2-Bakara Suresi 249. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Vaktâ ki Tâlut, ordusu ile hareket etti. Dedi ki: «Allah Teâlâ sizi bir ırmak ile imtihan edecektir. İmdi her kim ondan içerse benden değildir ve her kim ondan tatmazsa o şüphesiz bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan müstesna.» Fakat onlardan birazı müstesna olmak üzere hepsi de ondan içiverdiler. Vaktâ ki Tâlût ve maiyetindeki imân edenler ırmağı geçtiler. Dediler ki: «Bizim bugün Câlût ile ordusuna karşı takatimiz yok.» Allah Teâlâ´ya mülâki olacaklarına kani olanlar ise dediler ki: «Nice az bir fırka, nice çok fırkalara Allah´ın izniyle galip gelmiştir. Ve Allah Teâlâ sabredenler ile beraberdir.» |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Vaktaki Talût, ordusu ile hareket etti. Dedid ki: Allah Teâlâ sizi bir ırmak ile imtihan edecektir. İmdi her kim ondan içerse benden değildir ve her kim ondan tatmazsa o şüphesiz bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan müstesna. Fakat onlardan birazı müstesna olmak üzere hepsi de ondan içiverdiler. Vaktaki Talût, ve beraberindeki mü'minler ırmağı geçtiler. Dediler ki: Bizim bugün Câlut ile ordusuna karşı gücümüz yok. Allah Teâlâ'ya kavuşacaklarına kanaat getirenler ise dediler ki: Nice az bir fırka, nice çok fırkalara Allah'ın izniyle galip gelmiştir. Ve Allah Teâlâ sabredenler ile beraberdir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, kalp sağlamlığı ve din kuvvetine hakkıyla sahip olanlarla olmayanlar arasındaki farkı şöylece gösteriyor. (Vaktaki, Talüt) harb için yurdundan çıkıp (ordusu ile beraber hareket etti) askerlerine hitaben (dedi ki: Allah Teâlâ sizi bir ırmak ile imtihan edecektir) sizden itaatkâr olanlar ile âsî olanları ortaya çıkaracaktır. (İmdi her kim ondan) o ırmağın suyundan (içerse benden değildir), bana tâbi olanlardan bulunmamıştır. (Ve her kim ondan tatmazsa o şüphesiz bendendir), bana tâbi olanlardandır. (Ancak eliyle bir avuç alan) onunla yetinen (müstesna) O bununla bu emre muhalefet etmiş olmayacaktır. (Fakat onlardan) o ordu fertlerinden (birazı müstesna olmak üzere hepsi de ondan içiverdîler.) Derken hararetleri arttı, takatleri kesildi, korkuları arttı, ırmağın kenarında kalıverdiler. Rivayete göre bunların sayısı dört bin idi. Irmağı geçenler de Uhud mücahidleri kadar, yani üç yüz on zâttan ibaretti. (Vaktaki Talût ve beraberindeki mü'minler ırmağı geçtiler) düşmanın çokluğun görünce (dediler ki, bizim bugün Câlut ile ordusuna karşı gücümüz yok), birçok arkadaşlarımız geride kaldılar, artık onlarla savaşta muvaffak olabilir miyiz?.. Fakat içlerinden (Allah Teâlâ'ya kavuşacaklarına kanaat getirenler ise) daha ziyade ruhsal kuvvete sahip olan mücahitler ise (dediler ki: Nice az bir fırka, nice çok fırkalara Allah'ın izniyle) yardımıyle (galip gelmiştir.) Bir de az olduğumuz halde o fertleri, çok düşmana Allah'ın yardımı sayesinde galip olabiliriz. Korkmaya mahal yok. (Ve Allah Teâlâ sabredenler ile beraberdir) onlara yardım eder, kolaylık verir. Bizler de hak yolunda sebat etmeliyiz ki, Allah'ın sevgisine kavuşabilelim.
|