2-Bakara Suresi 269. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Dilediğine hikmet verir. Kendisine hikmet verilmiş olan bir kimse ise, muhakkak ona birçok hayır verilmiş olur. Ve bunu ancak halis akıl sahipleri tefekkür eder. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Dilediğine hikmet verir. Kendisine hikmet verilmiş olan bir kimse ise muhakkak ona bir çok hayır verilmiş olur. Ve bunu ancak halis akıl sahipleri tefekkür eder. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, hikmetin kadrini ve onu hangi zatların takdir edebileceğini göstermektedir. Şöyle ki: Allah Teâlâ, kullarından (dilediğine hikmet verir) güzel amele götüren ilim verir, eşyanın hakikatini anlama kudreti verir, İlâhî emirlerin faidelerini, gayelerini anlayabilme kabiliyeti verir, derin anlayış ve fazilet ihsan buyurur. Böyle (kendisine hikmet verilmiş olan bir kimse ise) pek mutludur. Pek büyük bir ilâhî lütf a kavuşturmuştur. Çünkü (muhakkak ona) o kendisine hikmet ihsan buyrulmuş olan zata (birçok hayır verilmiş olur.) Bu sayede ebedî selâmet ve saadete aday olmuş olur. (Ve bunu ancak hâlis akıl sahipleri) temiz düşünüşe, aydın bir ruha sahip bulunan zatlar (tefekkür eder) anlarlar. Bunun büyük bir Allah vergisi olduğunu takdir ederek kulluk görevlerini tam bir şevk ile, hoş bir şükran hissi ile ifaya çalışır dururlar. Ne büyük muvaffakiyet!..
§ Hikmet kelimesi, çeşitli şekillerde tarif edilmiştir. Kısacası, Cenab'ı Hakka isnat olunan hikmetten murad, bütün cüzî ve idi Mî şeyleri bilmesi ve bunları son derece sağlam ve kuvvetli olarak icat etmesi demektir. Bu cihetle Cenab'ı Hakkın bir mukaddes ismi de (hakimdir.) insanlara göre hikmet ise eşyanın hakikatini imkân nisbetinde bilmek ve iyiliğe çalışmaktır. Hikmetle vasıflanmış olan zata ve hikmeti içeren şeye de (hakim) denir. Lokman hekim. Kur'ân'ı Hakim gibi. Maamafih hikmet tabiri şu gibi mânâlarda da kullanılmaktadır: (I) Kur'ân'ı Kerim, (2) İlim ve anlayış, (3) Allah'a ait ilim, (4) Peygamberlik, (5) Şüpheden beri olan ruhanî işaret, (6) Din ve dünyanın iyiliği, (7) Eşyanın hakikatini bilmek, (8) Kâinatın yaratılmasındaki faydayı ve var oluş gayesini bilmek. (9) İlâhî emirlerin fayda ve gayesini anlamak, (10) Güzel fi".illeri yapma alışkanlığı (11) Siyaset sahasında insanlığın gücü ölçüsünde ilâhî hükümleri uygulamak, (12) Allah'ın ahlâkı ile ah I aklan m ak, ahlâkî faziletlerle donanmak, (13) Her şeyi lâyık olduğu yere, mertebeye koymak, adaletin öngördüğü şekilde harekette bulunmak, (14) İcat, fâideli bir şey meydana getirmek, (15) Ruhların sükûnete kavuşarak tatmin olması. (16) Bir nurdur ki, hakikat ile vesvesenin, hak ile bâtılın arasını ayırır, (17) Faydalı ilimdir ki, güzel amellere sebep olur…
İsterim her yerde bir hurşidi hikmet parlasın.
Her cihetten pertev ilmü fazilet parlasın…
İsterim her yerde bir hikmet güneşi parlasın.
Her yönden ilim ve fazilet ışığı parlasın.
|