3-Al-i İmran Suresi 78. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve onlardan bir fırka da vardır ki, kitap ile dillerini eğer bükerler. Onu kitaptan sanasınız diye. Halbuki o kitaptan değildir. Ve derler ki, «O Allah katındandır.» Halbuki, o Allah tarafından değildir. Ve onlar bildikleri halde Allah Teâlâ´ya karşı yalan söylerler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve onlardan bir grup davardır ki, kitap ile dillerini eğer bükerler. Onu kitaptan sanasınız diye. Halbuki o kitaptan değildir. Ve derler ki, o Allah tarafındandır. Halbuki, Allah tarafından değildir. Ve onlar bildikleri halde Allah Teâlâ'ya karşı yalan söylerler |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, ehli kitaptan bir gurubun sırf inkarcı bir maksatla Allah'ın kitabının âyetlerini bozma ve değiştirmeye cüret etmiş olduklarını bildirmektedir. Şöyle ki: (Ve onlardan) ehli kitaptan, yahudî bilginlerinden (bir grup) Keab ibni Eşref, Malik ibni Sayf ve Huyey ibni Ahtab gibi bir taife (de vardır ki, kitap ile) Tevrat'ın ve diğerlerinin âyetleriyle (dillerini eğer bükerler) onları okurken değiştirirler, son peygamber Hazretlerinin vasıflarına, ve recme ve saireye dair âyetleri değiştirme bozmada bulunurlar. (Onu) o değiştirip tahrif ettikleri şeyi Allah Teâlâ'nın indirmiş olduğu (kitaptan sanasınız diye) sizleri saptırmak için bu rezalet! İşlerler. (Halbuki) o okudukları şey, haddizatında ve onların itikadınca da (kitaptan değildir) kendilerinin uydurmasıdır. (Ve) buna rağmen sıkılmadan (derler ki o) okuduğumuz şeyler (Allah tarafındandır.) Kendi uydurma sözlerinin Allah tarafından indirilmiş olduğunu söyleyerek böyle iddiaya cüret ederler. (Halbuki o) uydurdukları şeyler (Allah Teâlâ tarafından) indirilmiş (değildir) kendilerinin uydurma sözleridir. (Ve onlar) okudukları, söyledikleri o şeylerin yalan, kendi taraflarından uydurma olduğunu (bildikleri halde) sıkılmadan (Allah Teâlâ'ya karşı yalan söylerler) bunun mes'uliyetini lıic düşünmezler. Sırf dünyevî, adî bir maksat için, yalnız kendi mevkilerini korumak için etraflarında bulunan cahilleri aldatmaya çalışırlar. Bir hakikat güneşinin ilâhî nurlarının muhitlerini mahrum bırakmak isterler. Ne fesatçı, ne düşmanca bir hareket!.. Evet.. Malumdur ki: Bir dinî hakikati yanlış telâkki etmek, onu güzelce anlamadan başkalarına anlatmaya çalışmak büyük bir kusurdur, dinen mesuliyeti gerektirir. Fakat böyle bir hakikati sırf şahsî bir menfaat temini için veya dinsizlere yaranmak için bile bile değiştirme ve bozmaya cür'et göstermek en büyük bir cinayettir, İlâhî dinden mahrumiyete s ebelidir, ebedî bir felâkete götürür. Artık biraz aklı başında olan, biraz ebedî istikbali düşünen bir kimse böyle bir cinayete cüret eder mi, kendisini ebedî bir felâket ve azaba mâruz bırakır mı? Cenab'ı Hak cümlemizi öyle bir kötü hareketten, kötü sondan korusun, âmin…
|