3-Al-i İmran Suresi 153. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
O vakit ki, siz uzaklaşıyordunuz ve hiçbir kimseye dönüp bakmıyordunuz. Peygamber ise sizleri arkanızdan çağırıyordu. Artık Allah Teâlâ sizleri gam üstüne gam ile cezalandırdı. Tâ ki, hem sizin için fevt olan şeylerden ve hem de sizlere isabet eden şeylerden mahzun olmayasınız. Ve Allah Teâlâ yaptığınız şeylerden haberdardır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
O vakit ki, siz uzaklaşıyordunuz ve hiç bir kimseye dönüp bakmıyordunuz. Peygamber ise sizleri arkanızdan çağırıyordu. Artık Allah Teâlâ sizleri gam üstüne gam ile cezalandırdı. Ta ki hem elinizden giden şeylerden ve hem de sizlere isabet eden şeylerden dolayı üzülmeyesiniz. Ve Allah Teâlâ yaptığınız şeylerden haberdardır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, Uluıd gazvesinde emre muhalefet eden bir kısım İslâm erlerinin uğramış oldukları çeşitli durumları ve affa kavuştuklarını göstermektedir. Şöyle ki Ey Uluıd gazileri!. Hakkınızda ilâhî af (o vakit) ortaya çıkmıştı (ki, siz) savaş meydanından kaçarak (uzaklaşıyordunuz) dağlara çekilmeğe çalışıyordunuz (ve hiçbir kimseye dönüp bakmıyordunuz) hep kendinizi kurtarmakla meşgul bulunuyordunuz. (Peygamber) Hz. Muhammed Aleyhisselâm (ise sizleri arkanızdan çağırıyordu) Ey Allah'ın kulları!. Ey Allah'ın kulları!. Bana geliniz, ben Allah'ın Resulüyüm, kim bana dönerse ona cennet vardır diyordu. (Artık Allah Teâlâ sizleri) bir uyanma vesilesi, bir af ve mağfiret sebebi olmak için (gam üstüne gam ile cezalandırdı) çeşit çeşit kederlere uğradınız. Meselâ: O sırada düşmanların galip görülmesi bir gamdı, Resulûllah'ın emrine muhalefet bir gamdı. Peygamberimizin yaralanması, şehit olduğunun yayılması bir muazzam gamdı, tövbekar olabilmek için bozgunu bırakıp tekrar savaş meydanına atılmak endişesi bir gam idi. Böyle büyük gamlara uğramak da ilâhî affın gelmesine bir vesile teşkil etmiş bulunuyordu. (Ta ki) sizler ey m üs I uman gaziler! (Hem elinizden çıkan şeylerden) ganimet mallarından ve saireden dolayı hüzün ve kedere düşmeyesiniz (ve hem de sizlere isabet eden şeylerden) öldürülmek ve bozguna uğramak gibi felâketlerden dolayı (üzülmeye; in iz) ilâhî affa uğramayı en büyük bir nîmet bilip onunla teselli olasınız (Ve Allah Teâlâ yaptığınız şeylerden) bütün hareketlerinizden, maksatlarınızdan (haberdardır) artık daima basiret sahibi bulunur, Allah'ın takdirine razı olup Peygamber'in emrine boyun eğerseniz daima Rabbinizin af ve lütfuna ulaşmış olursunuz.
|