3-Al-i İmran Suresi 49. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve İsrailoğullarına peygamber gönderecektir.(O da diyecektir ki) «Ben size muhakkak bir mûcize ile Rabbiniz tarafından geldim. Ben sizin için çamurdan kuş şekli gibi bir şey icat ederim, sonra ona üfürürüm. O da Allah Teâlâ´nın izniyle hemen kuş oluverir. Ve ben Allah´ın izniyle anadan doğma körü ve alacalık illetine tutulanı iyi ederim ve ölüyü diriltirim, ve size evlerinizde ne yediğinizi ve ne biriktirdiğinizi de haber veririm. Şüphe yok ki, bunda sizin için bir alâmet vardır. Eğer siz mü´minler iseniz.» |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve İsrail oğullarına peygamber gönderecektir. Ben size muhakkak bir mucize ile Rabbiniz tarafından geldim. Ben sizin için çamurdan kuş şekli gibi birşey icat ederim, sonra ona üfürürüm, O da Allah Teâlâ'nın izniyle hemen kuş oluverir. Ve ben Allah'ın izniyle anadan doğma körü ve alacalık hastalığına tutulanı iyi ederim, ve ölüyü diriltirîm, ve size evlerinizde ne yediğinizi ve ne biriktirdiğinizi de haber veririm. Şüphe yok ki, bunda sizin için bir alâmet vardır. Eğer siz mü'minler iseniz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
(Ve) Allah Teâlâ Hz. İsa'yı (İsrailoğullarına peygamber gönderecektir) ya daha çocuk iken veya erginlik çağma erdikten sonra bu peygamberlik şerefine erecektir. İsrailoğullarının İlk peygamberi Yusuf Aleyhisselamdır, diğer bir görüşe göre de Musa Aleyhisselâm'dır. Son peygamberi de İsa Aleyhisselâmdır. Hz. İsa kavmine gönderilmiş olunca buyurdu ki: (Ben size muhakkak bir mucize ile Rabbiniz tarafından) peygamber olarak (geldim.) Yâni: Peygamberlik iddiasında doğru olduğumu gösterir alâmet ile, harikulade işlere muvaffakiyet ile gönderildim. O mucizenin neden ibaret olduğunu da şöylece beyan buyurmuştur: (Ben sizin için) sizin inanıp peygamberliğimi kabul etmeniz için (çamurdan kuş şekli gîbî) kuş suretine benzer (bir şey icat) tasvir (ederim) diğer uçan canlı kuşlar şeklinde vücude getiririm, (sonra ona) o kuş şeklinde tasvir ettiğim şeyin ağzına (üfürürüm o) ruhsuz kuş heykeli (de Allah Teâlâ'nın izniyle hemen) derhal gerçek canlı bir (kuş oluverir) ve bundan başka (ben Allah'ın izniyle) ekmeh denilen (anadan doğma körü ve) ebras denilen (alacalık hastalığına tutulanı) yâni: İnsanın derisine ariz olup onun kan bakımından özelliğini, onun güzel, beyaz rengini gideren bir hastalığı (iyi ederim.) Böyle doktorları aciz bırakan mühim hastalıkları tedavide bulunurum (ve) bundan daha mühim olmak üzere yine Allah Teâlâ'nın izniyle (ölüyü diriltirim) Hz. İsa'nın dört ölüyü diriltmiş olduğu ibni Abbas hazretlerinden rivayet edilmiştir. Bunlardan biri kendi dostu idi, vefatından üç gün sonra dua etti, o da Allah'ın izniyle yeniden hayat buldu. İkincisi de bir ihtiyar kadının oğludur. Daha kabre götürülürken Hz. İsa'nın duası ile Allah'ın izniyle hayat buldu. Üçüncüsü de bir kızdır. Vefatından bir gün sonra yeniden hayata erdi. Bunlar dünyada daha bir müddet yaşadılar. Yahudîler, bu üç kişinin vefatları yakın olduğu için belki de kendilerini kan tutmuştu, ölmemişlerdi, dediler, vaktiyle ölmüş bir kimseyi dirilt de görelim demişler. Bunun üzerine dördüncü olarak Hz. Nuh'un oğlu Sam diriltilmiştir. Aradan dört bin seneden fazla bir zaman geçmişti. Kabrinden kalkarken bütün başının tüyleri ağarmıştı. Hz. İsa sormuş ki neden böyle başın ağarmış, sizin zamanınızda böyle saç ağarması yoktu. O da demiş ki: Ey Allah'ın Ruhu! Beni çağırdığın zaman bir ses işittim Allah'ın Ruhuna icabet et diyordu, sandım ki kıyamet koptu, ondan dolayı bu hâle geldim. Bu zat böyle hayat bulunca orada bulunanlara dedi ki: İsa
