KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ

21-ENBIYA SURESI (112 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112
Enbiya Suresi 61 Ayet ve Mealleri
21-ENBIYA SURESI - 61. AYET    Mekke
قَالُوا فَأْتُوا بِهِ عَلَىٰ أَعْيُنِ النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَشْهَدُونَ -61
Kalu fe´tu bihı ala a´yünin nasi leallehüm yeşhedun
Kâlû fe’tû bihî alâ a’yunin nâsi leallehum yeşhedûn(yeşhedûne).
21-Enbiya Suresi 61. Ayeti Kerime Mealleri
A. GÖLPINARLI : Öyleyse dediler, onu halkın gözü önüne getirin de söylediği söze tanıklıkta bulunsunlar.
ADEM UĞUR : O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
ALİ FIKRİ YAVUZ : (Nemrud ve kavminin ileri gelenleri şöyle) dediler: “- Öyle ise, onu insanların gözleri önüne getirin, belki (yaptığı işe) şahidlik ederler.”
BEKİR SADAK :(60-61) Bazilari: «Ibrahim denen bir gencin onlari diline doladigini duymustuk» deyince, «O halde bunlarin sahidlik edebilmeleri icin onu halkin gozu onune getirin» dediler.
CELAL YILDIRIM : Bunların şahitlik etmeleri ic!n onu halkın önüne getirin, dediler.
DİYANET : (Bir kısmı da) “O hâlde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler” dediler.
DİYANET VAKFI : O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
DİYANET İSLERİ : Bazıları: "İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk" deyince, "O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu halkın gözü önüne getirin" dediler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL): Haydin dediler: getirin onu nâsın gözleri önüne belki şehadet ederler
ELMALILI M. HAMDİ SADE. : hadi onu halkın gözleri önüne getirin, belki (onlar da aleyhinde) şehadet ederler.» dediler.
GÜLTEKİN ONAN : Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."
H. BASRİ ÇANTAY : Dediler: «O halde onu insanların gözleri önüne getirin. Olur ki onlar da (aleyhinde) şâhidlik ederler».
MUHAMMET ESED : (Berikiler:) "Onu insanların karşısına çıkarın, (aleyhine) tanıklık etsinler!" dediler.
Ö NASUHİ BİLMEN : «Haydin dediler. O´nu nâsın gözleri önüne getiriniz; umulur ki onlar şehâdette bulunurlar.»
SUAT YILDIRIM : "Haydin, dediler, getirin onu halkın huzuruna ki çekeceği cezaya onlar da şahit olsunlar."
SÜLEYMAN ATEŞ : "Onu insanların gözü önüne getirin de (nasıl cezâlandırılacağına) tanık olsunlar" dediler.
Y. NÜRİ ÖZTÜRK : Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler."
FİZİLAL : O halde onu yakalayıp halkın karşısına getiriniz ki, herkes bu suçunun tanığı olsun dediler.
İBNİ KESİR : Dediler ki: O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu insanların gözleri önüne getirin.
TEFHİMÜL KURAN : Dediler ki: «Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar.»

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014