2-Bakara Suresi 270. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve nafakadan her ne sarfederseniz veya adaktan her ne adar iseniz şüphe yok ki, Allah Teâlâ onu bilir. Ve zalimler için yardımcılardan bir fert yoktur. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve nafakadan her ne harcarsanız veya adaktan her ne kadar iseniz şüphe yok ki Allah Teâlâ onu bilir. Ve zalimler için yardımcılardan bir fert yoktur. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, yapılacak sadakalara ve adaklara dikkat ve riâyet edilmesinin lüzumuna işaret etmektedir. Şöyle ki: Ey müslümanlar!. Hak Tealâ size yapacağınız iyiliklerden dolayı mağfiret ve fazilet ihsan buyurur. (Ve nafakadan) fakirlere, münasip yerlere vereceğiniz sadakalardan az olsun çok olsun, gizlice olsun aşikâre olsun ve zekât yoluyla olsun veya nafile yolu ile olsun (her ne sarfederseniz veya) bir şarta bağlı olsun veya olmasın (adaktan her ne adarsanız şüphe yok ki. Allah Teâlâ onu) o yaptığınız infakı veya adağı (bilir.) Yani: Yapacağınız infak veya adak, Allah yolunda mıdır, nefis ve heves uğrunda mıdır, iyi niyete bağlı mıdır, yoksa gösteriş için midir, gayri meşru bir gayeden dolayı mıdır, bütün bunları Cenâb-ı Hak bilmektedir. Artık ona göre hareket etmelidir. Bu yaptıklarınız Allah rızası için olmayıp da sırf hava ve hevesinizin bir eseri ise nefsinize zulmetmiş, kendinizi mükâfattan mahrum bırakmış olursunuz. (Ve zalimler için) ise (yardımcılardan) âhirette kendilerine yardımcı olacak (bir fert yoktur.) Onlar gelecekte bir dost, bir yardımcıya kavuşamayacaklardır. O halde kendileri için dünyada dost zannettikleri şeytan tabiat, aldatıcı şahıslar, yarın âhirette yardım edecek bir durumda bulunamıyacaklardır. Artık ne için böyle kimselere güvenerek gayrimes.ru hareketlerde ve harcamalarda bulunmalıdır…
§ "Nezr" Cenab'ı Hak'ka saygı için mubah olan bir fi'li üzerine almak, onun yapılmasını kendine vacip kılmaktır. Bunun türkçesi adaktır. Bu ya bir şarta bağlı olur veya olmaz. Meselâ: Nezrim olsun, rızâyı hak için bir kurban keseyim, denilse bu bir mutlak nezir olur. Fakat, filân isim görülürse Allah rızâsı, için bir kurban keseyim denilse bu şarta istenen bağlı bir nezir olur o is görülmedikçe bu kurban lâzım gelmez. Bir de nezre dilen şeyin cinsinden bizzat yapılması istenen bir farz veya vacip bulunmalıdır. Binaenaleyh nezrim olsun bir gün oruç tutayım denilse bu sahih bir nezir olur, bunu yerine getirmek lâzım gelir. Fakat, "nezrim olsun filân hastayı ziyaret edeyim" denilse bu sahih bir nezir olmaz çünkü hastalan ziyaret övülecek bir şey ise de herhalde farz ve vacip değildir.
Maamafih nezirler, dünyevî bir maksadın meydana gelmesi için yapılmamalıdır. Meselâ: Filân isim yoluna girerse bir kurban keseyim gibi nezirlerde bulunmamalıdır. Çünki yapılacak bir ibâdet, verilecek bir sadaka sırf Allah'ın rızâsı için olmalıdır. Gelişigüzel dünyevî bir menfaat için böyle bir nezirde bulunmamalıdır. Fakat bulunulmuş olursa onu da ifâ etmelidir. Fakat nezredilen sev haddizatında günah bir is olursa bu muteber olmaz. Buna riâyet edilemez. Meselâ: Nezredilen bir intihar doğru değildir. Binaenaleyh: "Şu isim olursa nefsimi hak yolunda kurban edeyim" denilse bunda yerine getirilemez. Çünki bu bir intihardır, günah bir istir, nefse zulümdür.
|