hoş bir cennetten çıkarılmış bulunursunuz.
§ Meyvesinden yenilmesi yasaklanan ağaçtan maksat, rivayetlere göre buğday veya üzüm veya incir veya kâfur ağacıdır. Fakat kesin veya açık bir delil bulunmadıkça bunu tâyin etmemek en iyisi'd ir. Nitekim Kur'ân'ı Kerîmde de bu açıklanmamaktadır. Yasağa uyma hususunda hepsi de eşittir, belirlemeye ihtiyaç yoktur. Binaenaleyh biz bunu da Allah'ın ilmine havale ederiz.
§ Secde: Lügatte son de rece tevazu ile, tezellül ile baş eğmektir. Buna "serf üm" denir. Şeriat lisanında ise ibâdet kasti ile baş eğip alnı yere koymaktır. Bu secde
yalnız Allahü Teâlâya yapılır.
§ Meleklerin Hz. Adem'e yaptıkları secde ise bunun ya lüğavî mânası kast olunmuştur. Bunun mânai şerifi kast olunduğu takdirde ise, bu Adem'in kadrini, şanını yüceltmek meleklerin ilâhî emre ne kadar itaatli olduklarını göstermek için Hz. Adem'in bir kıblegâhı makamında bulunmasından ibarettir.
§ Cennet: Bağlık, bahçelik yer demektir. Ahiret âleminde mü'minlere vaad edilen nimet ve saadet âlemine de cennet denilmiştir ki, çoğulu Cennât ve cinandır. Bu otuzbeşinci âyetteki cennetten maksat nedir? Biz bunu da Allah'ın ilmine havale ederiz. Bir rivayete göre bu, yer yüzünde bulunan ve ağaçlar ile kuşatılmış olan bir bostandan, bir mesireden İbarettir. Fakat, alimlerin çoğuna göre bundan maksat, asıl cennettir. Bugün mevcut olup âhirette mü'minlerin nail olacakları bir sevap yurdundan, bir ebedî saadet âleminden ibarettir. Şüphe yok, Yüce Yaratıcı her şeye kadirdir. Dilediği mübarek kulunu daha dünyada iken de cennetine kaldırıp orada yerleştirebilir. Bunu uzak göremeye asla mahal yoktur.
§ Hz. Adem: Peygamberler tarihine ait kitaplarda genişçe yazılmış olduğu üzere bütün insanların İlk babası ve İlk peygamberidir. Cenâb-ı Hak onu yer yüzünde bir hilkat hârikası olmak üzere müstakillen topraktan yaratmış, kendisine ruh ile ilim ve irfan ihsan buyurmuş ve ona eş olarak ta "Havva" adındaki muhterem validemizi yaratmıştır. Hz. Adem ile Havva bir müddet cennette kalmışlar, bilahara yine yer yüzüne indirilmişlerdir. Adem Aleysisselâm Hindistana, Havva da Cidde'ye indirilmiştir. Adem Aleyhisselâm bilahara aldığı emre binaen Mekke-i Mükerreme tarafına gitmiş, orada Hz. Havva ile buluşmuştur. Rivayete göre Hz. Adem, bin veya dokuzyüzotuz sene yaşamış, vafatında Serendip dağında veya Mekke'de "Ebu Kubeys" dağında defnolunmuştur.
5 iblis: Şeytan demektir. Bu cin taifesinden bir ferttir. Küfre kabiliyetli bulunmuş, Adem'e secde etmekten kaçınmış bu husustaki ilâhî emri doğru görmemiş, bu sebeple Allah'ın kahrına uğrayarak ebediyyen küfr içinde kalmıştır. Kendisi ve soyu öteden beri insanlığı saptırmaya çalışmaktadırlar. Bunların bu gizli, ruhî saptırma aldatmalarından kaçınmak, her akıllı mükellef insanın en mühim bir vazifesidir.
|