3-Al-i İmran Suresi 61. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Artık sana ilim geldikten sonra her kim onun hakkında seninle münakaşada bulunursa, de ki: «Geliniz, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendi şahıslarımız ve şahıslarınızı davet edelim, sonra tazarru ve niyazda bulunalım, Allah Teâlâ´nın lânetini yalancılar üzerine kılalım.» |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Artık sana ilim geldikten sonra her kim onun hakkında seninle münakaşada bulunursa, de ki: Geliniz, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarınızı, kendi şahıslarımız ve şahıslarınızı davet edelim, sonra dua ve niyazda bulunalım. Allah Teâlâ'nın lanetini yalancılar üzerine kılalım.. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, Rasûli Ekrem'in Hz. İsa hakkında sırf hakikat olan beyanlarını kabul etmeyen kimseleri I ân et I eş meye davet etmektedir ki, bu şeklide de bir peygamber mucizesi meydana gelmiş demektir. Şöyle ki: Bu Yüce sûrenin birinci âyetinin izahı sırasında beyan olunduğu üzere Necran'dan bir heyet, Medine'i Münevvereye gelmiş, Rasûli Ekrem Efendimizle görüşmüş, onlar Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olmasında İsrar etmişlerdi. Bunun üzerine bu âyet nazil olmuştur. Buyuru İliyor ki: Habibim!. (Artık sana) Hz. İsa hakkında, onun bir muhterem kul ve peygamber olduğuna dair (ilim geldikten sonra) vahiy yoluyla kesin açıklamalar geldikten sonra Hıristiyan I ardan (her kim onnu hakkında seninle mücadelede bulunursa) artık onunla öyle mücadeleye, münakaşaya lüzum yok. Ona (de ki: Geliniz) hepimiz (oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendi şahıslarımızı ve şahıslarınızı davet edelim) böyle ailemiz fertlerini bir araya toplayalım (sonra) Allah Teâlayayalvaralım (dua ve niyazda bulunalım) bu hakikatin tecellisini istirham edelim. Ve (Allah Teâlâ'nın lanetini yalancılar üzerine kılalım) I an et I eş m e ve bedduada bulunalım. Ey Rabbim! İsa'ya isnâd edilen vasıflar hususunda kim yalancı ise ona lanet et ve onu kahret, diye yalvaralım. Bu davet üzerine Necran hey'et i endişeye düşmüş, aralarında müşaverede bulunmuşlar. Reisleri olan Akil, Rasüli Ekrem'in peygamberliğini, anlattıklarının doğru olduğunu kabul etmiş, böyle bir I an et I eş m e neticesinde kavminin helak olacağını arkadaşlarına söylemiş, müslümanlara yıllık bir miktar vergi vermek üzere anlaşma yaparak çıkıp gittiler.
Rasüli Ekrem Efendimiz ise lânetleşmek için muhterem torunları Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'i ve muhterem kızı Hz. Fatımayı ve damadı muhterem Hz. Aliyi yanına almış, ben dua ettiğim zaman siz de amin deyiniz diye onlara tenbihatta bulunmuştu.
Rasüli Ekrem Hazretleri bu duasının kabul olacağını kesin şekilde bilmeseydi, böyle bir I ân et I eş meye onları davet edemezdi. Binaenaleyh bu da onun bir yüce peygamber olduğunu gösteren bir mucize demektir. Gerçekten de Rasüli Ekrem Efendimiz buyurmuştur ki: Nefsim kudret elinde olan Allah Teâlâya yemin ederim ki: Eğer onlar I ân et I eş m ede bulunsaydılar, maymuna, domuza dönerlerdi, vadileri ateş içinde kalırdı. Cenâb-ı Hak Necran'ı da, ahalisini de, hattâ ağaçlardaki kuşlarını da ist iş ât eder, yani kökünden söker atar idi. Buna inanmışızdır. Cenab'ı Hak, her şeye kadirdir. Kâfirlerin cezasını tehir buyursa, dünyada vermese bile mutlaka ahrette verecektir. Bu bir hakikattir.
İbtihâl: Başkalarından alâkayı kesip ihlâs ile, samimiyet ile Cenab'ı H ak'ka yalvarma ve niyazda bulunmaktır. Mubah al e, tebahül de birbirine lanetle beddua etmektir ki, buna telâün de denir.
§ Lanet: Tart edilmek, rahmetten mahrum kalmak demektir. Lean de reddetmek bedduada bulunmak, hayırdan uzaklaştırmak manasınadır. Lianda lanet edişmek, biribirinin hakkında lanet okumaktır. Mülâanede, lanet edişmek, karı ile koca arasındaki la'n edilmesi. Leîn, m el'ün da tart edilmiş, reddedilmiş, lanet olunmuş, Allah'ın rahmetinden mahrum kalmış kimse demektir. Şeytan gibi.
|