KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

3-AL-I İMRAN SURESI (200 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Al-i İmran Suresi 167  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 3/167
3-AL-I İMRAN SURESI - 167. AYET    Medine
وَلِيَعْلَمَ الَّذِينَ نَافَقُوا ۚ وَقِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا قَاتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَوِ ادْفَعُوا ۖ قَالُوا لَوْ نَعْلَمُ قِتَالًا لَاتَّبَعْنَاكُمْ ۗ هُمْ لِلْكُفْرِ يَوْمَئِذٍ أَقْرَبُ مِنْهُمْ لِلْإِيمَانِ ۚ يَقُولُونَ بِأَفْوَاهِهِمْ مَا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ ۗ وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يَكْتُمُونَ -167
Ve li ya´lemellezıne nefeku* ve kıyle lehüm tealev katilu fı sebılillahi evidfeu* kalu lev na´lemü kıtalel letteba´naküm* hüm lil küfri yevmeizin akrabü minhüm lil ıman* yekulune bi efvahihim ma leyse fı kulubihim* vallahü a´lemü bima yektümun
3-Al-i İmran Suresi 167. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve nifakta bulunmuş olanları açığa çıkarmak içindi. Ve onlara, «Geliniz Allah yolunda mukatelede veya müdafaada bulunun,» denildi. Dediler ki: «Biz mukateleyi bilseydik elbette size uyardık.» Onlar o gün imândan ziyâde küfre yakın bulunmuşlardı. Onlar kalblerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler. Ve Allah Teâlâ onların ne sakladıklarını tamamen bilicidir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve münafık olanları acıya çıkarmak içindi. Ve onlara: Geliniz Allah yolunda savaşınız veya müdafaada bulununuz denildi. Dediler ki: Biz savaşmayı bilseydik elbette size uyardık.. Onlar o gün imândan ziyade küfre yakın bulunmuşlardı. Onlar kalblerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler. Ve Allah Teâlâ onların ne sakladıklarını tamamen bilicidir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ve) o yenilginin hikmetlerinden biri de (münafık) İslâm ordusunun muvaffakiyetini arzu etmemiş (olanları) o gibi ikiyüzlüleri, İslâm düşmanlarını -(açığa çıkarmak) başkalarına tanıtmaktır. İşte bir de bunun (İçinde) ki, o yenilgi meydana getirilmişti. (Ve) onlar öyle münafık kimselerdi ki: (Onlara) geliniz (Allah Teâlâ yolunda savaşınız veya müdafaada bulununuz denildi) yani: Geliniz, cihada atılınız, dini, adaleti, hak ve hakikati kazanmaya çalışınız, veya kendinizi, ailenizi, yurdunuzu müdafaaya gayret ediniz, veya İslâm ordusunda bulunup müdafaa vaziyeti alınız, veya İslâm kuvvetinin çokluğunu düşmanlara karşı gösteriniz. Allah göstermesin müslümanların mağlûbiyeti, İslâm yurdu için bir felâkettir. Denilince o münafıklar (dediler ki: Biz savaşmayı bilseydik) yani sizin savaşmak için gittiğinizi veya savaşa atılacağınızı bilmiş olsaydık, veyahut bir harb ve çarpışmayı bilen kimseler bu I un s aydık (elbette size uyardık) sizinle beraber sefere çıkar, muharebeye iştirak ederdik. Bunların bu gibi sözleri hakikate aykırıdır. (Onlar o gün) öyle söyleyip durdukları zaman (imândan ziyade küfre yakın bulunmuşlardı.) Çünkü kalplerinde gizledikleri şeyler anlaşılmış, müslümanlığa karşı lakayt bulundukları meydana çıkmıştı. Artık öyle Allah Teâlâ yolunda cihattan geri duran, İslâm yurdunu müdafaadan kaçınan kimselere mü'min sıfatı lâyık olamaz. (Onlar) o gibi münafık kimselere (kalblerinde olmayan şeyi) kendilerinin mü'min olduklarını (dilleriyle söylerler) o söyledikleri şeye kalben inanmış değildirler. İşte bu, münafıklık belirtisidir. Fakat onların bu hali gizli kalmaz. (Ve Allah Teâlâ onların ne sakladıklarını) kalblerinde ne gibi kuruntuları bulunduğunu (tamamen bilicidir) ona göre haklarında ilâhî cezası gerekecektir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014