2-Bakara Suresi 150. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve her nereden sefere çıkarsan hemen yüzünü Mescid-i Haram cihetine çevir ve her nerede bulunursanız yüzlerinizi, onun tarafına çeviriniz. Tâ ki nâs için sizin üzerinize bir hüccet bulunmasın. Ancak onlardan zalim olanlar müstesna. Artık onlardan korkmayınız. Ve benden korkunuz. Hem üzerinizdeki nîmetimi itmam edeyim, hem de hidâyete nâiliyetinizi ümit edebilesiniz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve her nereden sefere çıkarsan hemen yüzünü Mescidi Haram tarafına çevir ve her nerede bulunursanız yüzlerinizi, onun tarafına çeviriniz. Ta ki İnsanlar için sizin Üzerinize bir delil bulunmasın. Ancak onlardan zalim olanlar müstesna. Artık onlardan korkmayınız. Ve benden korkunuz. Hem üzerinizdeki nimetimi itmam edeyim, hem de hidayete nail olmanızı ümit edebilesiniz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu ayeti kerime kıbleye yönelme meselesini pekiştirmekte ve yerleştirmektedir. Çünkü bu husustaki nesh, kıblenin değişmesi hakkındaki emir, bir ilâhî İmtihandır, yanlış anlaşılması, yanlış telâkki edilmesi muhtemeldir. Binaenaleyh bu emir kendisinde bir şüpheye, bir tereddüde mahal kalmaması için hikmete binaen üç kere tekid buyrulmuştur. Bununla beraber, bu üç emrin ikisi bizzat Hz. Peygambere üçüncüsü de bütün ümmeti Muhammede müteveccih bulunmuştur. Şöyle buyruluyor ki: (Ve her nereden) sefere (çıkarsan) namazda (yüzünü hemen Mescidi Haram tarafına çevir.) O yöne doğru namaz kıl. (Ve) ey rahmete ermiş!.. Sizler de (her nerede bulunursanız) gerek yurdunuzda ve gerek sefer halinde (yüzlerinizi) namaz kılarken (onun) o mescidi haramın (tarafına döndürünüz.) Bu bir hikmet gereğidir. (Takî İnsanlar için aleyhinize bir delil bulunmasın) Şöyle ki: Tevrat'ta ahir zaman peygamberinin kudüs tarafını bırakıp kâbe tarafına namaz kılacağı yazılıdır. Eğer şimdi müslümanlar kâbe tarafına namaz kılmayacak olsalar, bir kısım inkarcılar bunu delil getirmeye kalkışırlar, eğer bu zat, ahir zaman peygamberi olsa idi Tevrat'ın bildirdiği şekilde kâbe tarafına dönüp namaz kılarlardı, derdiler. Artık bu gibi bir delil getirmeye meydan kalmaması için hemen Kâbe tarafına yönelerek namaza devam ediniz. (Ancak o zalimlerden) o hakkı inkâr eden topluluktan (olanlar müstesna.) Onlar da kendi kuruntularına göre aleyhinize delil getirmek isterler. Meselâ derler ki: Muhammed -aleyhisselâm- in kâbe tarafına yönelmesi, kavminin dinîne meyhnden ve beldesine muhabbetinden dolayıdır. Bu gibi sözlerin ise ne ehemmiyeti vardır. Bunlar aleyhte bir delil olacak şeyler değildir. (Artık) Ey müslümanlar! (onlardan) o zalimler, cahiller topluluğundan (korkmayınız) onların öyle yerme ve ayıplamalarına bakmayınız. Onlar size bir zarar veremezler, benim emirlerime sarılınız. (Ve benden korkunuz) ki (hem üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım, hem de hidâyete nail olmanızı) hidayet üzere devamlı olmanızı (ümit edebilesiniz.) § Bu ayeti kerimedeki nimetin tamamından maksat, İslâmiyet üzere ölmektir. Veya cennete girmek ile Allah Teâlâyı görme şerefine ermektir.
§ Bu ayeti kerimede şuna da işaret vardır ki hiçbir kimse iyi bir âkibete nail olacağını kesin olarak bilemez, nice kimseler senelerce hidayet yolunda iken bilahara bundan çıkmış dalâlete düşmüşlerdir. Binaenaleyh hidayet üzere devamlı olmayı Cenâb-ı Haktan niyaz etmeli, bu muvaffakiyet! Ancak onun şefkat ve merhametinden beklemelidir.
|