2-Bakara Suresi 143. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve işte böylece sizleri de bir ümmet-i vasat kıldık ki nâs üzerine şahitler olasınız. Ve bu Peygamber de sizlerin üzerinize tam bir şahit olsun. Ve senin, evvelce tarafına müteveccih bulunduğun Kâbe´yi yine kıble yapmadık, ancak Resûle kimlerin tâbi olacaklarını, gerisi gerisine döneceklerden temyiz etmek için yaptık. Gerçi bu büyük bir hadisedir. Ancak Allah´ın hidâyet ettiği zâtlar hakkında değil. Ve Allah sizin imânınızı elbette zâyi edecek değildir. Şüphe yok ki Allah Teâlâ nâsa elbette raûftur, rahîmdir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve işte böylece sizleri de bir orta ümmeti kıldık ki İnsanlar üzerine şahitler olasınız. Ve bu peygamber de sizlerin üzerinize tam bir şahit olsun. Ve senin evvelce tarafına yönelmiş bulunduğun Kabe'yi yine kıble yapmadık, ancak Rasule kimlerin tâbi olacaklarını gerisi gerisine döneceklerden ayırmak için yaptık. Gerçi bu büyük bir hâdisedir. Ancak Allah'ın hidayet ettiği zatlar hakkında değil. Ve Allah sizin îmanınızı elbette zayi edecek değildir. Şüphe yok ki Allah T e âlâ insanlara karşı elbette çok şefkatli, pek merhametlidir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, ümmeti Muhammed'in pek seçkin bir ümmet olduğunu, dinî hükümlere hakkıyla itattkâr bulunduğunu beyan etmektedir. Kıblenin değişmesi meselesini tutamak edinerek Islâmiyete itiraz etmek isteyenleri de reddeylemektedir. Bu cümleden olarak Yahudiler demişlerdi ki: Ey Müslümanlar! Eğer Kudüse doğru namaz kılmanız bir hidayet gereği ise şimdi Kâbeye doğru namaz kılınca o hidayetten mahrum kalmış olmazmısınız?.. Kudüse doğru fıâmaz, bir dalâlet eseri ise evvelki namazlarınız ne olacak? Ve o tarafa namaz kılanlardan vefat edenler de delâlet üzere vefat etmiş olmayacaklar mı? İşte bunların bu iddialarını red için buyruluyor ki: (Ve işte böylece) İbrahim Aleyhisselâm ile onun Allah'ı birleyen zürriyetini biz seçkin kıldığımız gibi (sizleri de bir orta ümmet kıldık). Sizi de ey ümmeti Muhammed Adil, mutedil, ifrat ve tefritten uzak, seçkin bir ümmet olarak varlık alanına geçirdik, (ki İnsanlar üzerine şahitler olasınız.) Onlara peygamberlerinin Allah'ın hükümlerini tebliğ etmiş olduklarına dair kıyamet gününde şahitlikte bulunasınız. Çünkü müslümanlar bu hakikati peygamberimizin beyanları ve Kur'ân'ı Kerim'in tebliğler! Vasıtasiyle kesin olarak bilmektedirler. (Rasüllullah ta sizin üzerinize tam bir şahit olsun.) Son peygamber sizi tezkiye etsin, adaletinize şahitlikte bulunsun. (Ve senin evvelce tarafına yönelmiş bulunduğun Kabe'yi yine Kıble yapmadık, ancak o Rasüle kimin tâbi olup kimin gerisin geriye döneceğini bilmemiz için yaptık.) Yani hakikî müslümanlar ile münafıkları, dinden dönenleri birbirinden ayıklamak için yaptık. Kabe'nin böyle yeniden kıble ciheti olması bu hususta itaatli olanlar ile asî olanların halleri herkesçe bilinsin içindir. Yoksa her şey, bütün evrendeki olanlar meydana gelmeden evvel de Cenab'ı Hakka malumdur. Ancak meydana gelmelidir ki, mükâfat ve cezaya vesile olsun. (Gerçi bu) Kıblenin yine Kabe cihetine çevrilmesi (bir büyük hâdisedir.) Cenâb-ı Hakkın emir ve yasağındaki fayda ve hikmeti güzelce düşünmeyenler için ağır gelecektir. (Ancak Allah'ın hidayete erdirdiği zatlar hakkında değil.) Onlar böyle bir değişimi büyütmezler, elbette bir hikmete müsteniddir diye onu hemen kabul ve takdir ederler. (Ve Allah sizin imanınızı elbette zayi'edecek değildir.) Hak Teâlâ sizin imanınızdaki sebatınızı, Kabe'ye dönme sebebi ile imanınıza bir sarsıntı arız olmadığını bilir, size mükâfatlar verir. Vaktiyle Beyti Makdise doğru kıldığınız namazları da zayi, sevaptan mahrum ki I m ayacaktır. (Şüphe yok ki Allah Teâlâ İnsanlara karşı şefkatlidir.) kullarına şefkati, lütfü pek çoktur ve (merhametlidir) rahmet ve merhameti pek ziyadedir, onları esirger ve korur. Artık onların ilâhî emre uyarak yapmış oldukları amelleri zayi, mükâf attan mahrum olur mu?.. Elbette olmaz.
|