3-Al-i İmran Suresi 97. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Onda açık alâmetler, İbrahim´in makamı vardır. Ve her kim ona girerse emîn olur. Ve onun yoluna gücü yeten kimseler üzerine de o beyti haccetmek Allah Teâlâ için bir haktır. Ve her kim inkar ederse şüphe yok ki, Allah Teâlâ bütün âlemlerden ganîdir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Onda acık alâmetler, İbrahim'in makamı vardır. Ve her kim ona girerse emin olur. Ve onun yoluna gücü yeten kimseler üzerine de o beyti hac etmek Allah Teâlâ için bir haktır. Ve her kim inkâr ederse şüphe yok ki, Allah Teâlâ bütün alemlerden ganîdir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
(Onda) o muazzam beytullahta tacil; alâmetler) vardır. Onun kutsi bir mabet olduğuna acık deliller vardır. Ona suikasitte bulunan fil ordusu gibi zorbalar ilâhî kahra uğramışlardır.
Asırlardan beri onun üstünden kuşlar uçup gitmezler, ona tazim için etrafında dolaşırlar. Onda Hazret i (İbrahim'in makamı vardır) Kabe-i muazzam ayı inşa ederken üzerine bastığı taşta mübarek ayaklarının izleri bulunup halen ziyaret edilmektedir. Bir rivayete göre de Hz. İbrahim Şam'dan Mekke-i Mükerreme'yi ziyarete gelmiş ve at üzerinde bulunmuş iken muhterem oğlu Hz. İsmail'in eşi, Hz. İbrahim'in başını yıkamak istemiş, Hz. İbrahim attan inmeyince mübarek sağ ayağının altına bir taş koyarak o taraftan mübarek başını yıkamış, sonra da sol tarafına taşı koyarak o taraftan da yıkamış, Hz. İbrahim'in mübarek ayakları o katı taşa tesir ederek bir harika olmak üzere onda derince biriz bırakmıştır. İşte bu taşın halen bulunduğu yere makamı İbrahim denilmektedir. (Ve her kim ona) beyti muazzam aya (girerse) iltica ederse (emin olur) orada bulundukça kendisine tecavüz olunmaz. Hz. Ömer'den rivayet edilmiştir ki: Ben Kabe içinde babam Hattabın katiline raslamış olsam oradan çıkıncaya kadar kendisine dokunmam. İmamı Âzam'a göre de katledilmesi şer'en lâzım gelen bir şahıs Haremi Şerife sığınsa kendisine dokunulmaz, şu kadar var ki, ona yiyecek ve iceceh verilmez, harice çıkmağa mecbur bir halde bırakılır. Fakat Haremi Şerif dahilinde katil olan bir kimse hakkında Harem dahilinde kısas icra edilebilir. İmamı Şafii'ye göre ise Harem haricinde katil bir şahıs hakkında da Haremi Şerif dahilinde kısas icra edilir. Zira kısasta hem Allah hakkı, hem de kul hakkı vardır. Kul hakkını tehir ise caiz değildir.
Bununla beraber Beytullah'ı halisane bir surette ziyaret edenler, âh i ret azabından em ân bulmuş olurlar. Elverir ki, bilahara m es'illiyet i gerektiren bir harekette bulunmasınlar.
Bir hadisi şerifte herhangi müslüman, Mekke-i Mükerreme ile Medine
Münevvere'd en birinde vefat ederse kıyamet gününde emin olarak diriltilir. Ne devlet! Artık bir mü'm in, bir mâni bulunmadıkça o gibi yüce makamları ziyaret etmek istemez mi?. (Ve onun yoluna gücü yeten) yani hicaza gidebilmesi için yiyeceği, içeceği, nakil vasıtası ve beden sağlığı yerinde bulunan (kimseler üzerine de o beyti) Kabe'i Muazzam aya gidip (hac etmek) ziyarette bulunmak bir vazifedir, ve (Allah Teâlâ için) o kimselerin yerine getirmeye dinen mecbur oldukları (bir haktır) o kimse bunu ifaya borçludur. (Ve her kim inkâr ederse) haccın farz oluşunu inkâr ederek küfre düşerse veya kendisine hac farz olduğu halde onu terk eylerse kendi aleyhine hareket etmiş, kendisini mesuliyet altına sokmuş olur. Allah Teâlâ onun haccına hâşâ muhtaç değildir. (Şüphe yok ki. Allah Teâlâ bütün alemlerden ganidir). Hiçbir kimsenin ibadet ve
itaatine muhtaç değildir. Bu gibi ibâdetleri kullarına emretmesi onların maddî ve manevî faideleri içindir. Nitekim hac farizesinin nice hikmetleri, faideleri vardır ki, bütün bunlar bu vazifeyi ifa edenlere aittir. Bunları bir engel olmadan t erkeden I er ise nîmete nankörlükte bulunmuş olmazlar mı?
§ Haccın yerine getirilmesinini şartları için Bakare süre-indeki (128 - 172.) âyetlere müracaat ediniz!
§ Mekke-i Mükerreme: Arap yarımadasının merkezi ve en büyük şehridir. Mübarek Hicaz bölgesinde bulunmaktadır. Kabe'i Muazzama'yı içine alır ve Peygamberimizin doğduğu yerdir. Bu cihetle bütün İslâm âleminin en mukaddes bir beldesidir. Hangi tarihte ve kimler tarafından tesis edilmiş olduğu kesin bir şekilde değildir. § Mekke tabiri lügat itibariyle bir şeyi emmek, azaltmak, helâl etmek demektir. Mekke'i Mükerreme'de birçok ziyaretçileri mübarek alanına topladığı, ziyaretçilerinin günahlarını azalttığı ve kendisine suikast edenlerin helakin a sebep olduğu için veya bulunduğu vadinin suyu az bulunduğu için böyle Mekke adını almıştır.
§ Bekkede Mekke'i Mükerreme demektir. Bu kelime de luğat bakımından toplanma ve izdiham mahalli demektir ve ezmek ve defetmek manasındadır. Mekke'i Mükerreme de hac için insanların kendisinde toplandığı, veya kendisine suikast edenlerin başları ezilip def edildikleri için böyle Bekke adını almıştır
§ Kâbe'i Muazzama da: Mescidi Haram denilen mukaddes bir mabedin ortasında bulunan, bütün mü'minlerin kıblegâhı olup dört köşeli bulunduğu için Kabe unvanını alan bir mukaddes makamdır ki: Bunun dört tarafından her hangi birine yönelerek namaz kılınır ve etrafında tavaf vazifesi yerine getirilir. Bunun ortasında bulunduğu mabede saygı için Beytullah unvanı da verilmiştir.
|