KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

3-AL-I İMRAN SURESI (200 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Al-i İmran Suresi 13  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 3/13
3-AL-I İMRAN SURESI - 13. AYET    Medine
قَدْ كَانَ لَكُمْ آيَةٌ فِي فِئَتَيْنِ الْتَقَتَا ۖ فِئَةٌ تُقَاتِلُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَأُخْرَىٰ كَافِرَةٌ يَرَوْنَهُمْ مِثْلَيْهِمْ رَأْيَ الْعَيْنِ ۚ وَاللَّهُ يُؤَيِّدُ بِنَصْرِهِ مَنْ يَشَاءُ ۗ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِأُولِي الْأَبْصَارِ -13
Kad kane leküm ayetün fı fieteynil tekata* fietün tükatilü fı sebılillahi ve uhra kafiratüy yeravnehüm misleyhim ra´yel ayn* vallahü yüeyyidü bi nasrihı mey yeşa´* inne fı zalike le ıbratel li ülil ebsar
3-Al-i İmran Suresi 13. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Şüphe yok ki sizin için iki fırkada bir alâmet vardır. Bir fırka Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kâfir idi. Onları göz göre göre kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah Teâlâ ise dilediğini nusretiyle teyid buyurur. Şüphe yok ki bunda basiret sahipleri için bir ibret vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Şüphe yok ki sizin için iki grupta bir alâmet vardır. Bir grup Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kâfir idi. Onları göz göre kendilerinin iki misli görüyorlardı... Allah Teâlâ ise dilediğini yardımıyla güçlendirir. Şüphe yok ki bunda basiret sahipleri için bir ibret vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu âyeti kerimede kendi kuvvetlerine güvenen düşmanlara bir tarihi örnek göstererek onları uyanmaya şöylece davet etmektedir. Ey mü'minler! Veya ey Yahudiler! (Şüphe yok ki, sizin için) Bedir savaşını yapmış olan (iki fırkada) iki cemiyete ait tarihi bir olay da (bir alâmet vardır.) Rasûli Ekrem'in beyanlarının doğruluğuna açık bir dalâlet vardır. Onlardan (bir fırka) İslâm cemaati (Allah yolunda savaşıyordu) şahsi bir menfaat, bir kırgınlık için değil, Allah'ın dinini yüceltmek için cihatta bulunuyordu. (Diğeri ise kâfir idi) Arap müşriklerinden bulunuyor, şeytan yolunda cenk ediyorlardı. (Onları göz göre) İlk bakışta (kendilerinin iki misli görüyorlardı) Şöyle ki: Bu Bedir gazvesinde müslümanlar fırkasının sayısı (içyüz on üç idi, müşriklerin sayısı de bine yakın idi. Cenâb-ı Hak, o müşriklerin kalplerine korku ve hasiyet düşürmek için İslâm ordusunu o müşriklere kendi ordularının iki misli imiş gibi göstermiştir. Diğer bir yoruma göre de müslümanlar, o düşmanlarını kendi kuvvetlerinin nihayet iki misli kadar görüyorlardı, daha fazla görüp endişeye düşmüyorlardı. Halbuki o düşmanlar, kendilerinden üç misli fazla idi. Diğer bir yoruma göre da m il s I il m an I ar, kendi kuvvetlerini düşman kuvvetlerinin iki misli görüyorlardı. Cenâb-ı Hak onlara düşmanlarını böyle az gösteriyordu. Ta ki müslümanlar, sakin bir şekilde, güçlü bir kalbe mazhar olarak düşman üzerine tam bir cesaretle atîlıversinler. Başka bir yoruma göre de Yahudiler, o savaşçı müşrikleri, müslümanların iki misli görmüşler, o müşriklerin galibiyetine kani olmuşlardı. Halbuki, galibiyet o çoklukta değil, o bir ilâhî iradenin netîcesidir. Evet. (Allah T e âlâ ise dilediğini yardımıyla güçlendirir) Bu sayede nice az kuvvetler, çok kuvvetlere galip gelir. (Şüphe yok ki bunda) bu tarihi olayda böyle az bir cemaatin, büyük bir cemaate galip olmasında (basiret sahipleri için) kalp gözleri açık, hakikatları görüp düşünmeye muktedir zatlar için (bir ibret vardır) artık bunu düşünüp uyanmalıdır. Kendi kuvvetine güvenip hakkı kabulden kaçınmamalıdır. Yoksa ey Yahudiler! Sizler de öyle mağlûp olursunuz. Nitekim de olmuşlardır, İşte mucize olan Kur'an'ı Kerim'in meydana geleceğini haber verdiği şeyler bütün böyle meydana gelmiş ve gelecektir. Buna inanmışızdır…

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014