3-Al-i İmran Suresi 195. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Artık Rabb-i Kerîmleri onlara şöyle icabet etti ki: «Ben sizden gerek erkek ve gerek kadın, bir amel edenin amelini zâyi kılmam. Bazınız bazınızdansınız. İmdi hicret etmiş olanlar ve yurtlarından çıkarılmış bulunanlar ve Benim yolumda eziyete uğrayanlar ve savaşta bulunan ve öldürülenler yok mu, elbette Allah indinde bir sevap olmak üzere onların suçlarını örteceğim ve elbette onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım!. Ve güzel mükâfaat ise Allah Teâlâ nezdindedir.» |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Artık Rabbi kerimleri onlara şöyle karşılık verdi ki! Ben sizden gerek erkek ve gerek kadın bir amel edinin amelini zayi kılmam. Bazınız bazınızdansınız. İmdi hicret etmiş olanlar ve yurtlarından çıkarılmış bulunanlar ve benim yolumda eziyete uğrayanlar ve savaşta bulunan ve öldürülenler yok mu, elbette Allah katında bir sevap olmak üzere onların suçlarını örteceğini ve elbette onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağını ve güzel mükâfat ise Allah Teâlâ katındadır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti celi I e, Cenâb-ı Hak'kın ulûhiyet ve kutsiyetini bilen onun kudretinin izlerini tam bir hürmetle tefekküre dalan ve üzerlerine düşen kulluk vazifelerini yerine getiren, sonra da Allah Teâlâ'ya duada, niyazda bulunan zatların dualarının kabul edileceğini ve onların büyük mükâfatlara ulaşacaklarını göstermektedir. Şöyle ki Artık) o tam akıl sahipleri olan zatların dua ve. Yalvarmalar! Üzerine (rabbi kerimleri onlara) o zatların istirhamlarına (şöyle karşılık verdi) bütün isteklerinin meydana gelmesini kendilerine şöylece müjdeledi (ki, ben sizden gerek erkek) olsun (ve gerek kadın) olsun aynıdır, bunlardan (bir amel edenin amelini) o amelin sevabını; mükâfatını (zayi kılmam) ona lâyık olduğu mükâfatı veririm. Ey insanlar!, (bazınız bazınızdansınız) erkekleri de, kadınları da bir asıl cem etmektedir. Erkekler kadınlardan, kadınlar da erkeklerden meydana gelmektedir, bu bakımdan aralarında bir cins biri iğ i, bir sosyal bağ vardır. Sonra müslüman olan erkekler ile kadınlar da İslâmiyet itibariyle bir birlik teşkil etmektedirler. Binaenaleyh aralarında bu bakımdan da bir fark yoktur, mükâfat ve ceza itibariyle de aralarında bir eşitlik vardır. Her iki sınıfın da güzel amelleri makbuldür, sevaba kavuşmalar! Takdir edilmiştir. (İmdi) Erkek olsunlar kadın olsunlar (hicret etmiş olanlar) Mekke'i Mükerreme'den Medine'i Münevvere'ye hicret etmiş olan müslümanlar (ve) din düşmanları tarafından zoru zoruna (yurtlarından çıkarılmış bulunanlar) İslâm erkekleri ile kadınları (ve benim yolumda) Allah yolunda (eziyete uğrayanlar) bir takım üzüntülere, fedakârlıklara katlananlar (ve savaşta) İslâm dinî uğrunda cihatta (bulunan ve) şehit olarak (öldürülenler yok mu) Bunların bu halleri ne kadar takdire lâyıktır! Ne kadar gıptaya lâyıktır. Evet… Allah Teâlâ buyuruyor ki: (Elbette Allah katında) bir lütuf olarak (bir sevap olmak üzere onların suçlarını) bağışlayıp (örteceğini) başkalarına göstermiyeceğim. (Ve elbette onları altlarından ırmaklar akan cennetlere) ilâhî bir lütuf olmak üzere (sokacağım ve) bu gibi fevkalâde (güzel mükâfat ise) yalnız (Allah Teâlâ katındadır) başka hiçbir kimse, başka bir kimseye böyle büyük bir mükâfat vermeğe kadir değildir. Ve âh i ret âleminde Cenâb-ı Hak'kın yüce cemâlini görmek gibi en kutsal mükâfatlar da vardır. Ne mutlu dünyada iken güzel amellerde bulunup bu mükâfatlara aday olanlara.
§ Rivayete göre Ümmi Seleme validemiz demişti ki: Ya Ras illallah! Hicret hakkında daima erkekler Kur'ân'ı Kerim'd e zikrediliyor, kadınlar zikredilmiyor. Bunun üzerine bu âyeti kerime nazil olmuş, o gibi güzel ameller hususunda kadınlar ile erkekler arasında fark bulunmadığı gösterilmiştir. Evet: Dinî vazifelerini güzelce yerine getirenler erkek olsunlar, kadın olsunlar eşittirler, hepsi de. Cenab'ı Hak'kın lütfuna; mükâfatına kavuşacaklardır.
|