2-Bakara Suresi 273. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
O fakirlere ki, Allah yolunda kapanmış kalmışlardır. Yeryüzünde dolaşmaya kâdir olamazlar. Onları bilmeyen, istemekten çekindikleri için onları zengin kimseler sanarlar. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Onlar nâstan ilkah ile bir şey istemezler ve siz hayırdan her ne infak ederseniz, şüphe yok ki Allah Teâlâ onu tamamen bilir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
O fakirlere ki. Allah yolunda kapanmış kalmışlardı. Yer yüzünde dolaşmaya kadir olamazlar. Onları bilmeyen, istemekten çekindikleri için onları zengin kimseler s an arlar. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Onlar insanlardan ısrarla bir şey istemezler ve siz hayırdan her ne infak ederseniz, şüphe yok ki Allah T e âlâ onu tamamen bilir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, "Suffe" ashabı denilen zatların vasıfları ve o gibi zatlara verilecek sadakaların övülmesi hakkındadır. Şöyle ki: Peygamber zamanında Medine'i Münevvereye hicret etmiş olan dört yüz zat vardı. Bunların evleri, servetleri, aşiretleri yok idi. Bu mübarek zatlar, Mescidi Nebevide "Suffe" denilen belirli bir yerde eyleşiyorlardı. Bu cihetle bunlara "Ashabı Suffe" denilmiştir. Bu zatlar nefislerini cihad için hapsetmiş, bütün seriyyelerde bulun muşlardı. Vakitlerini ibâdete, dinî hükümleri öğrenmeye hasreylemiş bulunuyorlardı. İşte bu zatların vasıfları şöylece beyan buyuruluyor: Ey müminler!. Vereceğiniz sadakaları asıl (o fakirlere) o suffe ashabına veriniz (ki) onlar (Allah yolunda) cihad uğrunda, ibâdet ve itaat hususunda nefislerini hapsetmiş (kapanmış kalmışlardır). Ticaret için, nafakalarını tedarik için (yer yüzünde dolaşmaya kadir olamazlar.) Onların oraya buraya koşmalarına dinî meşguliyetleri veya kudretsiz durumda olmaları müsaade etmemektedir. (Onları bilmeyen) onların hallerine vâkıf olmayan bir şahıs (istemekten) ihtiyaçlarını arzederek ondan bundan bir şey dilenmekten (çekindikleri) böyle bir şeye tenezzül etmeyip hallerine kanaat ettikleri (için onları zengin kimseler sanarlar.) Fakat ey muhat ab!. (Sen) dikkat edince (onları yüzlerinden) ne kadar iffetli, kanaatkar, ihtiyaçsız zatlar olduğunu (tanırsın.) Bir takım alâmetlerden dolayı onların o yüksek hallerini anlarsınız. (Onlar) ne kadar ihtiyaç içinde bulunsalar da yine (İnsanlardan yüzsüzlükle bir şey istemezler.) Onlar asla dilencilikte bulunmazlar. (Ve) Ey müslümanlar!. (Siz hayırdan) maldan ne harcarsanız, insanlık âlemine maddî ve manevî ne gibi yardımlarda bulunursanız (her ne infak ederseniz, şüphe yok ki Allah Teâlâ onu tamamen bilir.) Onun mükâfatını ihsan buyurur. Artık böyle neticesi sadece hayır olan fedakârlıklardan çekinmeyiniz, elden gelen hayır ve yardımlara çalışınız. Halleri ve sırları bilen Yüce Allah'ımızın sonsuz l üt utlarına aday olunuz.
|