KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

3-AL-I İMRAN SURESI (200 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Al-i İmran Suresi 172  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 3/172
3-AL-I İMRAN SURESI - 172. AYET    Medine
الَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِلَّهِ وَالرَّسُولِ مِنْ بَعْدِ مَا أَصَابَهُمُ الْقَرْحُ ۚ لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا مِنْهُمْ وَاتَّقَوْا أَجْرٌ عَظِيمٌ -172
Ellezınestecabu lillahi ver rasuli mim ba´di ma esabehümül karhu lillezıne ahsenu minhüm vettekav ecrun azıym
3-Al-i İmran Suresi 172. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Onlar ki kendilerine yara isabet ettikten sonra Allah Teâlâ için ve Peygamberi için (davete) icâbet eylediler. Onlardan iyilik edenler ve ittikada bulunanlar için pek büyük bir mükâfaat vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Onlar ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra Allah Teâlâ için ve Peygamberin için -davete- icabet eylediler. Onlardan iyilik edenler ve korunanlar için pek büyük bir mükâfat vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de ashabı kiramın muharebelerdeki fedakârlıklarını, onların kalplerinin sağlamlığını bildirmekte ve o muhterem zatların kavuştukları ilâhî I üt uf t an şöylece açıklamaktadır. (Onlar ki) o Uhud gazvesinde bulunmuş olan ashabı kiram ki (kendilerine) o Uhud savaşında vücutlarına (yara isabet ettikten) -mübarek vücutları düşmanlarını hücumları ile yaralandıktan (sonra) yine kendilerini düşünüp durmadılar. (Allah Teâlâ için ve Peygamberi için) canlarını feda etmeyi göze aldılar, onları davetine (icabet eylediler) tekrar savaş meydanına koşmaktan geri durmadılar. (Onlardan) o muhterem zatlardan ibaret olan o (iyilik edenler) bütün emrolundukları vazifeleri yapanlar (ve korunanlar) bütün yasaklardan kaçınan o zatlar (için pek büyük bir mükâfat vardır.) Onlar için cennet kapıları açıktır. Onlar Allah'ın nimetlerine kavuşacaklardır. Onlar için en nurlu bir gelecek mevcuttur. Ne büyük bir başarı!.. İşte İslâmiyet e hizmetin mükâfatı… § Bu âyeti kerime, "Hamraül' Esed" gazvesi hakkında nazil olmuştur. Şöyle ki: Uhud gazvesinde düşman ordusu, müslümanlardan ayrılmış "Revlıâ" denilen ve Mekke-i Mükerreme ile Medine'i Münevvere arasında bulunan bir mahalle dönmüştü. Sonra bu hareketlerinden pişman olmuşlar, neden müslümanlar mağlûp iken onları takip edip de tamamen imha etmeden geri döndük demişler, tekrar İslâm ordusu üzerine yürümek istemişlerdi. Rasûli Ekrem Hazretleri, düşmanlarının bu düşünce ve hareketlerinden haberdar olunca İslâm ordusunun kahramanlığını, tam manasıyla kuvvetli olduğunu göstermek için tekrar Medine'i Münevvere'd en ayrı I arak o mücahit ordusu ile beraber düşman üzerine yürümekte bulundu. Bu mübarek mücahitler ise Uhud gazvesinde yaralanmışlardı, zahmetler içinde yaşıyorlardı, birbirini tutunarak yola devam edebiliyorlardı. Bu hal ile beraber yine İslâm'ın kudretini göstermekten geri durmak istememişlerdi. Fakat Cenâb-ı Hak düşmanların içlerine bir korku düşürdü, İslâm ordusunun bu hareketinden haberdar olunca savaştan vazgeçtiler, kaçıp yurtlarına gittiler, İslâm ordusu da tam bir şeref ve şan ile Medine'i Münevvere'ye tehrar geri döndü. İşte İslâm ordusuna lâyık olan, böyle fedakârca hareket etmektir. Allah'ın ismini yüceltmeye çalışmaktır. Cenâb-ı Hak bu kutsi âyetlerini, bütün İslâm milletine ebedî bir ders, bir uyanma vesilesi ve yükseliş olmak üzere beyan buyurmuştur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014