2-Bakara Suresi 152. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Artık Beni zikrediniz ki Ben de sizi zikredeyim ve Bana şükrediniz, Bana nankörlükte bulunmayınız. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Artık beni zikrediniz ki ben de sizi zikredeyim. Ve bana şükrediniz, bana nankörlükte bulunmayınız. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu ayeti kerimede Cenâb-ı Hakkın o muazzam nimetlerine nail olan insanlara, düşünme ve teşekkür vazifelerini telkin buyuruyor. Evet… Hak Teâlâ hazretleri buyuruyor ki (Artık beni zikrediniz.) kalbinizi, ruhunuzu, lisanınızı benim zikrimle aydınlatınız ve süsleyiniz. Namaza, niyaza, tevhid ve teşbihe devam ediniz, (ki ben de sizi anayım.) Sizin ibadetlerinizi kabul, sizi sıkıntı ve belâ anlarında himaye edip koruyayım. (Ve) ey kullarım! Nail olduğunuz nimetlerden dolayı (bana şükrediniz.) Bu nimetlere ibâdet ve itaatle karşılık veriniz. (Bana nankörlükte bulunmayınız.) Nimetlerimi inkâr, emrime isyan etmek suretiyle nankörlükte bulunmaktan sakınınız, sizin ebedi selâmet ve saadetiniz buna bağlıdır.
§ Zikr: Lügatte anmak, yad etmek, hatıra getirmek, beyan ve ifade etmek, hafızada olanları hatırlamak gibi manalara gelir, İstİlahta Cenâb-ı Hakkın yüce ismini büyüklüğünü ve uluhiyetini anmaktır ki üç şekilde olur. Şöyle ki: Ya lisânen olur. Bu, Hak Teâlâ'nın mübarek isimlerinden birini veya bir kaçını lisan ile söylemektir. Allah… Allah… denilmesi gibi. Ya bedenen olur. Bu da namaz, oruç gibi ibâdetleri ifa etmektir. Veya kalben olur. Bu da: Allah-u Teâlâ'nın varlığını, kudret ve azametini düşünüp ruhi bir neş'eyi elde etmektir.
Ya ilâhi! Beni gafletten uyandır daim,
Zikrü fikrinle benim kalbimi tenvir eyle.
Allahım! Beni daima gafletten uyandır,
Senin zikrin ve fikrinle benim kalbimi aydınlat.
$ Şükür; İyiliğe karsı minnettarlık göstermektir, İyiliğe karsı sözle veya fiile gösterilen kadirşinaslıktır. Cenâb-ı Hakka şükretmek ise üç şekilde olur. Birincisi: Lisânen şükürdür. Bu, Cenab'ı Hakkın nimetlerine karsı yüce Allah'a dil ile saygı göstermektir. İkincisi: Bedenen şükürdür. Bu da Hak Teâlâ'nın nimetlerini hatırlayarak Şükür secdesine kapanmak gibi bir şekilde olur. Üçüncüsü de: Kalben şükürdür ki bu da Allah'ın nimetlerini düşünerek kalben saygılı hislerle mütehassis olmaktır. Şükrün zıddı, küfr ve nankörlüktür ki nîmeti gizlemek ve inkâr eylemektir.
Nitekim bir zat söyle demiştir:Nimete sükr etmek, nimeti artırır. Nimete karsı nankörlükte bulunmak da nimetin yok olmasına, elden çıkmasına sebep olur.
|