Aleyhisselâm'ı tasdik ediniz. Şüphe yok ki o Allah'ın peygamberidir. Bunu görenlerden bazıları imân etti, bazıları da bu sihirdir, bize başka mucizeler göster dediler. Hz. İsa: Şam'a: Artık yine öl demiş, o da demiş ki: Bir şart ile olurum, dua et Allah Teâlâ beni ölüm sarhoşluğundan korusun, Hz. İsa da dua etmiş onun üzerine Sam yine hayatı terk eylemiştir. Hz. İsa onları yine imâna davet etti (ve) onların tereddütlerini gidermek için şunu da buyurdu ki: (size evlerinizde ne yediğiniz!) ben görmediğim halde size haber veririm, (ve ne biriktirdiğinizi de) ilerde yemek, harcetmet için ne toplayıp sakladığınız şeyleri de sizlere (haber veririm.) Velhasıl, Allah'ın izni ile sizlerin kalplerinizde olanı da bilirim. Ciddî surette İman edip etmediğinizden de haberim olur. (Şüphe yok ki bunda) şu zikrettiğim harikulade hallerde (sizin için bir alâmet) bir gerçek delil (vardır.) Bunlar benim peygamberliğime birer şahittir. (Eğer siz mü'minler iseniz) eğer hakkı, tasdik edici, inatçı olmayan kimseler iseniz bunları görür, beni tasdik edersiniz.
Hz. İsa, bu mucizelere ancak Allah'ın izni ile muvaffak olacağını tekrar tekrar ifade etmiştir ki, bununla kendisinin yaratıcı, ilahlık vasfına sahip olmayıp bu gibi harikaları ancak Hak Teâlâ'nın izniyle, yardımı ile vücude getirebileceğini itirafta bulunmuştur. Ve bu harikalar! Cenâb-ı Hakkın dilemesi ile, yaratması ile göstermeye muvaffak olmuştur.
Burada bizim için bir uyanma dersi de vardır. Şöyle ki: Hz. İsa'nın öyle çamurdan bir kuş yaparak ona Allah'ın izni ile hayat vermiş olduğu bir hakikattir. Kavmi bunu görmüştür. Kur'an'ı Kerim de bunu haber vermektedir. Artık bu pek acık bir delildir ki: Kâinatın Yüce Yaratıcısı herhangi dilediği şeyi bir soydan yaratma, bir ayaklıma neticesi olmaksızın da vücude getirebilir. Binaenaleyh insanlığın yaratılışının başlangıcında da şüpheye mahal yoktur. Hz. Adem'in ve sülâlesinin, bir tekâmül kanunu neticesi olarak başka mahlûklardan insanlığa dönüşmüş olması hakkındaki bir teori pek manasızdır. Kur'an'ın acık ifadesine aykırıdır. Cenab'ı Hak, Hz. İsa'ya bu kudreti bu muvaffaktiyeti vermiş olduğu halde kendisinin balçıktan Hz. Adem'i ana-babasız olarak yaratmış olması nasıl inkâr olunabilir. O herşeye kemâliyle kadirdir. Buna inanmışızdır.
Hz. İsa'nın bu mucizelerini Hıristiyanlardan bazıları tasdik ettikleri halde bir kısmı da tasdik etmemektedir. O zata hem Allah'ın oğlu diyorlar onu hâşâ ilahlık mertebesine yükseltiyorlar, hem de ondan böyle harikaların zuhurunu inkâr eyliyorlar. Bu mucizelerin bir kısmı, sayıları belli kimseler yanında zuhur ettiği için tevatür mertebesinde bulunmamış olabilir. Fakat diğer bir kısmı büyük bir cemaat huzurunda vücude gelmiştir. Özellikle bunları ebedî bir öğüt olan Kur'an-ı Kerim de haber veriyor. Artık hiçbir dindar zat, bu gibi harikaların Allah'ın kudreti ile vücude gelmiş ve gelecek olmasını inkâr edemez ve uzak göremez.
|