3-Al-i İmran Suresi 145. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve hiç bir kimse için Allah Teâlâ´nın izni olmadıkça ölmek yoktur. O vadesi tayin edilmiş bir yazıdır. Ve her kim dünya menfaatını dilerse ona ondan veririz. Ve kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Ve şükredenleri elbette mükâfaatlandıracağız. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve hiç bir kimse için Allah Teâlâ'nın izni olmadıkça ölmek yoktur. O vadesi tâyin edilmiş bir yazıdır. Ve her kim dünya menfaatini dilerse ona ondan veririz. Ve kim âh i ret sevabını isterse ona da ondan veririz. Ve şükreden I eri elbette mükâfatlandıracağız. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime de takdir edilen şey her ne ise mutlaka meydana geleceğini, binaenaleyh savaştan kaçmanın böyle takdir edilen bir şeye manî olamıyacağını
göstermektedir. Şöyle ki: Bütün tabiat olayları Cenâb-ı Hak'kın kazasına ve kaderine tabidir. Hiçbir hâdise kendi kendine meydana gelemez. (Ve hiçbir kimse için Allah Teâlâ'nın izni) kazası, dilemesi, ruhları alması için ölüm meleğine müsaadesi (olmadıkça ölmek yoktur) öyle muharebe meydanına atılmakla vesaire ile hemen ölüneceğine hü km edil em ez. (O) ölüm (vadesi) vukua geleceği zaman (tâyin edilmiş) I evhı mahfuzda t es bit olunmuş (bir yazıdır) Cenâb-ı Hak bunu belirli bir vakte tahsis buyurmuştur, herksin ömür müddeti yazılmış bulunmaktadır. Binaenaleyh muharebede sebat etmek herhalde ölüme sebep olamaz. Muharebeden kaçınmak da insanı herhalde ölümden kurtaramaz. (Ve her kim) yaptıkları işler karşılığında (dünya menfaati) dünyevî meyveleri (dilerse ona) o kimseye (ondan) o dilediği dünyevî menfaatten takdir edilen miktarı (veririz) onu o menfaatten hikmet ve fayda gereğince faydalanırız. (Ve) her (kim de) kendi amelleri karşılığında (âh i ret sevabını) sonsuz olan uhrevî mükâfatı (isterse önada ondan) o uhrevî sevaptan, mükâfattan büyük bir miktar (veririz.) Onu bu hayırlı arzusuna kavuştururuz. (Ve şükredenleri de) kavuştukları nîmetlere karşı şükran vazifesini yerine getirenleri de (elbette mükâfatlandıracağız.) Binaenaleyh insan daima en hayırlı şeyleri temenni etmelidir, o uğurda çalışmalıdır ve kavuştuğu nîmetlerden dolayı da Cenâb-ı Hak'ka ham d ve şükür edip durmalıdır. Ebedî mükâfatlara ulaşmak için bundan başka yol yoktur. § Bu âyeti kerime de Uluıd gazvesinde ganimete ulaşmak için muhafaza etmekle görevlendirildikleri noktayı terketmiş olan bir kısım İslâm erleri hakkında nazil olmuştur.
|