3-Al-i İmran Suresi 73. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
«Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayınız.» De ki: «Şüphe yok hidâyet, Allah´ın hidâyetidir. Size verilen şeyin benzerinin başka bir kimseye verildiğine veya Rabbinizin nezdinde aleyhinize hüccet getireceklerine inanmayın.» De ki: «Fazl, şüphesiz Allah Teâlâ´nın elindedir. Onu dilediğine verir. Ve Allah Teâlâ, vâsidir, alîmdir.» |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayınız. De ki: Şüphe yok hidayet, Allah hidâyetidir. Size verilen şeyin benzerinin başka bir kimseye verildiğine veya Rab bin izin katında aleyhinize delil getireceklerine inanmayın. De ki: FazI, şüphesiz Allah Teâlâ'nın elindedir. Onu dilediğine verir. Ve Allah Teâlâ vasidir, alîm d ir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Yahudîler, birbirine şöyle tavsiyelerde bulunmuşlardır: (Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayınız) sizin dininize muvafık olmayan bir dini kalben tasdik etmeyiniz. Ancak yahudilik dinine tâbi olanları tasdik ediniz. Halbuki, bunlar bu kanaatlerinde çok aldanmış bulunuyorlar. Resulüm Ya Muhammedi (De ki: Şüphe yok hidayet. Allah hidâyetidir) yani: Doğru yol, Islâmiyetten ibarettir. O bir hidayet yoludur, başkası dalalettir. Fakat o inkarcılar, bu hakikati bilmezler ve kendi aralarında derler ki: (Size verilen şeyin benzerînin başka bir kimseye verildiğine) inanmayınız. Size verilen Tevrat'ın bir misli, yahudîlik dininin bir benzeri başka bir millete verilmemiştir. Artık müslümanlığı kabul etmeyiniz (veya rabbinizin katında) yarın kıyamet gününde (aleyhinize) başka kimselerin (delil getireceklerine inanmayın) hiçbir millet, sizin kadar ilme, hikmete, kitabe, kudret helvası ve bıldırcın gibi, denizin yarılması gibi mucizelere, kerametlere nail olmamıştır. Artık onlar, sizin aleyhinizde nasıl delil getirebilecekler?. Öyle iddialara aldırmayınız, çünkü siz onlardan daha doğru bir dine sahipsiniz. İşte yahudîler kendilerine böyle bir kıymet veriyor, kendilerinden başkasını görmüyorlardı. Hak Teâlâ Hazretleri de onları tekzib ediyor, onları uyanmaya şöyle davet buyuruyor: Habibim Ya Muhammedi O bencil şahıslara (de ki: FazI) lütuf ve kerem, peygamberlik ve risalet (şüphesiz Allah Teâlâ'nın elindedir) onun lütuf ve keremi bir kavime, bir cemaate mahsus değildir. (Onu dilediğine verir) dilediği kulunu lütuf ve keremine ulaştırır. Çünkü Allah Teâlâ herseye kadirdir (ve Allah Teâlâ vâsidir) rahmeti, keremi pek boldur ve (alimdir) her şeyi hakkiyle bilir. Herkesin ahvalini ve sözlerini hakkiyle bilmektedir. Artık ey Yenildi kavmi! Siz vaktiyle nail olduğunuz nîmetlerin kadrini bilmediniz. Peygamberlere isyan ettiniz, kitapları bozdunuz, artık sizin öyle imtiyaz iddiasına selâhiyetiniz kalmamıştır. Ve aleyhinizde delil getirecek zatların mevcudiyeti ilâhî lütuf gözönüne alındığında nasıl inkâr olunabilir?
§ Maamafih bu âyeti kerime şöyle de yorumlanmıştır: Ey rahmete ermiş ümmet! Size getirilen dinin, o dinin hak olduğuna ve yüceliğine delâlet eden delil ve burhanın bir misli başka bir millete verilmemiştir. Kur'ân-ı Kerim'in bir benzeri yoktur ve İslâm dini en mükemmel bir ilâhî dindir. Artık müslümanlığı inkâr edenler, sizin aleyhinize nasıl delil getirebilirler. Bu üstünlükler, sizin için bir ilâhî I üt uf t ur. Allah Teâlâ'nın bu fazileti, imtiyazı size vermesine kim mâni olabilir. Düşmanlarının hilelerine rağmen bu ilâhî lütuf. Ey müslümanlar sizin hakkınızda devam edip duracaktır. Bunun tecelli yerine hiçbir kimse engel olamıyacaktır.
|