3-Al-i İmran Suresi 44. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Bu sana gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Meryem´i hangisi tekeffül edecek diye kalemlerini attıkları zaman sen onların yanında değildin ve onlar muhâsemede bulundukları zaman da sen onların yanında bulunmuyordun. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Bu sana yayıp haberlerindendir. Onu sana vahy ediyoruz. Meryem'i hangisi himayesine alacak diye kalemlerini attıkları zaman sen onların yanında değildin. Ve onlar tartışmada bulundukları zaman da sen onların yanında bulunmuyordun. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerimede Hz. Zekeriya ile Hz. Meryem kıssalarının ehemmiyetini ve bunlardan Rasûli Ekrem efendimizin bir mucize olarak ilâhî vahiy sayesinde haberdar bulunduğunu gösteriyor. Şöyle ki: Habibim! (Bu sana) Henne'ye, Zekeriya, Yahya ve İsa aleyhisselâma dair haber verdiğimiz eşsiz hâdiseler (gayıp haberlerindendir.) Gayba ait şeyler olup ancak vahy yoluyla bilinecek şeylerdendir. (Onu sana vahy ediyoruz) Cibrili Eminin tebliğ ile bildiriyoruz. Artık onun gayptan olduğu bilinmelidir. (Meryem'i) beyti mukaddesteki zatlardan (hangisi himayesine alacak) o kimin korumasına verilecek (diye) onların tevratı yazdıkları (kalemlerini) kur'a olmak üzere suya (attıkları zaman) Resulüm! (sen onların yanında değildin) onlarla beraber bulunmuyordun, onların zamanları çok evvel olduğu için bu taraf malûm. (Ve onlar tartışmada bulundukları) Meryem'i hangisinin himaye ve terbiye edeceği hususunda tartıştıkları ve mücadele yaptıkları (zaman da sen onların yanında bulunmuyordun) bu da malûm, onların böyle tarihî hayatından haberdar olmadığın da malumdur. Çünkü senin kitapla, okumakla, eskilerin tarihî olaylarını dinlemekle meşgul olmadığın herkesçe bilinmektedir. Binaenaleyh onlara dair vermekte olduğun bu haberler, şüphe yok ki, bir vahyi ilâhî eseridir. Sen böyle bir ilâhî vahye nailiyetinden dolayı pek mutlusun, pek şayanı tebriksin. Yazık bu hakikati idrâk ve tasdik etmeyenlere! Bu âyeti kerimede geçen kalemlerden maksat, bir rivayete göre de Hz. Meryem'i himayelerine almak isteyenlerin ellerinde bulunan bastonlardan veya oklardan ibaret idi. Kur'a çekimi için bunlara kendi adlarını yazmışlar, bunları bir torba içine bırakmışlar, sonra bunlardan birini gelişigüzel çekip torbadan çıkarmışlar. Bu onlardan hangi zata ait bulunmuş ise Hz. Meryem onun himayesine verilmiştir. Bu zat ise Hz. Zekeriya'dır. Bu kur'a onun mübarek adına isabet etmiştir.
|