3-Al-i İmran Suresi 171. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve onlar Allah Teâlâ´dan bir nîmet ile ve bir fazl ile mü´minlerin mükâfaatını Allah Teâlâ´nın elbette zâyi etmeyeceği ile müjdelenip mesrûr bir halde bulunurlar. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve onlar Allah Teâlâ'dan bir nîmet ile ve bir lütuf ile ve mü'minlerin mükâfatını Allah Teâlâ'nın elbette zayi etmiyeceği ile de müjdelenip sevinçli bir halde bulunurlar. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
(Ve onlar) o muhterem şehitler, geriye kalmış olan din kardeşlerinin öyle mutlu geleceklerini bilerek sevindikleri gibi kendilerinin (Allah Teâlâ'dan bir nimet ile) Allah tarafından kavuşacakları büyük bir sevab ile (ve bir lütuf ile) pek fazla bir mükâfat ile de müjdelenmiş olarak ziyadesiyle sevinirler. (Ve mü'minlerin mükâfatını Allah Teâlâ'nın elbette zayi etmeyeceği ile de müjdelenip sevinçli bir halde bulunurlar.) Din kardeşlerinin de böyle mükafatlara ulaşacaklarını bilmekle de manevî bir zevke, bir kalp neş'esine kavuşurlar. Ne güzel bir lütuf!...
§ Bu âyetler. Tefsiri Kebirde de bildirildiği üzere Bedir ve Uhud gazvelerinde şehit düşmüş olan değerli zatlar hakkında nazil olmuştur. Bedir'd e on dört zat şehit olmuştu ki: Sekizi ensardan akısı da muhacirlerden idi. Uhud gazvesinde de yetmiş zat şehit düşmüştü ki: Otuzu ensardan, kırkı da muhacirlerden bulunmuştu.
§ Bu âyeti kerime, bir kerre şehitlerin ne ebedî, ne mutlu bir hayata kavuştuklarını gösteriyor. Bununla beraber müslümanları kahramanlığa, din uğrunda her türlü fedakârlığı göze almaya sevk etmiş oluyor. Çünkü şehidlerin ulaştıktan nimetleri, yüce tecellileri bildiriyor, o mübarek zatları bütün mü s l umanlar için uyulması gereken bir örnek olarak gösteriyor. Sonra hu m (Iharak ayetler din kardeşliğinin ne kadar mühim, ne kadar kıymetli olduğuna işaret ediyor. Çünki müslüman şehidi er, kendilerinin her türlü uhrevî nimetlere kavuştuklarını görerek sevinçli oldukları gibi kendilerinden geriye kalmış olan din kardeşlerinin de gelecekte öyle nîmetlere ulaşıp, üzüntü ve kederden korunmuş olacaklarını öğrenmekle sevinmiş ve ziyadesiyle mutlu olmuşlardır. İşte bu, din kardeşliğinin gereğidir. Müslümanlar daima birbirinin haliyle alâkadar olmalıdırlar, birbirinin sevinciyle sevinçli kederivle kederli bulunmalıdırlar. İşte bu hal, yüksek bir dinî terbiyenin icabıdır.
S İstihsâr: Müjde almak, şad olmak; bir haberden dolayı sevinmek müjde sebebiyle meydana gelen sürür, neş'e ve müjde istemek mânâlarını da ifade eder.
Beşaret de; müjde, iyi haber vermek demektir. Tebşir de müjdelemek müjde vermek demektir. Mübeşşir: Müjde verendir, mübeşşer de müjdelenen kimsedir.
|